Trump’tan İsrail’in ilhak planına ‘şartlı’ yeşil ışık

Batı Şeria’nın El-Esifer köyündeki bir ev. Evin arkasında İsrail’in Yatir Yahudi yerleşimine ait İsrail bayrağı dalgalanıyor (AFP)
Batı Şeria’nın El-Esifer köyündeki bir ev. Evin arkasında İsrail’in Yatir Yahudi yerleşimine ait İsrail bayrağı dalgalanıyor (AFP)
TT

Trump’tan İsrail’in ilhak planına ‘şartlı’ yeşil ışık

Batı Şeria’nın El-Esifer köyündeki bir ev. Evin arkasında İsrail’in Yatir Yahudi yerleşimine ait İsrail bayrağı dalgalanıyor (AFP)
Batı Şeria’nın El-Esifer köyündeki bir ev. Evin arkasında İsrail’in Yatir Yahudi yerleşimine ait İsrail bayrağı dalgalanıyor (AFP)

Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, yaklaşık iki hafta önce İsrail’i ziyaret eden ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Avi Berkowitz’in başkanlığındaki heyetin, ABD Başkanı Donald Trump’ın ilhak planına yeşil yakması için Netanyahu hükümetine birkaç talep ve şartın yer aldığı bir liste ilettiğini bildirdi.
İsrail devlet televizyonu Kan 11'in yayınladığı listede yer alan talepler arasında, Filistinlilerin Batı Şeria’da B ve C diye işaretlenen bölgelerde konut inşa etmesine izin verilmesi, Filistinlilerin ruhsatsız evlerine yönelik yıkım kararının durdurulması ve C bölgelerinin (idari ve güvenlik olarak İsrail’in kontrolünde) bir bölümünün B bölgelerine (idari açıdan Filistin yönetimi, güvenlik olarak İsrail’in kontrolünde) dönüştürülmesi yer alıyor.
Haberde, ABD yönetiminin ilettiği listede, yapımı devam eden yerleşimlerin inşasının 4 yıl süreyle durdurma talebinin bulunduğu belirtildi. Söz konusu yerleşimlerin tahliye edilmesi veya müstakbel Filistin Devleti’nin bir parçası olarak tanınması bekleniyor.
Kan 11 televizyonu, geçtiğimiz son günlerde ilhak planına ait detayların görüşülmesi amacıyla İsrail ve ABD’li yetkililer arasında bir dizi toplantılar gerçekleştiği bilgisini aktardı. Buna göre, yetkililer bu toplantılarda ilhakın yüzde 30 yerine yüzde 15 ile sınırlandırılması hususunda uzlaşı sağladı. ABD’li yetkililer toplantılarda ilhak planını desteklemek için ‘İsrail’de siyasi istikrarın sağlanması, bölünmelerin ve yeniden seçime gitme tehditlerinin son bulması’ şartını koştu.
ABD’li Yetkililer, İsrailli hükümetinden açık bir şekilde, Gazze’nin tamamı ve Batı Şeria topraklarının yüzde 70’inde Filistin Devleti’nin kurulmasını onaylamak da dahil ‘Trump’ın planını’ tamamıyla kabul etmesini talep etti.
Kan 11’in haberine göre, ABD’li yetkililer İsrail hükümeti içindeki ihtilafların boyutları karşısında şaşkınlığa uğrarken, ülkenin üç defa seçime girmesine rağmen İsrailli yetkililerin sık sık seçimden bahsettiklerini gözlemlediler.
Haberde, ABD’li yetkililerin, ilhak planıyla ilgili kararlar alınırken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Likud Partisi ile koalisyon ortağı Benny Gantz’ın Mavi-Beyaz İttifakı arasında görüş birliği sağlanmasını ve tarafların seçim vaatlerini bir kenara bırakmalarını istedikleri kaydedildi.
Kan 11’in Likud Partisi yetkililerinden aktardığına göre, Netanyahu, tüm bu taleplere rağmen Filistin Devleti’ni tanımamak ve başkanlığındaki mevcut hükümet eliyle ilhak planını yürürlüğe koymakta kararlı. Parti yetkilileri, Netanyahu’nun, asıl ihtilafların ABD yönetimi içerisinde yaşandığı kanaatine sahip olduğunu belirtiyorlar. Zira Netanyahu’ya göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve Danışmanı Jared Kushner bir yandan Yüzyılın Anlaşması’nı Arap ülkeleriyle uzlaşı içinde hayata geçirilmesini talep ederken, diğer yandan ilhak planını baltalamaya çalışıyor, ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman ise ilhak planının önümüzdeki başkanlık seçimlerinde Trump’a fayda sağlayacağı gerekçesiyle ilhakın bir an önce ve tek taraflı olarak gerçekleşmesini destekliyor.
‘Avrupa ve batılı dost ülkelerin’ yaptığı baskılar, İsrail’de hükümetin ilhak planına yönelik muhalefetin tabanını genişletiyor. Nitekim İsrailli güvenlik yetkilileri, ilhakın Filistin’in sert ve şiddetli tepkisine neden olacağı gerekçesiyle plana karşı çıkıyor. Netanyahu’nun koalisyon ortağı Benny Gantz da güvenlik yetkilileriyle benzer bir tutum benimsiyor. Gantz’ın bu tutumu nedeniyle ilhak planıyla ilgili eylem planı şimdiye kadar onaylanamadı. Netanyahu ile yaptığı anlaşma sonucu başbakan ile eşit yetkilere sahip olan Gantz, bu tutumuyla, kendisinin onayı olmadan ilhakın uygulanamayacağı mesajını veriyor.



Gizli belgelerde Batı’yı kararsız bırakan seçimin 30. yıldönümü: Zerval’ın Cezayir zaferi

Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)
Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)
TT

Gizli belgelerde Batı’yı kararsız bırakan seçimin 30. yıldönümü: Zerval’ın Cezayir zaferi

Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)
Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Liamin Zeval, 1997 parlamento seçimlerinde oyunu kullanıyor (AFP)

Bugün, Liamin Zerval’ın Cezayir’de Cumhurbaşkanlık seçimlerini kazanmasının 30. yıldönümü. 1991’de Kurtuluş Cephesi’nin kazandığı seçimlerin iptalinin ardından yaşanan krizin ardından, Zerval’ın sandığa gitme kararı Cezayir siyasetinde bir dönüm noktası oldu. O dönemde muhalifler, ordu destekli yönetimin halk desteğinden yoksun olduğunu belirtiyordu. Zerval ise bu argümanı ortadan kaldırdı.

Bu karar büyük bir risk içeriyordu. Kan gölüne dönen Cezayir’de silahlı gruplar oy kullanacakları tehdit ediyor, ana muhalefet partileri ise seçimleri boykot çağrısıyla sabote etmeye çalışıyordu. Buna rağmen Zerval meydan okudu. Cumhurbaşkanlığı kazan sürpriz olmasa da, halkın tehditlere rağmen sandığa gitmesi ve yüksek katılım sağlaması büyük bir sürprizdi. Bu, “terör korkusunu” yıkmak anlamına geliyordu.

Zerval, böylece Cezayir yönetimine bir tür “meşruiyet” kazandırarak terör dönemini sona ermeye başladı. Ertesi yıl düzenlenen parlamento seçimleriyle 1991’de iptal edilen seçimlerin etkisi tamamen silindi. Ordu, silahlı grupları yenilgiye uğrattı ve çoğu, Zerval’ın halefi Buteflika’nın 1999’da çıkardığı af yasasından yararlandı.

Bugün genç kuşaklar, 1990’ların kanlı dönemini ve Zerval’ın seçim zaferinin önemini hatırlamayabilir. “Şarku’l Avsat”, İngiltere Ulusal Arşivi’nden ortaya çıkan belgeler ışığında, 1995 Kasım’ında Zerval’ın zaferini mercek altına alıyor.

de
1995 Cezayir seçimlerinin sonuçlarına ilişkin İngiliz belgesinin bir kopyası (Şarku’l Avsat)

Gizli belgeler, Zerval’ın zaferinin Batı’da kafa karışıklığı yarattığını gösteriyor. Fransa, resmi olarak “tebrik” mesajı göndermekten kaçındı; İngiltere ise Kraliçe II. Elizabeth’in mesaj göndermesini uygun bulmadı, ancak Başbakan bir tebrik iletecekti.

17 Kasım 1995 tarihli bir İngiliz belgesine göre, Zerval oyların %61,34’ünü alarak kesin bir zafer kazandı. Belgede, üç yıldır süren terör ve baskıya rağmen katılımın %75 ile beklentilerin çok üzerinde gerçekleştiği belirtiliyor. Katılım özellikle kadınlar ve gençler arasında yüksekti; bu da yönetim için açık bir mesaj taşıyordu: “Sessiz çoğunluk, laik bir devlette barış içinde yaşamak istiyor.”

Rakip aday Mahfuz Nahnah ise oyların yalnızca %25,38’ini alabildi; yani seçmenlerin büyük çoğunluğu İslami yönetimi reddetti. Ana muhalefet partilerinin boykot çağrısı işe yaramadı; aksine, rejim bu durumdan fayda sağladı. Seçimin meşruiyeti beklenenden daha güçlüydü ve boykot eden partiler uzlaşma mesajları verdi.

Seçimlerin güvenli ve düzenli geçmesi için geniş çaplı askeri ve polis önlemleri alındı. Bazıları seçimlere hile karıştırıldığını iddia etse de, belgeler sürecin dürüst ve şeffaf olduğunu, sonuçların teknik olarak doğru olduğunu gösteriyor. Ancak analistler, Zerval’ın askeri desteğin gölgesinden çıkıp çıkamayacağı konusunda temkinliydi.

Belgeler göre , Zerval’ın hem diyalog hem de terörle mücadeleye dayalı ikili politikayı sürdüreceğini, ancak önceliğinin terörle mücadele olacak. 1996 parlamento seçimleri, boykot eden muhalefet için bir teşvik unsuru olabilirdi, ancak İslami Kurtuluş Cephesi’nin yeniden rehabilitasyonu uzak durdu. Uzun vadeli istikrar konusunda sosyal ve ekonomik sorunların çözülmemiş olması endişe yarattı.

Uluslararası tepkiler “temkinli iyimserlik” şeklindeydi. Avrupa Birliği, yüksek katılım ve şiddetsiz seçimlerden memnundu ve reform programlarına desteğini sürdürmeyi planlıyordu.

Fransa, resmi olarak ılımlı bir tepki verdi; Chirac mesaj gönderecek, ama “tebrik” kelimesini kullanmayacaktı. Özel olarak, Fransız hükümeti sonuçtan memnundu; yüksek katılım, İslami Kurtuluş Cephesi ve Sosyalist Güçler Cephesi’ni zayıflatmıştı.

İngiltere başbakanı tebrik mesajında siyasi diyaloğa başlama isteği ve İngiliz şirketlerinin (BP’nin milyar dolarlık ihaleye girmesi) çıkarlarına değindi. Kraliçe’nin mesaj göndermesi ise askeri rejimin sicili nedeniyle uygun görülmedi.

Zerval’ın 30 yıl önceki zaferi, Cezayir’de terör korkusunu aşan bir halk iradesinin simgesi olarak tarihe geçti.


Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Boulos: Sudan'daki savaş dünyanın en büyük insani krizi

Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
TT

Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Boulos: Sudan'daki savaş dünyanın en büyük insani krizi

Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
Faşir’in HDK’nın eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Massad Fares Boulos, Sudan'daki savaşı ‘dünyanın en büyük insani krizi’ olarak tanımladı. Boulus, Fransız Haber Ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada diplomatik çabaların barışa doğru ilerleme sağlamasını umduğunu söyledi.

Sudan’da 2023 yılının nisan ayında Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden bu yana, on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi.

