Le Drian, Lübnan ziyareti öncesinde sert uyarılarda bulundu

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, 11 Temmuz’da bir hükümet toplantısına katılmak üzereyken (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, 11 Temmuz’da bir hükümet toplantısına katılmak üzereyken (AFP)
TT

Le Drian, Lübnan ziyareti öncesinde sert uyarılarda bulundu

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, 11 Temmuz’da bir hükümet toplantısına katılmak üzereyken (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, 11 Temmuz’da bir hükümet toplantısına katılmak üzereyken (AFP)

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın gelecek hafta sonu bölgeye yönelik ziyareti Irak ve Lübnan’ı kapsayacak. Fransa’nın başkentinde bilgi sahibi kaynaklar, gerçekte turu geçen Haziran ayının son haftalarında gerçekleştirmeyi planlayan Le Drian’ın, Iraklı liderlerle görüşmek için bu ayın 16’sında Bağdat’a ulaşacağını ve Kürdistan Bölgesel liderliği ile görüşmek için de daha sonra Erbil’i ziyaret edeceğini belirtti. Kaynaklara göre Le Drian, Irak’tan da Fransa Büyükelçisi Bruno Foucher’in hazırladığı ve Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Başbakan Hassan Diyab ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ile görüşmeleri kapsayacak olan bir program çerçevesinde Beyrut’a gidecek.
Jean-Yves Le Drian, Beyrut ziyareti öncesinde Lübnanlı yetkililere ve politikacılara sert mesajlar göndermişti. Le Drian, son olarak 8 Temmuz’da Senato oturumunda sert açıklamalarda bulundu. Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “Yapı çökmeden önce alarm çalmak amacıyla Le Drian tarafından kullanılan dilden daha açık bir dil kullanmak zor olabilir” dedi. Kaynaklara göre Rus Bakan, “Bugün çöküş tehlikesi yaşanıyor. Lübnanlı yetkililer kontrolü tekrar ele geçirmelidir. Kendime Lübnanlı dostlarıma şunu söyleme izni veriyorum: Size gerçekten yardım etmeye hazırız. Ancak size yardım etmemiz için bize yardım edin” ifadelerini kullandı.
Paris, Lübnan tarafının sorumluluk duygusu eksikliğinden ve hükümetin artan krizle mücadelesini ertelemesinden dolayı bir umutsuzluk hissediyor. Üst düzey bir Fransız kaynak, yaptığı açıklamada “Paris, hala kötüleşen krizle mücadele arzusunu yansıtan ciddi olumlu göstergeler bekliyor” dedi. Bu göstergeler, Başbakan Hassan Diyab’ın göreve gelmesinin yüzüncü gününce taahhüt ettiği ‘reformlar’ olarak nitelendiriliyor.
Ancak söz konusu kaynak, “Birçok taraf, partizan ve kişisel çıkarlarına uymayan reformları ertelemek ve iptal etmek için çalışıyor” dedi. Vizyon uyarınca ‘gerçek reformlardan daha fazla statükonun korunması’ amaçlanıyor. Bu bağlamda kaynak, Paris’in ‘atamaları ve hükümet tarafından teşvik edilen ‘kısmi’ önlemleri’, gün geçtikçe kötüleşen koşullara yanıt vermek yerine gözlere kum serpiştirme olarak nitelediğini söyledi. Fransız tarafının iletmek istediği diğer bir mesaj ise Lübnanlıların, ülkeyi çöküşten kurtararak yardımları almak için yurtdışındaki dostlarına bağımlı olduklarını anlaması. Le Drian’ın da belirttiği gibi dışına çıkılmaması gereken şart ise iki yıldan uzun bir süre önce gerçekleşen Sedir (CEDRE) Konferansı’nda Lübnan’a yardım etmeyi taahhüt eden ülke ve kurumlara verilen sözlere rağmen bugüne kadar henüz gerçekleşmeyen ciddi reformlardır.
Öte yandan Lübnan’ın ‘güvenilirliği’ büyük ölçüde azaldı. Jean-Yves Le Drian, Diyab’ın başbakan olduktan sonra vaat ettiği reformların, gerçekleşmediğini vurgularken, “Şeffaflık, elektrik sektörünü düzeltmek, yolsuzlukla mücadele, finansal ve bankacılık reformu açısından ne yapılacağını biliyoruz” dedi. Fransız Bakan ayrıca, Lübnan’daki koşullar ve mezhepsel şiddet de dahil olmak üzere şiddet döngüsü içerisinde boğulma hususundaki derin endişelerini dile getirdi.
Paris, Lübnan tarafı ile Uluslararası Para Fonu (IMF) arasında devam eden görüşmelerin onarılmasını bekliyor. Bu çerçevede kaynaklar, IMF yetkililerinin bazı reform ve randevuları ciddiye almadığına dikkati çekti. İlgili kaynak, Paris’in diğer taraflarla birlikte, IMF izni olmadan Lübnan tarafıyla işbirliğine hazır olmadığını ifade etti.
Fransa kaynakları, Paris ve Washington’un ‘Diyab hükümetini değiştirme, ayrıca mevcut hükümeti kontrol eden partilerden ve kotalardan uzak şekilde, uzmanlardan ve bağımsızlardan oluşan alternatif bir hükümet getirme’ arzuları hususunda son zamanlarda Lübnan basınında yayınlanan haberlerin doğruluğunu da reddetti. Paris, mevcut hükümetin ayrılmasının, kimsenin ne zaman sona ereceğini bilmediği ‘hükümet boşluğu’ aşamasının başlatılması anlamına geleceğinin farkında. Hükümetin ayrılması durumunda oluşan boşluk ise, ekonomik, finansal ve toplumsal zorluklara neden olacak. Bu nedenle Paris, bilinmeyene koşmak yerine hükümetin siyasi ve ekonomik seçeneklerine ilişkin çekincelerine rağmen bugün var olan hükümetle işbirliği yapmayı tercih ediyor. Fransız kaynaklar, birçok defa Paris’in ana endişesinin, Lübnan’a yardım etmek olduğunu ifade etti.



Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)

Filistinli yetkililere göre Gazze'de ateşkes görüşmeleri çıkmaza girdi. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla BBC'ye konuşan kaynaklar, Tel Aviv yönetiminin Katar'ın başkenti Doha'daki müzakerelere, ihtilaflı konularda karar vermeye yanaşmayan bir heyet gönderdiğini savunuyor. 

Ayrıca yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD ziyaretiyle "zaman kazanmaya" çalıştığını ve süreci tıkadığını ileri sürüyor. 

Netanyahu, 7-10 Temmuz'da gerçekleştirdiği ziyarette ABD Başkanı Donald Trump'la bir araya gelmişti. Ancak beklenen 60 günlük ateşkesin sağlandığına dair bir açıklama yapılmamıştı.

Filistinli yetkililer, İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesi ve bölgeye yardım girişleri gibi konularda uzlaşma sağlanamadığını belirtiyor. 

BBC, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığını aktarıyor. İsrail ordusunun Gazze'nin 1 ila 1,5 kilometre içine giren bir alandaki "tampon bölgeleri" bırakmak istemediği ifade ediliyor.

Diğer yandan Hamas'ın tampon bölgelere ait haritaları istediği ve sözkonusu alanın söylenenden çok daha büyük olduğunun ortaya çıktığı aktarılıyor. Buna göre İsrail ordusu, bazı noktalarda Gazze'nin 3 kilometre kadar içine giren tampon bölgeler inşa etmeyi planlıyor. 

Filistinli örgütün ilk etapta bu konuda taviz vermeyi düşündüğü fakat haritaları görünce bundan vazgeçtiği ifade ediliyor. Tel Aviv yönetiminin, Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah kentinin tamamında işgalini sürdürmeyi planladığı aktarılıyor.

Kaynaklardan biri, Netanyahu yönetiminin tutumuna dair şunları söylüyor: 

Bu görüşmeleri hiçbir zaman ciddiye almadılar. Bunları zaman kazanmak ve sahte bir ilerleme görüntüsü vermek için kullandılar.

Diğer yandan New York Times'ın (NYT) analizinde, Netanyahu'nun Gazze savaşını iktidarını sürdürmek için kullandığına dikkat çekiliyor. 

Netanyahu'nun, savaşın sürmesini isteyen Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi radikal sağcı koalisyon ortaklarını memnun etmek için ateşkese yanaşmadığı ifade ediliyor. 

Analizde, Netanyahu'nun Nisan 2024'te ateşkes yapmayı düşündüğü fakat yine aynı baskılar nedeniyle geri adım attığı belirtiliyor. Bazı Amerikalı yetkililerin, Netanyahu'yla İsrail halkının yüzde 50'sinin savaş yerine rehine takası anlaşmasını istediğine dair anket sonuçları paylaştığı, İsrail liderininse şöyle yanıt verdiği aktarılıyor: 

Evet ama bu yüzde 50'lik kesim benim seçmenlerimden oluşmuyor.

Başbakanın yargı reformu paketinin 2023'te büyük protestolara yol açtığı, hatta yedek askerlerin greve gittiği anımsatılıyor. Bunlara ek olarak Netanyahu hakkında yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla açılan davaların sürdüğü hatırlatılıyor. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Kasım 2024'te tutuklama emri çıkarmıştı. 

Analizde, Netanyahu'nun Gazze savaşını uzatarak bu davalardan kendini korumaya çalıştığı belirtiliyor. "İsrail hiç olmadığı kadar güvensiz bir konumda" denen analizde, başbakanın hamlelerinin ülke tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturduğu ifade ediliyor: 

Netanyahu, 21. yüzyılın felaketlerinden birinin mimarı ve bu felaket, İsrail'in adını muhtemelen onlarca yıl lekeleyecek.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, New York Times