İngiltere’de kedide Kovid-19 tespit edildi

İngiltere’de kedide Kovid-19 tespit edildi
TT

İngiltere’de kedide Kovid-19 tespit edildi

İngiltere’de kedide Kovid-19 tespit edildi

İngiltere’de salgının başladığı günden bu yana ilk defa bir hayvanda koronavirüs tespit edildi.
İngiltere Veteriner Şefliği Ofisi, tarafından yapılan açıklamada evde bakılan bir kedide koronavirüs tespit edildiği duyuruldu. Hayvan ve Bitki Sağlığı Kurumunun (APHA) başkent Londra’nın Weybridge kasabasında bulunan laboratuvarın 22 Temmuz’da yapılan test ile evcil bir kedinin Kovid-19 olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar, insanlardan hayvanlara, hayvanlardan insanlara ve hayvanlardan hayvanlara virüsün bulaştığına dair şu ana kadar herhangi bir kanıt bulunmadığını aktardı.
İngiltere Halk Sağlığı, ise olayın ardından yaptığı açıklamada vatandaşlara hayvanlarla temas kurmadan ve temas kurduktan sonra ellerini yıkamaları konusunda uyardı. Yetkililer, eldeki verilerin ışığında virüsün kediye daha önce korona virüs olan sahibinden bulaştığını işaret ettiğini açıklarken, kedi ve sahibinin virüsü başkalarına bulaştırmadan iyileştiklerini aktardı.
Veteriner Ofisi Şefi Christine Middlemiss, yaptığı açıklamada “Hayvanların virüsü insanlara bulaştırdığına dair elimizde kanıt bulunmuyor. Durumu yakından takip etmeye devam edeceğiz. Hayvan sahiplerini gelişmeler konusunda uyaracağız” dedi.
Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü, (WHO) salgının başladığı ilk günden bugüne kadar Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya'da çok az sayıda evcil hayvanda korona virüse rastlandığını rapor etmişti.



Arizona'da tarihi keşif: 200 milyon yıllık uçan sürüngen fosili bulundu

Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
TT

Arizona'da tarihi keşif: 200 milyon yıllık uçan sürüngen fosili bulundu

Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)
Araştırmacılar, 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti (Smithsonian)

Araştırmacılar 200 milyon yıl önce dinozorlarla birlikte yaşamış kanatlı bir sürüngen olan yeni bir teruzor türü keşfetti.

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden bilim insanları 2011'de, fosilleşmiş çene kemiğini ortaya çıkardıkları bu canlının, artık Kuzey Amerika'da bilinen en eski teruzor türü olduğunu belirledi.

Arizona'daki Taşlaşmış Orman Milli Parkı'ndaki ücra bir kemik yatağında keşfedilen bu canlının çene kemiği 209 milyon yıl önce volkanik kül içinde korunmuş.

Yeni türün, bir insanın omzuna rahatça tüneyebilecek kadar küçük olduğu düşünülüyor.

Bu olağanüstü fosili, müzenin FossiLab bölümünde 18 yıldır gönüllü olarak çalışan Suzanne McIntire keşfetti.

McIntire şöyle diyor:

Bu örneği ortaya çıkarmanın heyecan verici tarafı, dişlerin hâlâ kemiğin içinde olmasıydı, bu yüzden hayvanı tanımlamanın çok daha kolay olacağını biliyordum.

Ekip, diş uçlarının aşınmış olmasından yola çıkarak teruzorun, çoğu zırh benzeri pullarla kaplı balıklarla beslendiği sonucuna vardı.

Ekip yeni teruzor türüne Eotephradactylus mcintireae adını verdi. "Kül kanatlı şafak tanrıçası" anlamına gelen bu isim, fosilin bulunduğu alandaki volkanik küle atıf yapıyor.

Arizona'nın kuzeydoğusundaki bu bölge, 209 milyon yıl önce Pangaea'nın ortasında ve ekvatorun hemen üzerinde yer alıyordu.

Küçük nehir kanallarının kesiştiği bölge muhtemelen mevsimsel sellere maruz kalıyordu; bu seller kanallara tortu ve volkanik kül taşıyarak muhtemelen kemik yatağında muhafaza edilen canlıları gömdü.

Ekip toplamda kemikler, dişler, balık pulları ve koprolitler yani fosilleşmiş dışkılar da dahil 1200'den fazla fosil ortaya çıkardı.

Araştırmacılar ayrıca sivri uçlu zırhı ve ayakkabı kutusuna sığabilecek kabuğuyla, eski bir kaplumbağanın fosillerini de tanımladı. Kara kaplumbağası benzeri bu hayvan, fosilleri daha önce Almanya'da keşfedilen, bilinen en eski kaplumbağayla aynı zamanlarda yaşamıştı.

Kligman, "Bu, kaplumbağaların Pangea genelinde hızla yayıldığını gösteriyor ki bu çok büyük olmayan ve muhtemelen yavaş bir tempoda yürüyen bir hayvan için şaşırtıcı" diyor.

Independent Türkçe