ABD’den Huawei çalışanlarına yaptırım kararı

Huawei'nin İngiltere'deki genel merkezindeki logosu (Reuters)
Huawei'nin İngiltere'deki genel merkezindeki logosu (Reuters)
TT

ABD’den Huawei çalışanlarına yaptırım kararı

Huawei'nin İngiltere'deki genel merkezindeki logosu (Reuters)
Huawei'nin İngiltere'deki genel merkezindeki logosu (Reuters)

ABD yönetimi, Çin yönetiminin Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki insan hakları ihlallerine "materyal sağladığını" iddia ettiği Çinli teknoloji firması Huawei'nin bazı çalışanlarına, vize kısıtlaması getirdi. 
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yaptığı yazılı açıklamada, Çin Komünist Partisi'nin insan hakları ihlallerinin dünyada ilk sıralarda yer aldığını belirtti. 
Göçmenlik ve Milliyet Kanunu çerçevesinde, Dışişleri Bakanlığının "ABD'nin dış politikasına zarar vereceğine" inandığı kişileri ülkeye kabul etmeme hakkı olduğunu anımsatan Pompeo, "Bugün, Dışişleri Bakanlığı, küresel çapta insan hakları ihlallerinde bulunan rejimlere materyal sağlanan Çinli teknoloji firmalarının bazı çalışanlarına vize kısıtlaması getiriyor" ifadesini kullandı. 

Tüm dünyadaki telekomünikasyon şirketlerine mesaj
Söz konusu şirketler arasında teknoloji devi Huawei'nin de bulunduğuna işaret eden Pompeo, Huawei'yi siyasi muhalifleri sansürleyen ve Sincan'daki kamplarda büyük çaplı gözaltılar yapan Çin Komünist Partisinin "bir kolu" olarak nitelendirdi. 
Pompeo, "Bazı Huawei çalışanları, insan hakları ihlalleri işleyen Çin Komünist Partisi rejimine materyal desteği sağlamaktadır. Tüm dünyadaki telekomünikasyon şirketleri, şu mesajı düşünmeli: Huawei ile iş yaparlarsa, insan hakları ihlalcileri ile iş yapıyorlar demektir" değerlendirmesinde bulundu.

Birleşik Krallık'ın kararı
Birleşik Krallık Kültür, Medya ve Spor Bakanı Oliver Dowden, Çinli Huawei şirketinin ekipmanlarının 2027 yılına kadar 5G altyapısından çıkarılmasına karar verildiğini bildirmişti.
Parlamentoda konuşan Oliver, Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’nin (NCSC) danışmanlığında Huawei’nin 5G altyapısındaki rolünün incelendiğini, ABD’nin Çinli teknoloji şirketine uyguladığı yaptırımlar nedeniyle hükümetin daha önceki değerlendirmesinin değiştiğini söylemişti.
Dowden, ABD’nin şirkete yönelik yaptırımlarının şirketin ülkedeki 5G altyapısındaki ekipman ihtiyacını karşılayabilme kabiliyetini ciddi biçimde olumsuz yönde etkileyebileceğini de söylemişti.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP