Amber Heard: Depp'e aşıktım ama o bir canavardı

Londra’da süren davada ifade veren Amber Heard, Depp’in sarhoş olmadığında “cömert” ve “sevgi dolu” olduğunu ancak “diğer yanının canavar” olduğunu söyledi

Amber Heard, daha önce Johnny Depp'in kendisini Avustralya'da rehin tuttuğunu söylemişti (Reuters)
Amber Heard, daha önce Johnny Depp'in kendisini Avustralya'da rehin tuttuğunu söylemişti (Reuters)
TT

Amber Heard: Depp'e aşıktım ama o bir canavardı

Amber Heard, daha önce Johnny Depp'in kendisini Avustralya'da rehin tuttuğunu söylemişti (Reuters)
Amber Heard, daha önce Johnny Depp'in kendisini Avustralya'da rehin tuttuğunu söylemişti (Reuters)

Ünlü Hollywood yıldızı Amber Heard, Londra’da eski eşi Johnny Depp ve The Sun gazetesi arasında devam eden davada verdiği yeni ifadede, Depp’e eskiden “çok aşık” olduğunu ve temiz kalacağına dair “umudunu hep diri tuttuğunu” söyledi.
BBC'nin haberine göre Heard annesine yazdığı mesajda Depp’in “saldırgan ve deli” olduğunu ve “aşık olduğu kişinin kim olduğuna dair kalbinin kırıldığını” söylediğini belirtti.
Karayip Korsanları filmiyle büyük ün kazanan 57 yaşındaki Johnny Depp, The Sun gazetesinin yayın hakları sahibi News Group Newspapers’a (NGN) kendisini “eşini döven biri” diye niteleyen haberin ardından dava açmıştı.
Öte yandan, Heard’ün kız kardeşi mahkemeye ilettiği yazılı ifadede Heard’ün Johnny Depp ile evleneceğini öğrendiğinde “çok üzüldüğünü” söyledi.
The Sun’ın avukatı Sasha Wass, Heard’ün çiftin evlenmeden önce annesine attığı 22 ve 23 Mart 2013 tarihli mesajları okudu. Aquaman filminin oyuncusu verdiği ilk ifadede Depp’in 2013’te kendisine elinin tersiyle vurduğunu ve kanının duvara saçılmasına neden olduğunu söylemişti.
Bahsi geçen olayın daha önce 8 Mart 2013’te yaşandığını söyleyen Heard, doğru tarihin 22 Mart 2013 olduğunu düşündüğünü belirtti.
The Sun’ın avukatı Wass, olaydan sonra Heard’ün annesine şu mesajları yazdığını söyledi:
"Anne, bu korkunç. Ne yapacağımı bilmiyorum. O bir kaçık anne. Saldırgan ve deli. Aşık olduğum kişinin bu olması kalbimi kırdı.
Patlamak üzere olan çok hızlı bir trenin içindeymişim gibi hissediyorum. Fakat atlayıp, aşkımı geride bırakmak istemiyorum. Bu yüzden patlamak üzere olduğunu bilsem de trende kalıyorum."
Depp ile 2015 ve 2017 yılları arasında evli olan Heard mahkemeye şunları söyledi:
"O dönem Johnny’e çok aşıktım. Sarhoş gezmediği ve temiz kaldığı, birlikte olduğumuz bir yıl harikaydı. Ben onu bu şekilde tanıyordum. Ve Johnny böyle davrandığında cömert, sevgi dolu ve dikkat çekici bir adam.
Ona aşıktım ve bunu kaybetmek istemedim. Diğer yanı bir canavardı. Ama her zaman sarhoş olmayacağına ve temiz kalacağına dair umudumu diri tuttum."
Mahkemede dile getirilen mesajlarda Heard’ün annesi, kızının babasını durumdan haberdar etmesine dair tavsiyede bulunuyor. Heard bu tavsiyeye, “Babama söyleyemem” diye cevap veriyor. Heard bu mesaja dairse, mahkemeye şunları söyledi:
"Anneme anlatırken kendimi güvende hissettim, fakat babamın nasıl tepki vereceğini bilmiyordum. Daha önce böyle bir durumla hiç karşılaşmamıştım. Johnny’e karşı saldırgan davranıp davranmayacağını bilmiyordum. Durumu daha da kötü bir hale getirmek istemedim."
Depp'in eski koruması: Gerçek hayatta da tıpkı Jack Sparrow gibi davranıyordu
We Got This Covered'ın haberine göre mahkemede ifade veren bir diğer kişi, Depp’in korumalarından Rick Wood, Karayip Korsanları: Salazar’ın İntikamı’nın (Pirates of the Caribbean: Dead Men Tell No Tales) çekimleri sırasında Depp’in kendisini işe aldığını ve oyuncunun gerçek hayatta da karakteri Jack Sparrow gibi davrandığını söyledi.
"Karakteri gibi davranıyordu, tıpkı Jack Sparrow gibiydi. Büyük adam. Benim çalıştığım sektörde kimin eşini dövdüğünü kiminse dövmediğini bilirsiniz. Bunu onun içinde göremedim."
Wood, patronunun o dönem hep Jack Sparrow gibi davrandığını ve işine tutkuyla bağlı olduğunu söyledi. 



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe