LUO: UMH unsurları ve Türk kuvvetleri ağır bir yenilgiye uğratılacak

18 Aralık 2019 tarihinde Libya’nın doğusundaki Bingazi şehrinde düzenlenen miting sırasında Mareşal Halife Hafter’e bağlı savaşçılar (AFP)
18 Aralık 2019 tarihinde Libya’nın doğusundaki Bingazi şehrinde düzenlenen miting sırasında Mareşal Halife Hafter’e bağlı savaşçılar (AFP)
TT

LUO: UMH unsurları ve Türk kuvvetleri ağır bir yenilgiye uğratılacak

18 Aralık 2019 tarihinde Libya’nın doğusundaki Bingazi şehrinde düzenlenen miting sırasında Mareşal Halife Hafter’e bağlı savaşçılar (AFP)
18 Aralık 2019 tarihinde Libya’nın doğusundaki Bingazi şehrinde düzenlenen miting sırasında Mareşal Halife Hafter’e bağlı savaşçılar (AFP)

Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) askeri operasyon hazırlıkları kapsamında stratejik öneme sahip kıyı kenti Sirte çevresindeki güçlerinin büyüklüğünü ve çeşitliliğini artırdı. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Şu anki çatışma hatları boyunca ateşkes ilan edilirse, bu hükümet bundan faydalanmaz” şeklindeki açıklamasıyla UMH’nin Türkiye’nin en önemli müttefiki olarak kabul edilmesinin ardından Sirte çevresinde bir savaşın patlak vereceği yönünde spekülasyonlar ortaya atıldı.
Ancak Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) üst düzey askeri yetkililerinden biri Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bu ifadelere cevap sahada verilecektir” dedi. LUO güçlerinin herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu vurgulayan yetkili, “UMH unsurları, Türk kuvvetleri ve Ankara'ya sadık paralı askerler ağır bir yenilgiye uğratılacak” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Sirte-Cufra Ortak Operasyon Dairesi komutanı Tuğgeneral İbrahim Ahmed Beytulmal Fayiz es-Serrac ile görüştükten saatler sonra yaptığı açıklamada pazar akşamı yapılan görüşmeyi, Sirte ve Cufra arasındaki bölgede yaşanan gelişmeleri, LUO güçlerinin yoğun seferberliklerini ve hareketlerini değerlendirmek için UMH güçleri tarafından başlatılan Zafer Yolları Harekâtı operasyonun komutanları ile gerçekleştirilen istisnai bir toplantı olarak nitelendirdi.
Serrac’ın çağrısı üzerine UMH’ye bağlı üç askeri bölgenin komutanlarının katılımıyla yapılan toplantıda, Zafer Yolları Harekâtı bölgesine daha fazla teknik destek verilmesi ve savunma sistemini geliştirmesinin kararlaştırırken yakında zafer kazanma sözü verildi.
Diğer yandan UMH güçleri, Batı bölgesinin giriş ve çıkışlarını emniyete almak ve silahların hareketini kontrol etmek için Trablus Savaşı'na katılan birimlerden ‘ortak bir güç’ oluşturulduğunu açıkladı. UMH Operasyon Odası Komutanı General Usame Cuveyli, bin 500 savaşçının yer alacağı bu ortak gücün ülkenin batısında güvenliği sağlayacağını söyledi.
Bu gelişme, ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Sözcüsü’nün Libya'da askeri bir çatışma olasılığı hakkında yorum yapmayı reddettiği bir dönemde yaşandı. Ancak Şarku’l Avsat’a konuşan AFRICOM Sözcüsü, “Libya çatışmasına kalıcı bir askeri çözüm yok. Siyasi süreç yoluyla barış sağlanmalı” yorumunda bulundu.
AFRICOM, UMH hükümetinin kontrolündeki Hava Kuvvetleri Üssü'nü hedef alan hava saldırısı konusunda sessiz kalırken Sözcü, “Geçtiğimiz hafta Vatiyye Hava Kuvvetleri Üssü'ne yönelik bir hava saldırısı raporlandığını biliyoruz. Bildirilen bir olay hakkında herhangi bir analiz veya söylemde bulunamayız” dedi.
Bununla birlikte ABD'nin Trablus Büyükelçiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, ‘sözde Arap Silahlı Kuvvetleri’ olarak nitelendirilen Hafter liderliğindeki LUO’ya sert eleştirilerde bulunulurken ‘dış destekli çabaların Libya Ulusal Petrol Kurumu'nun (NOC) hayati görevini engellemesinden rahatsızlık duyulduğu ve bu çabaların Libya'da çatışma tehlikesini arttırdığı’ vurgulandı.
Büyükelçilik açıklamasında, şu ifadeler yer aldı:
“(Rus güvenlik şirketi) Wagner paralı askerlerinin NOC tesislerine düzenledikleri baskınların yanı sıra dış ülke başkentlerinde tasarlanan ve sözde LUO’nun aktardığı çelişkili mesajlar, daha güvenli ve refah içinde bir gelecek için çabalayan tüm Libyalılara zarar veriyor. Uzun zamandır beklenen bankacılık sektörüne yönelik denetimin yasadışı bir şekilde engellenmesi, tüm Libyalıların ekonomik şeffaflık arzusunu baltalıyor. Hayal kırıklığı yaratan bu eylemler, Libya'nın egemenliğinin korunması, kalıcı ateşkesin sağlanması ve Libyalıların ortak düşüncesi olan petrol gelirlerinin şeffaf yönetiminin desteklenmesi için Büyükelçilin, UMH ve (Tobruk merkezli) Temsilciler Meclisi (TM) gibi sorumlu taraflarla çalışma kararlılığını engellemeyecektir.”
‘Silahlarını bir kenara bırakacak ve çözümün parçası olmak için barışçıl diyalogda buluşacak herkese kapılarının hala açık olduğu’ vurgulanan açıklamada, ‘Libya ekonomisini baltalayanlar ve askeri gerilimi tırmandıranlar izole edilecekler ve yaptırım tehlikesiyle karşılaşacakları’ uyarısında bulunuldu.
Açıklamada Meraşal Halife Hafter’e atıfla “Libya halkının, kimin ülkenin ilerlemesine yardım etmeye hazır olduğunu, kimin buna kayıtsız kalmayı seçtiğini açıkça gördüğünden eminiz” ifadeleri yer aldı.
Büyükelçiliğin açıklamasına göre ABD Dışişleri Bakanlığı Libya’nın doğusundaki geçici hükümeti kınadı. Büyükelçilik açıklamasında ayrıca, “tüm dünyanın gözü önünde uluslararası meşruiyete açıkça meydan okunarak Suriye'den yabancı paralı askerlerin getirilmesi için harcanan Libyalıların Trablus’taki Libya Merkez Bankası’nda bulunan tasarruflarının akredite edilmemiş ve süresi dolmuş Serrac hükümeti tarafından yasadışı bir şekilde kullanılmasından duyulan rahatsızlık” dile getirildi.
Büyükelçilik, meşruiyetini Libya halkından ve seçilen parlamentodan aldığını belirten LUO başta olmak üzere çeşitli Libyalı tarafları birlikte çalışmaya çağırdı.
İngiltere’nin Trablus Büyükelçiliği de Libya ekonomisine büyük ve kalıcı bir zarar veren Libya petrol ihracatının bir kez daha durdurulmasını kınadı. Büyükelçilikten dün yapılan açıklamada, “NOC’un, herhangi bir engel olmadan faaliyetlerine devam etmesine izin verilmeli” denildi.
Buna karşın UMH’ye bağlı NOC, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) Libya petrol ihracatının bir kez daha durdurulmasından sorumlu ülkelere hesap verdirilmesi çağrısında bulundu. Şirket yaptığı açıklamada, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini azaltmak için Libya'dan yapılan tüm petrol ihracatında mücbir sebep ilan etmek zorunda olduğunu belirtirken LUO güçlerini geçtiğimiz cumartesi günü yapılan müzakereler sırasında gösterdiği tutumun aksine petrol ihracatının durdurulması için emir almakla suçladı.
Ancak Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş dün yaptığı açıklamada, ülkesinin ‘ortaklarıyla işbirliği içinde, Libya'daki petrol üretiminin mümkün olan en kısa sürede yeniden başlaması çağrısında bulunduğunu ve petrol gelirlerinin çatışmanın uzamasını veya körüklemesini önleyecek tedbirlerin alınmasını vurguladığını’ belirtti. Karkaş, Twitter hesabından yaptığı kısa açıklamada ülkesinin, ‘ateşkesin öncelenmesi ve siyasi sürece dönüş için siyasi ve diplomatik faaliyetlerine devam edeceği’ sözü verdi.



Suriye: Silahlı kişiler, güvenlik güçlerinin Süveyda'nın batısındaki kontrol noktalarına saldırdı

Suveyda vilayetinde tahrip edilmiş bir heykel (AP)
Suveyda vilayetinde tahrip edilmiş bir heykel (AP)
TT

Suriye: Silahlı kişiler, güvenlik güçlerinin Süveyda'nın batısındaki kontrol noktalarına saldırdı

Suveyda vilayetinde tahrip edilmiş bir heykel (AP)
Suveyda vilayetinde tahrip edilmiş bir heykel (AP)

Suriye TV bugün bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde, silahlı kişilerin ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Süveyda vilayetinin batısındaki el-Mecdel köyünde güvenlik güçlerinin mevzilerini hedef aldığını bildirdi.

Kanal daha fazla ayrıntı vermedi.

Süveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki dün yaptığı açıklamada, Süveyda'da iç güvenlik güçlerinin varlığına rağmen silahlı gruplar tarafından ‘ihlallerde’ bulunulduğunu ifade etti.

Cuma gecesi Süveyda vilayetinde silahlı gruplar ile Suriye güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. Çatışmalar sonucu güvenlik güçleri arasında yaralananlar oldu.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre bir güvenlik kaynağı, ‘yasadışı grupların Süveyda kırsalındaki Laga, Tel el-Agra, Tel Hadid ve el-Mezraa kasabalarını havan topları ve ağır makineli tüfeklerle hedef aldığını’ söyledi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, pazartesi günü Washington'a yaptığı ziyaret sırasında, Süveyda'daki yerel tarafların istikrarı bozmak amacıyla uyuşturucu kaçakçıları ve eski rejimin kalıntıları ile ittifak kurduklarını belirtti.

Ekim ayı sonunda, kimliği belirsiz silahlı kişiler, Şam ile Süveyda vilayeti arasındaki yolda bir yolcu otobüsüne ateş açarak iki kişinin hayatını kaybetmesine ve çok sayıda kişinin de yaralanmasına neden oldu.

Şam, ABD ve Ürdün ile yayımlanan üçlü bildirgeye dayanan tutumunu defalarca vurguladı; bu bildirge Süveyda’nın Suriye ile bütünleşmesini vurguluyor. Buna karşın Hikmet el-Hicri ise ‘kendi kaderini tayin hakkı’ olarak adlandırdığı hakkı ısrarla savunuyor.

Geçtiğimiz temmuz ayında, Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney vilayeti Süveyda'da Dürzi militanlar ile Bedevi kabileleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı ve güvenlik güçleri çatışmaları durdurmak için müdahale etmek zorunda kaldı.


Prens Talal, Kral ve Kraliçe adına, Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü'nün kazananlarını onurlandırdı

Prens Talal, Kral ve Kraliçe adına, Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü'nün kazananlarını onurlandırdı
TT

Prens Talal, Kral ve Kraliçe adına, Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü'nün kazananlarını onurlandırdı

Prens Talal, Kral ve Kraliçe adına, Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü'nün kazananlarını onurlandırdı

Ürdün Kralı’nın Özel Danışmanı Prens Talal bin Muhammed, Kral 2. Abdullah ve Kraliçe Rania el-Abdullah adına, 2025 yılı Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü’nü kazanan araştırmacıları onurlandırdı. Törene, Kral Hüseyin Kanser Vakfı ve Merkezi Mütevelli Heyeti Başkanı Prenses Ghida Talal ve çok sayıda prens katıldı.

Tören sırasında bir konuşma yapan Prenses Ghida şu ifadeleri kullandı: “Kral Hüseyin Kanser Araştırmaları Ödülü’nü başlattığımızda, küresel araştırmalarda güçlü ve kalıcı etkisi olan bir Arap dünyası hayal etmeye cesaret ettik. Bu hayal, Arap dünyasının yaratıcı beyinleri sayesinde gerçeğe dönüştü.”

Bu ödül, kanser araştırmalarındaki seçkin katkıları onurlandırmak, önleme ve tedavi yöntemlerini geliştirmeye yönelik çabaları teşvik etmek ve bölgesel – uluslararası araştırma iş birliklerini güçlendirmek amacıyla her yıl veriliyor.

Son beş yıl boyunca ödül, kanser araştırmalarının bölgesel gündemlerde öncelikli konular arasında yer almasını sağlama konusundaki kararlılığını sürdürdü. Bu süre zarfında dünyanın dört bir yanından yaklaşık 900 araştırmacı ve bilim insanını bir araya getirdi ve gelecek vadeden bilim insanları için sekiz yenilikçi araştırma projesini finanse etti.

Törende, 26’dan fazla ülkeden yüzlerce başvuru arasından seçilen Arap bilim insanları ve araştırmacılarından oluşan seçkin bir grup, kanser araştırmalarını geliştirmeye ve bilimsel ilerlemeyi desteklemeye yönelik etkili katkıları nedeniyle onurlandırıldı.

Ayrıca törende, Teksas Üniversitesi’ne bağlı MD Anderson Kanser Merkezi’nden Prof. Dr. Hagop M. Kantarjian, lösemi tedavisi ve araştırmalarına yaptığı önemli katkılardan dolayı Bilimsel Araştırmada Özel Mükemmellik Ödülü’ne layık görüldü.

Mayo Clinic–Florida’dan Prof. Dr. Muhammed Harfan Debace, Uluslararası Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü kazanırken, Bölgesel Yaşam Boyu Başarı Ödülü ise Ürdün Üniversitesi’nden Prof. Dr. Muhammed Ebu Hilal’e verildi.

Uluslararası Genç Araştırmacı Ödülü, Johnson Kapsamlı Kanser Merkezi’nden Dr. Mina Sedrak’a verildi.
Bölgesel Genç Araştırmacı Ödülü ise Tunus el-Manar Üniversitesi’nden Dr. Muhammed Cemaa ile Ürdün Üniversitesi’nden Dr. Vilhan eş-Şair arasında paylaşıldı.

Umut Vaat Eden Araştırmacı Hibesi, kanserle mücadele alanındaki ümit vadeden çalışmaları nedeniyle, Muhammed Bin Raşid Tıp ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi – Dubai Sağlık Otoritesi'nden Dr. Timidayo Omolawi ve Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden Dr. Larry Budge'a verildi.

Kanser Hastası Bakımında Mükemmellik için Mesleki Gelişim Programı Ödülü, Kral Hüseyin Kanser Merkezi’ndeki Bölgesel Pediatrik Onkoloji Eğitim ve Kapasite Geliştirme Programı’na verildi.

Törene, dünyanın önde gelen onkologları, doktorları ve araştırmacılarından oluşan jüri üyeleri, akademisyenler, medya mensupları ve ödülün destekçileri ile çok sayıda bakan katıldı.


Hamas: Gazze, yardımların kısıtlanması ve yeniden inşanın engellenmesi yoluyla imha savaşına tabi tutuluyor

Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)
Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)
TT

Hamas: Gazze, yardımların kısıtlanması ve yeniden inşanın engellenmesi yoluyla imha savaşına tabi tutuluyor

Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)
Hamaslı silahlı kişiler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi üyeleri eşliğinde rehinelerin cesetlerini aramak üzere Gazze'nin doğusuna doğru yola çıktı (AP)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin yardımların kısıtlanması, yeniden inşanın engellenmesi ve ateşkes ilanına rağmen ablukanın sürdürülmesi yoluyla imha savaşına tabi tutulduğunu açıkladı.

Kasım açıklamasında, "Gazze Şeridi'nde kış mevsiminin başlamasıyla birlikte daha da artan felaket, Arap Birliği'nin kurucu belgesi ve İslam Konferansı Örgütü'ne dayanarak net bir duruş sergilemesini gerektiriyor" ifadelerini kullandı.

Hamas dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki insani durumun, yerinden edilmiş kişiler için kurulan çadırların yağmur nedeniyle sular altında kalması sonucu kötüleştiğini belirterek, ateşkes anlaşmasının garantör ülkelerini Şeride insani yardım ulaştırmak için acilen harekete geçmeye çağırdı.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) da bugün yaptığı açıklamada, yağışların Gazze'deki zaten zor olan durumu daha da kötüleştirdiğini, insanların sular altında kalan çadırlara sığındığını söyledi.

BM kuruluşu, Gazze'de yaşayan insanların kış şartlarıyla başa çıkabilmeleri için halihazırda bulundurduğu barınak malzemelerinin getirilmesine izin verilmesini istedi.