Beşir ve diğer darbeci liderlerin mahkemesi ertelendi

Sudan’ın eski Devlet Başkanı Yardımcısı Ali Osman Taha dünkü mahkeme oturumunda (AFP)
Sudan’ın eski Devlet Başkanı Yardımcısı Ali Osman Taha dünkü mahkeme oturumunda (AFP)
TT

Beşir ve diğer darbeci liderlerin mahkemesi ertelendi

Sudan’ın eski Devlet Başkanı Yardımcısı Ali Osman Taha dünkü mahkeme oturumunda (AFP)
Sudan’ın eski Devlet Başkanı Yardımcısı Ali Osman Taha dünkü mahkeme oturumunda (AFP)

30 Haziran 1989'da Sadık el-Mehdi’nin başkanlığını yaptığı hükümeti deviren askeri darbeyi planlamak ve uygulamakla yargılanan Sudan’ın eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir ve 34 yardımcısının mahkemesi dün Hartum’da başladı. Mahkeme dolayısıyla sıkı güvenlik önlemleri alınırken, mahkemeye savunma avukatları, basın mensupları ve sanıkların aileleri katıldı.
Sudan’da Hasan Turabi liderliğindeki İhvancı hareket Ulusal İslami Cephe, İslamcı askerlerle ve diğer komutanlarla işbirliği içerisinde Başbakan Sadık-el Mehdi hükümetine karşı askeri bir darbe düzenledi. Askeri darbenin ardından yönetimi eline alan İslamcı askerler ve siviller 30 yıl boyunca ülkeyi yönetti. 11 Nisan 2019'da yönetimin alaşağı edildiği halk devriminde ordu halkın yanında yer aldı.
Dün Hartum’da gerçekleştirilen mahkeme oturumunda 28 sanık vardı. Bu isimlerin başında Ömer Beşir, Yardımcısı Ali Osman Taha, Yardımcısı İbrahim es-Senusi, eski Başbakan Bekri Hasan Salih, Savunma Bakanı Abdurrahim Muhammed Hüseyin, Halk Kongresi Partisi Genel Sekreteri Ali el-Hac Muhammed ve eski Bakan Avad Ahmed el-Caz yer alıyor. Yasadışı servet ve döviz ticareti suçlarından iki yıl hapse mahkum edilen Ömer el-Beşir ilk kez mahkum giysisiyle mahkeme önüne çıkarken, geri kalan sanıklar ise sivil kıyafetler giydiler. Sudan’ın eski İstihbarat Başkanı Salah Abdullah Kuş’un yanı sıra yurtdışına kaçan 3 sanık ve radikal İslamcılardan eski Dışişleri Bakanı Ali Karti başta olmak üzere gizlenen diğer 3 sanık dünkü mahkemede yer almadılar. Savcı Vekili Seyf el-Yezal Muhammed Sırri’nin açıklamasına göre mahkeme, sanıkların teslim olmaları ve aksi takdirde gıyaben yargılanacakları yönünde karar verdi.
Sanıkların savunma ekibinde yaklaşık 190 avukat yer alırken, sanıklardan ikisi avukat tutmayı reddetti. Salonun korona salgınıyla ilgili sağlık koşullarını yeterince karşılamadığı ve savunma avukatlarının yanı sıra sanık ailelerini ağırlayacak kadar geniş olmaması gerekçesiyle mahkeme 11 Ağustos’a ertelendi.
Mahkeme, Ali Hac Muhammed ve İbrahim Senusi'nin yaşlı olmaları ve kritik sağlık durumları nedeniyle kefaletle serbest bırakılmaları yönündeki savunma talebini reddetti. Gerçekçe olarak kasıtlı öldürmeden suçlanan sanıkların serbest bırakılmasının kanunen mümkün olmadığı kaydedildi. Sanıklar, 1983 Sudan Ceza Kanunu'nun 96’ncı maddesi uyarınca yargılanıyorlar. Bu madde kapsamında yargılanan sanıkların hüküm giymeleri durumunda haklarında idam cezası verilebilir.
Şarku’l Avsat’a konuşan savunma avukatı Kemal Ömer, dünkü mahkeme oturumunun devrimin adalet sloganını ortaya koyduğunu ve Sudan halkının bağımsız bir yargıya yönelik taleplerini yansıttığını ifade etti. Yargının bağımsızlığı sloganı altında duruşmaların başladığına dikkat çeken Ömer, gerçekleştirilen oturumda tüm taraflara fırsat verildiğini söyledi. Her ne kadar özel bir mahkeme olsa da aslında sıradan bir mahkemeden farklı olmadığını ifade eden Ömer, sanıkların adil bir şekilde yargılanma sağlayan Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre yargılandıklarını belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan sanık avukatlarından Muaz Hazret, dünkü oturumda yargılama prosedürlerinin belirlendiğini ve salonun dolması nedeniyle oturumun ertelendiğini söyledi. Mahkum kıyafetiyle gelen Ömer el-Beşir başta olmak üzere tüm sanıkların mahkeme karşısına çıktığını belirten Hazret, sanıkların hüküm giymesi için güçlü delillerin bulunduğunu söyledi.
Sanıkların akrabaları ve destekçileri oturumdan sonra hükümet karşıtı gösteriler düzenleyerek, “Allahu Ekber, Allahu Ekber, La İlahe İllallah” sloganları attılar.
Beşir’in liderliğinde gerçekleştirilen İslamcı darbe, Sudan'ın 1956'da bağımsızlığını kazanmasından bu yana seçilmiş hükümete karşı düzenlenmiş olan üçüncü askeri darbedir. Bundan önceki askeri darbeler, General İbrahim Abbud ve General Cafer en-Nemiri tarafından gerçekleştirilmişti.
Ömer Beşir geçen aralık ayında, yabancı dövizle işlem yapmak ve haksız kazanç elde etmek suçlamaları doğrultusunda iki yıl hapse mahkum edilmiş ve yaşı nedeniyle iki yıllık hapis cezasını rehabilitasyon merkezinde geçirmesi kararlaştırılmıştı. Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından ‘soykırım, katliam ve insanlık suçları’ suçlanmalarıyla yargılanması talep edilen Beşir’in önünde bir dizi mahkeme bulunuyor. Bunların başında Ramazan Subayları olarak bilinen 28 subayının gizlice infaz edilmesi ve mezarlarının saklanması davası yer alıyor.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.