Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun: İkinci dönem cumhurbaşkanlığı adaylığım koşullara bağlı

Cumhurbaşkanı Tebbun, 19 Aralık 2019 tarihinde başkent Cezayir’de askeri yeminini ediyor (Reuters)
Cumhurbaşkanı Tebbun, 19 Aralık 2019 tarihinde başkent Cezayir’de askeri yeminini ediyor (Reuters)
TT

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun: İkinci dönem cumhurbaşkanlığı adaylığım koşullara bağlı

Cumhurbaşkanı Tebbun, 19 Aralık 2019 tarihinde başkent Cezayir’de askeri yeminini ediyor (Reuters)
Cumhurbaşkanı Tebbun, 19 Aralık 2019 tarihinde başkent Cezayir’de askeri yeminini ediyor (Reuters)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abbulmecid Tebbun, iktidarda kalmayı planlamadığını, ikinci dönem adaylığını düşünmek için diğer koşulların yerine getirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Tebbun, Nisan 2019’un başlarında sokak hareketliliği ve ordu liderliği baskısı altında istifa eden Abdulaziz Buteflika yerine, beş yıllık bir cumhurbaşkanlığı dönemi için 12 Aralık’ta Cezayir Cumhurbaşkanı olarak seçildi.
Tebbun, 13 Temmuz’da Fransa merkezli L'Opinion gazetesine yaptığı açıklamada, “Klasik plana karşıyım ve siyasi parti kurmama sözü verdim. Ancak başkanlık programımı uygulayabilmek için halk tabanına ihtiyacım var. Prensip olarak bir dönemliğine seçildim ve bu dönemin sonunda toplumsal ve ekonomik sorunların kısmen çözüldüğü barışçıl koşullara ulaşmayı umuyorum. Geçiş süreci adsız. Yeniden adaylığı düşünebilmem için diğer koşullar sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tebbun, daha fazla sakinlik tedbirinin alınacağını ve halk hareketi tutuklularının serbest bırakılacağını söylerken, muhalefetin ve sivil toplumun önemine de dikkati çekti. Ancak Cumhurbaşkanı, muhalefetin hakaret ve ayaklanmayla olmaması gerektiğini vurguladı. Abbulmecid Tebbun, cumhurbaşkanının yetkilerini tanımlayan ve uzlaşıya dayalı kalıcı bir anayasa sağlamayı istediklerini belirterek, yeni anayasanın ‘cumhurbaşkanının rolünü sınırlandırarak ve parlamentonun yürütme organı üzerindeki denetim rolünü güçlendirerek’ geçmiş sapmalara son vereceğini kaydetti.
Öte yandan emekli bir general ve Cezayir Savunma Bakanlığı’nda eski bir yetkili, 13 Temmuz’da, aleyhindeki ‘suçlamaları’ protesto etmek için hapishanesinde açlık grevi başlattı. Yetkili, masum olduğunu savunurken, kendisine de aynı suçlamayla karşı karşıya kalan birçok siyasi aktivist gibi davranılmasını istedi.
Savunma Bakanlığı eski genel müdürü Ali Gadiri’nin avukatı Halid Burayu, Şarku’l Avsat’a yaptığı eski tarihli bir açıklamada, müvekkilinin ‘sesini üst düzey makamlara duyurmak için’ açlık savaşına girmek zorunda kaldığını belirtmiş ve aleyhindeki ‘ordunun moralini zayıflatma’ suçlaması karşısında masum olduğunu ifade etmişti. Aynı şekilde geçici bir tahliye durumundan faydalanmak için gerekli tüm koşullara sahip olduğunu belirten Burayu, ancak Cezayir Yargı Konseyi’ndeki suçlama odasının, bu konudaki taleplerini 3 kez reddettiğini vurgulamıştı. 65 yaşındaki Gadiri, Haziran 2019’dan bu yana tutuklu yargılanıyor ve tutukluluk nedenini tam olarak bilmiyor. Avukatları, geçen yılın sonlarında ölen Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in ‘özel mecliste kendisine saldırdığı’ suçlamasıyla, tutuklandığını belirtiyor. Savcılık ise Gadiri hakkında, ‘ihanet ve yabancı güçlerin çıkarına casusluk yapma’ ve ‘ordunun moralini zayıflatma’ suçlamasında bulundu. Gadiri’nin avukatlarından biri, “İlk suçlama, 18 Nisan 2019 tarihinde yapılması planlanan ve daha sonra iptal edilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin arifesinde Cezayir’de çalışan batılı diplomatlarla olan toplantılarıyla ilgili” dedi.
Avukat, toplantıda Cezayir’deki yabancı yatırımlar, düşen petrol fiyatları ve düşük üretim sonrasında ülkenin karşı karşıya kaldığı finansal sorunlar hakkında Gadiri’nin bir açıklama yaptığına dikkati çekti. Gadiri’nin, eski Cumhurbaşkanı Buteflika’nın beşinci dönem adaylığına tanık olan seçimlere aday olması da dikkat çekici. Kayid Salih, Buteflika’ya olan siyasi sadakati dolayısıyla Gadiri’nin adaylığına şiddetle karşı çıkmıştı. Ancak sokakların ayaklanması ve Buteflika’nın istifası sonrasında tavrı tersine döndü. Ayaklanmalar 2 Nisan 2019 tarihinde patlak vermiş, Buteflika da aynı gün istifa etmişti.
 Avukat Halid Burayu, suçlama odasının 10 Nisan’da Gadiri’yi ‘vatana ihanet ve casusluk’ ile suçladığına dikkati çekti.
Avukat, “Sayın Gadiri, tutukluluk nedeninin seçim savaşında koşmakta ısrar etmesi olduğuna inanırken, iktidardaki bazı yetkililer bunu şiddetle reddediyorlar. Bağlı olduğu askeri kuruluşa karşı çıkması akıllıca mı? Savunma Bakanlığı’ndaki üst düzey bir subayın ve eski bir yetkilinin askeri personelin moralini bozmaya çalışması mantıklı mı? Bunlar akıllıca değil. Onu suçlayan taraf da bunu kanıtlayamaz. Mahkemenin bu suçlarla yargıladığı ve Gadiri ile aynı suçlamalara maruz kalan birçok kişinin aksine suçlama odası, konuyu ceza mahkemesine sunmaya karar verdi” değerlendirmesinde bulundu.
Gadiri, 4 Nisan 2019 tarihinde Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, askeri kuruluşun, sokakların Buteflika iktidarının devamlılığını reddetmesi karşısındaki tavrına övgüde bulunmuştu. Bu çerçevede Ali Gadiri, “Devlet ve düzen karıştırılmamalıdır. Devlet, halk ulusal ordusu da dahil kuruluşlara sahiptir. Ordu bir milis değildir ve ulusun, halkın ve devletin hizmetindedir. Bunu iltifat için söylemiyorum, bu bir gerçek. Eğer ordu olmasaydı, Buteflika’nın çevresindekiler istediklerini yapabilirdi, beşinci bir döneme gidip belki de sonsuza kadar iktidarda kalabilirlerdi” ifadelerini kullandı.
5 Temmuz’daki bağımsızlık kutlamaları münasebetiyle ordu, yerel bir gazetede yayınladığı ve ‘Buteflika’ya destekten vazgeçilmesi’ çağrısı yaptığı bir makale dolayısıyla Kayed Salih tarafından hapsedilen ve yaklaşık 1 yıldır cezaevinde bulunan General Hüseyin bin Hadid’i tahliye etti. Mevcut Genelkurmay Başkanı Korgeneral Said Şangariha, Bin Hadid aleyhindeki suçlamaları iptal etti.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.