Körfez ülkelerinde koronavirüs... Suudi Arabistan’da iyileşen vaka sayısı 183 bini aştı

Suudi Arabistan, çalışanların tekrar işbaşı yapmasıyla iş yerlerini dezenfekte etme çalışmalarını sürdürüyor (SPA)
Suudi Arabistan, çalışanların tekrar işbaşı yapmasıyla iş yerlerini dezenfekte etme çalışmalarını sürdürüyor (SPA)
TT

Körfez ülkelerinde koronavirüs... Suudi Arabistan’da iyileşen vaka sayısı 183 bini aştı

Suudi Arabistan, çalışanların tekrar işbaşı yapmasıyla iş yerlerini dezenfekte etme çalışmalarını sürdürüyor (SPA)
Suudi Arabistan, çalışanların tekrar işbaşı yapmasıyla iş yerlerini dezenfekte etme çalışmalarını sürdürüyor (SPA)

Suudi Arabistan’da vaka oranlarında artışın görüldüğü normal hayata dönme sürecinden yaklaşık bir ay sonra, kritik vaka sayısında bir düşüş kaydedilmesiyle vaka eğrisi tekrar aşağı düşmeye başladı. Bunun yanı sıra günde 3 binin altında vaka kaydedilmesiyle vaka oranları bir istikrara kavuştu. Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada 2 bin 671 kişi de daha yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tespit edildiğini, 5 bin 488 kişinin iyileştiğini ve 42 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Böylece ülke genelinde toplam vaka sayısı 240 bin 474’e ulaşmış oldu. Hastalardan 183 bin 48’inin iyileştiği, 55 bin 101 aktif vaka olduğu ve bunlardan 2 bin 221’inin durumunun kritik olduğu bildirildi. Bunun yanı sıra toplam ölü sayısı 2 bin 325’e ulaştı.
Günlük vaka sayısının 4 bini aştığı günlerin ardından art arda beş gün boyunca 3 binden az vaka kaydedilmesiyle Suudi Arabistan’ın vaka eğrisi aşağı doğru düşmeye başladı. Kritik vakalara gelince, geçen salı günü durumu kritik olan kişi sayısı 2 bin 230 iken dün itibariyle bu sayı 2 bin 221’e düştü. Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali yaptığı açıklamada ülke genelinde uygulanan Kovid-19 test sayısının 2 milyon 300 bini aştığını duyurarak “Kovid-19 salgını hala devam ediyor… Normal hayata dikkatli bir şekilde dönmeliyiz” ifadelerini kullandı.

- Bahreyn
Bahreyn’de İslami İşler Yüksek Kurulu camilerde kılınan namazların askıya alınma kararının geçerliliğini hala koruduğunu ve ilgili sağlık yetkilileri tarafından kararlaştırıldığı gibi salgının yayılma göstergelerinde gereken azalma sağlanana dek topluca yapılan ibadetlerin durdurulduğunu açıkladı. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada 5 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle Kovid-19 kaynaklı ölü sayısının 116’ya çıktığı duyuruldu. Bunun yanı sıra kapsamlı test uygulamaları yapmaya devam eden Bahreyn’de dün itibariyle toplamda 688 bin kişiye test yapılmış oldu.

- Kuveyt
Kuveyt Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada 703 yeni Kovid-19 vakası tespit edildiği duyuruldu. Böylece ülke genelinde teyit edilen toplam vaka sayısı 56 bin 877’e ulaşmış oldu. Diğer taraftan 3 kişinin daha virüse yenik düşerek hayatını kaybettiği ve böylece toplam ölü sayısının 399’a ulaştığı bildirildi. 736 kişinin daha iyileşmesiyle iyileşen vaka sayısı ise 46 bin 897’ye çıkmış oldu.

- Umman
Umman Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada 8 kişinin Kovid-19 yüzünden hayatını kaybettiğini ve böylece ülke genelinde hayatını kaybeden kişi sayısının 281’e çıktığını duyurdu. Bakanlık bin 679 kişiye daha Kovid-19 tanısı konulduğunu ve böylece toplam vaka sayısının 61 bin 247’ye çıktığını bildirdi. Aynı zamanda dün bin 51 vakanın iyileşmesiyle toplamda iyileşen kişi sayısı 39 bin 38’e ulaşmış oldu. Bakanlık son 24 saatte 4 bin 613 test yapıldığını belirtti.

- Katar
Katar Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamalara göre Kovid-19 yüzünden bir kişinin daha hayatını kaybetmesiyle ülke genelinde toplam ölü sayısı 151’e ulaştı. 450 yeni vaka kaydedilmesiyle de toplam vaka sayısı 104 bin 983’e ulaştı. Aynı zamanda 477 kişinin daha iyileşmesiyle toplam iyileşen vaka sayısı da 101 bin 637’ye ulaştı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.