Filistin lideri Abbas: İlhak planı durursa müzakereye hazırız

2017’de İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile Filistin lideri Mahmud Abbas (Getty Images)
2017’de İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile Filistin lideri Mahmud Abbas (Getty Images)
TT

Filistin lideri Abbas: İlhak planı durursa müzakereye hazırız

2017’de İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile Filistin lideri Mahmud Abbas (Getty Images)
2017’de İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile Filistin lideri Mahmud Abbas (Getty Images)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Batı Şeria’yı ilhak planını durdurması halinde İsrail ile müzakerelere hazır olduklarını açıkladı.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile telefonda görüşen Abbas, ilhakın durdurulması halinde başka ülkelerin de katılımıyla Ortadoğu Dörtlüsü komitenin gözetiminde uluslararası meşruiyet temelinde müzakerelere katılmaya hazır olduklarını belirtti.
Abbas, görüşmede, Filistin’in bir karış toprağının bile ilhak edilmesini reddettiklerini yineleyerek, bunun Arap dünyası ve uluslararası toplumun pozisyonu olduğunu vurguladı.
Filistin lideri, İngiltere’ye, ilhakı durdurma ve yeni bir siyasi süreç başlatması için baskı uygulama noktasında elinden geleni yapma çağrısında bulundu.
Abbas, İngiltere’nin uluslararası meşruiyet temelinde barışın sağlanmasına destek verme ve uluslararası meşruiyet kararlara aykırı biçimde Filistin topraklarının ilhakını reddetme konusunda oynadığı role övgüde bulundu.
İngiltere Başbakanı Johnson ise ülkesinin ‘iki devletli’ çözüm temelinde barışın sağlanmasına destek verme pozisyonunu vurgulayarak, İsrail’in uluslararası meşruiyet kararlarına aykırı hareket ederek Filistin topraklarını ilhak etmesini reddettiklerini ifade etti.
Johnson, ülkesinin barışı desteklemeyi sürdüreceğini ve bu yönde elinden geleni yapmaya hazır olduğunu kaydetti.
İki lider önümüzdeki dönemde iletişim ve koordinasyonu sürdürmede mutabık kaldı.
Abbas’ın Ortadoğu Dörtlüsü gözetiminde yeni müzakerelere başlama kararı, çeşitli ülkelerin İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmesi durumunda yaşanacak muhtemel çatışmaları engellemek için yeni müzakereler başlatmaya çabaladıkları bir dönemde geldi.
Filistin yönetimini Yüzyılın Anlaşması’yla mücadelede yeni müzakere kararına iten, Arap, AB ve bölge ülkelerinin yanı sıra Rusya ve Çin’den aldığı destektir.
Filistin yönetimi daha önce Ortadoğu Dörtlüsüne (AB, BM, Rusya ve ABD) gönderdiği mektupta, “Yasa ve düzeni uygulamak için sınırlı silahlanma ve güçlü polis teşkilatına sahip devletimizi kurmaya hazırız. Sınır ve güvenlikle ilgili Barış Anlaşması’na saygının güvence altına alınması için BM’den üçüncür bir müzakerecinin varlığını kabul etmeye hazırız” ifadeleri kullanıldı.
Mektupta ayrıca 4 Haziran 1967 sınırları temelinde ikili anlaşmaz imzalamak için sınırda önemsiz değişikliklerin yapılması öneriliyor.
İsrail, içerdeki siyasi taraflar arasında ve ABD ile yaşanan ihtilafların yanı sıra giderek artan uluslararası muhalefet nedeniyle ay başında hayata geçirmesi beklenen ilhak planını şimdiye kadar uygulayamadı.
AB’nin Kudüs temsilcisi Sven Kühn von Burgsdorff, Çarşamba günkü açıklamasında, İsrail’in Batı Şeria’nın bazı bölümlerini ilhak planının AB tarafından tanınmayacağını ilan etti.
Burgsdorff, Fetih Hareketi Merkez Yürütme Kurulu Genel Sekreter Yardımcısı Sabri Saydam ile Ramallah’ta yaptığı görüşmede, “AB, hiçbir ilhak eylemini veya bölgeyi şiddet sarmalına itecek ve barış sürecini baltalayacak tek taraflı hiçbir adımı tanımayacak” dedi. Burgsdorff ayrıca AB’nin, Filistin halkının 1967 sınırları üzerinde bağımsız bir devlet kurma hakkının yanında olduğunu vurguladı.



Faşir’den kaçanlar: Ağaçlara asılı cesetler gördük

HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)
HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Faşir’den kaçanlar: Ağaçlara asılı cesetler gördük

HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)
HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)

Faşir’deki saldırılardan sağ kalanlar, geçtiğimiz ekim ayında Sudan'ın Kuzey Darfur eyaletinin yönetim şehri Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) eline geçmesinden bu yana maruz kaldıkları veya tanık oldukları korkunç ihlalleri anlattılar.

