Kovid-19’a dair 4 muamma, bilim adamlarını şaşırtmaya devam ediyor

Kovid-19’a dair 4 muamma, bilim adamlarını şaşırtmaya devam ediyor
TT

Kovid-19’a dair 4 muamma, bilim adamlarını şaşırtmaya devam ediyor

Kovid-19’a dair 4 muamma, bilim adamlarını şaşırtmaya devam ediyor

İsveç Akademisi AIDS’i keşfeden üç araştırmacıya Nobel Tıp Ödülü'nü vereceğini açıkladığında, bu kişilerin keşif sırasındaki hızlarına övgüde bulunulmuştu. Akademi, o sırada “Bilim ve tıp tarihinde, yeni bir hastalık ve kaynağı hiç bu kadar hızlı keşfedilmemiş, tedavisi bu kadar hızlı geliştirilmemişti” açıklamalarında bulunmuştu.
O dönemde Alman Harald zur Hausen, Fransız Françoise Barre-Sinoussi ve Luc Montagnier, yüzlerce eşcinsel erkeğin ölümüne neden olanları öğrenmek için 2 yılını vermişti. Ancak varılan bu başarıdan 37 yıl sonra, bilim adamları Çin’de akut solunum sendromuna neden olan virüsü 2 hafta içerisinde tespit etmeyi başardı ve bu virüse Kovid-19 adı verildi.
Dünyayı değiştirdiğini söylemek mübalağaya kaçmayacak olan bu virüsün keşfinin üstünden 6 ay geçti; bu süre zarfında hakkında tonlarca araştırma yapıldı ve veri toplandı. Ancak buna rağmen, virüse dair muammalar ve tedavi şekli henüz bulunamadı. Laboratuvarlarda ne zaman bir Kovid-19 aşısının geliştirileceği ise bilinmiyor.
Bilim adamları, bu muammalardan 4 tanesini bugüne kadar açıklığa kavuşturamadı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) uzmanlarından oluşan bir ekip, dünyanın dört bir yanından onlarca araştırma merkezi ve laboratuvarı ile koordinasyon içerisinde, şu sorulara cevap arıyor: Enfeksiyon yolları tam olarak nelerdir? Semptom göstermeyen vakalardan virüs bulaşır mı? Enfeksiyondan doğan bağışıklık nasıldır? Virüsün iyileşen kişilerde bıraktığı etkiler nelerdir?
Söz konusu ekibin hazırladığı, Şarku’l Avsat’ın da inceleme fırsatı bulduğu son rapor şu şekilde özetlenebilir:
Virüs keşfinden sonraki ilk aylarda, araştırmacılar bazı hastalar tedavi edildiği sırada hava yoluyla enfeksiyonun mümkün olduğu bilgisine vardı. Hava yoluyla enfeksiyona bu zamana kadar ihtimal vermeyen WHO ise, geçen hafta, kapalı mekanlarda virüsün hava yoluyla bulaştığına dair bazı vakaların kaydedildiğini açıkladı. Ancak bu akışa izin veren durumların ne olduğu ve salgının yayılması üzerindeki etkisi henüz bilinmiyor. WHO ise yakın temasın virüsün çıplak göz ile görmenin mümkün olmadığı minik tanecikler yoluyla yayılmasına sebep olduğu konusunda ısrar ediyor. Nitekim virüs bu taneciklerin bulunduğu yerlere temas etme yoluyla da yayılıyor. Bu nedenle ellerin sürekli olarak yıkanması ve yüzeylerin dezenfekte edilmesi gerekiyor.
WHO’nun raporunda, “Enfeksiyon yollarının önemi, enfeksiyona neden olan virüs miktarı, semptomlar ortaya çıkmadığı taktirde enfeksiyonun ne derece tehlikeli olduğu ve ortaya çıkışına dair önceki aşamaları belirlemek için acil ve kaliteli araştırmalar yapmak gerekiyor” ifadelerine yer verildi.
Salgının erken aşamalarında, enfeksiyonun ancak semptom gösteren hastalardan bulaştığına inanılıyordu. Sonrasında ise, vakaları izlemenin zorluğu dolayısıyla, semptom göstermeyenler kaynaklı enfeksiyonun aslında virüsün en yaygın yayılma şekli olduğu ortaya çıktı. Söz konusu raporda ise, hiç semptom göstermeyen hastalar ile ilk aşamalarda semptom gösteren hastalar arasında bir ayrım yapılması gerektiği belirtiliyor.
Koronavirüs enfeksiyonun etkilediği bağışıklık hakkında ise, raporda bu konudaki her hususun bilinmediği söyleniyor. Sabit bilimsel bağlam, virüs bulaştığı sırada, vücuda bağışıklık kazandıracak antikorlar üretildiğini söylüyor. Ancak koronavirüse yakalanılması durumunda ne derece ve ne kadar süreyle bağışıklığın sağlandığı henüz bilinmiyor. Örneğin bu bağışıklık, bilinen diğer virüslerde genellikle 2 ila 3 yıl sürüyor. Ancak dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan araştırmalar, Kovid-19’u atlatanların yüzde 27'sinde, virüse yakalanmalarından yalnızca iki ay sonra bağışıklığa rastlanmadığını gösteriyor. Bu durum, bu kişilerin tekrar virüse yakalanabileceği anlamına mı geliyor? Bu sorunun cevabı henüz belli değil. Zirâ bağışıklık sistemi, gerektiğinde antikor üretimini sağlayacak bir bellek üretebilir; lenfositler, başka virüslere maruz kalındığında vücudu koruyabilir.
Rapora dahil edilen çeşitli araştırmalar, koronavirüse yakalanan herkesin antikor üretip üretmediğinin, bunlar olduğu taktirde ne derece etkili oldukları ve bağışıklık sağladıklarının veya salgına yakalanmayanlardaki bağışıklığın onları salgından koruyup korumayacağının henüz net olmadığına değiniyor. Bu sorular, laboratuvar ortamında cevaplanabilir olsa da, uzun ve karmaşık analizler ve karşılaştırmalar gerektirir.
Virüs hakkındaki son muamma ise, koronavirüsün iyileşen kişilerde bıraktığı etkilerin neler olduğu. Söz konusu rapor, bu konuda kesin yargıda bulunmak için henüz erken olduğunu, zirâ virüsün yalnızca 6 ay önce ortaya çıktığını öne sürüyor. Bugüne kadar yapılan ve raporun da dikkatli ve temkinli bir şekilde ele almak gerektiğini söylediği çalışmalar; Kovid-19’un akciğer fibrozisine yo açtığını, akciğer tedavisi sonrasında genelde nefes almada zorluk, damar içi pıhtılaşmasının görüldüğünü, aynı zamanda kalp, karaciğer, böbrekler ve sinir sisteminin işlevlerinin etkilendiğini ve halsizliğe rastlandığını ortaya çıkardı.
Kişilerin iyileşmelerini etkileyenler arasında; yaş, önceden geçirilen hastalıklar, enfeksiyonun tehlike derecesi gibi faktörler bulunuyor. Ancak, bu etkinin ve söz konusu koşulların keyfiyeti hakkında henüz kesin bir sonuç bulunmuyor. Virüse yakalanmaları üzerinden aylar geçen bazı kişilerin hala daha virüsü atlatamadığı, yüksek ateş ve bitkinlikten muzdarip olduğu gözlemleniyor. Neden ve nasıl soruları ise gizemini koruyor.



2025'in en çok kazandıran filmi: Yeni animasyon 20 günde tarih yazdı

Film, hayvanlar şehrini kurtardıktan sonra polis teşkilatında birlikte çalışan Judy ve Nick'in, Zootropolis'e bir yılanın gelmesini araştırmakla görevlendirmeleri sonucu başlarından geçenleri anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Film, hayvanlar şehrini kurtardıktan sonra polis teşkilatında birlikte çalışan Judy ve Nick'in, Zootropolis'e bir yılanın gelmesini araştırmakla görevlendirmeleri sonucu başlarından geçenleri anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
TT

2025'in en çok kazandıran filmi: Yeni animasyon 20 günde tarih yazdı

Film, hayvanlar şehrini kurtardıktan sonra polis teşkilatında birlikte çalışan Judy ve Nick'in, Zootropolis'e bir yılanın gelmesini araştırmakla görevlendirmeleri sonucu başlarından geçenleri anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Film, hayvanlar şehrini kurtardıktan sonra polis teşkilatında birlikte çalışan Judy ve Nick'in, Zootropolis'e bir yılanın gelmesini araştırmakla görevlendirmeleri sonucu başlarından geçenleri anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)

Zootropolis 2 (Zootopia 2), vizyona girdikten sonraki 20 günde dünya genelinde 1,13 milyar dolar hasılat elde ederek yılın en çok kazanan Hollywood yapımı oldu. 

Animasyon türündeki devam filmi, 1,03 milyar dolar hasılatta kalan canlı çekim Lilo ve Stiç (Lilo & Stitch) uyarlamasını geride bıraktı.

Ne Zha 2 liderliğini koruyor 

Hollywood yapımı olmayan filmler arasında ise Çin'in gişe rekortmeni Ne Zha 2, 1,9 milyar dolarlık hasılatıyla yılın en çok kazananı olmayı sürdürüyor.

Disney'in bir diğer büyük bütçeli yapımı olan ve James Cameron'ın imzasını taşıyan Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) de yılın zirvesi için yarışa dahil olması bekleniyor. Ancak serinin üçüncü filmi 19 Aralık'ta vizyona gireceği için, hasılatının büyük bölümünün 2026'ya sarkması bekleniyor.

