Araştırmalar ortaya koydu: Kovid-19'a karşı kazanılan bağışıklık birkaç ayda yitiriliyor

Bir doktor güney Almanya'daki bir hastayı inceler (AFP)
Bir doktor güney Almanya'daki bir hastayı inceler (AFP)
TT

Araştırmalar ortaya koydu: Kovid-19'a karşı kazanılan bağışıklık birkaç ayda yitiriliyor

Bir doktor güney Almanya'daki bir hastayı inceler (AFP)
Bir doktor güney Almanya'daki bir hastayı inceler (AFP)

Yeni araştırma, koronavirüs hastalarının hastalığa karşı bağışıklıklarını kaybedebileceğini öne sürüyor. Bu da Kovid-19'a neden olan virüsün, tıpkı soğuk algınlığı gibi hastalığı geçmişte geçirmiş kişilere yeniden bulaşmaya devam edebileceğini gösteriyor.
Birleşik Krallık'ta (BK) yapılan araştırma, insanların yüzde 60'ının belirtilerin ilk görülmeye başlamasından iki hafta kadar sonra gelecekteki bulaşmalara direnmek için gereken "etkili" antikor seviyesini koruduğunu buldu.
Fakat King's College London'daki araştırmacılara göre bu oran üç ay sonra yüzde 17'nin altına düştü.
Uzmanlar bulguların "tehlikeli sürü bağışıklığı kavramının tabutuna bir çivi daha çaktığını" söyledi. Bazı kişiler bu kavram üzerinden halkın geniş çapta Kovid-19'a maruz kalması durumunda direnç oluşturacağını umuyordu.
Ayrıca çalışmanın bazı aşı adaylarının etkililiği üzerinde de sonuçları olabilir. Çalışmanın ortak yazarı Profesör Stuart Neil, The Guardian'a şunları söyledi:
"Bu koronavirüslerle ilgili bildiğimiz tek şey, insanların epey sık şekilde yeniden enfekte olabildiği. Bu, insanların ürettiği koruyucu bağışıklığın çok uzun sürmediği anlamına geliyor. Görünüşe bakılırsa, Kovid-19'a neden olan Sars-CoV-2 de bu şekilde davranıyor olabilir."
King's College London'ın araştırması henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş olsa da Çin'deki Chongqing Tıp Üniversitesi'ndeki bilim insanlarının yaptığı çalışmanın bulgularını yineliyor.
37 semptomatik hastayı ve 37 asemptomatik (belirti göstermeyen) hastayı inceleyen Çin'deki araştırma, hastalığın sebep olduğu ana antikor türlerinden biri olan IgG antikorunun varlığını tespit etmek için yapılan testte pozitif sonuç verenlerin yüzde 90'dan fazlasının iki ya da üç ayda keskin düşüşler gösterdiğini ortaya çıkarmıştı.
Hem semptomatik hem de asemptomatik hastalarda düşüş yüzdesinin orta değeri yüzde 70'in üzerindeydi.
Cambridge Üniversitesi'nden virolog Profesör Jonathan Heeney, Kovid-19 bağışıklığının kısa ömürlü olduğuna dair kanıtların arttığını söyledi.
BK'daki çalışmadan bahseden Heeney, "Hepsinden önemlisi, bu çalışma tehlikeli sürü bağışıklığı kavramının tabutuna bir çivi daha çakıyor" dedi.
Virüsten koruyacak geleceğin potansiyel aşısı üzerinde çalışan bilim insanları, virüsle savaşmak için gereken bağışıklık düzeyinin anlaşılmasının çalışmaları için hayati önem taşıdığını söylüyor.
Imperial College London'ın aşı ekibini yöneten Profesör Robin Shattock, şu ana kadar 15 gönüllünün aşılandığını, "gelecek haftalarda" da 200 ile 300 arasında katılımcının daha eklenmesiyle bunun hızlandırılacağını söyledi.
Pazar günü Sky News'ten Sophy Ridge'le yaptığı röportajda Shattock şunları söyledi:
"Bence tahmin etmesi çok zor. Şu anda anlamadığımız şeylerden biri, hastalığı önlemek için ne kadar bir bağışıklık seviyesine ihtiyaç duyduğunuz. Çok küçük miktarda bağışıklığa ihtiyacınız varsa, geliştirilmekte olan aşıların çoğunun gerçekten işe yarayacağını düşünüyorum ama çok güçlü bir bağışıklık tepkisine ya da belirli kalitedeki bir bağışıklık tepkisine ihtiyacınız varsa, bunun bu adaylardan bazılarını bizzat silkeleyip attığını göreceğiz."
Şu anda insan nüfusunda dolaşan 4 koronavirüs var ki soğuk algınlığı da bunlardan biri.



Arizona'da tarihi keşif: 200 milyon yıllık uçan sürüngen fosili bulundu

Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
TT

Arizona'da tarihi keşif: 200 milyon yıllık uçan sürüngen fosili bulundu

Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)

Araştırmacılar 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti.

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden bilim insanları 2011'de, fosilleşmiş çene kemiğini ortaya çıkardıkları bu canlının, artık Kuzey Amerika'da bilinen en eski teruzor türü olduğunu belirledi.

Arizona'daki Taşlaşmış Orman Milli Parkı'ndaki ücra bir kemik yatağında keşfedilen bu canlının çene kemiği 209 milyon yıl önce volkanik kül içinde korunmuş.

Yeni türün, bir insanın omzuna rahatça tüneyebilecek kadar küçük olduğu düşünülüyor.

Bu olağanüstü fosili, müzenin FossiLab bölümünde 18 yıldır gönüllü olarak çalışan Suzanne McIntire keşfetti.

McIntire şöyle diyor:

Bu örneği ortaya çıkarmanın heyecan verici tarafı, dişlerin hâlâ kemiğin içinde olmasıydı, bu yüzden hayvanı tanımlamanın çok daha kolay olacağını biliyordum.

Ekip, diş uçlarının aşınmış olmasından yola çıkarak teruzorun, çoğu zırh benzeri pullarla kaplı balıklarla beslendiği sonucuna vardı.

Ekip yeni teruzor türüne Eotephradactylus mcintireae adını verdi. "Kül kanatlı şafak tanrıçası" anlamına gelen bu isim, fosilin bulunduğu alandaki volkanik küle atıf yapıyor.

Arizona'nın kuzeydoğusundaki bu bölge, 209 milyon yıl önce Pangaea'nın ortasında ve ekvatorun hemen üzerinde yer alıyordu.

Küçük nehir kanallarının kesiştiği bölge muhtemelen mevsimsel sellere maruz kalıyordu; bu seller kanallara tortu ve volkanik kül taşıyarak muhtemelen kemik yatağında muhafaza edilen canlıları gömdü.

Ekip toplamda kemikler, dişler, balık pulları ve koprolitler yani fosilleşmiş dışkılar da dahil 1200'den fazla fosil ortaya çıkardı.

Araştırmacılar ayrıca sivri uçlu zırhı ve ayakkabı kutusuna sığabilecek kabuğuyla, eski bir kaplumbağanın fosillerini de tanımladı. Kara kaplumbağası benzeri bu hayvan, fosilleri daha önce Almanya'da keşfedilen, bilinen en eski kaplumbağayla aynı zamanlarda yaşamıştı.

Kligman, "Bu, kaplumbağaların Pangea genelinde hızla yayıldığını gösteriyor ki bu çok büyük olmayan ve muhtemelen yavaş bir tempoda yürüyen bir hayvan için şaşırtıcı" diyor.

Independent Türkçe