Suriye, serbest piyasalara yatırım konusunda Rami Mahluf’a alternatif arıyor

Suriye ekonomisi, ülke üzerindeki ablukanın sıkılaşmasının arından piyasaların daralmasıyla karşı karşıya (İndependent Arabia)
Suriye ekonomisi, ülke üzerindeki ablukanın sıkılaşmasının arından piyasaların daralmasıyla karşı karşıya (İndependent Arabia)
TT

Suriye, serbest piyasalara yatırım konusunda Rami Mahluf’a alternatif arıyor

Suriye ekonomisi, ülke üzerindeki ablukanın sıkılaşmasının arından piyasaların daralmasıyla karşı karşıya (İndependent Arabia)
Suriye ekonomisi, ülke üzerindeki ablukanın sıkılaşmasının arından piyasaların daralmasıyla karşı karşıya (İndependent Arabia)

Royal Youseff
Suriye’de onlarca yıldır rejime yakım isimler ülkedeki hayati sektörlere yapılan büyük yatırımlara sahip olurken bugün, Tahran ve Moskova'ya yakın isimler savaş sonrası ekonomide büyüyen bir yer işgal etmiş durumdalar.
Bugün Suriye’nin imkanlarını ve kaynaklarını yabancı ülkelerle paylaştığı su götürmez bir gerçektir. Dokuz yıl önce başlayan uzun soluklu savaşta ülke çeşitli nüfuz alanlarına bölünürken savaşın ne zaman sona ereceği de henüz bilinmiyor.

Yeni yüzler
Suriye şuan, serbest piyasalarının bir kez daha sarsılacağı ekonomik bir gerçekliğin ortasında bulunuyor. Suriyeliler, ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı ve küresel piyasalardaki en kıymetli maden olan altın satın alma eğilimi nedeniyle dolardaki düşüşe rağmen ülkelerinin para biriminde öyle hafif bir iyileşmeyle yetinecek durumda değiller. Özellikle ülkede piyasadaki ürünlerin fiyatlarında eşi görülmemiş bir artış yaşanması Suriyelileri oldukça güç durumda bırakıyor. İndependent Arabia’a konuşan Suriye Ekonomi Bakanlığı’ndan bir kaynak, sınır kapıları ve limanlar için serbest piyasalarda faaliyet gösterilmesini ve yatırım yapılmasını amaçlayan ‘mühürlü zarftaki açık bir teklif’ olarak tanımladığı ‘yeni bir umuttan’ bahsetti. 500 bin dolar değerinde öncü yatırım desteği üzerinde çalışıldığını söyleyen kaynak, ancak ‘bu büyük yatırım desteğini kimin alacağına dair henüz bir bilgi olmadığını’ belirtirken büyük ihtimalle Rusya tarafından desteklenebilecek yeni ve ağırlığı olan isimlerin tercih edileceğini kaydetti.

Her zamanki isimler değil
Söz konusu serbest piyasalar Şam, Lazkiye ve Halep şehirlerindeki uluslararası havaalanlarını, Tartus ve Lazkiye limanlarını, Lübnan ile Suriye arasında Cedide Yabus Sınır Kapısı (Lübnan'da Masna)  ve Ürdün ile Suriye arasında Nasib Sınır Kapısı’nı (Ürdün’de Cabir) içeriyor.
Bu arada, Rusya-İran'ın nüfuz alanlarını genişletme yarışında Şam’ın müttefiklerinin Suriye ekonomisinin çeşitli sektörlerinde daha fazla söz sahibi olmaya başladıkları açıkça görülmektedir. Moskova, Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli uyarınca Tartus limanını ve Şam Uluslararası ‘nı devralırken Tahran, Halep havaalanını gözüne kestirdi.
Şarku’l Avsat’ın  Indepenedent Arabia’dan aktardığı habere göre, Suriyeli siyasi bir kaynak, ‘dost ülkelerden’ gelen bu yatırımların, müttefiklerin abluka nedeniyle düzgün çalışmayan havalimanlarına ve limanlara duyduğu ihtiyaçtan ziyade Suriye'nin ihtiyaçları ile uyumlu olduğunu söyledi. Kaynak açıklamasında, “Bu alanlar uluslararası olabilir. Ülkenin son olarak 16 Haziran’da Caesar Yasası'nı yürürlüğe koyan Washington’ın başlattığı şiddetli bir abluka ile karşı karşıya olduğu kimse için bir sır değil” ifadelerini kullandı.

Yabancı yatırımlar
Independent Arabia’ya değerlendirmede bulunan ekonomi ve siyaset analisti Adem Huri, serbest ticaret bölgeleri, başta ekonomiyle ilgili ilkeler olmak üzere devletin tüm yasalarına tabi olmamasına ve bunlarla ilgili vergilerin bulunmamasına rağmen Suriye hükümetinin yaptıklarını, yerel malların ihracatını ve yabancı yatırımların girişini teşvik etmek için ‘iyi bir adım’ olarak görüyor.
Huri, serbest piyasalara yatırım yapmanın yabancı yatırımlar için daha fazla imkan sağlayacağına, böylece kamu hazinesine daha fazla döviz getireceğine ve böylece yeni yatırım olanakları ve iş fırsatları yaratacağına inanıyor.

Küllerinden yeniden doğmak
Diğer yandan Suriye rejimi, vergi kaçırmak suçlamasıyla başta Suriyeli milyarder Rami Mahluf olmak üzere 150'den fazla iş adamına milyarlarca dolarlık ceza kesmeye hazırlanıyor. Suriye Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, aynı zamanda Devlet Başkanı Beşşar Esed’in kuzeni olan Mahluf’un, kuzenine hitaben kayda aldığı ve kendisine yönelik uygulamaların sona erdirilmesini talep ettiği birkaç videonun yayınlanmasının ardından 2010'dan bu yana Suriye’nin piyasa yatırımcısı olan Mahluf’la sözleşmesini feshetti. Bakanlık, Mahluf’un kaçakçılık yaptığı ve kara para akladığı gerekçesiyle yapılan sözleşmeyi iptal etmek üzere 526 sayılı bir karar çıkardı.
Taraflardan birinin veya önde gelen bir ismin Mahluf'un yerini alacağını söyleyen Huri, bu kişinin Rusya ya da İran yanlısı biri olabileceğini belirtti. Ancak bu durumun gerçek bir ekonomik değişim yaratmasının beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Huri, sadece kişilerin değişeceğini kaydetti.
Yolsuzlukla mücadele edilmediği sürece Suriye ekonomisini kaldıracak bir gelişme yaşanması konusunda iyimser olunmaması gerektiğini belirten Huri, eğer yolsuzluk biterse o zaman serbest ticaret bölgeleri dosyasından gerçek bir fayda sağlanacağına inanıyor.
Huri açıklamalarının sonunda şunları söyledi:
“Caesar yasasının ve ekonomik ambargonun olumsuz bir etkisi olduğunu inkar edemeyiz. Ancak yinede bunları atlatmak için bir takım yollar bulunabilir. Yeni yatırımın sadece isimlerin değişmesi üzerine yapıldığını düşünüyorum. Şuan iyimser bir hava söz konusu değil.”



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian