Sudan’da 30 yıl önce idam edilen ordu yetkililerine ait toplu mezarlar bulundu

İktidarı döneminde ordu yetkililerini idam eden Ömer el-Beşir, 1989 yılındaki darbeyi düzenlemekle yargılanıyor. 
(Reuters)
İktidarı döneminde ordu yetkililerini idam eden Ömer el-Beşir, 1989 yılındaki darbeyi düzenlemekle yargılanıyor. (Reuters)
TT

Sudan’da 30 yıl önce idam edilen ordu yetkililerine ait toplu mezarlar bulundu

İktidarı döneminde ordu yetkililerini idam eden Ömer el-Beşir, 1989 yılındaki darbeyi düzenlemekle yargılanıyor. 
(Reuters)
İktidarı döneminde ordu yetkililerini idam eden Ömer el-Beşir, 1989 yılındaki darbeyi düzenlemekle yargılanıyor. (Reuters)

Sudan Başsavcılığı, eski Devlet Başkanı Ömer el Beşir'e karşı 1990'da başarısız bir darbe girişiminde bulunduktan sonra idam edilen ordu yetkililerine ait olduğu düşünülen bir toplu mezar bulunduğunu duyurdu. Söz konusu dönemde rejim, ordu yetkililerinin cenazelerini ailelerinden ve yakınlarından gizledi. Kaynaklar, idam edilen 8 ordu yetkilisinin cesetlerinin, iade-i itibarlarının sağlanması ve "şehit" olarak kabul edilmelerinden bir ay sonra, teknik ekiplerin çalışmaları sonucu çıkarıldığını belirtti. Nisan 1990'da "Özgür Subaylar" adlı gizli bir örgütle bağlantılı bir dizi Sudan silahlı kuvvetleri personeli, Ömer el-Beşir'i devirmek, demokrasiyi yeniden getirmek, güney sorununu çözmek ve orduyu yeni temeller üzerinde yeniden kurmak için darbe girişimi başlatmıştı.
Sudan Başsavcılığı tarafından yayınlanan açıklamada ilk kanıtlara göre toplu mezarların, Ömer el-Beşir tarafından subayların acımasızca öldürüldükten sonra gömüldüğü mezarlar olabileceği bildirildi.
Başarısız darbe girişiminden kısa bir süre sonra darbeye önderlik eden ordu yetkilileri kısa süren bir askeri mahkemenin ardından alınan karar gereği Ramazan Bayramı öncesinde idam edildiler. Hızlı bir şekilde infazı gerçekleştirilen  ordu yetkililerinin davası "Ramazan Subayları"nın infazı olarak biliniyor.
Savcılıktan yapılan açıklamada, farklı alanlardan 23 uzmandan oluşan bir ekibin üç hafta süren çabalarının ardından acımasızca öldürülen subayların kalıntılarının yer aldığı toplu mezarı bulmayı başardıkları, soruşturma komitesinin 7 ceset  bulduğu ve geri kalanını ortaya çıkarmak için cuma günü aramaya devam ettiği ifade edildi.
Sudan ordusu 18 Mayıs’ta toplu bir mezar bulduğunu açıklamış, bunun Beşir rejimi tarafından idam edilen 28 subayın  mezarlığı olabileceğini bildirmişti.
Başsavcılık, işlemler tamamlanana kadar bölgeye yaklaşılmasını önlemek için Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nden oluşan askerlerin bölgeye gönderilerek mezarlığın yerini sıkı bir şekilde koruma altına aldığını ifade etti.
Sudan Başsavcılığı, adli tıp ve cezai delil departmanları ile kaza mahalli bölümüne, mezarların açılması ile ilgili olarak tüm önlemleri alma talimatı verdi.
28 subayın aileleri yaklaşık 30 yıldır çocuklarının mezar yerlerinin açıklanmasına yönelik eylemler düzenlediler. Bu nedenle Beşir yönetimi tarafından birçok tehdide maruz kaldılar.
Sudan ordusu,Yüksek Komite Başkanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı General Abdulfettah el-Burhan tarafından yayınlanan bir karar ile katliamın kurbanlarının iade-i itibarlarını sağlanarak "şehit ilan edildiler.
Kararda, "Ramazan Subayları”na "silahlı kuvvetlerin şehitleri" olarak muamele edilmesi, mali haklarının infazlarından bu yana geçen süre hesaplanarak verilmesi ve emekli aylıklarının savaşlarda şehit edilen meslektaşlarıyla aynı şekilde uygulanması şart koşuldu.
Sudan Başsavcılığı Kasım 2019'da olayları, gömülme yerlerini ve maruz kaldıkları ihlalleri belirlemek için 28 memurun öldürülmesine yönelik bir soruşturma komitesi oluşturmuştu.
Şarku’l Avsat’ın bir süre önce Başsavcı Tagelsir el Hebr'den aktardığı açıklamaya göre komite 30'dan fazla kişinin ifadelerini aldı. Soruşturmaları cezai sorumluluğu belirleme aşamasına ulaştı ve sonuçlanmasına az bir zaman kaldı.
Komite, Haziran 1990 darbesinin ana aktörlerden biri olan Ömer el-Beşir'i ve yardımcısını, söz konusu subayları tasfiye etme suçuyla soruşturdu. Ancak iki isim de sessiz kaldı ve soruşturma komitesiyle iş birliği yapmayı reddetti.
Beşir ve 34 siyasal İslamcı yardımcısı ile seçilmiş demokratik hükümeti deviren askeri cunta liderleri geçen hafta başlayan ve 11 Ağustos'ta devam etmesi beklenen “30 Haziran darbe planı”ndan dolayı yargılanıyor.
Beşir ve yardımcıları kendilerini idam cezasına götürecek bir dizi duruşmayı bekliyorlar. Ayrıca Sudan hükümetinden kendisini ve dört yardımcısını iade etmesini talep eden Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından soykırım, savaş suçları, etnik ayrılıkçılık ve insanlığa karşı işlenen suçlarla yargılanmayı beklemeye devam ediyorlar.



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."