Iraklılar Krallık dönemine olan özlemlerini dile getirdi

Irak'ın durumu monarşi döneminde mi yoksa cumhuriyet sisteminde mi daha iyiydi? 14 Temmuz 1958 darbesinin yıldönümü üzerine bir Irak tartışması. (AFP)
Irak'ın durumu monarşi döneminde mi yoksa cumhuriyet sisteminde mi daha iyiydi? 14 Temmuz 1958 darbesinin yıldönümü üzerine bir Irak tartışması. (AFP)
TT

Iraklılar Krallık dönemine olan özlemlerini dile getirdi

Irak'ın durumu monarşi döneminde mi yoksa cumhuriyet sisteminde mi daha iyiydi? 14 Temmuz 1958 darbesinin yıldönümü üzerine bir Irak tartışması. (AFP)
Irak'ın durumu monarşi döneminde mi yoksa cumhuriyet sisteminde mi daha iyiydi? 14 Temmuz 1958 darbesinin yıldönümü üzerine bir Irak tartışması. (AFP)

Irak’ta 1958'de Abdülkerim Kasım liderliğinde gizli bir askeri grup olan Hür Subaylar tarafından gerçekleşen 14 Temmuz Devrimi’nin dün 62. yıldönümüydü. O günün sabahında gerçekleşen askeri darbe, Irak'taki koşulları daha iyi bir duruma mı getirdi? Yoksa Haşimi kraliyet ailesine karşı işlenen bir katliam suçu olarak mı kaldı?
Günümüzde monarşi ve cumhuriyet sistemi konusunda hangisinin Irak için daha iyi olduğu tartışması yaşansa da, bu yeni bir durum değil. Altmışlı yıllardan itibaren başlayan tartışmalar, Nasıriye dalgası ve daha sonra kendi tanımlarıyla sömürgecilik ve emperyalizme karşı hedefleri ve sloganları ile bölgeye hakim olan Baas döneminde kademeli olarak ilerledi. Buna karşılık, feodal beyler, büyük aristokrat ve burjuva aileler ve Irak'taki orta sınıfı temsil eden monarşiyi savunan bir azınlık söz konusuydu. Baas Partisi’nin 1968'de Irak'ta iktidara gelmesi ve 1970'lerin başından beri Saddam Hüseyin fenomeninin ortaya çıkmasıyla eski monarşiye, sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı sloganlara devam edildi. 80’li yıllar, araştırma merkezleri, gizli dergiler, politikacılar ve Irak'taki üst düzey düşünürler tarafından yönetilen "14 Temmuz Devrimi" döneminin entelektüel ve politik incelemelerine tanıklık etti.
Saddam'ın 2003'te devrilmesinden sonra Kraliyet Sarayı katliamı sırasında küçük bir çocuk olan kraliyet ailesinin hayatta kalan son üyesi Şerif Ali bin Hüseyin muhalif bir isim olarak öne çıktı. Şerif Ali, o sırada Iraklıların monarşiye dönmeyi mi yoksa cumhuriyet sisteminde mi kalmayı tercih ettikleri konusunda referandum yapmaya çalıştı. Ancak Baas’ın devrilmesinden sonra Irak parlamentosunda bir milletvekilinin desteğine bile ulaşamadı
Şuan ki durum, Iraklılar arasında sosyal medyada gerçekleşen tartışma yüzdesine göre farklı görünüyor. O dönemin destekçilerine göre Irak'ta güvenlik ve istikrarın söz konusu olduğu ve büyük projeler başlatılan kraliyet dönemi için açık bir destek ve Iraklılar arasında Abdülkerim Kasım konusunda da net bir ayrım yaşandı. Bazıları onu kraliyet ailesinin öldürülmesinden sorumlu tutarken bazıları ise 60 yıldan uzun bir süre önce gerçekleşen Irak’taki darbeye ilişkin "zühtü ve dürüstlüğü" nedeniyle hatasının olmadığını düşünmek için yeterli olacağını savundu.
Iraklılar dün Twitter’da "Kara Temmuz Darbesi" etiketiyle paylaşımlarda bulundu. Buna karşılık "Ulusun Lideri Abdülkerim Kasım" etiketi de hızla yayıldı.



Hamas: Netanyahu anlaşmayı engelliyor, "kötü ve zararlı" niyetlere sahip

Filistinli çocuklar İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki El-Bureyc mülteci kampına düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazını inceliyor (AFP)
Filistinli çocuklar İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki El-Bureyc mülteci kampına düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazını inceliyor (AFP)
TT

Hamas: Netanyahu anlaşmayı engelliyor, "kötü ve zararlı" niyetlere sahip

Filistinli çocuklar İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki El-Bureyc mülteci kampına düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazını inceliyor (AFP)
Filistinli çocuklar İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki El-Bureyc mülteci kampına düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazını inceliyor (AFP)

Filistinli Hamas hareketi dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tüm tutukluların bir kerede serbest bırakılması için bir anlaşmaya varılamayacağı yönündeki açıklamalarını “kötü ve zararlı” niyetini teyit etmekle eleştirdi.

Hamas açıklamasında, Netanyahu'nun tutukluların serbest bırakılmasını ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın durdurulmasını sağlayacak bir anlaşmaya varılmasının önüne engeller koyduğunu ileri sürdü.

Hareket açıklamasında, daha önce “saldırganlığın kalıcı olarak durdurulmasını, işgal ordusunun kapsamlı bir şekilde geri çekilmesini ve serbest yardım akışını sağlayacak bir anlaşma karşılığında tüm mahkûmların bir kerede serbest bırakılacağı kapsamlı bir takas anlaşmasına varmayı teklif ettiğini, ancak Netanyahu'nun o zaman bu teklifi reddettiğini ve oyalamaya ve daha fazla engel koymaya devam ettiğini” ifade etti.

Hamas, hem Filistin hem de İsrail tarafındaki tutukluların serbest bırakılması karşılığında savaşın durdurulmasını sağlayacak bir anlaşmaya yönelik müzakerelerde “olumlu ve sorumlu” yaklaşımını sürdürdüğünü vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth gazetesinden aktardığına göre  Netanyahu dün, Gazze'de tutuklu bulunanların ailelerine, ailelerin müzakere edilmekte olan “kısmi anlaşma” formülüne karşı olduklarını ifade etmelerinin ardından, tüm Gazze tutuklularının aynı anda serbest bırakılmasına yönelik bir anlaşmaya varmanın mümkün olmadığını söyledi.

Netanyahu, Gazze'nin askerden arındırılması koşuluyla, 60 günlük bir ateşkes süresince Gazze'de kalıcı bir ateşkesi müzakere etmeye hazır olduğunu teyit etti ve bu süre içinde benzer bir anlaşmaya varılmaması halinde savaşı yeniden başlatma sözü verdi.

Doha'da Hamas ile müzakere edilen anlaşmanın ilk 60 gününde 10 tutuklunun serbest bırakılmasının, tüm tutukluların serbest bırakılmasının bir parçası olacağını söyledi.

Savaşın sona erdirilmesinin, 60 günlük bir ateşkes anlaşmasına varıldıktan ve tutukluların serbest bırakılmasına başlandıktan sonra müzakere edileceğini ifade etti.