Bir haftada 18’i lider olmak üzere 114 Husi’nin cenazesi kaldırıldı

Darbeci Husilerden ölenlerin fotoğrafları Husi haber sitelerinde paylaşıldı
Darbeci Husilerden ölenlerin fotoğrafları Husi haber sitelerinde paylaşıldı
TT

Bir haftada 18’i lider olmak üzere 114 Husi’nin cenazesi kaldırıldı

Darbeci Husilerden ölenlerin fotoğrafları Husi haber sitelerinde paylaşıldı
Darbeci Husilerden ölenlerin fotoğrafları Husi haber sitelerinde paylaşıldı

Husilerin ele geçirdiği Yemen başkentinden yerel kaynaklar; İran yanlısı darbeci grubun son üç ay içerisinde acı verici darbelere maruz kaldığını, Yemen ordusuna yönelik yürüttüğü saldırılarda en az 3 bin ölü ve yaralı verdiğini doğruladı.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar; Sana, Amran, Zamar ve İbb’de bir hafta içerisinde 114 Husi cenazesinin kaldırıldığını, çoğu Nihm, Cevf ve el-Beyda’daki hava saldırıları ve savaşlarda ölen 18 Husi liderin de bunlar arasında yer aldığını bildirdi.
Çeşitli bölge ve valiliklerde Husi cenazeleri kaldırılmaya devam ederken, insan kaynağında eşi benzeri görülmemiş bir düşüşe şahit olan grup, kendi kontrolü altındaki alanlarda çocuk ve gençler de dahil olmak üzere zorunlu seferberlik ve askere alım uygulamaları devam ediyor.
Sana’da Husi grubuna bağlı ‘Şehitler Kurumu’ adlı oluşumda çalışan bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, grubun son üç ay içerisinde verdiği ölü ve yaralı sayılarının arttığını doğruladı. Aynı zamanda, Yemen ordusu saldırılarında ve Arap Koalisyonu tarafından en az 3 bin 206 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.
Can korkusu nedeniyle ismini vermek istemeyen kaynak, 15 Nisan ile 15 Temmuz arasında Husi grubundan çoğu Saada, Amran, Hacca, el-Mehvit, Sana, Zamar ve İbb’den olan bin 983 kişinin öldüğünü bin 223 kişinin ise yaralandığını açıkladı.
Grubun aynı dönemde Cevf valiliği cephesinde Koalisyon’un uçak saldırılarında 652 kayıp verdiği, aynı zamanda Kaniyye ve Marib cephelerinde, Hudeyde’nin batı kıyılarında, Dali, Taiz, Beyda ve diğerlerindeki cephelerde de can kayıplarının kaydedildiği belirtildi.
Ölenlerden 16 kişinin tuğgeneral, 28’inin albay sıfatında, 18’inin ise milislerin tuğamiral sıfatı verdiği liderler olduğu, bunlar arasında Hamran özel kuvvetleri komutanının da yer aldığı doğrulandı.
Kaynak aynı zamanda milislerin bu dönemde verdiği ölü ve yaralılarının yüzde 60'ının 18 yaş altı çocuklar olduğunu vurguladı. Yemen Silahlı Kuvvetleri medya merkezi tarafından yayınlanan yeni bir rapor ise darbeci grubun geçen Haziran ayının son 10 gününde yaşanan savaşlar ve Koalisyon’un hava saldırılarında Beyda Valiliği kuzeyindeki Kaniyye cephesinde ciddi insani ve maddi kayıplar yaşadığını bildirdi.
Raporda grubun söz konusu günlerde 241 ölü ve 300 yaralı kaydettiği, 21 kişinin ise ordu tarafından esir alındığı belirtildi.
Rapora göre, ordu ve koalisyon uçağı aynı dönemde 9’u tank, 8’i ise zırhlı araç olmak üzere içinde mürettebat olan 35 aracı imha etti.
Aynı zamanda Yemen Ulusal Ordusu topçuları ve Koalisyon savaşçıları, Beyda’nın kuzeybatısındaki çeşitli yerlerde Husilere ait 15 kışla ve bir cephaneliği yok etti. Bu dönemde keskin nişancıların kullandığı silahlar ve makineli tüfekler de dahil olmak üzere çeşitli silah ve mühimmata el kondu.
Bu istatistiklerin yalnızca belgelenebilenlerden ibaret olduğu, bu nedenle tüm kayıpları içermediğinin altı çizildi.
Sana’daki yerel kaynaklar ise Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamaya göre, milisler, kontrolü altındaki çeşitli şehir ve valiliklerde her gün yüzlerce cenaze töreni düzenlemeye devam ediyor.
Kaynaklar, grubun 14 ila 21 Temmuz arasında 114’ü aşkın defin işlemi gerçekleştirdiğini, aralarında 10 farklı ilden 18 liderin de yer aldığını bildirdi.
Yerel kaynaklar, grubun ölüm oranının bir valilikten diğerine değiştiğini, çoğunu gençlerin teşkil ettiğini söyledi.
Kaynakların ifade ettiğine göre, bir hafta içerisinde Sana’da 34, Saada’da 21, Amran’da 14, Zamar’da 12, İbb’de 10, Hacca’da 8, Taiz’de 7, Mehvit’te 4, Beyda’da 3, Hudeyde’de ise 1 kişi toprağa verildi.
Kaynakların belirttiğine göre, en çok kaybın verildiği aylardan biri olan Temmuz ayında aralarında önde gelen liderler de olmak üzere 104 Husi unsur öldürüldü. Bunlar arasında, Marib, Dali ve diğer cephelerde öldürülen 68 meydan savaşçısı ve lideri de yer alıyor.
Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Sana’daki kaynaklar, milislerin Harf Sufyan’daki Muakkal adlı köyde 6 kişiyi defnettiğini bildirdi.
Sana’da bulunan Hayma’daki bir köyde, Marib’deki cephelerde ölen 12 Husi unsurun cesedine, çevre bölgelerde de Batı kıyısındaki savaş cephelerinde ölen onlarca Husi cesedine ulaşıldığını söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan yerel kaynakların ifade ettiğine göre, insani kayıplardaki artış nedeniyle Husiler Sana ve diğer şehirlerde genç ve çocukları silahlandırma ve zorunlu seferberlik çalışmalarına devam etti.
Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın yaşandığı Yemen'de meşru yönetime darbe yapan Husiler, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde tutuyor. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'ten itibaren hükümete destek veriyor.



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.