Rus istihbaratı: DEAŞ hücresinin 4 üyesi öldürüldü

Rus istihbaratı: DEAŞ hücresinin 4 üyesi öldürüldü
TT

Rus istihbaratı: DEAŞ hücresinin 4 üyesi öldürüldü

Rus istihbaratı: DEAŞ hücresinin 4 üyesi öldürüldü

Rusya Federal Güvenlik Servisi önceki gün ülkede faaliyet göstermesi yasak olan DEAŞ terör örgütüne bağlı bir hücre evinin 4 üyesinin öldürüldüğünü duyurdu. Rusya Federasyonu Halkla İlişkiler Merkezi tarafından yapılan açıklamada “Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin Rusya İçişleri Bakanlığı ile iş birliği içerisinde, Rusya’da yasaklı terör unusrları arasında yer alan terörist bir gurubun (DEAŞ) Kabardey-Balkar Cumhuriyeti topraklarındaki kolluk kuvvetlerine karşı saldırı hazırlığı yaparken etkisiz hale getirildiği” bildirildi.
Açıklamada, el yapımı bir patlayıcıya ek olarak Nalçik’te gizli bir yerde saklanan bir DEAŞ militanı ile planlanan terör saldırısı hakkındaki yazışmaları içeren iletişim ekipmanlarının ele geçirildiği bilgisine de yer verildi. Rusya’nın 8 bölgesinden biri olan Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ndeki güvenlik güçlerini hedef alan saldırıyı 4 militanın planladığı belirtildi.
Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin başkenti Nalçik’teki bir daireyi üs olarak kullanan hücre evine yönelik düzenlenen baskında, ev yapımı  patlayıcının yanı sıra bazı belgeler de ele geçirildi. Federal Güvenlik Servisi, etkisiz hale getirilen şahısların dağlık bir alanda bulunduğunu ve tutuklamaya direndikleri sırada ölümcül şekilde yaralandıklarını aktardı. ŞAhıslara, Rusya Federasyonu Ceza Kanunu’ndaki “terör saldırısı” ve “yasa dışı silah üretimi” maddeleri kapsamında ceza davası açılacağını bildirdi.
Kabardey-Balkar Cumhuriyeti Terörle Mücadele Ulusal Komitesi geçen mart ayında güvenlik servislerinin terörist saldırı hazırlığı içerisindeki 3 kişiyi daha etkisiz hale getirdiğini duyurmuştu.
Rus güvenlik servisleri, bazı aşırılık yanlısı grupların Suriye’deki iç savaştan kaçarak büyük bir Müslüman nüfusa sahip Rusya’nın Kafkasya bölgesine geri dönmesinden endişe duyuyor. Zira bazı silahlı gruplar geçmişte de bu bölgede saldırılar düzenlemişti.
Rus güvenlik birimleri, Suriye’de Beşşar Esed rejimi güçleri yanında yer alıyorlar. Ancak Kuzey Kafkasya'dan birçok paralı asker, Suriye’de uzun süredir devam eden çatışmalarda Esed-Rusya birliklerine karşı savaşan cephede yer almaya devam ediyorlar.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times