Lübnan’da koronavirüs vaka sayıları artıyor

Başkent Beyrut'taki göstericiler yüz maskeleri takıp Lübnan bayrakları sallıyor (Reuters)
Başkent Beyrut'taki göstericiler yüz maskeleri takıp Lübnan bayrakları sallıyor (Reuters)
TT

Lübnan’da koronavirüs vaka sayıları artıyor

Başkent Beyrut'taki göstericiler yüz maskeleri takıp Lübnan bayrakları sallıyor (Reuters)
Başkent Beyrut'taki göstericiler yüz maskeleri takıp Lübnan bayrakları sallıyor (Reuters)

Lübnan’da koronavirüs vaka sayısında artış kaydetmeye devam ediyor. İlk vakanın kaydedildiği geçtiğimiz Şubat ayından bu yana son 24 saat içinde kaydedilen vaka sayısı 166’ya, ülke genelindeki toplam vakası sayısı ise 2 bin 344’e yükseldi.
Salgın ve Bulaşıcı Hatalıklar Ulusal Komitesi Üyesi Dr. Abdurrahman el-Bizri Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte Lübnanlıları şok eden bu rakamların sürpriz olmadığını şu ifadeleriyle belirtti, “Bizler şu anda havaalanının yeniden açılmasıyla birlikte dikkatsizliğin, alınan önlemlere bağlı kalmamanın ve gevşek davranmanın bedelini ödüyoruz” dedi.
Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Bizri, “Bu rakamlar, devleti sıkı prosedürler uygulamak ve tüm kurumları ciddi bir kontrole tabi tutmak suretiyle, vatandaşların güvenliğini sağlayarak hayatı yeniden normal seyrinde devam ettirmeye dayanan gerçek bir sınavla karşı karşıya koyuyor. Aksi takdirde bir süre sonra, vaka sayılarının artış göstermeye devam etmesiyle, genel bir karantina gibi ekonomi üzerinde sert etkiler meydana getirecek sıkı önlemlere başvurmak zorunda kalacağız.” ifadelerine yer verdi.

Üniversite sınavları devam edecek
Üniversite Öğrencileri Derneği’nin Twitter sayfasında, üniversitedeki Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde (Hades Kompleksi) dün yeni bir koronavirüs vakasının kaydedildiğini duyurması ve vaka sayısındaki artış Lübnanlı üniversite öğrencileri arasında da panik meydana getirdi. Bu iddia, Lübnan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuad Eyyub tarafından reddedildi. Rektör, üniversite içinde herhangi bir vakanın kaydedilmediğini vurguladı. Rektör Eyyub, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde koronavirüse yakalandığı söylenen kişinin geçen ayın sonundan beri üniversiteye gelmediğini ve ayrıca söz konusu kişinin sınavlarının Eylül ayında başladığını, yani bu şahsın şu anda sınavlara giren kişiler arasında olmadığını belirtti. Rektör ayrıca, “Üniversite yönetiminin bu şahsın koronavirüsten etkilenmediğini doğrulayarak, şahsın kardeşinin virüsten etkilendiğini, ancak bu gelişmenin de öğrencinin kampüsü son kez ziyaret ettiği günden sonra olduğunu” açıkladı.
Rektör Eyyub, “Akrabaları veya arkadaş çevreleri arasında herhangi birinin koronavirüsten etkilenme durumu olan ve onlarla temasta bulunan öğrencilerin üniversitenin ilgili idari birimlerini bu konuda bilgilendirmelerini istedi. Çünkü sınavların gerektiği şekilde icra edilmesi için bu durumda olan öğrencilerin okula devam etmemeleri ve durumlarının incelenmesi gerektiğini” ifade etti. Prof. Dr. Eyyub, “Lübnan Üniversitesi’nin tüm fakültelerinde, yüzeylerin devam olarak dezenfekte edildiğine ve salonlarda sosyal mesafeye bağlı kalınması gibi tüm koruyucu tedbirlere uyulduğuna” işaret etti. Ayrıca, “Lübnan Üniversitesi’nin kampüsünde hastalığı bulaştırma ihtimalinin düşük olması sebebiyle imtihanların tamamlayacağını” vurguladı.

“Ramco” çalışanları karantinada
Lübnanlılar dün ayrıca, Ramco şirketinin binalarından birinde patlak veren koronavirüs vakasında 130 işçinin virüse yakalanması sebebiyle de başka bir panik yaşadı.  Şirket müdürü Velid Ebû Saad’ın vaka sayılarının önümüzdeki saatlerde artabileceği ihtimalini dile getirmesi endişeleri daha da artırdı. Şirket Müdürü Ebu Saad, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, “Ramco Şirketi’nin bundan bir hafta önce, koronavirüsten enfekte olduğundan şüphelenilen kişileri karantinaya aldığını ve söz konusu kişileri ikamet ettikleri yer haricinde herhangi birine virüsü bulaştırma olasılığının çok düşük bir ihtimal olduğunu” belirtti.
Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte Ebû Saad, “Geçtiğimiz Cuma günü şirket çalışanlarından üç kişide yüksek ateş fark edildiğini ve bu işçilerin şirkete ait klinikte incelendikten sonra koronavirüs testi yapıldığını, şüpheli vakaların Refik Hariri Hastanesi’ne sevk edildiğini ve daha sonra karantina altında tutulacakları ikametlere yerleştirildiklerini” ifade etti. Ebû Saad, “söz konusu işçilere ait test sonuçlarının pozitif çıktığında, şirketin konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nı bilgilendirdiğini ve geçtiğimiz Salı gününden bu yana şahısların ve onlarla temasta bulunanların ikamet adreslerinde karantina tedbirlerinin alındığını ve ayrıca şirket çalışanlarına yönelik olarak iki parti halinde 800’den fazla BCR testi yapıldığını” belirtti.
Ebu Saad, Beyrut Valisi’nin desteğiyle virüsten etkilenen işçiler ve şüpheli vakaların karantina merkezine sevk edildiklerini açıkladı. Ayrıca, salgının başlangıcından bu yana, şirketin bu insani felaketi önlemek için, koruyucu tedbirler alarak işçileri vardiyalara ayırdığına dikkat çekti. 

Lübnan’ın güneyinde durum kontrol altında
Önceki gün güney şehirlerinden Sur kentine bağlı Bazuriye ve Cibal el-Botm ilçelerinin karantinaya alınmasının ardından, Nebatiye Valisi Hasan Fakih ilçe yönetimlerine talimatname gönderdi. Buna göre, “Bu ay yurtdışından geleceklerin sayısındaki artış olasılığı ve özellikle nehir kenarları kutlamaları ve partilerinde, hükümet tarafından benimsenen koruyucu tedbirlere riayet edilmeyen toplantıların yasaklanması yönünde bilgilerin gelmesinin ardından, dışarıdan gelenlerin karantinaya tabi tutulması ve kontrollerinin sıkılaştırılması gerektiği” yönünde emir verdi. Nebatiye Belediyesi Pazartesi pazarını bir günlüğüne iptal etti. Bu konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Nebatiye dışında çalışan fakat bu şehirde oturan bir şehir sakininde koronavirüs testinin pozitif çıkmasının ardından, mesele usule uygun olarak ele alındı. Hastalığı yayma ihtimali ortadan kaldırıldı. Yukarıdaki önlemlere istinaden, yarın enfekte vakalarla temasta bulunanların kontrolleri belediyenin sosyal etkinlik merkezinde yapılacak.” ifadelerine yer verdi.
Güneyde de durum aynı şekilde. Ancak mülteci kampları hattında, er-Reşidiye Kampı’ndaki Halk Komitesi yaptığı açıklamada, “koronavirüs testi yapılmak üzere kamptaki 70 kişiden rast gele alınan numunelerden üç pozitif vakanın klinik olarak tespit edildiğini” duyurdu. Komite, “toplumsal hijyeni muhafaza etmek için, tüm restoranlar, kafeler ve internet kafelerin kapatılması, geziler ve deniz kıyılarındaki toplantılar da dahil olmak üzere tüm yaz etkinlikleri ve faaliyetlerinin yasaklanması” çağrısında bulundu.



Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
TT

Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)

Filistin asıllı Amerikalı arabulucu Bishara Bahbah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının önümüzdeki ocak ayında hayata geçirileceğini söyledi. Bahbah, bu aşamanın ayın birinci ya da ikinci haftasında başlamasının beklendiğini belirterek, “Gazze Şeridi’ni yönetecek komitenin isimleri hazır. Büyük olasılıkla komitenin başkanlığını Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan üstlenecek” dedi.

fergt
Filistin Sağlık Bakanı Dr. Macid Ebu Ramazan, Gazze yönetim komitesinin başına aday gösterildi. (WAFA)

Gazze konusunda Beyaz Saray kulislerine yakınlığını sürdüren Bahbah, dün Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Washington, Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlama konusunda en yetkin güç olarak gördüğü için uluslararası istikrar gücü içinde Türk askerlerinin yer almasını destekliyor” dedi. Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılması beklenen görüşmenin ikinci aşama açısından belirleyici olacağını belirterek, “ABD bu görüşmede, sürecin önümüzdeki ay başlatılması ve istikrar gücünde Türkiye’nin rolünün netleştirilmesi için baskı yapacak” ifadesini kullandı.

Görev tanımlama toplantısı

Bahbah, salı günü Katar’ın başkenti Doha’da Gazze Şeridi’nde uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasına ilişkin yapılan toplantının ayrıntılarını da paylaştı. Toplantının hedeflerinden birinin, Washington’un katılıma hazır ülkeleri açık ve net biçimde belirlemesi olduğunu söyleyen Bahbah, her ülkenin katkı türünün de netleştirilmesinin amaçlandığını ifade etti. Bu katkıların asker gönderilmesi, eğitim sağlanması ya da uluslararası güce teknik ve lojistik destek verilmesi gibi başlıkları kapsadığını belirtti.

as
Amerikalı ve İsrailli askerler geçtiğimiz kasım ayında İsrail'in güneyinde bulunan ABD liderliğindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde bir araya geldi. (Reuters)

Bahbah, toplantının ikinci hedefinin bu güçler arasındaki işleyiş mekanizmasının ve komuta zincirinin netleştirilmesi olduğunu söyledi. Bu çerçevede, uluslararası gücün komutasının bir ABD’li general tarafından üstlenilmesine yönelik bir önerinin gündeme geldiğini bildirdi.

Bahbah’a göre görüşmelerde, söz konusu güçlerin konuşlanacağı bölgeler de ele alındı. Bu kapsamda, güçlerin İsrail ile Hamas’ın kontrol alanlarını ayıran sarı hattın dışında mı, içinde mi yoksa hâlihazırda yoğun nüfuslu bölgelerde mi konuşlanacağı ile bu güçlerin finansmanının hangi taraflarca sağlanacağı konuları tartışıldı.

İsrail'in yaklaşımının reddi

Bahbah, olası konuşlanma planının ayrıntılarına ilişkin olarak konunun hâlen tartışıldığını, ancak ‘İsrail’in istediği şekilde bir konuşlanmanın, katılımcı güçlerin temsilcilerinin çok büyük çoğunluğu tarafından reddedildiğini’ söyledi.

Görevlerin niteliğine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Beşara Bahbah, katılımcı ülkelerin çoğunluğunun “silahsızlandırma” gibi bir rol üstlenmek istemediğini vurguladı. Bu ülkelerin, sivilleri korumak amacıyla İsrail güçleri ile yerleşim alanları arasında tampon bir güç olmayı hedeflediğini ifade eden Bahbah, söz konusu güçlerin varlığının nihai amacının “İsrail’in Gazze Şeridi’nden kademeli olarak çekilmesi” olduğunu kaydetti.

sy65
ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Bahbah, “Bu güçler özellikle silahsızlandırma meselesinde İsrail adına ya da onun yerine bir rol üstlenmeyecek. Nitekim Hamas içindeki bazı liderler bu konuda müzakereye açık olduklarını bana iletti. Ancak güç kullanımı işe yaramaz; zira İsrail iki yıl boyunca hareketi zorla silahsızlandırmayı başaramadı ve hiçbir uluslararası taraf da bunu güç kullanarak başaramaz” dedi.

Türkiye'nin katılımı çok önemli ve Trump da bunun kabul edilmesi için baskı yapıyor

Bahbah, Türkiye’nin olası katılımına ilişkin olarak Ankara’nın rolünü ‘kilit’ olarak niteledi. Türkiye’nin Hamas’a en yakın ülke olduğunu ve silah dosyası konusunda onunla en sağlıklı şekilde uzlaşabilecek aktör konumunda bulunduğunu söyleyen Bahbah, bunun birçok ülke için zor olduğunu vurguladı. Bahbah, “Türk güçlerinin Gazze’de bulunması temel öneme sahip olacak, daha iyi bir istikrar sağlayacak. Washington da bu yönde fikir beyan ediyor” ifadelerini kullandı.

Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump’ın ay sonunda ABD’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapması beklenen görüşmede, Türk güçlerinin kabul edilmesi için Netanyahu’ya baskı uygulamasını beklediğini dile getirdi.

Ancak Bahbah, İsrail’in bazı şartlar öne sürmeye çalışabileceğini, olası uzlaşının Türk güçlerinin niteliği üzerinden şekillenebileceğini belirterek, bu rolün silahlı değil daha çok teknik bir çerçevede tanımlanmasının gündeme gelebileceğini ifade etti. Bahbah, “ABD yönetiminin baskısı belirleyici unsur olacak” dedi.

İkinci aşama taahhütleri

Barış Konseyi’ne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bahbah, Trump’ın birçok dünya liderinin bu yapıya katılma isteğinden söz ettiğini aktardı. Ancak Bahbah, bu üyeliğin ‘ücretsiz olmadığını’, konseye katılan ülkelerin finansman sağlama, güvenlik gücü tahsis etme ya da başka yükümlülükler üstlenmek zorunda kalacağını ifade etti.

Konseyde yer alması öngörülen isimlere değinen Bahbah, adaylar arasında ABD’li özel temsilciler Steve Witkoff ve Jared Kushner’ın yanı sıra Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair’in de bulunduğunu söyledi. Ayrıca eski ABD Büyükelçisi Richard Grenell ile eski Bulgar diplomat Nikolay Mladenov’un da aday isimler arasında yer aldığını kaydetti.

Gazze Şeridi’nin yönetimine ilişkin olarak Bahbah, Hamas, El Fetih ve Mısır arasında üzerinde uzlaşılan ve teknokratlardan oluşan komiteye üyelik için 42 ismin yer aldığı bir listenin bulunduğunu doğruladı. Bahbah, Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan’ın bu komitenin başkanlığını üstlenmesinin muhtemel olduğunu ifade etti.

İkinci aşamaya geçişte yaşanan aksamalara dair değerlendirmelere rağmen ABD’li arabulucu Bahbah, ikinci aşamanın önümüzdeki ocak ayının birinci ya da ikinci haftasında başlatılmasını beklediğini söyledi. Bahbah, bu sürecin, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak zirvenin ardından, askıda kalan dosyaların karara bağlanmasıyla netleşeceğini belirtti. Bahbah, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin bu zirveye katılımına yönelik herhangi bir düzenlemeden haberdar olmadığını da sözlerine ekledi.

cdfrg
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile ABD Başkanı Donald Trump arasında geçtiğimiz ekim ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen barış zirvesi sırasında gerçekleşen görüşmeden (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Bahbah, Trump’ın anlaşmanın başarısız olmasına asla izin vermeyeceğini vurgulayarak, “Bu yüzde 100” dedi. Ayrıca, Hamas’ın İsrail’in sürekli ihlallerine rağmen ateşkese bağlı olduğunu belirtti. Bahbah, Hamas’ın, İsrail’in Gazze’deki operasyonları sürdürmek için her türlü bahaneyi aradığını bildiğini ve bu nedenle fırsatı kaçırmamak için daha sabırlı bir tutum sergilediğini ifade etti.


Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda
TT

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, güneydeki ayrılıkçıların ilerlemesinin ardından Yemen'deki tüm taraflara azami itidal çağrısında bulundu. Bu gelişme, uzun bir sakinlik döneminin ardından on yıldır süren iç savaşı yeniden alevlendirme tehdidi taşıyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Guterres, uluslararası örgütün faaliyetlerinin, özellikle Yemen'in başkenti Sana'a ve ülkenin yoğun nüfuslu kuzeybatısı olmak üzere, Husi grubunun kontrolündeki bölgelerde sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Öte yandan, Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer İryani, bazı medya platformları ve sosyal medya sitelerinde yer alan, geçici başkent Aden limanına gemi giriş izinlerinin askıya alındığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirterek, bu iddiaların asılsız olduğunu ve ülkedeki ekonomik ve denizcilik ortamını bozmayı amaçlayan söylentiler çerçevesinde kaldığını vurguladı.


Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Lübnan basını, Lübnan ordusunun Mekanizma Komitesi’nin talebi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, ülkenin güneyindeki Tulin beldesinde Hizbullah tarafından inşa edilen tünellerden birini keşfettiğini bildirdi. Basında yer alan haberlerde, bu bölgenin daha önce İsrail tarafından bombalandığı belirtildi.

Lübnan ordusu, daha önce de Mekanizma Komitesi ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) arasındaki koordinasyon çerçevesinde Mekanizma Komitesi'nin talebi üzerine ve İsrail'in tehdidi sonrasında bazı yerleri ortaya çıkarmıştı. Bu son olay ise geçtiğimiz hafta İsrail'in bir evi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Lübnan ordusunun güneydeki Yanuh beldesinde bir binayı kapsamlı bir şekilde aramasının ardından geldi. Yapılan aramada evde herhangi bir silah bulunamadı.

Bu olay, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde bombardımanlarına devam ettiği ve çarşamba günü Kefer Kila beldesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlediği bir dönemde meydana geldi. Ulusal Haber Ajansı (NNA), saldırının el-Aziziye ve eş-Şahrub beldeleri arasındaki Sari Tepesi’ni hedef aldığını bildirdi, ancak herhangi bir can kaybından bahsetmedi.

Başbakan Yardımcısı Mitri: Lübnan Ordusu sonraki aşamalara geçmeye hazır

Öte yandan Lübnan Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri, Mekanizma Komitesi’ni bir tartışma forumu ve anlaşmalara uyumu denetleme ve doğrulama çerçevesi olarak nitelendirdi.

Beyrut'ta düzenlenen Carnegie Ortadoğu Merkezi'nin sekizinci konferansının ilk oturumunun açılışına katıldığı sırada İsrail'in sık sık tekrarlanan ihlallerine karşın, Lübnan'ın ilk günden itibaren bu anlaşmalara bağlılığını teyit eden Mitri, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin olarak “Genelkurmay Başkanı Rudolf Heykel, ordunun kapasitesinin güçlendirilmesiyle başlayan beş aşamalı bir plan önerdi” dedi. Litani Nehri çevresindeki bölgede devlet otoritesinin genişlemesinin kademeli bir ilerleme kaydettiğini ve ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki görevini tamamlamak üzere olduğunu ve sonraki aşamalara geçmeye hazırlandığını vurguladı.

jgıu
Sınır kasabası Alma eş-Şaab'da bir askeri aracın üzerinde duran Lübnan askerleri, 28 Kasım 2025 (Reuters)

Yeniden yapılanma konusunda uluslararası toplumun desteğinin ön koşulu olarak devletin otoritesini tesis etmesini istediğini belirten Mitri, Arap ülkelerinin uluslararası ilişkiler yoluyla destekleyici bir rol oynayacağını umduğunu ifade etti.

Lübnan ve İsrail'den sivillerin katıldığı ikinci oturum

Olay, Lübnan-İsrail müzakerelerinde Lübnan heyetinin başkanı Büyükelçi Simon Kerem'in, aralık ayı başlarında gerçekleşen önceki oturumda İsrailli bir sivil ile birlikte iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmelerde bulunduktan sonra katılacağı ikinci oturum olacak olan ateşkesin izlenmesinden sorumlu Mekanizma Komitesi'nin 19 Aralık'ta yapılması planlanan yeni oturumundan iki gün önce yaşandı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, çarşamba günü Kerem ile bir araya geldi ve komitenin yaklaşan toplantısı öncesinde kendisine talimatlarını iletti.

Ateşkes İzleme Komitesi'nde Lübnan, İsrail, Fransa, ABD ve BM yer alıyor. Ateşkes anlaşması, düşmanlıkların durdurulmasını ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini, bunun sonucunda Lübnan genelinde silahsızlandırılmasını ve İsrail ordusunun son savaş sırasında ilerlediği mevzilerden çekilmesini öngörüyor. Ancak İsrail, Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada askeri olarak varlığını sürdürürken, Hizbullah silah bırakmayı reddediyor.