Zootropolis 2, cuma günü itibarıyla 17 günde 1 milyar dolar barajını aşmıştı. Böylece Disney'in animasyonu, ebeveyn eşliğinde izlenmesi gereken PG derecelendirmeli yapımlar arasında bu eşiği en hızlı geçen film olmuştu.  

Yapım, animasyon sineması tarihinin en çok kazanan 7. filmi konumuna yükselirken, 2016'da 1,025 milyar dolar hasılat elde eden ilk Zootropolis'in ve geçen yıl 1,06 milyar dolar kazanan Moana 2'nin önüne geçti.

Film, üçüncü hafta sonunda 52 ülkeden 131,1 milyon dolar hasılat elde ederek uluslararası gelirini de 877 milyon dolara çıkardı. Zootopia 2'nin, Ters Yüz 2'nin (Inside Out 2) ardından uluslararası gişede 1 milyar dolar barajını aşan ikinci animasyon olması bekleniyor.

Çin'de fırtına gibi

Devam filmi özellikle Çin'de büyük ilgi gördü. Ülkede halihazırda 502 milyon dolar hasılat elde eden Zootropolis 2, bu rakamla 2019 yapımı Avengers: Endgame'in (632 milyon dolar) ardından Çin'de en yüksek hasılata ulaşan ikinci Hollywood yapımı oldu. Bu başarı, Çinli izleyicilerin son yıllarda Hollywood yapımlarına mesafeli yaklaşması nedeniyle ayrıca dikkat çekiyor.

Jared Bush ve Byron Howard'ın yönettiği devam filmi, tavşan polis Judy Hopps'la kurnaz tilki Nick Wilde'ı yepyeni bir macerada yeniden buluşturuyor. İkili, şehre yeni taşınan gizemli bir sürüngenin izini sürüyor.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


George Clooney'den romantik filmlere veda

Yönetmenliğini Noah Baumbach'ın üstlendiği Netflix filmi Jay Kelly'de George Clooney, çıktığı Avrupa yolculuğunda geçmişi ve bugünüyle yüzleşen ünlü bir aktörü canlandırıyor (Netflix)
Yönetmenliğini Noah Baumbach'ın üstlendiği Netflix filmi Jay Kelly'de George Clooney, çıktığı Avrupa yolculuğunda geçmişi ve bugünüyle yüzleşen ünlü bir aktörü canlandırıyor (Netflix)
TT

George Clooney'den romantik filmlere veda

Yönetmenliğini Noah Baumbach'ın üstlendiği Netflix filmi Jay Kelly'de George Clooney, çıktığı Avrupa yolculuğunda geçmişi ve bugünüyle yüzleşen ünlü bir aktörü canlandırıyor (Netflix)
Yönetmenliğini Noah Baumbach'ın üstlendiği Netflix filmi Jay Kelly'de George Clooney, çıktığı Avrupa yolculuğunda geçmişi ve bugünüyle yüzleşen ünlü bir aktörü canlandırıyor (Netflix)

George Clooney, beyazperdede romantik rollere artık mesafeli yaklaşıyor.

Birleşik Krallık merkezli Daily Mail gazetesine verdiği son röportajda Clooney, eşi Amal Clooney'yle yaşı üzerine yaptığı bir konuşmanın ardından, filmlerde artık "genç kadınları öpen" karakterleri canlandırmak istemediğini söyledi.

"Paul Newman'ın izlediği yolu seçmeye çalışıyorum; 'Tamam, artık filmlerde kimseyi öpmüyorum' demek gibi" diyen Clooney, sözlerini şöyle sürdürdü:

60 yaşıma geldiğimde eşimle bir konuşma yaptım. Ona, 'Bak, hâlâ çocuklarla basketbol oynayabiliyorum. 25 yaşındaki adamlarla sahadayım, hâlâ takılabiliyorum, formdayım. Ama 25 yıl sonra 85 yaşında olacağım. Ne kadar granola bar yersen ye, bu değişmeyen bir gerçek' dedim.

Clooney, kariyerini Hollywood'un en popüler romantik başrollerinden biri olarak inşa etmişti. Filmografisinde Michelle Pfeiffer'la rol aldığı Güzel Bir Gün (One Fine Day), Jennifer Lopez'le kamera karşısına geçtiği Aşk ve Para (Out of Sight), Vera Farmiga'yla oynadığı Aklı Havada (Up in the Air) ve Julia Roberts'la başrolü paylaştığı Cennete Bilet (Ticket to Paradise) gibi romantik yapımlar bulunuyor.

Ocean's Eleven yıldızının, bu kararın sinyallerini bir süredir verdiği de biliniyor. Clooney, martta 60 Minutes'a verdiği röportajda, romantik filmlerden tamamen uzaklaştığını söylemişti.

"Bakın, 63 yaşındayım. 25 yaşındaki başrol oyuncularıyla rekabet etmeye çalışmıyorum" diyen Clooney, "Bu benim işim değil. Artık romantik filmler yapmıyorum" ifadelerini kullanmıştı.

Clooney, 2022'de New York Times'a verdiği bir röportajda ise kariyerinin başlarında bir yönetmenle yaşadığı ilginç bir anıyı da paylaşmıştı. Bir öpüşme sahnesinde yönetmenin müdahalesini hatırlatan Clooney, şöyle demişti:

Kariyerimin başlarında bir kadın oyuncuyla öpüşme sahnesi çekiyorduk. Yönetmen, 'Öyle değil' dedi. Ben de, 'Dostum, bu benim tarzım! Gerçek hayatta da böyle yapıyorum!' diye karşılık verdim.

Independent Türkçe, Variety, Daily Mail, 60 Minutes, New York Times


Jeremy Allen White'tan romantik komedi açıklaması

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Jeremy Allen White'tan romantik komedi açıklaması

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Jeremy Allen White, romantik komedi türünde bir filmde başrol oynamaya sıcak baktığını ancak henüz doğru rolün önüne çıkmadığını söylüyor.

34 yaşındaki oyuncu, Variety & CNN Actors on Actors röportajında ​​oyuncu ve şarkıcı Kate Hudson'ın kendisine bir romantik komedi filminde oynamayı düşünüp düşünmeyeceğini sorması üzerine bu fikri ele aldı.

White, "Çok isterim. Daha önce hiç oynamadım ama çok eğlenceli görünüyorlar" diye yanıtladı.

46 yaşındaki Hudson, bu tür filmlerin yapımının White'ın "sandığından daha zor" olduğunu söyleyince, The Bear'la tanınan oyuncu neden şimdiye kadar bir aşk hikayesi filminde başrol oynamadığını açıkladı.

White, "Doğru karakteri bulmak konusunda endişeleniyorum çünkü klasik bir romantik komedi olmasını istiyorum" dedi. Kısa süreli bir başarı istemediğini de ekledi:

Bir anda parlayıp sönen bir şey değil, 'Harry Sally'yle Tanışınca...' (When Harry Met Sally) gibi bir şey.

Kalpten Söylenen Bir Şarkı'nın (Song Sung Blue) oyuncusu, 1989 yapımı bu klasiğin "en iyilerden biri" olduğunu kabul etti.

Hudson, romantik komediler hakkında "Doğru yapılması en zor türlerden biri" diye devam etti.

Ama hayatta ezber bozan bir etki yaratıyor. Kaç kişinin kendini iyi hissetmesini sağladığını hayal bile edemezsin.

Romantik komedi yapmak istediğini daha önce de belirten White, ekimde bir podcast'te Uğur Böceği (Lady Bird) oyuncusu Saoirse Ronan'la birlikte rol almayı çok istediğini söylemişti.

Öte yandan Hudson da Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir? (How To Lose a Guy in 10 Days), Altın Şans (Fool’s Gold) ve Sen, Ben ve Dupree (You, Me, and Dupree) gibi birçok ikonik romantik komedide rol almasıyla tanınıyor. Cameron Crowe'un 2000 yapımı hit filmi Şöhrete İlk Adım'la (Almost Famous) Penny Lane rolüyle ün kazandı.

Actors on Actors programındaki birlikteliklerinde White'a, "Rolü 19 yaşındayken aldım" dedi.

Bu bir rüyaydı. 18 yaşında müzik yazmaya başlamıştım bile ama Cameron gibi birinin müzikal bilgi kaynağı olması? Aklımı başımdan aldı ve hayatımı değiştirdi.

White henüz kendi Harry Sally'yle Tanışınca...'sını bulamamış olsa da röportajda Bruce Springsteen'in efsanevi country-folk albümü Nebraska'yı nasıl yarattığını anlatan Springsteen: Hiçlikten Kurtar Beni'deki (Springsteen: Deliver Me From Nowhere) son rolü hakkında samimi bir şekilde konuştu.

Bu performansı ona yakın zamanda En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre adaylığı kazandırdı. White, bir sonraki projesinde Aaron Sorkin'in yönettiği Sosyal Ağ'ın (The Social Network) devam filminde Anora oyuncusu Mikey Madison'la birlikte rol alacak.

Hudson ve White ikilisi, Dwayne Johnson ve Brendan Fraser, David Corenswet ve Jonathan Bailey, Stellan ve Alexander Skarsgård gibi ikililerin ardından, ödül sezonu öncesinde yapılan yıllık üst düzey oyuncu röportaj serisinin sonuncusuydu.

Independent Türkçe