Yedi yakın aile üyesiyle birlikte Faşir’den kaçan, ancak beraberindekilerin başlarına ne geldiğini bilmeyen Ahmed Cibril, “O gece çıplak ayakla ve pijamalarımızla yola çıktık ve yolda HDK üyelerinin yoğun ateşi altında kaldık... Birçoğu öldü ve yaralandı” dedi. Faşir’den yaklaşık 60 kilometre uzaklıktaki et-Tavile Mülteci Kampı’na giderken onlarca kişinin açlık ve susuzluktan öldüğünü, diğerlerinin ise aldıkları ağır yaralar nedeniyle hayatını kaybettiğine tanık olduğunu ekledi.

Telefonla Şarku’l Avsat’a konuşan sağ kalanlar, HDK’nın yüzlerce aileyi gözaltı merkezlerinde ve barınaklarda zorla alıkoymaya devam ettiğini ve birçoğunun açlıktan öldüğünü veya vurulduğunu söyledi.

Sağ kalanlardan biri şöyle dedi:

Ağaçlara asılmış kadın ve erkeklerin cesetlerini gördük, kimse onlara yaklaşamadı.

Faşir'in HDK’nın eline geçmesinden birkaç gün sonra şehirden ayrılan Avukat Adam İdris şöyle konuştu:

“HDK bizi camilere gitmeye zorladı, orada bizi videoya aldı ve ardından her şeyin normal seyrinde gittiğini söyleyen videolar yayınladı, oysa gerçekte silahsız vatandaşları gözaltına alıyor ve serbest bırakılmaları karşılığında büyük miktarlarda para talep ediyordu.”

İki çocuk annesi bir kadın ise şöyle anlattı:

“Kadınları sıraya dizip silahlarını bize doğrulttular ve sonra para ve altın var mı diye bakmak için giysilerimizi aradılar. HDK üyeleri tarafından cinsel şiddete ve insanlık dışı muameleye maruz kaldık. Bize ırkçı hakaretler ettiler.”

Sudan’da 2023 yılının nisan ayı ortalarında, tüm güçleri tek bir ordu altında birleştirme çabaları sırasında ordu ile HDK arasında başlayan anlaşmazlık silahlı çatışmaya dönüştü.


Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
TT

Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)

Şam, bugün ‘kurtuluşunun’ birinci yıldönümünde Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü, eski rejimin çöküşünü ve lideri Beşşar Esed'in ülkeden kaçışını kutluyor.

Adeta bir tatil havasının hakim olduğu başkentte, geri dönüş hakkının sevinci, hatıraların ağırlığıyla iç içe geçmiş durumda. Sokaklar ise ‘karanlık dönemin’ sembollerinin yerini alan yeni bir kimliği yansıtıyor. Silahlı grupların üyeleri yeni devletin güvenlik kurumlarına entegre edilirken Şamlılar gelecekleriyle ilgili endişelerinin bir kısmından kurtulmuş durumdalar.

Süslemelerin, kalabalıkların, dolu otellerin ve yıllarca süren sürgünün ardından geri dönenlerin ardında, hala kayıp olanların aileleri ve yıkılmış bölgelerin sakinleri arasında hiç bitmeyecek bir hüzün var. Yine de insanlar, sanki ‘duvarların artık kulakları yokmuş’ gibi, açıkça konuşma cesaretini yeniden kazandılar ve bireysel karar verme gücünü ve geri dönme hakkını yeniden kazandıklarına dair genel duygularını ifade ettiler.

Bu değişim, 8 Aralık 2024 tarihinde Beşşar Esed'in ülkenden kaçışının ardından yaşanan hareketli gecenin hatıralarını silebilmiş değil. O gece, güvenlik kurumları çöktü, silahlı gruplar kritik öneme sahip karargahları yağmalamak için acele etti ve eski rejimin üyeleri üniformalarını sokaklarda bıraktı. Şam kaosun eşiğine gelmişti.

Ancak Cisr el-Ebyad, Bab Tuma ve el-Kassa gibi mahalleler, doktorlar, öğrenciler ve tüccarlardan oluşan geçici mahalle komiteleri sayesinde kendilerini korumayı başardılar. Bu girişimler sayesinde 200'den fazla hırsız tutuklandı ve mezhep çatışmaları önlerken halkın durumun kontrolden çıkmasını engelleme yeteneğini ortaya koydu.

Öte yandan Tahran'da bugün, İran'ın Suriye'deki dayanak noktasını kaybetmesi, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ‘dış komplo’ hakkındaki konuşması, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Suriye'yi ‘35. Eyalet’ olarak görmesi, diplomasinin savunulması ve milletvekillerinin on milyarlarca doların israf edildiği yönündeki suçlamaları arasında ‘direniş çadırının ana direğinin’ çöküşüyle ilgili çelişkili haberler basında yer alıyor.


Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.