Nahda Barajı krizinin çözümü için yeni Afrika Zirvesi

Etiyopya’nın Nil üzerine inşa ettiği Nahda Barajı (AFP)
Etiyopya’nın Nil üzerine inşa ettiği Nahda Barajı (AFP)
TT

Nahda Barajı krizinin çözümü için yeni Afrika Zirvesi

Etiyopya’nın Nil üzerine inşa ettiği Nahda Barajı (AFP)
Etiyopya’nın Nil üzerine inşa ettiği Nahda Barajı (AFP)

Yeni bir girişimle Afrika Birliği (AfB), Mavi Nil nehri üzerine inşa edilen Nahda ( Rönesans / Hedasi )  Barajı krizi hakkında telekonferans yoluyla bir zirve topluyor.
Zirve, Nahda Barajı’nı doldurma ve işletme kuralları hususunda Mısır, Sudan ve Etiyopya arasında imzalanacak anlaşmanın önündeki engelleri aşmayı hedefliyor.
Zirvede AfB’ye üye devletlerin ve söz konusu 3 ülkenin devlet başkanları, ABD ve Avrupa Birliği (AB) gözlemcileri de yer alıyor. Gelişme, AfB’nin himayesinde, Temmuz ayının başlarında gerçekleşen ve 11 gün boyunca devam eden başarısız müzakerelerin ardından yaşandı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nin yaptığı açıklamaya göre yaklaşan AfB toplantısının arifesinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, ABD Başkanı Donald Trump ile 20 Temmuz’da Nahda Barajı gelişmeleri hususunda telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Ofis, ayrıntıya yer vermeden görüşmenin, iki ülke arasındaki stratejik ikili ilişkilere dair bazı konuların yanı sıra konuya ilişkin mevcut gelişmeler hususunda görüş alışverişine tanık olduğunu belirtti.
Afrika zirvesi, Etiyopya’nın baraj rezervuarını doldurmaya başlaması öncesinde düzenleniyor. Sudanlı yetkililere göre zirve, 26 Haziran’da düzenlenen mini bir zirvede uzlaşı sağlanan noktaları takip etmek üzere, AB’den, Afrika’dan ve ABD’den gözlemcilerin katılımıyla Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa başkanlığında video konferans aracılığıyla gerçekleştirilecek. Zirvede, üç ülke arasında yapılan ve yasal ve teknik sebepler dolayısıyla tökezleyen müzakere oturumlarının tanık olduğu gelişmeler ele alınacak.
Şarku’l Avsat’a konuşan Sudan kaynakları, 20 Temmuz’da yaptığı açıklamada, zirvenin bir dizi Afrika ülkesinin ilk kez gözlemci olarak katılımına tanık olacağını vurguladı.
Kaynaklar, Etiyopya’nın Sudan ve Mısır tarafından reddedilen bir adımla Nahda Barajı’nı tek taraflı doldurma sürecine başladığını açıkladı. Sudan’daki er-Roseires rezervuarındaki su akışı göstergeleri ve oranları, Etiyopya’nın su akışını kontrol ettiğini ve barajı tek taraflı olarak doldurmaya başladığını gösteriyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan farklı kaynaklar da Etiyopya’nın suyu kontrol ettiği dönem boyunca tahmini olarak 4,9 milyar metre küp suyu alıkoyduğunu, bunun da ilk yıl depolama için kabul edilen su payına eşit olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Etiyopya tarafının uzlaşı sağlanan su miktarını depolaması sonrasında, nehir suyunun normal seviyelerine dönmesinin muhtemel olduğunu belirtti. Kaynaklar ayrıca, Etiyopyalıların suyu alıkoymasının, Addis Abada’nın bugün müzakerelere girmesi de dahil olmak üzere birçok amaca hizmet ettiğini söyledi.
Sudan, Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesiyle ilgili tek taraflı eylemleri reddetme ve tüm tarafların ortak çıkarlarına hizmet eden, taraflar için bağlayıcı uluslararası bir uzlaşıya ulaşma tavrında ısrar ediyor.
Üçlü müzakereler, üç tarafın haklarını korumak da dahil, barajın işletilmesi mekanizmaları, bağlayıcı uluslararası bir anlaşmanın imzalanmasıyla ilgili teknik ve yasal konulardaki anlaşmazlıklar dolayısıyla tökezledi.
Sudan, geçen pazar günü Hartum’daki Mavi Nil suyunun seviyesinde büyük bir düşüş olduğunu, başkent Hartum’un bazı bölgelerindeki içme suyu arıtma tesislerinin de etkilenmesi dolayısıyla su hacminde bir azalma görüldüğünü açıklamıştı. Sudan ayrıca, yerel su makamlarının pompa istasyonlarını en düşük seviyeye indirmek zorunda kaldıkları söylerken, içme suyu azlığının da bazı bölgelerde nehir suyunun geri çekilmesinden kaynaklandığını savunmuştu.
Haziran ve Eylül ayları arasında Etiyopya platosuna yağan yağmur, Nil suyunun yüzde 80’ini besleyen Mavi Nil sularını da besler. Sel, Ağustos ayının ortalarında zirveye ulaşır. Sudan’da bir gözlemevine göre yağmur mevsimi sırasında er-Roseires rezervuarındaki su seviyeleri normalden düşüktür.
Öte yandan Kahire’deki gözlemcilere göre AfB’nin Nahda Barajı hususunda bir anlaşmaya ulaşamaması, meselenin Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) gönderilmesine kapı aralıyor. Mısır, daha önce AfB meseleye müdahale etmeden önce çatışmayı çözmek üzere BMGK’ya bir karar taslağı sunmuştu.
Afrika işlerinde uzman Dr. Hamdi Abdurrahman, bugünkü Afrika toplantısının, baraja ilişkin anlaşmazlıkları çözmek için AB ve ABD’den diğer gözlemcilerin de varlığında ortak bir arabuluculuk komitesi kurulmasına olanak tanıyacağını açıkladı.
Mısır da geçen pazar günü Ulusal Savunma Konseyi’nin acil bir toplantısında “Mısır, üç ülkenin su ve kalkınma çıkarlarını güvence altına alacak, bölgesel güvenlik ve istikrarı koruyacak şekilde öncelikle barajın doldurulması ve işletilmesi başta olmak üzere Nahda Barajı’na dair askıda kalan meseleler hakkında kapsamlı bir uzlaşıya varmak için çalışmalara devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan Mısır Temsilciler Meclisi Sözcüsü Salah Hasballah, Ulusal Savunma Konseyi toplantısının Mısır kamuoyuna Nahda Barajı meselesinin yönetimiyle ilgili olarak bir güvence sağladığını belirtti. Toplantının, uluslararası topluma da konuya ilişkin açık ve belirleyici olan Mısır ilke ve politikaları’ ile ilgili mesajlar gönderdiğini söyleyen Hasballah, 20 Temmuz’da yayınladığı bir bildiride, “Konsey, üç ülkenin su çıkarlarını güvence altına alacak ve bölgesel güvenliği koruyacak şekilde Mısır’ın, kapsamlı bir anlaşmaya varmak için çalışmaya devam ettiğini gösterdi” dedi.



UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
TT

UBH: Genelkurmay Başkanı'nın uçağının iki kara kutusunun Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldı

Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)
Haddad ve arkadaşlarını taşıyan talihsiz uçağın enkazından parçalar (Batı Libya İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı dün, Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindekileri taşıyan uçağın kara kutularının doğru teknik analiz için Almanya'ya gönderilmesi konusunda Türk yetkililerle anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Bakanlık, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, yasal işlemleri tamamlamak amacıyla, talihsiz uçaktaki yolcuların ailelerinin bazılarından alınan DNA örneklerinin karşılaştırma ve kurbanların kesin kimlik tespiti için Türk yetkililere verildiğini belirtti.

Bakanlık, Genelkurmay Başkanı ve beraberindekilerin ölümüne yol açan uçak kazasıyla ilgili soruşturma komisyonunun Türk makamlarıyla koordinasyon içinde çalışmalarına devam ettiğini ifade etti.

Bakanlık ayrıca, Türk Başsavcısının olayla ilgili tüm belgeleri ve kamera kayıtlarını Libya makamlarına vermeye hazır olduğunu teyit ettiğini ve ortak soruşturma için izlenen prosedürleri ve verilen onayları özetleyen resmi bir muhtıranın Libya Başsavcısına gönderileceğini kaydetti.

Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)Korgeneral Muhammed el-Haddad'ın ölümü Libya kamuoyunda birçok soru işaretine yol açtı (AFP)

Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Abdülhamid Dibeybe, Ankara üzerinde uçağıyla temasın kesilmesinin ardından Libya Genelkurmay Başkanı'nın hayatını kaybettiğini duyurdu.

Dibeybe ayrıca, Ankara'ya yaptığı resmi bir gezi dönüşünde meydana gelen trajik bir kaza sonucu Haddad'ın yol arkadaşlarının da hayatını kaybettiğini açıkladı: Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Futuri Gribel; Askeri Sanayi Şirketi Direktörü Tuğgeneral Mahmud Al Katavi; Libya Ordusu Genelkurmay Başkanı Danışmanı Sayın Muhammed el Assavi Diyab ve Genelkurmay Başkanı'nın medya ofisindeki fotoğrafçı Sayın Muhammed Ömer Ahmed Mahcub.

"Bu trajik kayıp, millet, askeri kurum ve tüm halk için büyük bir kayıptır. Ülkelerine samimiyet ve özveriyle hizmet etmiş, disiplin, sorumluluk ve milli bağlılık konusunda örnek teşkil etmiş insanları kaybettik" ifadelerini kullandı.

Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, salı akşamı Ankara'dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan uçakla temasın kesildiğini açıklamıştı.

Bakan, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, "Bu akşam saat 20:52'de (GMT 17:52) Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru 20:10'da kalkan 9H-DFJ tescil numaralı Falcon 50 tipi özel jetle temas kesildi" dedi.

Bakan, "Haymana bölgesinden acil iniş talebi alındı, ancak daha sonra uçakla temas kesildi" diye belirtti. "Uçakta Libya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed Ali Ahmed el-Haddad da dahil olmak üzere beş kişi bulunuyordu" diyen Bakan, daha sonra uçağın enkazının bulunduğunu ifade etti.


Rusya, İsrail ile Suriye arasında güvenlik anlaşması için gizli arabuluculuk yapıyor

İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)
İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)
TT

Rusya, İsrail ile Suriye arasında güvenlik anlaşması için gizli arabuluculuk yapıyor

İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)
İsrail askerleri, işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye’yi ayıran tampon bölgede, Dürzi köyü Mecdel Şems yakınlarında zırhlı personel taşıyıcı üzerinde (AFP)

Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, Rusya’nın İsrail ile Suriye arasında bir güvenlik anlaşmasına varılması amacıyla gizli arabuluculuk yürüttüğünü, bu sürecin ABD yönetiminin bilgisi ve onayı dâhilinde ilerlediğini açıkladı.

İsrail devlet televizyonu Kan 11, Azerbaycan’ın şu anda üst düzey yetkililerin katıldığı toplantı ve görüşmelere ev sahipliği yaptığını; temasların Bakü’de sürdüğünü bildirdi.

Bilgi sahibi bir güvenlik kaynağı, Rus arabuluculuğuna rağmen İsrail ile Suriye arasındaki temaslarda hâlâ bir boşluk bulunduğunu, ancak son haftalarda sınırlı da olsa ilerleme kaydedildiğini söyledi.

Kan 11’e konuşan kaynaklar, Moskova ile Şam’ın ilişkileri güçlendirmek için çalıştığını; Rusya’nın geçen ay Lazkiye kıyı bölgesine asker ve askeri teçhizat sevk ettiğini aktardı. Aynı kaynaklar, İsrail’in Suriye’nin güneyinde Türkiye’nin varlığını pekiştirme girişimleri yerine, Rusya’nın sahadaki varlığını tercih ettiğini kaydetti.

Dün (çarşamba) Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani Moskova’yı ziyaret ederek Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile görüştü ve iki ülke ilişkilerinin stratejik düzeye taşınmasının hedeflendiğini belirtti.

İkili ilişkilerdeki en dikkat çekici gelişme ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 15 Ekim’de Suriye’de geçiş döneminin başkanı Ahmed eş-Şera’yı kabul etmesi oldu. Görüşmede taraflar, stratejik ve siyasi ilişkilerin güçlendirilmesi ile enerji ve gıda alanlarında iş birliğinin önemine vurgu yapıldı.

İsrail’in Rusya ile iyi ilişkiler sürdürdüğü ve Tel Aviv’in Suriye dosyasında Moskova ile çıkar paylaşımı konusunda uzlaşı aradığı biliniyor. Mayıs ayından bu yana Putin ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Suriye başta olmak üzere çeşitli başlıkları ele alan dört uzun telefon görüşmesi yaptığı ifade ediliyor.

scd
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani’nin, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Moskova’da çarşamba günü gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare  (SANA)

Suriye Dışişleri Bakanlığı Enformasyon İdaresi, mayıstaki temasların ardından yaptığı açıklamada, Putin’in Suriye’yi bölmeye yönelik her türlü İsrail müdahalesini kesin biçimde reddettiğini ve Moskova’nın yeniden imar ile istikrarın sağlanmasına desteğini yinelediğini duyurmuştu.

cdfr
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Şam’da düzenlenen ortak basın toplantısından bir kare (EPA)

Tel Aviv’de ise “Türkiye nüfuzuna karşı Suriye’de Moskova ile ortak çıkarlar bulunduğu” değerlendirmesi yapılıyor. Maariv gazetesine göre Rusya, hem Türkiye hem de İsrail ile iyi ilişkiler sürdürüyor ve iki ülke arasında gerilimin tırmanmasını engellemeye çalışıyor. Aynı zamanda, tüm tarafların—Suriye dâhil—onayıyla ülkedeki pozisyonlarını korumayı hedefliyor.

dfgt
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, İstanbul’da cumartesi günü ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile yaptığı görüşmeler sırasında, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani’nin de hazır bulunduğu an (EPA)

ABD’nin İsrail-Suriye güvenlik düzenlemelerinde başat rolü üstlenmesine rağmen, Washington’un Rusya dâhil diğer müttefiklerden gelecek “olumlu katkılara” kapıyı kapatmadığı belirtiliyor.

Eski diplomat ve Suriye-Ortadoğu uzmanı akademisyen Mihail Harari’ye göre, Ahmed eş-Şera’nın Suriye’yi temkinli ve dengeli biçimde yönetmesi, ülkeye bölgesel ve uluslararası destek kazandırdı. Harari, İsrail’in Suriye’de kaosun sürmesini isteyen bir aktör gibi görünmekten kaçınması gerektiğini savundu.

Şarku’l Avsat’ın Harari’nin Maariv’de yayınlanan makalesinden aktardığı analize göre İsrail’in çıkarlarını sağlıklı yönetebilmesi için Şam ile bir güvenlik anlaşmasını hızla sonuçlandırması gerekiyor. Harari, son savaşta elde edilen askerî kazanımların siyasi kazanca dönüştürülmesinin, mevcut “pasif” tutumla mümkün olmayacağını ifade etti.


Gazze’de ilk kez silahlı bir grup sivilleri göçe zorladı

Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta bir Filistinli kadın, yardım mutfağından yemek alırken (AP)
Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta bir Filistinli kadın, yardım mutfağından yemek alırken (AP)
TT

Gazze’de ilk kez silahlı bir grup sivilleri göçe zorladı

Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta bir Filistinli kadın, yardım mutfağından yemek alırken (AP)
Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta bir Filistinli kadın, yardım mutfağından yemek alırken (AP)

Gazze’nin doğusundaki Tuffah Mahallesi’nde faaliyet gösteren silahlı bir grup, İsrail ile Hamas’ın kontrol alanlarını ayıran “sarı hat”a yakın bir konut alanında yaşayan sivillerin tamamını silah tehdidi altında tahliyeye zorladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynakları, “Rami Halis Grubu” olarak anılan silahlı yapıya mensup kişilerin perşembe sabahı erken saatlerde Şuaf ve Kibbutz bölgelerinde ayakta kalan evlerin yakınına gelerek havaya ateş açtığını, ardından bölgeden çekildiğini aktardı. Aynı grubun öğle saatlerinde geri dönerek megafonla, gün batımına kadar tahliye edilmemesi halinde ateş açılacağı uyarısında bulunduğu belirtildi.

