Süper Lig'in 33. haftasında Beşiktaş'a deplasmanda 2-0 mağlup olarak ligi 7. sırada tamamlaması garanti olan Fenerbahçe, 1987-1988 sezonundan bu yana ligdeki en kötü sıralamayı elde etti. Sarı-lacivertlilerin son 32 sezonda elde ettiği en kötü sıralama 6.'lık olmuştu.
Süper Lig'de kötü günler geçiren ve Dünya Fenerbahçeliler Günü'nde ilk kez bir lig maçına çıkarak ezeli rakibi Beşiktaş'a deplasmanda 2-0 mağlup olan Fenerbahçe, tarihin en kötü sezonlarından birisini yaşıyor. Süper Lig'i 7. sırada bitirecek olan sarı-lacivertliler, 1994-1995 sezonundan bu yana 18 takımla oynanan Süper Lig'deki en kötü performansını sergiledi. Geçtiğimiz sezon ligin ilk yarısını düşme hattında bitirmesine karşın sezonun ikinci yarısındaki performansıyla ligi 6. sırada tamamlayan Fenerbahçe, şampiyonluk hedefiyle başladığı bu sezonu ise, geçen yılın 1 sıra altında tamamladı. Geçtiğimiz sezon 46 puan toplayan sarı-lacivertli ekip, bu yıl geride kalan 33 haftada 50 puan toplayarak geçen yılı puan anlamında geride bıraksa da, sıralama olarak tarihin en kötü performanslarından birisine imza attı.
7 şampiyonluk, 10 kez ikincilik yaşadı
1994-1995 sezonunda 16 takımdan 18 takıma çıkarılan Süper Lig'de önemli başarılara imza atan Fenerbahçe, geride kalan 26 sezonda 7 şampiyonluk yaşadı. 10 sezonu ikinci sırada tamamlayan sarı-lacivertliler, 3 kez üçüncü, 3 kez de dördüncülük elde etti. 2002-2003 sezonunda ligi 6. sırada tamamlayan Fenerbahçe, bu performansını geçtiğimiz sene de tekrar etti ve 46 puanla sezonu 6. sırada tamamladı. 18 takımla mücadelede edilen periyotta ligi hiç 5. sırada tamamlamayan sarı-lacivertli ekip, bu sezon en kötü performansını sergileyerek sezonu 7. bitirdi.
32 yıl sonra en kötü performans
Süper Lig'de 20 takımla oynanan 1987-1988 sezonunu 55 puanla 8. sırada tamamlayan Fenerbahçe, o tarihten sonraki en kötü lig performansını ortaya koydu. 1988 yılından sonra ligdeki takım sayısı kademeli olarak düşürülürken, 1990-1991 sezonundan 1994-1995 sezonuna kadar ligde 16 takım yer aldı. 1994-1995 sezonunda 18 takıma çıkarılan Süper Lig, o tarihten bu yana aynı statüde oynanıyor. 32 yıl sonra ligdeki en kötü performansına imza atan Fenerbahçe, ayrıca ilk kez üst üste 2 sezon Avrupa Kupaları'nda yer alamayarak bir başka kötü performans ortaya koymuş oldu.
49 puan kaybetti
Geride kalan 33 maçta 14 galibiyet elde eden Fenerbahçe, 19 karşılaşmada ise rakiplerine puan kaptırdı. 8 maçta sahadan beraberlikle ayrılan sarı-lacivertliler, 11 mücadeleden ise puansız ayrıldı. Geride kalan 33 haftada toplanması gereken 99 puanın 49'unu kaybederek zirvenin oldukça uzağında kalan ve sezonu hedefsiz şekilde tamamlayan Fenerbahçe, bu sezon çıktığı maçlarda yüzde 50.5 puan kazanma başarısı göstererek 50 puanda kaldı.
Liverpool'un Mısırlı forveti Muhammed Salah, Portekizli Cristiano Ronaldo ve Arjantinli Lionel Messi gibi önemli yıldızların ardından dünyanın en zengin futbolcuları listesine yedinci sıradan girdi.
Ronaldo, Forbes'un 2025-26 futbol sezonu için en çok kazanan oyuncular listesinde 280 milyon dolar kazancı ile zirvede yer alıyor. Bu kazancın 230 milyon doları Al-Nassr'dan, 50 milyon doları ise sponsorluk anlaşmalarından geliyor.
40 yaşındaki Ronaldo, sözleşmesini uzattıktan sonra hem saha içinde hem de saha dışında takımına liderlik etmeye devam ediyor.
Lionel Messi, Amerikan kulübü Inter Miami'den kazandığı 130 milyon dolarla ikinci sırada yer alırken, Suudi Arabistan kulübü Al-Ittihad'da forma giyen Fransız Karim Benzema, 104 milyon dolarla üçüncü sırada yer alıyor.
Fransız Kylian Mbappé (95 milyon dolar) ve Norveçli Erling Haaland (80 milyon dolar) ilk beş sırayı tamamlıyor.
Yeni yüzler arasında Real Madrid'de oynayan İngiliz Jude Bellingham (44 milyon dolar) ve Barcelona'nın forveti İspanyol Lamine Yamal (43 milyon dolar) yer aldı, bu da futbol dünyasında bir gençlik hareketinin başladığını gösteriyor.
Genel olarak, en iyi 10 futbolcunun 945 milyon dolar kazanması bekleniyor. La Liga, en çok temsil edilen oyuncular listesinin başında yer alırken, Ronaldo ve Messi gibi tecrübeli oyuncularla rekabet eden genç yıldızların sayısı da giderek artıyor.
Suudi Arabistan, tarihinde yedinci kez Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandıhttps://turkish.aawsat.com/spor/5197595-suudi-arabistan-tarihinde-yedinci-kez-d%C3%BCnya-kupas%C4%B1na-kat%C4%B1lmaya-hak-kazand%C4%B1
Suudi Arabistan, tarihinde yedinci kez Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandı
Suudi Arabistan milli takımı oyuncuları Dünya Kupası'na katılmayı kutluyor. (Reuters)
Suudi Arabistan milli takımı, dün akşam Cidde'de dolu tribünler önünde Irak ile oynadığı maçta golsüz berabere kalarak grup aşamasını zirvede tamamladı ve tarihinde yedinci kez Dünya Kupası’na gitmeye hak kazandı.
Suudi Arabistan milli takımı daha önce 1994, 1998, 2002, 2006, 2018 ve 2022 yıllarında Dünya Kupası'na katılmıştı. Şüphesiz en dikkat çekici performansı 1994 yılında ABD'de son 16 turuna yükselmesiyle oldu.
B Grubu’nda mücadele eden Suudi Arabistan puanını dörde çıkararak liderliği ele geçirirken, Irak üç puanla ikinci sırada yer aldı ve A Grubu'nda ikinci sırada yer alan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile karşılaşarak Dünya Kupası'na katılmak için son bir şans elde etti. Bu maçın galibi, yeni sistem kapsamında genişletilmiş kıtalararası play-off'lara katılmaya hak kazanacak. Bu play-off'lara Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler Futbol Konfederasyonu'ndan (CONCACAF) iki takım, Afrika'dan bir takım, Güney Amerika'dan bir takım ve Okyanusya'dan bir takım olmak üzere toplam altı takım katılacak.
Diğer yandan Katar, Doha'daki Casim bin Hamad Stadyumu'nda BAE'yi 2-1 yenerek tarihinde ikinci kez ve eleme turlarından ilk kez finallere katılmaya hak kazandı.
Katar’ın gollerini Bualem Huhi (49. dakika) ve Pedro Miguel (74. dakika) kaydetti. Katar, Tarık Muhammed'in 89. dakikada kırmızı kart görmesi nedeniyle maçı on kişiyle tamamlarken, BAE ise oyuna sonradan giren Sultan Adil (90+8) ile farkı azalttı.
Katar, dört puanla A Grubu'nu birinci sırada tamamladı. 3 puanla ikinci sıraya düşen BAE ise 13 ve 18 Kasım'da iki maçlı sistemle B Grubu'nun ikinci sıradaki takımıyla (Irak) kıtalararası play-off'lara katılma hakkı kazanarak, ikinci kez Dünya Kupası'na katılma şansını sürdürdü.
Umman, A Grubu'nda bir puanla üçüncü sırada kaldı.
Ayhancan Güven'in şampiyon olduğu DTM nedir?https://turkish.aawsat.com/spor/5195955-ayhancan-g%C3%BCvenin-%C5%9Fampiyon-oldu%C4%9Fu-dtm-nedir
Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)
Ayhancan Güven, "Hâlâ inanması zor. Zor bir sezondu, kolay bir sezon olmasını kesinlikle beklemiyorduk ama böyle bir finali kimse hayal edemezdi. Şu anda hayalimi yaşıyorum" diye konuştu (X/DTM)
Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Ayhancan Güven'in şampiyonluğunu ilan ederek Türk motor sporları tarihinde görülmemiş bir başarı elde ettiği DTM'yi inceleyeceğiz.
DTM'nin, tam adıyla Deutsche Tourenwagen Masters (Alman Binek Otomobili Şampiyonası), kökleri 1980'lerin ortalarına kadar uzanıyor. 1984'te Deutschen Produktionswagen Meisterschaft adıyla başlayan seri, Group A (gerçek yol otomobillerinin modifiye edilmiş versiyonları) düzenlemeleriyle yarışan üretim bazlı otomobillerle başladı.
İlk versiyon, 1984–1996 yılları arasında Deutsche Tourenwagen Meisterschaft adıyla sürdü. Bu dönemde BMW, Mercedes, Audi, Opel gibi markalar sahnede yer aldı. Ancak maliyetlerin yükselmesi ve teknik karmaşıklıklar nedeniyle seri 1996'da durduruldu.
Yeni DTM serisi ise 2000'de yeniden başladı, bu sefer daha kontrollü teknik kurallarla ve "silhouette" (yol otomobillerine benzer görünüm altında yarış şasisi) araçlarla. 2000–2020 yılları arasında DTM'de yarışan araçlar, dışarıdan normal binek otomobillere benzese de aslında tamamen yarış için tasarlanmış özel araçlardı. Yani görünüşleri "tur (binek) otomobil" gibiydi ama teknik olarak "prototip" denen safkan yarış makinelerine çok yakındılar.
2021 itibarıyla DTM, GT3 sınıfı kurallarına geçiş yaptı. Yani artık yarışlar, üretim otomobillerin yüksek performanslı versiyonlarının modifikasyonlarıyla yapılmakta. Günümüzde DTM, genellikle Almanya'da, bazen de Hollanda, Avusturya gibi ülkelerde de düzenleniyor.
Yarış formatı da zaman içinde değişti. Örneğin 2017'den itibaren hafta sonu iki yarış (55 dakika + 1 tur) formatı benimsendi. Ayrıca pit stop stratejileri, lastik değişimleri gibi taktiksel unsurlar ön planda. 2025 sezonunda hem cumartesi hem pazar yarışlarında "55 dakika + 1 tur" formatı korunmakta ancak cumartesi yarışında bir zorunlu pit stop, pazar yarışında iki zorunlu pit stop uygulanıyor.
40 yılı aşkın süresince DTM, Almanya'nın en tanınmış motor sporu markalarından biri haline geldi. Teknik açıdan DTM, aerodinamik gelişmeler, güvenlik sistemleri, yarış stratejileri gibi alanlarda inovasyon kaynağı oldu.
GT (Grand Touring) yani büyük tur otomobili yarışları, yol otomobillerine daha yakın performanslı versiyonlarla yapılan yarışları tanımlar. Bu sınıfta, üretim otomobillerin modifiye edilmiş yarış versiyonları kullanılır. Motor, aerodinamik ve şasi düzenlemeleri yapılsa da otomobilin temeli hâlâ tanıdık bir modeldir.
8 yarış hafta sonu ve 16 yarış üzerinden koşulan sezonun son haftasına birçok pilot şampiyonluk umuduyla girmişti. Kupayı kaldıran isim Ayhancan Güven oldu (DTM)
GT3, GT4 gibi sınıflar FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) tarafından düzenlenen sınıflar. GT3 sınıfı, marka çeşitliliği, denge performansı (Balance of Performance — BoP) sistemiyle dikkat çekiyor. BoP, farklı markaların performanslarının yarış içinde dengelenmesini sağlar. GT yarışlarında strateji, lastik yönetimi, pit stop zamanlaması ve sürücünün aracı tutuşu çok kritiktir.
DTM'nin GT3'ye geçmesi, onu önceki "silhouette" dönemi araçlardan daha üretim kökenli, daha sürdürülebilir maliyetlerle ilerleyen bir seri haline getirdi. Bu sayede GT yarışlarının teknik yaklaşımları, stratejik zenginlikleri DTM içinde tamamen hakim oldu.
DTM tarihinde birçok efsane ismi görmek mümkün. Yeni DTM döneminin en başarılı sürücülerinden Bernd Schneider'nın 5 şampiyonluğu var.
