Kovid-19 vakalarındaki artış, mart ayındaki senaryoya dönüleceği endişesine neden oldu

Barselona’da koronavirüs testi yapan görevliler. (EPA)
Barselona’da koronavirüs testi yapan görevliler. (EPA)
TT

Kovid-19 vakalarındaki artış, mart ayındaki senaryoya dönüleceği endişesine neden oldu

Barselona’da koronavirüs testi yapan görevliler. (EPA)
Barselona’da koronavirüs testi yapan görevliler. (EPA)

Dünya genelinde 14 milyon 194 bin 726 vaka, 599 bin 438 can kaybının kaydedilmesiyle ülkeler salgın odak noktalarını kontrol altına almak için ‘hedefli kapanış’ uygulamaya devam ediyor. Salgın genişledikçe, mart ve nisan aylarında dünya nüfusunun neredeyse yarısını evlerine kapatan tam izolasyon senaryosunun tekrarlanmasından endişe ediliyor.
Barselona’dan yetkililer dün halka evde kalma çağrısında bulunurken Melbourne ise 5 milyon kişilik nüfusa yönelik uyguladığı kapanışa rağmen yüksek düzeyde vaka kaydetmeye devam ediyor. Sincan’da da salgına dair yeni odak noktaları ortaya çıkıyor..
İlk salgın dalgasını atlatan ülkelerdeki endişe verici artışa rağmen geçtiğimiz haftalarda katı önlemlerin tekrar gündeme gelmesini önleyebilecek olumlu göstergeler ortaya çıktı. Toplumların savunmasız grupları koruma yolundaki önleyici tedbirlere uyumu ve hastanelerdeki tedavilerin olumlu seyri, hem Avrupa hem de ABD’deki ölüm oranları, salgının zirve noktasına kıyasla azaldı. Nitekim son aylarda yaşananlardan ders çıkaran bazı ülkeler hedefli izolasyon önlemleri almak için yerel konseylere ve bölgelere özel yetkiler sağladı.

Barselona’da evde kal çağrısı
Katalonya Bölgesel Hükümet Sözcüsü Meritxell Budo, koronavirüs vakalarında yaşanan artış dolayısıyla halka gerekli durumlar haricinde evden çıkmama çağrısında bulundu. Aynı zamanda sinema, tiyatro ve gece kulüplerinin kapatıldığını, kıyı şehrinde ondan fazla insanın bir araya gelmesinin yasaklandığını bildirdi. Avrupa'nın en önemli turistik yerlerinden biri olan şehirde yaklaşık 4 milyon kişiyi kapsayan tedbirler arasında restoran kapasitelerinin yüzde 50 oranında azaltılması da yer alıyor. Halktan ayrıca ülkenin kuzey doğusundaki ikinci evlerine de gitmemeleri istendi. Bu önlemlerin yaklaşık iki hafta sürmesi bekleniyor.
Sözcü Budo, İspanya'daki izolasyon önlemlerinin kaldırılmasından yaklaşık üç hafta sonra yaptığı açıklamada “Önümüzdeki haftalarda yeniden kapanışa gidilmesini önlemek için bir adım geri adım atmamız gerekiyor” dedi.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez hükümeti salgının İspanya'yı ilk vurduğu arihte, 14 Mart'ta olağanüstü hal (OHAL) ilan etmiş, uluslararası alandaki en sıkı kapatma uygulamasına gitmişti. Vaka sayısında artış kaydedilen Katalonya ve Aragon, ülke çapında 150'den fazla yeni salgın noktasını izleyen İspanyol yetkililer için endişe haline geldi. Barselona’nın batısı, ​​bölgesel hükümet ve adli makamlar arasında konuya dair yaşanan anlaşmazlığın ardından, çarşamba günü Lleida ve çevresindeki kasabalarda yaşayan 160 bin kişiyi izolasyon tedbirlerine tabi tuttu. Nitekim birçok İspanyol bölgesi, toplumsal sosyal mesafe mevcut olsa bile halka açık yerlerde maske uygulamasını zorunlu tuttu.
Avrupa’da virüsten en çok etkilenen ülkelerden biri olan İspanya’da şu ana kadar 28 bin 420 kişi Kovid-19 sebebiyle yaşamını yitirdi.

Sincan’da endişe hakim
Çin'in batı ucunda yer alan Sincan'ın başkenti, cuma günü şehre düzenlenecek gezilerin büyük bölümünü engelledi. Yetkililer ve resmi basının bildirdiğine göre yeni vakaların kaydedilmesinin ardından hızlı tren ve otobüs seferleri de iptal edildi.
Resmi basın, başkent Urumçi’de şu ana kadar en az beş kişinin koronavirüse yakalandığını aktardı. Bu kişilerden birinin doğudaki Zhejiang eyaletine seyahatinin ardından koronavirüse yakalandığı bildirildi.
Çarşamba günü kaydedilen vakalar, Urumçi’deki resmi medyayı itidalli yayınlar yapmaya yöneltti. Gıda temininde sorun olmadığı ve dükkanların stoklarının dolu olduğu aktarıldı. AFP’nin haberine göre şehir sakinlerine stok yapmama çağrısı yapıldı.
Ülke genelinde sıkı tedbirler kapsamında kapanmaya gidilmesinin ve büyük ölçekli teşhis operasyonlarının yürütülmesinin ardından salgının kontrol altına alındığı duyurulan Çin’de yeni vakalar, aslında koronavirüsü kontrol etmede karşılaşılan zorlukları yansıtıyor. Pekin’de haziran ayında yeni bir salgın odak noktası tespit edilmiş, en az 330 vaka kaydedilmişti.
Havacılık Otoritesi, Urumçi'ye gidiş dönüş uçuşların yüzde 89 oranla iptal edildiğini, şehirde yer alan tek metro hattının perşembe günü geç saatlerden bu yana kapalı olduğunu duyurdu. Ancak normal ulaşım hizmetlerinin ne zaman devam edeceğine ilişkin bilgi verilmedi.
Otobüslerin işletiminden sorumlu yetkililer ise hizmet kısıtlamaları getirildiğini, sterilizasyon işlemleri yapıldığını, personele Kovid-19 kontrollerinden geçme zorunluluğu getirildiğini duyurdu. Çin’de bugüne kadar 83 bin 644 vaka ve 4 bin 634 can kaybı kaydedildi.

Melbourne'da izolasyona rağmen vakalarda artış yaşanıyor
Avustralya'nın ikinci büyük şehri olan 5 milyon nüfuslu Melbourne’de bir haftadan uzun bir süre önce izolasyon önlemlerinin yeniden alınmasına rağmen dün 428 yeni vaka kaydedildi. Bu, mart ayı sonundan bu yana en yüksek rakam sayılıyor.
Victoria Baş Sağlık Sorumlusu Brett Sutton, “Henüz krizin üstesinden gelmiş değiliz” açıklamasında bulundu. Nitekim Avustralya, Melbourne’de yeni vakalar ortaya çıkmadan önce salgını büyük ölçüde kontrol altına almıştı. 
Yeni vaka dalgası, yurt dışından gelen misafirlerin otellerdeki karantina uygulamalarını çiğnemekle suçlanmasına neden oldu. Melbourne sakinlerine ve banliyölerinde geçen hafta, salgınla mücadele kapsamında altı hafta boyunca evde kalma emri verilmişti. Sutton “Bu rakamların önümüzdeki hafta istikrar kazanacağını umuyoruz” dedi.

Hindistan’da 1 milyonun üzerinde vaka
Hindistan’da yerel yetkililer, toplam vaka sayısının dün 1 milyonu aşmasıyla salgının kontrol altına alınması için sağlık kısıtlamalarını ve karantina önlemlerini artırdı.
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan resmi rakamlara göre 1 milyon 40 bin 746 vaka ve 26 bin 291 can kaybının kaydedildiği Hindistan, vaka sayısında ABD ve Brezilya’nın ardından geliyor.
Nüfus yoğunluğu bakımından dünyada ikinci sırada yer alan ülkede 24 saat içerisinde 30 binin üzerinde vaka kaydedildi. Ülkedeki ölüm oranları ise salgından en kötü etkilenen ülkelere kıyasla nispeten düşük seyrediyor. AFP’nin haberine göre Hindistan’da her 1 milyon kişiden 18’i yaşamını yitiriyor. ABD’de ise bu rakam 417.
Hint yerel makamları, 1,3 nüfuslu ülke genelinde salgınla mücadelede son haftalarda yerel karantina ve sağlık kısıtlamaları getirdi.
Başbakan Narendra Modi hükümeti, mart ayında uygulanmaya başladığı katı kısıtlamaları ekonomiyi canlandırmak için haziran ayında kaldırmaya başlamıştı. Bazı kısıtlamalar ise henüz devam ediyor.

Tokyo'da rekor rakam
Tokyo’da üst üste üç gündür yüksek vakalar kaydediliyor. Perşembe günü 293 yeni vaka daha tespit edildi. Vaka sayısındaki bu artış, yetkililerin salgını durdurmak konusundaki endişelerini artırdı. Bloomberg’in haberine göre ülke genelindeki vakalarda yükseliş görüldüğü sırada Japon makamları ise vaka sayıları, mevcut sıçrama ve nisan ayında kaydedilen oranlar arasındaki farklılıkları çözmeye çalışıyor.
Hükümetin sağlık uzmanı Shigeru Omi, perşembe günü düzenlenen basın toplantısında şu açıklamalarda bulundu:
“Şu an başka bir acil durum ilan etmeye yönelik tartışmalar yürütülüyor. Tekrar olağanüstü hal ilan edilmesini gerektirecek aşamaya henüz ulaşmadık. Zira vakaların artışı ciddi ölçülerde değil. Ancak ne yazık ki ani bir düşüş de beklemiyoruz.”



Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
TT

Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, 1,6 milyar dolarlık dolandırıcılıkla binlerce yatırımcıyı aldatmaktan hüküm giyen özel sermaye yöneticisi David Gentile'ın hapis cezasını kısmen kaldırdı.

The New York Times'a göre, GPB Capital Holdings'in eski CEO'su ve kurucu ortağı, çarşamba günü hapisten çıktığında 7 yıllık cezasının iki haftasından azını çekmişti.

59 yaşındaki Gentile ve diğer sanık Jeffry Schneider, Ağustos 2024'te menkul kıymetler ve elektronik dolandırıcılık suçlarından hüküm giymiş ve bu yıl mayısta cezalarını almışlardı. Anlaşılan o ki, Trump 6 yıl hapis cezasına çarptırılan Schneider'ı affetmedi.

Trump'ın "af çarı" Alice Marie Johnson, Şükran Günü'nde sosyal medyada yaptığı paylaşımda Gentile'ın evine, çocuklarının yanına döndüğünü görmekten "çok memnun" olduğunu söyledi.

Savcılar, mahkeme dosyalarında Gentile ve Schneider'ın yatırımcı fonlarını kullanarak otomotiv ve perakende sektörlerindeki şirketlerin hisselerini satın aldığını belirtti. Bu varlıkların getirilerinden yatırımcılara düzenli yıllık ödemeler yapıldı.

Eski Başkan Joe Biden yönetiminin Adalet Bakanlığı, geçen yıl GPB'nin mevcut faaliyetlerinden elde ettiği fonları kullanmak yerine yatırımcılara ödeme yapmak için yatırımcı fonlarını kullanmasının bir saadet zinciri oluşturduğunu saptamıştı.

Ancak bir Beyaz Saray yetkilisi, savcıların işletmeyi yanlış bir şekilde saadet zinciri diye nitelendirdiğini savunarak, Reuters'a yaptığı açıklamada, iddianın "GPB'nin yatırımcılara ne olacağını açıkça söylemesi nedeniyle ciddi şekilde zayıflatıldığını" söyledi.

Adı açıklanmayan Beyaz Saray yetkilisi Reuters'a, "Duruşmada hükümet, düzmece olduğu iddia edilen beyanları Gentile'a bağlayamadı" dedi.

Kaynak, "Gentile ayrıca hükümetin sahte ifadeler aldığı ve bu ifadeleri düzeltmediği konusunda ciddi endişelerini dile getirdi" diye ekledi.

Cumartesi günü itibarıyla, Gentile'ın ceza indirimi metni henüz Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlanmamıştı. Ceza indiriminin herhangi bir mali cezayı etkileyip etkilemeyeceğiyse belirsizdi.

Haziranda savcılar, davadaki hakimden Gentile'ın 15,5 milyon dolardan fazla parasına el konmasını talep ederken, Schneider'ın 12 milyon dolardan fazla parasına el konmasını istemişti.

The New York Times'a göre eylülde savcılar hakime yazdıkları mektupta, mahkeme tarafından atanan bir kayyumun 700 milyon dolardan fazla paraya erişimi olduğunu ve bunun muhtemelen yatırımcılara dağıtılacağını belirtmişti.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır

Independent Türkçe


Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

TT

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun pazar günü sunduğu af talebini “devletin ve İsrail toplumunun çıkarlarını esas alarak” değerlendireceğini açıkladı. Tartışma hem siyaseti hem yargıyı hem de kamuoyunu ikiye bölerken, olası şartlı af senaryoları gündemin merkezine yerleşti. Herzog’un bu ilk açıklaması, ülkede siyasi, hukuki ve toplumsal kutuplaşmanın en yüksek seviyeye ulaştığı bir döneme denk geldi.

Af talebinin kamuoyunda büyük bir kaygı ve tartışma yarattığını belirten Herzog, “Şiddet dili beni etkilemez. Saygılı söylem tartışmayı teşvik eder. İsrail halkını görüşlerini Cumhurbaşkanlığı sitesinden iletmeye davet ediyorum” dedi.

Trump’tan gelen mesaj tartışmayı büyüttü

Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre Herzog’un açıklaması, bazı hükümet yetkililerinin yönelttiği örtülü tehditlere yanıt niteliği taşıdı. Çevre Bakanı Idit Silman, af talebinin reddedilmesi halinde ABD Başkanı Donald Trump’ın yargı sistemindeki üst düzey isimlere yaptırım uygulayabileceğini öne sürdü. Trump’ın iki hafta önce Herzog’a gönderdiği bir mektup ile Netanyahu için af istediği de doğrulandı.

Netanyahu, talebini “ulusal çıkar” ve “toplumsal bölünmenin sona ermesi” gerekçesiyle savundu ancak herhangi bir suç itirafında bulunmadı.

Birlik vaadi yeni bölünme yarattı

Netanyahu’nun af talebi, hükümet kanadında destek görse de muhalefet lideri Yair Lapid ve diğer isimler, ancak suçun kabulü ve siyasetten çekilme şartıyla af verilmesi gerektiğini savundu. İsrail basını, Herzog’un da şartlı bir af formülüne sıcak baktığını yazdı.

rtg
Geçtiğimiz Ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Başbakan Binyamin Netanyahu ABD Başkanı Donald Trump’ı karşıladı (AP)

Kanal 12, Herzog’un “evet ama şartlı” seçeneğini değerlendirdiğini; Netanyahu’dan ya suçlamaları kabul etmesini, ya da siyasi faaliyetlerinde kısıtlama getirilmesini talep edebileceğini aktardı. KAN televizyonu ise Herzog’un, “itiraf anlaşması” seçeneğini yeniden gündeme getirmeyi planladığını bildirdi.

dcfvg
Aralık 2024'te Tel Aviv Adliyesi'nin dışında, Netanyahu'yu temsil eden bir maske takan, hapishane kıyafetleri giyen ve elleri kelepçeli bir muhalif (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Kanal 13’ten aktardığı haberlere göre olası şartlar arasında erken seçim çağrısı yapılması, siyasetten geçici çekilme veya tartışmalı yargı reformlarının durdurulması da bulunuyor. Ancak Cumhurbaşkanlığı ve Netanyahu cephesi bu iddiaları reddetti.

Hukuki tartışma büyüyor

Netanyahu’nun dört ayrı dosyada rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılandığı süreçte af talebi, ülkenin hukuk çevrelerinde geniş bir tartışma başlattı.
Baro yetkilisi Guy Şinar, bunun “devam eden bir cezai süreci af yetkisiyle sonlandırma girişimi” olduğunu savundu.

erg
Netanyahu, Yargı Atamaları Komitesi'ni seçmek için Knesset'te yapılan oylamada oyunu kullanıyor - Haziran 2023 (Reuters)

Öte yandan Netanyahu’nun eski avukatlarından Mika Feitman, “Af, suçunu kabul eden kişiye verilir. Kanun bunu söylüyor” diyerek suç itirafı olmadan af verilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Feitman, 1984’teki “300 Numaralı Otobüs” olayında bile affın ancak suç itirafından sonra verildiğini hatırlattı.

Uzmanlar arasında, cumhurbaşkanının af yetkisinin yargı denetimine tabi olup olmayacağı konusunda da derin görüş ayrılıkları bulunuyor.

Sokağa da yansıyan kutuplaşma

Cumhurbaşkanlığı konutu önünde toplanan göstericiler, Herzog’a af talebini reddetmesi çağrısında bulundu. i24News için yapılan ankette halkın yüzde 54’ü affı desteklerken, yüzde 45’i karşı çıktı.

Affın suç itirafı şartına bağlanmasını destekleyenler yüzde 48, karşı çıkanlar yüzde 49 oldu. Netanyahu’nun siyaseti bırakması şartı gündeme geldiğinde ise kamuoyu yine ortadan ikiye bölündü.

Mavi-Beyaz lideri Benny Gantz, “Bu sürecin iyi bir şekilde sonuçlanmasını diliyorum; iç savaşla değil” diyerek tansiyonun yüksekliğine dikkat çekti.


Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
TT

Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)

ABD merkezli CNN televizyonu, Başkan Donald Trump’ın bugün akşam saatlerinde Beyaz Saray’da Venezuela konusunda izlenecek yol haritasını değerlendirmek üzere bir toplantı düzenleyeceğini duyurdu. Toplantı, Washington yönetiminin Karakas üzerindeki baskıyı artırdığı bir dönemde gerçekleşiyor.

Habere göre toplantıya, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Kane, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles ve Başkan Yardımcısı Özel Kalem Müdürü Stephen Miller gibi yönetimin kilit isimleri katılacak.

ABD son haftalarda, uyuşturucu kaçakçılığı yapan gemilere yönelik operasyonlar düzenleyerek ve Karayipler’deki askeri varlığını güçlendirerek Venezuela üzerindeki baskısını tırmandırdı.

Trump, cumartesi günü Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, Venezuela’nın üzerindeki ve çevresindeki hava sahasının “tamamen kapalı” kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan New York Times gazetesi, Trump’ın geçen hafta Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile telefon görüşmesi yaptığını ve tarafların olası bir buluşmayı değerlendirdiğini aktardı. Gazete, Trump’ın Maduro’ya ABD’de bir görüşme teklif ettiğini ancak şu anda böyle bir plan bulunmadığını kaydetti.