HDK, geçtiğimiz ekim ayı sonlarında, Sudan’ın Darfur bölgesinin batısında yer alan stratejik öneme sahip olan Faşir şehrini 18 ay süren kuşatmanın ardından ele geçirdi. Bu süreçte toplu katliamlar ve cinsel şiddet olayları yaşandığına dair haberler basına yansıdı.

dsfrg
Faşir’deki çatışmalardan kaçarak Tavile’deki bir mülteci kampına sığınan çocuklar, 3 Kasım 2025 (AP)

Boulos, Katar’ın başkenti Doha'da AFP’ye, Sudan'daki çatışmanın ‘günümüz dünyasındaki en büyük insani kriz ve en büyük insani felaket’ olduğunu söyledi.

Trump'ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Faşir’de özellikle son iki-üç hafta içinde yaşananları ve o videoları hepimiz gördük. O haberleri gördük. Bu zulümler kesinlikle kabul edilemez. Bu durum bir an önce sona ermeli.”

Washington, savaşan tarafları Sudan'da ateşkes ilan etmeye çağırdı.

Ordu yanlısı Sudan hükümeti, ABD'nin ateşkes önerisiyle ilgili toplantının ardından savaşa devam edeceğini açıkladı.

HDK ise arabulucuların insani ateşkes önerisini kabul ettiğini duyururken, savaşmaya devam ediyor.

ABD'nin Sudan'daki arabulucu ortaklarıyla birlikte her iki tarafı da ‘üç aylık insani ateşkes’ üzerinde anlaşmaya çağırdığını söyleyen Boulos, ‘ateşkesin tartışıldığı ve müzakere edilmek üzere olduğunu’ belirterek, Tarafları bu öneriyi kabul etmeye ve gecikmeksizin derhal uygulamaya koymaya çağırdıklarını söyledi.

xssadf
Faşir’deki HDK üyeleri (AFP)

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır, geçtiğimiz eylül ayında, önce insani yardım için ateşkes, ardından kalıcı ateşkes ve sivil yönetime geçiş için ortak bir bildiri yayınladı. Ancak bildiride savaşan tarafların hiçbirinin geçiş sürecine katılmayacağı belirtildi.

Boulos, ABD’nin ortaklarıyla birlikte, sivil yönetime geçiş de dahil olmak üzere daha geniş kapsamlı plan konusunda ‘önümüzdeki haftalarda bazı ilerlemeler kaydetmeyi’ umduğunu belirtti.

ABD’li yetkili, ‘en büyük önceliğin insani boyut ve insani ateşkes olmaya devam ettiğini’ vurguladı.


Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
TT

Irak’ın yeni parlamentosunda ‘siviller’ yok

IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)
IKBY’deki bir sandıkta oy kullanan bir seçmen (AFP)

Irak’ta geçtiğimiz hafta yapılan genel seçimlerde sadece Basra'daki Fav-Zaho İttifakı adayının bir sandalye kazandığı muhalefet kanadındaki üç ittifakın ezici bir yenilgiye uğramasıyla yeni parlamentoda sivil güçlerin temsiliyeti tamamen ortadan kalktı.

Sivil ittifaklar arasında Bedil, Sivil Demokratik Hareket, Fav-Zako ve Medeniyyun yer alıyordu ve yaklaşık 389 aday vardı. Ancak bu adayların çoğu, ittifak liderlerinin ‘sıfır’ olarak nitelendirdiği sonuçlar aldı.

Adaylar, geleneksel partilerin sahip olduğu etki ve finansman ağlarının belirleyici bir rol oynadığını, sivil güçlerin ise iç çekişmelerden ve zayıf organizasyon ve finansmandan şikayet ettiğini söylediler. Ayrıca, destekçileri arasındaki güven eksikliği ve katılımın azalmasının kazanma şanslarını düşürdüğünü de eklediler.

Adaylar, yenilgilerinin ‘seçimler adaletsizliğin olması’, siyasi finansmanın denetlenmemesi ve nüfuzlu grupların seçmenler üzerinde baskı kurmasından kaynaklandığını söylediler.