Uzun yıllar Audi'yle DTM'de yarışan Mattias Ekström'ün de iki şampiyonluğu bulunuyor. Mika Häkkinen, Ralf Schumacher, Jean Alesi gibi eski F1 pilotları da belirli dönemlerde DTM koltuğuna oturdu.
Marküs Winkelhock, Timo Scheider, Bruno Spengler gibi isimler de DTM pistlerinin saygın sürücüleri.
Bu sürücüler, sadece hızlı olmayı değil; strateji, istikrar ve takım uyumunu da başardı, ki özellikle GT/DTM dünyasında bu unsurlar çok önemli.
DTM, özellikle Avrupa'daki otomobil üreticileri için bir vitrin niteliği taşıyor. Marka imajı, teknik gelişim ve yarış teknolojisi test alanı olarak DTM büyük prestije sahip. GT3 dönemiyle bu rol daha da pekişti çünkü üretim otomobillere daha yakın versiyonlar yarışıyor; bu da teknoloji transferini ve tüketici bağlantısını kuvvetlendiriyor.
Ayrıca DTM, izleyiciler için yüksek temposu, kıran kırana yarışları, stratejik derinliği ve ünlü markalarıyla çekici. Pist üzerindeki görsel şölen, özellikle pist yarışlarının "binek otomobillerle" yapılması nedeniyle halkın ilgisini artırıyor.
DTM aynı zamanda sürücüler için bir kariyer basamağı. Bir pilot DTM'de başarılı olursa hem GT serilerine hem de daha üst seviye yarışlara yönelme imkanı buluyor.
Ayhancan Güven, 1 Şubat 1998 doğumlu. GT World Challenge Europe Powered by AWS+1 Karting'le başlayan kariyeri, simülasyon yarışı deneyimleriyle de şekillendi. Porsche'nin genç pilot programına seçilerek motor sporu kulvarında daha görünür hale geldi.
2025 sezonunda Güven, Porsche destekli Manthey EMA takımıyla DTM'e katıldı. Sezonun ilk haftasında Oschersleben pistinde tarihi bir başarı elde etti. Günün ikinci yarışını kazanarak DTM tarihinde yarış kazanan ilk Türk pilot oldu. Bu zafer, onun sezon boyunca iddialı olacağının ilk sinyaliydi.
Ardından Hollanda'da (Zandvoort) birincilik elde etti. Sachsenring pistinde hafta sonunda çifte galibiyet alarak zirve yarışındaki konumunu sağlamlaştırdı. Özellikle Sachsenring'de 9. sıradan başlayıp ekstra 20 kg ağırlık cezasına rağmen kazanması çok konuşuldu.
Sezon boyunca toplam 4 yarış galibiyetiyle en fazla yarış kazanan sürücü konumuna geldi. Sezon sonunda pilotlar klasmanında Lucas Auer'ı geride bırakarak şampiyonluğu elde etti.
Güven, sınıra yakın sürüş tarzıyla ünlü. "Arabaları genelde isimlendiriyorum; bu seneki aracımın adı Yoshi" gibi ifadelerle araçla kurduğu duygusal bağını dile getiriyor. Ayrıca motor sporlarında idolü olarak Michael Schumacher'i gösteriyor.
Şampiyonluk onun için sadece bir zirve değil; kariyerinde yeni kapılar açacak bir dönüm noktası. GT serileri, uluslararası yarışlar ve belki daha büyük sahneler onun için artık ulaşılabilir hale geldi.
DTM, 40 yılı aşkın tarihiyle otomobil yarış dünyasında saygın bir yer tutuyor. Teknik gelişim, marka vitrinleri ve dramatik yarışlarıyla hem izleyicilerin ilgisini çekiyor hem de sürücülere kariyer basamakları sunuyor. GT3 geçişiyle modern dönemde daha da sürdürülebilir ve çekici hale gelmiş durumda.
2025 sezonunda DTM şampiyonu olan Ayhancan Güven'in kartingden başlayan yolculuğu, zorlu yarış haftaları, akılcı stratejiler ve sınırları zorlayan sürüşlerle taçlandı. Bu başarı yalnızca bir yarış zaferi değil; Türkiye'nin motor sporlarındaki yükselişinin bir başka örneği.
İlerleyen yıllarda Güven'in hangi kulvarlarda yarışacağı, DTM sahnesindeki kalıcılığı ve uluslararası alandaki başarısı merakla takip edilecek.
Yararlanılan kaynaklar: DTM, Pirelli, Red Bull
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة