Beyrut Amerikan Üniversitesi’nin yaşadığı kriz çalışan ve işveren arasındaki bir mesele değil

İşten kovulan çalışanlar Amerikan Üniversitesi Tıp Merkezi'nin önünde bekliyor. (EPA)
İşten kovulan çalışanlar Amerikan Üniversitesi Tıp Merkezi'nin önünde bekliyor. (EPA)
TT

Beyrut Amerikan Üniversitesi’nin yaşadığı kriz çalışan ve işveren arasındaki bir mesele değil

İşten kovulan çalışanlar Amerikan Üniversitesi Tıp Merkezi'nin önünde bekliyor. (EPA)
İşten kovulan çalışanlar Amerikan Üniversitesi Tıp Merkezi'nin önünde bekliyor. (EPA)

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nin yaşadığı mevcut kriz yöneltilen bir soruya cevap veriyor: Yolsuzlukla mücadele eden ve yakın tarihinin en kötü döneminden geçen bir ülkede çalışanlarının çıkarlarını öncelikli kılan uluslararası standartlara sahip bir kurum inşa etmek mümkün müdür? Birkaç gün önce üniversite yönetimi ve hastanesi tarafından acısının öfkeye dönüşmesi korkusuyla ordu gözetiminde atılan 850 çalışanın acıları seslenmiş gibi cevap geldi: "Hayır.” 
Üniversite’nin yaşadığı krizden dolayı kınayıcı sözler söylemenin bir değeri yok. Üniversitenin parlak geçmişinden bahsetmek ve önemli mezunlarının isimlerini okumak da önemli değil. Mezunları diğer önde gelen Lübnanlı ve Arap politikacı mezunların gerisinde olduğu için değil. Çünkü üniversitenin bugünkü hali, Lübnan'ın mevcut hali gibi. Zorluk döneminde üniversitenin kapatılıp millileştirilmesini düşünen bir grup radikale bırakılmaması gerektiği gibi sadece özlem ve nostalji ile değerlendirilemeyecek bir kamu sorunu haline geldiği için artık geçen yüzyılın ellili ve altmışlı yıllarının atmosferinden çok uzakta. Ayrıca üniversitenin mevcut sorunları sadece Lübnan’daki politik-ekonomik krizler ve salgınla ortaya çıkmadı. 
“Üniversite başarısız olmadı, ancak başarısız olan ve çöküşünü veren Lübnan'dır” sözü diğerine başarısızlığı kimin getirdiğiyle ilgilenmeyen bir inceleme gerektiriyor. Aksine, üniversite yönetiminin en azından geçen yılın yazından bu yana kaçınılmaz bir kader gibi görünen bozulma ile mücadele etmek için başvurduğu vizyonu ve başarısızlık ile nasıl başa çıkılır bunun incelenmesi gerekir. Bankalar, uluslararası mali kurumların açık uyarılarına rağmen zorunlu ödemeleri yavaşlatmaya başladıklarında mevcut bankacılar ve politikacılar utanmaz bir şekilde bu durumu görmezden geldi. 
Çalışanların kovulduğu ve protestoların şiddetle karşılık bulacağı konusunda uyararak orduyu çağıranların ahlaksızlığının görüldüğü günün sahnesine bir göz atarsak, kurumların iyileştirilmesi için elimizde geleneksel bir yöntem kalıyor. Bu, Beyrut Amerikan Üniversitesi’nin ABD’ye haksız kazanç sağlanmasını önleyecek bir yöntem. Son yıllarda  üniversite, Lübnan'daki diğer özel kurumlar gibi istihdamda partizan ve mezhep bağlılığı standartlarını benimsedi. Muhalif taraflar tarafından desteklenen hizipler arasındaki çatışmaların haberleri gazetelerde yayınlandı. Bu görevlendirmelerin ve çatışmaların amacı, oyuncuların kontrol ve maddi kâr değerlerini yerleştirdiği ve her şeyden üstte tuttukları müşteri bağlılıklarını ve çıkarlarını güçlendirmeye çalıştığı yerel iklim için garip değildi. Bugün partizanların kovulanlara oranı bilinmiyor ancak bunlar sadece liderlerinin bilinçli ya da bilinçsiz kurbanları oldu.
Haksızlık eden veya ezilen olsun üniversite ile dayanışma çağrısı, Lübnan'daki nitel eğitimin son kalesi olduğu sürece, Hasan Diyab başkanlığındaki kukla hükümetle karşı karşıya geldiği ve baskı ve reddetme ve özgürlükleri kısıtlayarak Hizbullah'ın etkisine karşı eşitsiz bir savaşla mücadele ettiği sürece Lübnan için bahsedilen "nitel eğitim”in faydası ve Lübnan toplumunda daha az mezhepsel ve daha adil bir farkındalık yayarak ülkenin yaşadığı krizleri hafifletmeye katkısı hakkında sorularla karşılaşmak mümkün olacak. Gerçekleşmeyen böyle bir sorumluluk ve çalışanlarıyla oturup karşılıklı olarak bu yapıyı nasıl kurtaracaklarını düşünmek yerine işten çıkarma ve korkutma kolaylığının canlı bir örneği olan üniversitenin krizi idare etme yöntemi hakkında açıklamalara ihtiyaç duyuluyor. “Neoliberalizm" bolluk zamanında kâr arayan, kıtlık zamanında ise zararları azaltan efendileri ve teorisyenleri ile mevcut bir okuldur, ancak Amerikan Üniversitesi'nde iyi bir etki bırakmayacak.
Aynı zamanda,  her özel veya kamu kurumunun beraatine yol açan projeler için verilen yüz milyonlarca doların harcandığı içerideki yolsuzlukla ilgili olarak bildirilen şeylerin (krizini derinleştirdi ve işçilerin ayrılmasını hızlandırdı) ve hareketlerinin incelenmeden anlaşıldığı gibi üniversiteyi savunmaya teşvik etmek bu duruma mal oldu. Bunun için, Hizbullah'la olan anlaşmazlığın, bazılarının yaydığından farklı olarak, üniversite yaşamında çok merkezi bir yerde olmadığını bilmek yeterli.
Lübnan'ın bugün siyasi ve ekonomik liderliğe ihtiyacı olduğu gibi etik liderliğe de ihtiyacı var. Lübnan üniversitelerinin özellikle günümüz dünyasıyla en eski ve en yakından ilişkili olanlarının tercih edilen liderlikte ileri bir rol oynaması arzu edilen şeydi. Eğer zaman bulutların üstünden arzulanan ideallerin ve isteklerin gerçekleşmesi için yeterli olmazsa o zaman Beyrut Amerikan Üniversitesi, Lübnan toplumunun yok olmasına katkıda bulunmaya yönelik coşkusunu azaltabilir. Diğerleri üzerinde yaptığı şey buydu. Mesele çalışanlar ve işveren arasındaki anlaşmazlıklarla sınırlı değil.



Hamas: Gazze anlaşmasının aşılmasına yönelik yeni tekliflerin sunulduğuna dair haberler

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde bir aşevinden yemek almak için bekleyen Filistinli çocuk (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde bir aşevinden yemek almak için bekleyen Filistinli çocuk (Reuters)
TT

Hamas: Gazze anlaşmasının aşılmasına yönelik yeni tekliflerin sunulduğuna dair haberler

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde bir aşevinden yemek almak için bekleyen Filistinli çocuk (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde bir aşevinden yemek almak için bekleyen Filistinli çocuk (Reuters)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım dün yaptığı açıklamada, Gazze'deki ateşkes anlaşmasıyla ilgili olarak Doha'da arabulucularla görüşmelerin devam ettiğini belirtti. Kasım, yeni önerilere ilişkin haberlerin ‘anlaşmanın üzerine atlamayı amaçladığını’ söyledi.

Kasım Telegram üzerinden yaptığı paylaşımda, “Üzerinde anlaşmaya varılanlara bağlı kalıyoruz. Savaşa geri dönmeme ve Gazze Şeridi'nin tamamından çekilme sözü vererek ikinci aşamanın uygulanmasına ve şartlarının yerine getirilmesine çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Hamas’ın, İsrail'in Gazze'den çekilme taahhütlerini yerine getirmesi ve Philadelphia Koridoru’ndan çekilmeye başlaması konusunda ısrarcı olduğunu belirten Kasım ayrıca, İsrail'in anlaşmanın insani protokolünü de uygulamadığını bildirdi.

Kasım, “Tekrar savaşa dönmek istemiyoruz. Ancak İsrail saldırganlığını sürdürürse halkımızı savunmaktan başka seçeneğimiz yok” dedi.

Axios haber sitesi dün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze'deki ateşkesin 20 Nisan'a kadar uzatılması için güncellenmiş bir teklif sunduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre güncellenen teklif, Hamas'ın daha fazla esiri serbest bırakması ve Gazze Şeridi'ne insani yardımın yeniden başlaması karşılığında ateşkesin birkaç hafta uzatılmasını içeriyor.

Kaynaklar, uzun süreli bir ateşkese varılması halinde Hamas'ın uzatılan anlaşmanın son gününde tüm esirleri serbest bırakacağını ifade etti.

Kaynaklar, İsrail'in ABD özel temsilcisine ‘olumlu yanıt’ verdiğini, arabulucuların ise Hamas'ın yanıtını beklediğini kaydetti.