Avrupa, Libya’daki savaşı sona erdirmek için bir ‘yol haritası’ öneriyor

UMH güçleri, Sirte’ye saldırmaya hazırlanıyor (Reuters)
UMH güçleri, Sirte’ye saldırmaya hazırlanıyor (Reuters)
TT

Avrupa, Libya’daki savaşı sona erdirmek için bir ‘yol haritası’ öneriyor

UMH güçleri, Sirte’ye saldırmaya hazırlanıyor (Reuters)
UMH güçleri, Sirte’ye saldırmaya hazırlanıyor (Reuters)

Libya’da Sirte savaşının yakın bir zamanda başlayacağına ilişkin çok sayıda gösterge mevcut. Avrupa, söz konusu savaşın sonuçlarından korkarken, ilgili büyük devletlerin liderleri, sahip oldukları kartların, müttefik oldukları taraflar üzerinde etkili olmak için yeterli olmadığı bilinciyle, uçurumdan aşağı düşüşlerini engellemeye çalışıyor. Bu açından bakıldığında Fransa Cumhurbaşkanı, Almanya Başbakanı ve İtalya Başbakanı’nın da katıldığı Avrupa zirvesinin oturum aralarında düzenlenen bir toplantı sonrasında 19 Temmuz sabahı erken saatlerde bir uyarı bildirgesi yayınlandı.
Bahsi geçen bildiri, bu düzeyde ilk oldu. Bildiride, ilk olarak ‘bölgesel çatışmaya doğru kayıldığına’ dair bir uyarı yapıldı. Türkiye’nin bu duruma doğrudan katılım gösterdiği, Rusya’nın ve diğer tarafların rollerinin yanı sıra Mısır’ın resmi bir talebe binaen müdahaleye hazır olduğu belirtildi. Bu çerçevede Avrupalı liderler, ‘tüm Libyalı tarafları ve dış destekçilerini’, tüm Libya topraklarında saldırgan eylemleri derhal durdurmaya ve askeri tırmanışa son vermeye çağırdı. Bildirideki ikinci mesaj ise isimleri verilmek istenmeyen dış oyunculara yönelik oldu. Bu çerçevede ‘Libya’ya uygulanan silah ambargosuna saygı duyulma’ çağrısı yapıldı. Emmanuel Macron, Angela Merkel ve Giuseppe Conte, ‘Avrupa’nın Irini operasyonunun etkinliğini sağlamak için tüm sorumluluklarını üstlenmeye kararlı olduklarını’ duyurdu. ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı David Schenker, iki gün önce Irini’yi eleştirmiş ve operasyonun ‘kusurlu ve ciddi olmadığını’ savunarak, yalnızca Türkiye’ye yönelik olduğunu iddia etmişti.
Bildirideki üçüncü uyarı ise Libya'ya uygulanan silah ambargosunun deniz, kara ve hava yolu ile delinmeye devam edilmesi halinde, yaptırım uygulama seçeneğinin açık olduğu yönündeydi. Liderler, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in önerilerini de büyük bir ‘ilgiyle’ beklediklerini ifade etti. Aynı şekilde üç lider, savaş güçlerini ayırmak ve askerden arındırılmış bölgeler kurmak da dahil, gerginliği azaltmak üzere tüm seçeneklerin araştırılması için Birleşmiş Milletler’e (BM) açık bir çağrı yaptı. Üç lider, BM’nin kalıcı ve güvenilir bir ateşkes sağlamak için 5+5 müzakerelerine sponsor olduğunu, ama BM Genel Sekreterinin, geçen Mart ayında istifa eden Libya’nın eski Özel Temsilcisi Gassan Selame’ye alternatif atamadığını hatırlatırken, koşulların alternatifin en hızlı şekilde ortaya koyulmasını gerektirdiğini vurguladı. Bu çerçevede her açıdan Avrupalılar, bu yılın başlarında yapılan Berlin Konferansı’nın sonuçlarına dayalı olarak siyasi bir çözüm istediklerini vurguladı.
Avrupalı liderler, yaptıkları uyarıları genellerken, öncelikle Türkiye ve Rusya’yı kastediyor. Öte yandan Borrell, geçtiğimiz Cumartesi günü Almanya’da yayınlanan Der Spiegel’e yaptığı açıklamada, “İtalya kıyılarında Türk ve Rus askeri üslerini görmekle ilgilenmiyoruz” dedi. Josep Borrell, AB ile Türkiye arasındaki ilişki krizinin, Avrupa dış politikalarındaki en büyük zorluk olduğunu söyledi.
Türkiye’nin Libya ve Akdeniz sularındaki artan rolüne şiddetle karşı çıkan Fransa politikasının, büyük ülkelerden destek aldığı açık. Ancak şu ana kadar Avrupalılar, hala ortak bir tavır hususunda anlayışa ulaşabilmiş değil.
Öte yandan bir hafta önce Almanya’da, gelecek Ağustos ayı sonlarında yapılacak resmi olmayan bir toplantı sırasında bu hususta bakanlara sunulabilecek seçeneklerin araştırıldığı belirtildi. Paris’teki diplomatik kaynaklara göre prensip olarak özellikle de Türkiye’nin uyması gereken davranışlara karşı Avrupalılar arasında bir fikir birliği olmaması Borrell’e öneri için zaman kazandırıyor. Bunun yanı sıra AB ülkeleri, ABD’nin Türkiye’nin politikası ve projelerine yönelik ‘anlaşılır’ tavrından uzaklaşmak istemiyor, zira bu durumu, Rusya’nın Akdeniz’deki rolünü kontrol altına almanın bir yolu olarak görüyorlar. Ancak sorun, bugünlerde finansal işlerle ve koronavirüsün ekonomik ve toplumsal sonuçlarıyla nasıl mücadele edilebileceğiyle meşgul olan Avrupalı liderlerin yavaşlığının, Libya meselesinde başvurulacak kartların ellerinden alınmasına yol açmasından kaynaklanıyor. Paris, Roma ve Berlin’in birbirlerini takip eden konferanslar düzenlemesinden sonra bu meseleye el koyma girişimleri çerçevesinde bugün, iki yeni taraf olan Türkiye ve Rusya, kendilerine bir yer buldu. ABD’nin tavrına ilişkin ise hala bir belirsizlik mevcut.
1 Temmuz’dan itibaren Almanya, AB başkanlığını yürütüyor. Berlin, Ankara karşısında en etkili bölgelerden biri olarak sayılıyor. Bir hatırlatma olarak Merkel, 2015 yılında bir ‘ödüller’ paketi karşılığında Türk topraklarından başlayarak, Avrupa’ya kitlesel göç hareketini engellemek için Türkiye Cumhurbaşkanı ile bir anlaşma imzaladı. Ancak Merkel’in Erdoğan ile ilişkilerindeki sorun ikiye katlandı. Bir yandan Merkel, Türkiye’ye yaptırım uygulanmasının ‘Erdoğan’ı, yalnızca Türkiye üzerinden değil, aynı zamanda Libya’dan da yerinden edilmiş ve mülteci kartını kullanmaya itmesinden’ endişe duyuyor. Bu durum da Avrupa’yı, Türkiye’nin pençeleri arasına koyuyor. Diğer yandan ise Almanya’daki büyük Türk toplumu, tüm Avrupa’daki en büyük toplumdur. Bu yüzden bir Alman politikasına güven duymak, AB ve NATO çerçevesinde Fransa’nın izlediği katı politikaya benzer olmayabilir.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe