Dünya genelinde Kovid-19 tablosu: Vaka sayısı 15 milyonu aştı, 637 bin kişi hayatını kaybetti

New York eyaletine bağlı Brooklyn kentinde sağlık merkezinin acil servisine götürülen bir hasta (Reuters)
New York eyaletine bağlı Brooklyn kentinde sağlık merkezinin acil servisine götürülen bir hasta (Reuters)
TT

Dünya genelinde Kovid-19 tablosu: Vaka sayısı 15 milyonu aştı, 637 bin kişi hayatını kaybetti

New York eyaletine bağlı Brooklyn kentinde sağlık merkezinin acil servisine götürülen bir hasta (Reuters)
New York eyaletine bağlı Brooklyn kentinde sağlık merkezinin acil servisine götürülen bir hasta (Reuters)

Worldometers'in verilerine göre, bu sabah itibariyle dünya genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tespit edilen kişi sayısı dünya genelinde 15 milyon 660 bin 833’e ulaşırken, virüs nedeniyle 636 bin 633 kişi öldü. İyileşerek taburcu olanların sayısı ise 9 milyon 546 bin 400’e yükseldi.
Dünya genelinde vaka sayısının 15 milyonu aşması ve yalnızca Amerika kıtasında 8 milyon kişinin virüse yakalanması üzerine birçok ülke yeni sağlık önlemlerine başvurmaya başladı.
En kötü durum Amerika kıtasında yaşanıyor. ABD’deki vaka sayısı dün itibariyle 4 milyonu geçti. Johns Hopkins Üniversitesi’nin aktardığına göre, ABD’de yalnızca iki hafta içinde 1 milyondan fazla vaka kaydedildi.
Daha önce 1 milyon vakanın 1 aylık sürede kaydedildiğine dikkat çeken Üniversite, vaka sayısında 2 milyon barajının aşıldığını belirtti.
ABD Başkanı Donald Trump, yaptığı son açıklamada, ülkenin güneyinde ‘vaka sayılarında endişe verici bir artış’ olduğunu itiraf etti.
Trump, Cumhuriyetçi Parti’nin Ağustos sonunda düzenlemeyi kararlaştırdığı kongreyi iptal etti. Trump’ın bu kongrede Kasım seçimleri için başkanlık için adaylığını ilan etmesi bekleniyordu.
Massachusetts Üniversitesi’nden Nicolas Rich, ülke genelindeki salgınla ilgili hesaplamaların, önümüzdeki 4 hafta içinde zirveye ulaşacağını gösterdiğini söyledi.
Ölüm sayısı olarak 144 bin kişinin hayatını kaybettiği ABD ilk sırada gelirken, ABD’yi ikinci sırada Brezilya, üçüncü sırada İngiltere takip ediyor.
Massachusetts Üniversitesi’nin verilerine göre, ABD’de bir günde 76 bin 500 yeni Kovid-19 vakası kaydedilirken, bir günde bin 225 kişi hayatını kaybetti.
Salgın Mart ayından bu yana ABD’de ilk kez işsizlik oranlarının artmasına neden oldu. Bu durum Wall Street’teki borsaları tedirgin ediyor.
ABD’de 16 milyon kişi işsiz, 32 milyon geçici maaş alıyor.
Karayip ve Latin Amerika ülkelerinde, vaka sayıları 4 milyon barajını aştı. Bolivya 18 Eylül’de yapılması beklenen genel seçimleri ertelediğini ilan etti. Bolivya’da dün itibariyle 315 kişi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.
Ekvador’da ise durum oldukça kötü. Ülkenin en büyük ikinci kenti Arequipa’da hastaların bir kısmı hastanelere yakın bölgelerde kurulan çadırlarda diğer bir kısmı ise araçlarında yatarak tedavi görüyor.
Arequipa’da sosyal medya üzerinde yayılan görüntüler şehirde yaşanan trajediyi gözler önüne serdi. Peru Devlet Başkanı Martin Vizcarra'nın şehri ziyareti sırasında Vizcarra’yı taşıyan aracın arkasından ağlayarak koşan bir kadının görüntüleri kısa sürede viral oldu.
Aracın arkasından koşan Celia Capira isimli kadın, hastanede eşine yatak verilmesi için Vizcarra'dan yardım talebinde bulunuyordu. Capira’nın eşi Adolfo Mamani bu olaydan iki gün sonra 57 yaşında virüs nedeniyle hayatını kaybetti.
Avrupa’da ise resmi verilere göre, Kovid-19 vaka sayısı 3 milyon 7 bin 88’e yükselirken, virüs kaynaklı can kaybı 206 bin 714’e ulaştı.
27 üye ülkesi bulunan Avrupa Birliği (AB) salgın nedeniyle ekonomik durgunlukla mücadele için 750 milyar avroluk ekonomiyi canlandırma paketi üzerinde anlaşma sağladı. Ancak bazı ülkelerin temsilcileri anlaşmadan iki gün sonra ‘eğer pakette düzenleme yapılmazsa’ bu anlaşmanın 2021-2027 bütçesini baltalayacağı uyarısında bulundu.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, “Virüsün ülkeyi zapt etmesine izin vermeyeceğim” dedi. Ancak İngiliz uzmanlar salgının ikinci dalgasına karşı uyarıyorlar. 45 bin kişinin Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği İngiltere, virüs kaynaklı ölü sayısı bakımından Avrupa'da 1'inci sırada yer alıyor.
Fransa’da ise vaka sayılarındaki artış sürüyor. Fransa Sağlık Genel Müdürlüğü’nün aktardığına göre, günlük vaka sayıları binin üzerinde seyrediyor.
Müdürlük, son verilerin ışığında bazı bölgelerde maske takma zorunluluğu kararı aldı.
Avustralya şimdiye kadar salgını kontrol altına alma noktasında başarılı oldu. Ülkenin başkenti Melbourne’da dün 422 vaka bildirildi. Melbourne, geçen Perşembe itibariyle zorunlu maske uygulamasına geçmişti.
Maske konusunda benzer uygulama Hong Kong ve Avusturya’da da başladı.
Belçika’da maske zorunluluğu yarından itibaren başlayacak. Bu kapsamda çarşı, mağaza ve caddelerin yanı sıra masaya oturma dışında kafe, restoranlarda maske takmak zorunlu olacak. Ticari işletmelerde ise uygulama bugünden itibaren başlatıldı.
Bazı bölgelerde ise kısmi karantina yeniden başladı. Yaklaşık 10 milyon nüfuslu Tokyo sakinlerine, dün itibariyle evlerinde kalmaları çağrısı yapıldı.
Güney Afrika’da son haftalarda doğal ölüm sayısındaki yüzde 60'lık artış, Kovid-19 kaynaklı ölüm sayısının resmi istatistiklerden çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ülkedeki devlet okulları yeniden bir ay süreyle kapatılacak.



Avrupa Troykası, İran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyma tehdidinde bulundu

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
TT

Avrupa Troykası, İran'a yönelik BM yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyma tehdidinde bulundu

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, bugün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına konuştu. (Reuters)

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot dün yaptığı açıklamada, Avrupa Troykası’nın (Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya), o tarihe kadar bir nükleer anlaşmaya varılamaması halinde ağustos ayı sonuna kadar İran'a yönelik Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının otomatik olarak geri getirilmesine yönelik ‘snapback’ mekanizmasını harekete geçireceğini söyledi.

Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları toplantısı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Barrot, “Fransa ve ortakları, 10 yıl önce kaldırılan silahlar, bankalar ve nükleer ekipmanlar üzerindeki küresel yasağı yeniden uygulamaya koymakta haklılar. İran'dan güçlü, somut ve inandırıcı bir taahhüt gelmediği takdirde bunu en geç ağustos ayı sonuna kadar yapacağız” ifadelerini kullandı.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ise dışişleri bakanları toplantısında ‘İran'ın ele alınacağını’ söyledi. Kallas, “Diplomatik yolu ve müzakereleri yeniden başlatmak bizim çıkarımıza” dedi.

xo9p0
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Brüksel'de düzenlenen AB dışişleri bakanları toplantısının oturum aralarında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. (EPA)

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce tarafından yapılan açıklamaya göre, AB dışişleri bakanları toplantısı öncesinde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Avrupa Troykası'ndaki mevkidaşlarıyla Ortadoğu'da istikrarın desteklenmesi ve İran'ın nükleer silah geliştirememesinin sağlanması konularında telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.

Avrupa ülkeleri, ekim ayında süresi dolacak olan 2231 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı kapsamında snapback mekanizmasını harekete geçirmekle tehdit ediyor. Bu mekanizma, karar kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Tahran'a yönelik BM yaptırımlarının yeniden uygulanmasına olanak sağlıyor.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi pazartesi günü yaptığı açıklamada, mekanizmayı harekete geçirmenin ‘yasal dayanaktan yoksun düşmanca bir tedbir’ olduğu uyarısında bulunarak, Avrupalıları taahhütlerini ihlal etmekle suçladı. Bekayi, Avrupalı güçlerin bu adımı atması halinde orantılı bir karşılık verileceği tehdidinde bulundu.

İran medyası, Tahran'ın Moskova ve Pekin'i nükleer anlaşmadan çekildiklerini duyurmaya ikna etmeye çalıştığını ve bu sayede BM Güvenlik Konseyi'nde yaptırımların yeniden uygulanmasına yönelik herhangi bir girişimi engellemek için yasal bir dayanak elde edeceğini belirtti.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi bugün Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve Çinli mevkidaşı Wang Yi ile Avrupa Troykası’nın nükleer anlaşma kapsamında BM yaptırımlarına otomatik olarak geri dönüş anlamına gelen snapback mekanizmasını harekete geçirmesini engellemenin yolları üzerine istişarelerde bulundu.

Lavrov ve Wang Yi pazartesi günü Pekin'de bir araya gelerek Arakçi'nin Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dışişleri bakanları toplantısına katılmasından önce İran'ın nükleer dosyasını ele aldılar.

Arakçi bugün Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “Mevcut durumda elbette Çin Dışişleri Bakanı ve Rusya Dışişleri Bakanı ile ikili görüşmeler yapacağız” dedi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı pazar günü, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İran'ı Washington'un istediği uranyum zenginleştirmesine izin verilmeyecek bir nükleer anlaşmayı kabul etmeye çağırdığı yönündeki haberi ‘yalan’ olarak nitelendirdi.

cdfrgthyu
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin bugün Pekin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (İran Dışişleri Bakanlığı)

ABD merkezli haber sitesi Axios'un dosyaya yakın kaynaklara dayandırdığı haberine göre Putin, İran'a ABD ile uranyum zenginleştirmesini engelleyecek bir anlaşmayı kabul etmesi çağrısında bulundu. Rusya nükleer program konusunda yıllardır İran'ın başlıca diplomatik destekçisi konumunda.

Moskova, İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını kamuoyu önünde desteklemiş olsa da Putin, İsrail ile İran arasında 12 gün süren savaşın ardından özel oturumlarda daha sert bir tutum benimsedi.

İki kaynak Rusların İsrail hükümetine Putin'in İran'ın uranyum zenginleştirmesi konusundaki tutumu hakkında bilgi verdiğini söyledi. Üst düzey bir İsrailli yetkili, “Putin'in İranlılara bunu söylediğini biliyoruz” dedi. Putin bu tutumunu geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmelerde de dile getirdi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde İran'a yönelik ABD yaptırımlarının yeniden uygulanmasından bu yana Tahran, 20 yıllık bir stratejik anlaşma yoluyla Moskova’yla ve İran'ın petrol ihracatının yüzde 90'ını satın alan Pekin’le bağlarını güçlendirdi.

Arakçi Telegram üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle yazdı: “ŞİÖ yavaş yavaş küresel arenaya açılıyor, yani bölgesel arenayı yavaş yavaş aşıyor… Gündeminde ekonomik, siyasi ve güvenlik alanları da dahil olmak üzere bir dizi farklı konu var.”

Diğer yandan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, hükümetinin ‘tüm ciddiyetiyle bu barışçıl yolu izleyeceğini’ söyledi ve ek ayrıntı vermeden ‘diplomasi penceresinin halen açık olduğunu’ vurguladı.

Pezeşkiyan, “Geleceğe doğru yeni ufuklar açmak için geçmişi eleştirel gözlerle gözden geçirmeliyiz. Bizi daha iyi bir yarına götürecek olan şey, umudu yeniden inşa etmek, öğrenme ve değişme isteği ile anlayış, empati ve rasyonaliteye dayalı yeni bir yoldur... Diplomasi penceresinin açık olduğuna inanmaya devam ediyoruz ve bu barışçıl yaklaşımı kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Pezeşkiyan sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaşın dayattığı büyük sınavda, psikolojik baskılara ve halkımızın karşılaştığı pek çok zorluğa rağmen, İran'ın çağdaş tarihinde halkın katılımının, uzlaşının ve toplumsal uyumun en dikkat çekici tezahürüne tanık olduk. Ülke içinde ve dışında, her eğilimden İranlılar saldırgan düşman karşısında tek vücut oldular.”

İran Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları, İran Genelkurmay Başkanı Abdurrahim Musevi'nin İsrail ile 12 gün süren savaş sırasında ülkesinin ‘varlığının ve toprak bütünlüğünün eşi benzeri görülmemiş şekilde tehdit edildiğini’ söylemesinin ardından geldi.

Pezeşkiyan hükümeti, muhafazakâr milletvekillerinin muhalefetine rağmen Batılı güçlerle müzakerelere yeniden başlamaya hazır olduğunun sinyallerini verdi.

yhu7ı8
ABD ile İran arasında 19 Nisan'da ikinci tur görüşmelerin yapıldığı Roma'daki Umman Büyükelçiliği'nin girişinde bekleyen gazeteciler ve polis memurları (AP)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran ve ABD arasında altıncı tur müzakereler için ‘belirli bir tarih olmadığını’ söyledi. Bekayi, “Diplomasinin ve müzakere yolunun etkinliğini doğrulamadığımız sürece böyle bir yola girmeyeceğiz” dedi.

Arakçi ve ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff nisan ayından bu yana Umman arabuluculuğunda beş tur görüşme gerçekleştirdi. Daha sonra İsrail 13 Haziran'da İran'a saldırı başlattı ve ABD'nin İran'ın üç nükleer tesisini bombaladığı 12 günlük bir savaşı tetikledi.

Tahran ve Washington arasında yeni bir müzakere turunun 15 Haziran'da yapılması gerekiyordu, ancak savaş nedeniyle iptal edildi.

İran Dini Lideri Ali Hamaney’in uluslararası ilişkiler danışmanı Ali Ekber Velayeti pazartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin uranyum zenginleştirmeyi durdurma şartına bağlanması halinde ABD ile nükleer müzakerelere yer olmadığını söyledi ve böyle bir şartı Tahran'ın bağlı olduğu ‘kırmızı çizgilere’ aykırı olarak niteledi.

Şarku’l Avsat’ın İran medyasından aktardığına göre Velayeti, Pakistan İçişleri Bakanı Muhsin Nakvi ile gerçekleştirdiği görüşmede, “Müzakereler zenginleştirmenin durdurulması şartına bağlanırsa kesinlikle gerçekleşmeyecek” dedi.