Her 3 koronavirüs vakasından biri remdesivir tedavisine olumlu yanıt veriyor

Remdesivir aşısı. (EPA)
Remdesivir aşısı. (EPA)
TT

Her 3 koronavirüs vakasından biri remdesivir tedavisine olumlu yanıt veriyor

Remdesivir aşısı. (EPA)
Remdesivir aşısı. (EPA)

Koreli sağlık yetkilileri, durumu ağır olan her üç Kovid-19 hastasından birinin Gilead Sciences Şirketi tarafından üretilen remdesivir adlı antiviral ilaç ile tedavi edildikten sonra iyileştiğini açıkladı. Fransız bir uzman ise koronavirüs aşısının hazır hale gelmesinin 2021 yılına kadar mümkün olmadığını belirttiği açıklamasında sosyal mesafe  kuralına daha fazla dikkat edilmesi çağrısında bulundu.
Koreli sağlık yetkilileri yaptıkları açıklamada, iyileşmenin ilaç veya diğer faktörlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurguladı. Kore Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri cumartesi günü çeşitli hastanelerde remdesivir ilacı ile tedavi edilen 27 hastanın sonuçlarını açıkladı.
Kore Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri Müdür Yardımcısı Kwon Jun-wook yaptığı açıklamada, 3 hastanın durumu kötüleşirken 9 hastanın durumunun iyileştiğini, 15'inin durumunda ise hiçbir değişiklik olmadığı bilgisini verdi. Ayrıca remdesivir ilacının faydasını netleştirmek için hasta bağışıklığının ve diğer tedavilerin göz önünde bulundurularak daha fazla analiz yapmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Remdesivir, ABD'deki klinik çalışmalarda iyileşme sürelerinin kısaltılmasına yardımcı olduktan sonra Kovid-19'u tedavi amacıyla küresel çapta da hızla yayıldı.
Güney Kore de dahil olmak üzere birçok ülke ilacı, koronavirüsün neden olduğu hastalıklar için tedavi listesine ekledi. Ancak henüz herhangi bir aşı onaylanmadı.
Fransa’da Kovid-19 Bilimsel Konseyi Üyesi olan Epidemiyolog Arnaud Fontanet, BFM TV’ye yaptığı açıklamada "aşının geliştirilmesinin birkaç yıl alacağını" söyledi. Fontanet, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Şu an bir aşı geliştirebilmek için eşi benzeri görülmemiş çabalar gösteriliyor. Ancak 2021'de etkili bir aşıya ulaşmayı başarırsak buna çok şaşırırım.” 
Kısmen faydalı bir aşı geliştirmenin mümkün olmasına rağmen krizin sonunun halen çok uzakta olduğuna dikkat çeken Fontanet sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu nedenle bu virüsle yaşamak zorundayız. Yetkililerin karantinayı yeniden düzenlemesi pek mümkün olmadığından insanlar daha ciddi alışkanlıklara bağlı kalmalıdır. En büyük tehdit kalabalıklardır. En azından bu yaz sosyal mesafe kuralına özen gösterelim."
Cumartesi günü binlerce kişinin Fransa’daki Nice sahilinde kalabalık bir partiye katılması sosyal medyada öfkeye neden olmuştu. Fransa'daki bir grup doktor da hükümeti, virüsün ikinci bir dalgasından kaçınmak için kamu binalarının içinde maske takmayı zorunlu hale getirmeye çağırdı.
Fontanet ayrıca gemilerin, spor salonları ve ibadet yerleri gibi kapalı alanların vakaların ortaya çıkma ihtimaline karşı en savunmasız yerler olduğunu belirtti.
Fransız hükümeti geçen çarşamba yaptığı açıklamada ikinci bir Kovid-19 dalgasına hazırlandıklarını duyurdu. Ancak ülke çapında kapatma uygulamaları yerine evlere veya yakın işletmelere sipariş verilmesini sağlamak gibi önlemlere başvuracaklarını belirtti.



Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzmanlar, "çocukları ömür boyu obeziteye hazırlayan" aşırı işlenmiş bebek mamalarının "süpermarket raflarını ele geçirdiği" uyarısında bulundu.

Leeds Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışma, reyonları dolduran bebek maması ürünlerinin üçte birinin, uzun vadeli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda (UPF) olarak sınıflandırıldığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca, endüstriyel olarak üretilen gıda ürünlerinde doğal içerikleri öne çıkaran "yanıltıcı" etiketler konusunda ebeveynleri uyardı.

Ekip, önde gelen markalara ait 600 bebek maması ürününü analiz etti ve bebek atıştırmalıklarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 87'sinin, bebek kahvaltılık gevreklerinin ise yüzde 79'unun UPF olarak sınıflandırıldığını tespit etti. Bu, sözkonusu gıdaların genellikle ev yemeklerinde bulunmayan malzemelerle endüstriyel teknikler kullanılarak üretildiği anlamına geliyor.

Ayrıca, bebekler için pazarlanan popüler atıştırmalıklarda "endişe verici eğilimler" buldular. Bunlar arasında "erimiş" şişirilmiş atıştırmalıklar ve meyve bazlı çiğnemelik ve barlar da var.

Çalışmanın yazarları, Birleşik Krallık hükümetine UPF'ler konusunda daha sıkı düzenlemeler getirmesi çağrısında bulunarak, sunulan gıdaların "küçük çocukların büyürken yemesi gerekenlere çok az benzediğini" söylüyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Leeds Üniversitesi'nde çocuk beslenmesi uzmanı olan Dr. Diane Threapleton şunları söyledi:

Bebek reyonunda aşırı işlenmiş atıştırmalıklar, tatlılar, kahvaltılık gevrekler ve hatta öğünlerin baskın olduğunu görüyoruz. Bunlar genellikle sağlıklı, organik veya 'ilave şeker içermez' iddialarıyla pazarlanıyor ancak küçük çocukların büyürken yemesi gereken gıdalara çok az benzeyen içeriklere sahipler ve yoğun işleme tabi tutuluyorlar. Bu ürünler, bebekleri en başından itibaren aşırı işlenmiş, aşırı tatlı yiyeceklere istek duymaya itiyor. Bu, hükümetin daha sağlıklı bir nesil yetiştirme konusunda ciddi olduğunu göstermesi için gerçek bir fırsat. Bebek maması reyonunun mevcut durumu kabul edilemez ve artık gözardı edilmemeli.

Çalışmaları, hükümetin "yanıltıcı" etiketlere sahip şekerli atıştırmalıkların satışını engellemek için "acilen" harekete geçmesi gerektiğini belirten Obezite Sağlık İttifakı (OHA) tarafından destekleniyor.

OHA Direktörü Katharine Jenner şunları söyledi:

Hükümetin 10 Yıllık Sağlık Planı, obeziteyi sona erdirmek için büyük bir hedeften bahsediyor ancak erken çocukluk dönemindeki açığı kapatmadığımız sürece asla bu hedefi yakalayamayız. Sağlıklı bir yaşam doğumdan itibaren başlar, bebeklerimize ve küçük çocuklarımıza gelişimlerini ve uzun vadeli sağlıklarını olumsuz etkileyen aşırı işlenmiş gıdalar veriyoruz. Bebek maması reyonu, çocukları ömür boyu kötü beslenme alışkanlıklarına, obeziteye ve diş çürümesine sürükleyen şekerli, aşırı işlenmiş atıştırmalıklarla dolu. Birleşik Krallık bir ağız sağlığı krizinin pençesindeyken, hükümetin bebek maması şirketlerinin yanıltıcı etiketlere sahip yüksek şekerli gıdaları satmasını acilen sınırlaması gerekiyor. Bu ürünler, çocuklarının sağlığını her şeyin üstünde tutmak isteyen ebeveynlerin ve bakıcıların iyi niyetlerini gölgeliyor.

Independent Türkçe