Kuveyt, Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmek için Lübnan’ı ‘sakinleşmeye’ çağırdı

Kuveyt, Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmek için Lübnan’ı ‘sakinleşmeye’ çağırdı
TT

Kuveyt, Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmek için Lübnan’ı ‘sakinleşmeye’ çağırdı

Kuveyt, Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmek için Lübnan’ı ‘sakinleşmeye’ çağırdı

Lübnan Başbakanı Hasan Diyab, ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea’yı ülkenin iç işlerine karışmakla suçlaması sonrasında isim vermeksizin bazı Arap büyükelçilere de suçlamalarda bulundu. Lübnan Başbakanı, Arap ülkelerini ‘Lübnan’a yardımları engellemekle’ suçlarken, kendisini de yeni bir sorunun ortasında koymuş oldu.
Enformasyon Bakanı Manal Abdussamed tarafından aktarıldığına göre Başbakan, Bakanlar Kurulu’nun son oturumunda suçlamasını, ‘ulusal ihanete’ katılımı doğrulamak için kanıt ve delillerle ilişkilendirmekten kaçınırken, muhalefetteki kaynaklar ise cumhurbaşkanlığı temsilcisi Genel Güvenlik Müdürü Abbas İbrahim’in Kuveyt’ten dönüşüyle bağlantılı olarak, rakiplerine karşı suçlamaların tekrarlanmasının gerekçelerini sorguladı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İbrahim, Cumhurbaşkanı Mişel Avn’dan taşıdığı mesajı teslim etmek üzere Prens Şeyh Sabah el-Ahmed es-Sabah hariç, Kuveyt devletinin üst düzey yetkilileri ile bir araya geldi.
Bilgilere göre Kuveyt, ilaçlar, tıbbi malzemeler ve gıda maddeleri de dahil olmak üzere Lübnan’a ayni yardım göndermek istediğini belirtti. Kuveyt kabinesinin, Lübnan’ın yaşadığı zor koşullar göz önüne alındığında, ithalat faturasını ödemek için tesisler sağlanması umuduyla, iki ülke arasında imzalanan ve bu yılın sonunda süresi dolacak olan anlaşmaya dayalı olarak, Lübnan’ın anlaşmanın 1 veya 2 yıl uzatılması şartıyla petrol türevleri tedarik etme talebini inceleyeceğine dikkat çekildi. İbrahim’in Kuveyt’teki görüşmelerine hakim olan atmosferi takip eden kaynaklar, Lübnan’ın şu anda hala gevşeklik halinde olan bazı Arap ülkeleriyle ilişkilerine değindi. Kaynaklar, Kuveyt’teki yetkililerin, Lübnan- Arap ilişkilerini normalleştirme görevinin, Lübnan hükümetine ait olduğunu söylerken, ancak Lübnan’ı bölgedeki çatışmalardan uzaklaştırma politikasına bağlı kalmanın, Lübnan’ın bölgesel ve uluslararası anlaşmazlıklara dahil olmamasının ve (Hizbullah’a atıfla) Lübnan’ın hesap tasfiyesine ve bazı Arap ülkelerini suçlamak için platform olarak kullanılmasına izin verilmemesinin şart olduğunu belirtti.  
Aynı kaynaklar, Başbakanın, bazı isimlerin bazı Arap ülkelerini Lübnan’a yardım yolunu kesmeye kışkırttığı yönündeki suçlamalarının gerekli olmadığını söyledi. Şarku’l Avsat’a açıklama yapan kaynaklar, hükümetin dikkatleri ekonomik ve finansal çöküşü durdurmak için asgari çözümler bulamadığı gerçeğinden çevirmek için istediği suçlamaları yapabildiğini ifade etti. Kaynaklar, Bakanlar Kurulu oturumunda Diyab’ın ifadeleri dolayısıyla şaşkınlık yaşayan partilerin bulunduğunu söylerken, önemli bir milletvekili grubunun Diyab’ın zamanlama hatası yaptığı yönündeki açıklamalarına dikkati çekti. Kaynaklara göre bu milletvekili grubu, söz konusu açıklamaların, Arap ülkeleriyle olası açılımlara hizmet etmediğini vurguladı.
Öte yandan Beyrut’ta isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Arap diplomat, Başbakan Diyab’ın suçlamalarının bazı Arap ülkelerinin kanallarında belirsiz şekilde yeniden yer alacağını belirtti. Diplomat, Lübnan Başbakanının Lübnanlı bir tarafı hükümete karşı kışkırtıcı faaliyetler yürütmekle suçlamasının ise mantıklı olmadığını vurguladı. Arap diplomat, “Kim ona, Arap ülkelerinin veya kapalı şekilde dikkat çektiği tarafların Beyrut’tan emir ve talimat aldığını ve bunları uyguladığını, özellikle de Diyab’ın atfettiği şeyin, istikrara kavuşmaya ve Arap grubuna geri dönmeye istekli olan Lübnan’ın Arap ilişkilerini kötüleştirdiğini söyler?” ifadelerini kullandı. Diplomatik kaynak, Diyab’ın tavrını düzeltmesi gerektiğini vurgularken, çünkü ifadelerinin gerçekle bir ilgisi bulunmadığını ve Arap devletlerinin egemen bir karara sahip olduğunu, bu nedenle de daha önce ABD Büyükelçisinden özür dilediği gibi bu kez de bu ülkelerden özür dilemesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak, Arap ülkelerinin, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile müzakerelerinin başarısızlığından, Lübnan’ı finansal ve ekonomik krizlerde ilerletmek için Sedir (Cedre) Konferansı’ndan faydalanmanın yanı sıra Lübnan'ı uluslararası toplumla siyasi bir çatışmaya sürüklemekten sorumlu olmadığını kaydetti.



