Moskova ve Ankara görüştü: Libya'da kalıcı ateşkes için çalışmaya devam

(AFP)
(AFP)
TT

Moskova ve Ankara görüştü: Libya'da kalıcı ateşkes için çalışmaya devam

(AFP)
(AFP)

Türkiye ve Rusya arasında dün gerçekleşen görüşmelerde, Libya’daki krizin askeri bir çözümünün olmadığı vurgulanarak ateşkes yapılması ve güvenli insani erişimin sağlanması için aralarındaki istişarelerin devam etmesi gerektiği konusunda mutabakat sağlandı. İki ülke Libya Ortak Çalışma Grubu kurulmasının değerlendirilmesiyle birlikte tarafları, acil insani yardımların ihtiyacı olan kişilere ulaştırılmasını sağlamak için gerekli önlemleri almaya davet etti.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın başkanlık ettiği Rus bir heyet, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na gelerek yetkililer ile temaslarda bulundu. Görüşmenin ardından Dışişleri Bakanlığı Libya konusunda, “Türk-Rus Yüksek Düzeyli İstişareler”e ilişkin ortak bir bildiri yayınladı. Söz konusu bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Her iki ülke 8 Ocak 2020’de İstanbul’da Libya’daki durumu yatıştırmak ve siyasi sürece bir zemin hazırlamak için bir girişim başlattı. Türkiye ve Rusya Libya’nın egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması’nın amaçlarına ve ilkelerine güçlü bir şekilde bağlı olduğunu yineliyor.”
Açıklamada “Libya’da askeri bir çözümün olmadığı, problemin sadece Libyalıların liderliğinde ve gözetiminde BM’nin kolaylık sağlamasıyla siyasi bir süreç içerisinde çözülebileceği” vurgulandı. Türkiye ve Rusya arasındaki istişarelerinin BM Güvenlik Konseyi tarafından belirlenen Libya’daki terörist kişiler ve yapılarla mücadeleye devam edilmesi gerektiği vurgulandı.
Aynı zamanda her iki taraf Libya’da güvenlik ve istikrarı sağlama ve insani durumu iyileştirme hedefi doğrultusunda ikili görüşmelerin sürdürülme konusunda kararlılıklarını yineledi. Açıklamada her iki ülkenin, Libya’daki tarafların sürdürülebilir bir ateşkes yapılması için şartların oluşturulmasına teşvik edilmesi dahil olmak üzere ortak çabaların sürdürülmesi, 19 Ocak 2020’de Libya sorununu görüşmek üzere yapılan Berlin Konferansı’nın sonuçları ile uyumlu olarak BM ile eşgüdüm halinde Libyalılar arasında siyasi diyaloğun güçlendirilmesi hususlarında mutabakat sağladığı belirtildi.
Her iki taraf, güvenli insani erişimin sağlanması ve ihtiyaç duyan herkese acil insani yardımın ulaştırılmasını sağlamak için tarafların önlemler almaya davet edilmesi, Libya Ortak Çalışma Grubu’nun kurulmasının değerlendirilmesi ve bir sonraki istişarelerin en yakın zamanda Rusya’nın başkenti Moskova’da yapılması konularında uzlaşma sağladı.

Merkel-Erdoğan görüşmesi
Diğer yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya’daki gelişmeleri görüşmek üzere dün Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu sırada Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Biz Libya’nın haritada, siyasi ya da coğrafi bölünmesine kesinlikle karşıyız. Bu felaket bir senaryo olur. Irak’ta, Suriye’de ve diğer yerlerde örneklerini gördük ve bunlardan ders almalıyız” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin Libya hükümetinin daveti üzerine orada olduğunu ve hükümete destek verdiğini belirten Kalın, “Destek vermeye de devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in ülkeye zarar verdiğini, hiçbir meşruiyeti olmadan ülkeyi bölmeye ve kontrolü ele geçirmeye almaya çalıştığını vurgulayan Kalın, şöyle devam etti:
“Libya'da Hafter'e destek veren ülkelere en başından beri onun güvenilir bir ortak olmadığını, iki yıldır bütün ateşkes anlaşmalarını ve barış sürecini ihlal ettiğini söylüyoruz. Biz Libya'da siyasi süreçten yanayız, askeri gerginlik istemiyoruz. Ayrıca Libya'nın Bingazi ve Trablus arasında bölünmesine de karşıyız, bunlar hepimizin kaçınması gereken tehlikeli fikirler.”
Buna ek olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı “mayın ve el yapımı patlayıcı tespiti ve imha” (METİ) ekipleri ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri Trablus’un güneyindeki yerleşim bölgelerinde mayın ve patlayıcı imha çalışmalarını sürdürüyor. TSK, Libya ordusundan askeri yetkililerin ve patlayıcı arama ve imha timlerinin katılımıyla, Trablus’taki Savunma Güvenlik İşbirliği ve Eğitim Yardım Danışma Komutanlığında mayınları ve el yapımı patlayıcıları temizlemek için bir eğitim programı oluşturdu.
Libya ordu yetkilileri, cihaz ve ekipmanları inceleyerek TSK uzmanlarından bilgi aldı.
Geçtiğimiz hafta BM, Trablus’un güneyinde mayın ve patlayıcıların tehlike oluşturduğu konusunda uyarıda bulunmuştu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Sözcüsü Dujarric konuya ilişkin yaptığı açıklamada insanların evlerine dönmeye veya mayınlar ile kaplı bölgeleri mayınlardan arındırmaya çalıştığı sırada meydana gelen patlamalarda 52 kişinin hayatını kaybettiğini ve 96 kişinin yaralandığını belirtmişti.



Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
TT

Suriye'nin Suveyda vilayetinde çatışmalar devam ediyor

 Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)
Suriye'nin Suveyda vilayetinde düzenlenen bir protesto eylemine katılan vatandaşlar (Arşiv – Reuters)

Suriyeli bir kaynak, Hikmet el-Hicri’ye bağlı güçlerin, Suveyda vilayetinin batı kırsalında yer alan kamu güvenlik birliklerine yönelik saldırılarını üçüncü gününde de sürdürdüğünü bildirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen kaynak, Alman haber ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Kanun dışı gruplar ya da Hikmet el-Hicri’ye bağlı ‘Ulusal Muhafızlar’ adıyla bilinen unsurlar, dün akşam kamu güvenliği noktalarına saldırı düzenledi” dedi.

Kaynak, “Kanun dışı unsurlarla çıkan çatışmalarda kamu güvenliği personelinden yaralananlar oldu. Saldırganlar arasında ölü ve yaralılar bulundu, silahlı kişileri taşıyan bir araç imha edildi” ifadelerini kullandı.

Aynı kaynak, kamu güvenliği güçlerinin amacının bölgenin istikrarını sağlamak ve halkın geri dönüşünü kolaylaştırmak olduğunu vurgulayarak, “Ancak bu unsurların tekrar eden saldırıları ve roketli bombardımanı, sivillerin geri dönmesini engellediği gibi, zeytin hasadı yapan çiftçileri dahi hedef aldı” diye konuştu.

Dera’nın doğu kırsalındaki yerel bir kaynak, el-Hicri’ye bağlı silahlı unsurları taşıyan bir aracın roketle vurulduğunu, saldırıda çok sayıda kişinin öldüğünü ve yaralandığını, aracın ise tamamen tahrip olduğunu açıkladı.

Suveyda içinden gelen bilgilerde, vilayetin batı kırsalında kamu güvenliği güçlerine yönelik saldırıda en az 5 Dürzi militanın öldüğü, 10’dan fazla militanın da yaralandığı, kamu güvenliği personelinin öldürüldüğü iddiaların ise ‘el-Hicri’ye bağlı güçlerin moralini yükseltmeyi amaçlayan asılsız bilgiler’ olduğu belirtildi.

Suveyda Valisi Mustafa el-Bekkur, Telegram hesabından yaptığı açıklamada, “Değerli Suveyda halkı, bugün bazı disiplinsiz silahlı grupların, Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında güvenlik ve istikrarı sarsma girişimiyle, çatışma çözme noktalarına ve iç güvenlik güçlerine saldırdığı bilgisini aldık. Bu eylemler, yalnızca kişisel çıkarlara ve kaos ile yağma eğilimine işaret ediyor; vilayetn değerleriyle ve halkının ahlakıyla bağdaşmıyor” ifadelerini kullandı.

Bekkur açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Sizi bu tür uygulamalara karşı durmaya, halkın güvenliğiyle oynayan ya da insanların kaderini istismar etmeye çalışan herkesi engellemeye çağırıyoruz. Güvenlik ve istikrar ortak sorumluluktur; toplumu korumak her onurlu bireyin görevidir. Çıkar peşinde koşanlara sesleniyorum: Yeter artık. Ülke sizin hayallerinizden büyüktür ve Suveyda halkı, yıkıcı projelerinize kanmayacak kadar basiretlidir.”

Suveyda Emniyet Müdürü Süleyman Abdulbaki de sosyal medya paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Çeteler ve milisler, üçüncü gününde de iç güvenlik güçlerinin bulunduğu noktaları hedef almaya devam ediyor… Vilayetteki iç güvenlik komutanlığından talimat net: Ateş geldiği yer tespit edilip görüntülendikten ve ihlal belgelenip doğrulandıktan sonra yalnızca kaynaklara karşılık verilecektir.”

Paylaşımında, sivillere ve ‘toprağını ve namusunu savunmayı amaç edinen şerefli gruplara’ seslenen Abdulbaki, “Güvenlik güçlerinin ihlal gerçekleştirdiği ya da sizi hedef aldığı yönündeki söylenti ve yalanlara kapılmayın. Bu haberler asılsızdır ve nerede çatışma yaşanırsa tamamen bilgimiz dahilindedir. İç güvenlik güçleri, sivillerin güvenliğini korumak, gerginliği artırmamak ve istikrarı sağlamak için çalışmaktadır. Suriye devleti dışında ne bizim ne de sizin için güvenlik ve istikrarın garantisi yoktur. Halkımıza defalarca söyledik: Kan, kanı çeker; fitne ise öldürmekten beterdir. Bizim elimiz her zaman onurlu insanlara açıktır” ifadelerini kullandı.

Suveyda’daki Ulusal Muhafızlar’a yakın sosyal medya sayfalarında yer alan paylaşımlarda, Suveyda’nın batı kırsalında şiddetli çatışmaların yaşandığı bildirildi. Paylaşımlara göre, geçici hükümete bağlı kamu güvenliği güçleri, insansız hava araçları (İHA), orta menzilli silahlar ve havan topları kullanarak el-Mecdel köyünü hedef aldı ve komşu köylere doğru yeni cepheler açmaya çalıştı. Bu durumun, el-Mecdel köyüne yönelik bir baskın girişimini hedefleyen tehlikeli bir tırmanış olduğu öne sürüldü.

Aynı kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın bölgeye takviye gönderdiğini ve el-Mecdel çevresinde bir saatten fazla süren ateş noktalarına karşılık verdiğini aktardı.

Suriye hükümet güçlerinin Suveyda’nın batı ve kuzey kırsalında kontrolü elinde tuttuğu, yerel güçlerin ise Suveyda kent merkezi ile vilayetin güney ve doğu kırsalını denetiminde bulundurduğu belirtildi.


Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
TT

Gazze'deki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında 15 Filistinlinin cenazesinin teslim alındığını açıkladı

İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)
İsrail ordusu tarafından şehit edilen 40 Filistinlinin cenazeleri, Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı bazı çalışanların katılımıyla Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta toprağa verilmek üzere hazırlanan Nasır Hastanesi önünde, (DPA)

Gazze Şeridi'ndeki Nasır Hastanesi, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail'den 15 Filistinlinin cenazesini aldığını duyurdu.

İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)İsrail'in Gazze ateşkesi ve esir takası kapsamında serbest bıraktığı Filistinlilere Bureyc mülteci kampında cenaze töreni düzenlendi (AFP)

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan hastane, yaptığı açıklamada, "Ceset değişim anlaşmasının 13. grubu kapsamında 15 Filistinli şehidin cenazesi Nasır Tıp Kompleksi'ne ulaştı. Teslim alınan cenaze sayısı 330'a ulaştı" ifadelerini kullandı.

İsrail, perşembe günü Gazze'de öldürülen bir rehinenin kalıntılarını teslim aldı ve bugün de on beş cesedi teslim etti.


İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
TT

İsrail, Rubio'nun Batı Şeria'daki şiddete yönelik eleştirilerinden endişe duyuyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'da Salfit yakınlarındaki Deyr İstiya köyündeki El-Hacı Hamida Camii'ne yerleşimcilerin dün verdiği zararı inceliyor (AFP).

İsrail'in açıklamaları ve eylemleri, Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Batı Şeria'daki yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik ölümcül saldırılarını eleştirmesinin ardından, mevcut ABD yönetimi içinde nadir görülen bir tutuma ilişkin endişeleri ortaya koydu.

Rubio, bu saldırıların Başkan Donald Trump'ın Gazze savaşını sona erdirme planını baltalayabileceği korkusunu ifade ederken yumuşak bir dil kullansa da İsrail hükümet çevreleri bunları "endişe kaynağı olarak değerlendirdi ve yerleşimlere karşı sert bir tutuma dönüşmelerini önlemek için çaba gösterilmesi gerektiğini" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail'in 12. Kanalından aktardığına göre siyasi bir kaynak dün yaptığı açıklamada, "İsrail, Gazze'deki küçük ayrıntılara odaklanma yaklaşımından vazgeçmeli" ifadesini kullandı.

Yerleşimci saldırıları dün de devam etti. Yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Salfit'in batısında, Deyr İstiya ve Kafr Haris kasabaları arasında bulunan Hacı Hamida Camii'ne saldırdı. Caminin bazı kısımlarını ateşe verdiler ve duvarlarına ırkçı sloganlar yazdılar.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, caminin bulunduğu yeri araştırmak üzere asker gönderdiğini ancak herhangi bir şüpheliyi tespit edemediğini, "olayı İsrail polisi ve güvenlik güçlerine ilettiklerini" ifade etti.