Kaynaklara göre silahlı kişiler, olası bir saldırıdan kaçınmak amacıyla sivillerle doğrudan temas kurmadı ve yüzlerce metre mesafeden megafonla seslendi. Grup, tahliyenin İsrail ordusunun talimatıyla yapıldığını iddia ederken, İsrail güçlerinin sarı hattın doğusunda, bu ailelerin kısa süre önce döndüğü evlere yaklaşık 150 metre uzaklıktaki bölgeleri kontrol ettiği ifade edildi.

Tehditler üzerine bölge sakinleri fiilen göç etmek zorunda kaldı ve Gazze kentinin batısındaki alanlara yöneldi. Kaynaklara göre, bir kısmı ağır hasarlı evlerde, bir kısmı ise çadırlarda yaşayan 240’tan fazla kişi yeni ve zorlu bir göç yolculuğuna çıktı.

Önceki İsrail adımı

Saha kaynakları, İsrail güçlerinin salı ve çarşamba akşamları söz konusu bölgelere patlayıcı içermeyen sarı renkli variller attığını, ancak o aşamada tahliye talep edilmediğini ifade etti. Bugünkü zorla tahliye adımının ise, ateşkes anlaşması kapsamındaki çekilme hattı doğrultusunda “yeşil ve güvenli” olarak sınıflandırılan bölgelerde yaşayan daha fazla sivili yerinden etmeye yönelik İsrail planlarının uygulanması anlamına geldiği kaydedildi.

tgrhy
Gazze kentinin doğusundaki Tuffah Mahallesi’nde yıkılmış bir bina (EPA)

İsrail güçlerinin son haftalarda sarı hattın kapsamını genişlettiğine işaret eden kaynaklar, yeni hamlenin Tuffah Mahallesi’nin içine doğru yaklaşık 150 metre derinlikte ve 300 metre genişlikte yeni bir alanın fiilen kontrol altına alınması anlamına geldiğini vurguladı. Bu sürecin, zaman zaman bombardıman, zaman zaman tehdit yoluyla mahallenin adım adım ele geçirilmesi şeklinde ilerlediği belirtildi.

Ek bir tampon bölge

Görünen o ki İsrail, Gazze’nin doğusunda, özellikle Selahaddin Caddesi’nden 7 Ekim 2023 öncesindeki sınırlara kadar uzanan ve en az 2,5 kilometre derinliğinde bir tampon bölge oluşturma planını fiilen hayata geçiriyor. Bu plan, Filistinli kaynaklar tarafından haftalar önce Şarku’l Avsat’a açıklanmıştı.

sd
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Gazze’nin kuzeyinden güneyine uzanan Selahaddin Caddesi, savaş boyunca büyük askerî öneme sahipti ve İsrail ordusu bu yolu farklı eksenlerden kesmeye odaklandı. Ateşkes anlaşmasında “ilk çekilme hattı” olarak sunulan sarı hattın, birçok bölgede fiilen ileri taşındığı; bunun da çevredeki yerleşim alanları üzerinde İsrail kontrolünü genişlettiği ifade ediliyor.

Süregelen ihlaller

Bu gelişmeler, Gazze Şeridi’nde İsrail’in ateşkes ihlallerinin sürdüğü bir döneme denk geldi. Beyt Lahiya’da bir insansız hava aracı saldırısında bir Filistinli hayatını kaybederken, diğer bölgelerde de İHA’lardan ve zırhlı araçlardan açılan ateş sonucu yaralanmalar yaşandı. İsrail hava kuvvetleri, Han Yunus’un doğusu ve Refah’ın kuzeyinde çeşitli hedefleri vurdu.

10 Ekim 2023’te yürürlüğe giren ateşkesten bu yana İsrail ihlallerinde hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının 413’ü aştığı bildiriliyor. Hamas ise ihlal sayısının 900’ü geçtiğini belirterek, arabulucularla temas halinde olduklarını ve anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesini değerlendirdiklerini açıkladı.

rgh
Gazze’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta, bir yardım mutfağından yemek almak için bekleyenler arasında duran Filistinli bir kız (AP)

Hamas, İsrail’in anlaşmaya uyması konusunda ABD’nin rolüne dikkat çekiyor. Hareketin sözcüsü Hazım Kasım, “Başkan Trump’ın Gazze ve bölgede barışı sağlayabilecek tek kişi olduğuna inanıyoruz. Netanyahu’yu barışın gereklerini yerine getirmeye zorlayabilecek tek aktör odur” dedi.