Suudi Arabistan, İsrail'in Gazze üzerindeki kontrol beyanını reddetti

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş insanların çadırlarını hedef alan İsrail hava saldırısının neden olduğu hasarı inceliyor (AP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş insanların çadırlarını hedef alan İsrail hava saldırısının neden olduğu hasarı inceliyor (AP)
TT

Suudi Arabistan, İsrail'in Gazze üzerindeki kontrol beyanını reddetti

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş insanların çadırlarını hedef alan İsrail hava saldırısının neden olduğu hasarı inceliyor (AP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yerinden edilmiş insanların çadırlarını hedef alan İsrail hava saldırısının neden olduğu hasarı inceliyor (AP)

Suudi Arabistan dün, İsrail işgal makamlarının Gazze Şeridi ve Filistin topraklarına yönelik işgal ve kontrol açıklamalarını ve devam eden uluslararası hukuk ile uluslararası insani hukuku sürekli ihlal etmesini kesin bir şekilde reddettiğini açıkladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Suudi Arabistan'ın Filistin topraklarında yerleşimlerin genişletilmesine yönelik her türlü girişimi reddettiği ve İsrail yetkililerinin uluslararası kararlara uymasının önemine vurgu yapıldı.

Suudi Arabistan, uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi'ne uygun olarak Filistin davasına ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması doğrultusunda Filistin davasına desteğini teyit etti.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, İsrail'in önümüzdeki hafta Gazze'ye planladığı geniş çaplı saldırıyı başlattığı anda, Gazze'yi işgal ve kontrol altına alma hedeflerine ulaşana kadar durmayacağını söyledi.

Katz, esir değişimi konusunda anlaşmaya varılması halinde operasyonun iptal edilebileceği ihtimalini dile getirerek, "Şu anki hazırlık safhası, ABD başkanının bölgeye yapacağı ziyaretin sonuna kadar esir değişimi konusunda anlaşmaya varılması için altın bir fırsat sunuyor" ifadesini kullandı.