Silahlar, petrol ve yabancı güçler… Libya’daki savaşı durdurmanın önündeki engeller

Çatışma taraflarına silah ve patlayıcıların sağlanması, Libya savaşını önlemek için gerçek bir engel oluşturuyor (EPA)
Çatışma taraflarına silah ve patlayıcıların sağlanması, Libya savaşını önlemek için gerçek bir engel oluşturuyor (EPA)
TT

Silahlar, petrol ve yabancı güçler… Libya’daki savaşı durdurmanın önündeki engeller

Çatışma taraflarına silah ve patlayıcıların sağlanması, Libya savaşını önlemek için gerçek bir engel oluşturuyor (EPA)
Çatışma taraflarına silah ve patlayıcıların sağlanması, Libya savaşını önlemek için gerçek bir engel oluşturuyor (EPA)

Libya ikilemiyle ilgili tüm bölgesel ve uluslararası girişimler, ‘milislerin dağıtılması, silahlarının devlet kurumlarına teslim edilmesi, yabancı savaşçıların sınır dışı edilmesini hızlandırmak için müzakerelere başlanılması ve iki taraf arasında siyasi bir sürece girilmesi’ hususlarına dayanıyor.
Ancak son 9 yıl içerisinde başkentte yaşayanlar için bu tür koşullar bir hayale dönüştü. Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac’ın 2015 yılı sonunda Ebu Sitte deniz üssüne girmesinden bu yana Trablus makamlarının sütunlarını oluşturan şeyin silah olduğuna tanık olunuyor.
Libya’nın batısında yaşayan bir Libyalı politikacı, başkentin içerisine akan Türk silahlarının, ülkenin eski rejimin devrilmesinden bu yana tanık olduğu krizin karmaşıklığına katkıda bulunduğuna inanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan politikacı, “Bazı kuvvetler, Trablus savaşlarında iyi performans gösterdikten sonra artık lütuf sahibi oldular. Üyeleri, modern silah taşıyan tanklara, zırhlı araçlara ve arabalara sahip” dedi.
Güvenlik nedeniyle isminin verilmesini istemeyen Libyalı politikacı, “Libya’daki terkedilmiş silahlar, şimdi iktidar otoritesi ve bazı kabileler tarafından korunuyor. Silahlar, bir varlık haline geldi. Sonuç olarak, onlardan vazgeçmek zorlaştı. En azından bu durum, yakın gelecekte imkansız. Gelecek bir Sirte savaşına hazırlık olarak da bu silahlar, savaş cephelerine nakledildi” ifadelerini kullandı.
Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) yakın olan Libyalı bir politikacı ise, “Sadece Trablus değil tüm Libya bölgeleri, silahların bireylerin elinde yayılmasından mustariptir. Bu nedenle bu konu hakkında konuşurken, ülkedeki tüm silahları kapsayan belirli kriterler belirlenmelidir” dedi.
Uluslararası taraflar, yabancı savaşçıların Libya’dan çıkarılması gerektiğine inanırken, bölgesel ve ABD raporları da Türkiye’nin Trablus’a binlerce savaşçı gönderdiğinden ve onları savaş cephelerinin ön saflarına ittiğinden bahsediyor. Raporlara göre bu durum ise savaşın kalıcı olarak sona ermesine katkı sağlayan siyasi bir anlaşmayı engelleyebilir. Durum, Abu Dabi Veliaht Prensi ve Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nehyan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında geçtiğimiz Perşembe günü gerçekleşen bir telefon görüşmesine de yansıdı. Beyaz Saray tarafından aktarılana göre taraflar, görüşme sırasında ‘Libya’daki tırmanışın azaltılmasının yabancı kuvvetlerin sınır dışı edilmesini gerektirdiğinin’ altını çizdi. Aynı şekilde Mısır da Libya’da ateşkes gerekliliği ve dış müdahalenin reddedilmesi hususlarında ısrarını sürdürürken, bu durumun bölgenin güvenliği için bir tehdit oluşturduğunu savunuyor. Bu çerçevede Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Perşembe akşamı Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, Suriye’den Libya’ya yabancı savaşçı transfer etme operasyonlarıyla sıkı şekilde mücadele edilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Durum, kar ve zararlar hesaplanarak, Libya petrolünde temsil edilen herhangi bir siyasi anlaşmanın önünde büyük bir engel olmaya devam edecek. Çünkü Libyalıların çoğu, Libya petrolünün durumu ve finansal gelirlerinin nasıl bölündüğü hakkında açık ve dürüst açıklamaların olmaması halinde, savaşın bitmeyeceğini ve çatışmaların ilerleyen günlerde de yineleneceğine inanıyor.
Birçok gözlemci, Libya’nın batısındaki güçlerin Cufra bölgesi yakınlarındaki Petrol Hilali sahası ve limanına el koyarak, harcamalarının kaynağını güvenceye almak için sonuna kadar savaşı sürdürmek zorunda kaldıklarına dikkati çekiyor. Ancak Libya Ulusal Ordusu (LUO), bu duruma aynı noktadan izin vermeyecek. Sonuç olarak askeri operasyondan 14 ay önce sessiz olan koşullar, şu an aynı sessizliğe sahip değil. Libyalı bir politikacı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Libya krizinin sebebini ‘petrol zenginliğine’ bağladı. Politikacı, “Herkes sahip olmak istiyor ve milisler bile daha büyük bir pay için savaşıyor” diyerek, bir akaryakıt istasyonunda yaşanan çatışma nedeniyle 10 Temmuz’da Cenzur şehrinde 6 milisin öldüğüne dikkati çekti.
Öte yandan bazı ülkelerden yetkililer, İtalya’dan bir girişimle ‘petrol üretimi ve ihracatını durdurma’ karmaşıklığını görüşmek üzere bir araya geldi. İtalya merkezli AKİ ajansının diplomatik kaynaklardan aktardığına göre Libya'daki petrol tesislerinin sürekli kapatılması meselesini görüşmek üzere Perşembe günü Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams’ın yanı sıra Almanya, İtalya, Fransa, ABD, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) yetkilileri içeren uluslararası bir toplantı düzenlendi.



Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), İsrail destekli bir Amerikan örgütünün mayıs ayı sonunda faaliyetlerine başlamasından bu yana, Gazze'de insani yardım konvoyları ve yardım dağıtım merkezlerinin yakınında 613 kişinin öldüğünü tespit etti.

UNHCR sözcüsü Ravina Shamdasani, komisyonun herhangi bir tarafı cinayetlerden sorumlu tutamayacağını söyledi. Ancak Shamdasani, “İsrail ordusunun Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından işletilen dağıtım noktalarına ulaşmaya çalışan Filistinlileri bombaladığının ve ateş ettiğinin açık olduğunu” söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)

Shamdasani, “Cinayetlerin kaçının (Gazze İnsani Yardım Örgütü) tesislerinde, kaçının konvoyların yakınında meydana geldiğinin henüz belli olmadığını” belirtti.

Gazetecilere konuşan Shamdasani, rakamların 27 Mayıs'tan 27 Haziran'a kadar olan dönemi kapsadığını ve o tarihten bu yana “başka olayların da yaşandığını” söyledi. Bu bilgileri BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin (OHCHR) durumla ilgili bir iç raporuna dayandırdığını ifade etti.

Shamdasani. standart denetimler yoluyla derlenen rakamların muhtemelen resmin tamamını ortaya koymadığını ve “BM ekiplerinin bölgelere erişememesi nedeniyle, burada neler olup bittiğini asla tam olarak bilemeyebileceğimizi” söyledi.