8 şehirde aniden sokağa çıkma yasağı getirilmesi Faslıları öfkelendirdi

Rabat’ta maskeli polisler ve askerler (Reuters)
Rabat’ta maskeli polisler ve askerler (Reuters)
TT

8 şehirde aniden sokağa çıkma yasağı getirilmesi Faslıları öfkelendirdi

Rabat’ta maskeli polisler ve askerler (Reuters)
Rabat’ta maskeli polisler ve askerler (Reuters)

Faslı yetkililerin pazar günü gece yarısından itibaren Tanca, Tatvan, Fes, Meknes, Kazablanka, Berşid, Settat ve Marakeş kentlerine giriş-çıkışların kapatıldığına ilişkin duyuru yapması, bayrama birkaç gün kala kısıtlı bir uygulama süreci içerisinde geldiği için halk arasında büyük bir öfkeye sebep oldu.
Söz konusu yasağın uygulanma tarihinden önce yola çıkmak için acele eden vatandaşlar kararı “sürpriz” olarak nitelendirerek öfkelerini dile getirdiler. Zira vatandaşlar kararın yürürlüğe konduğu saat göz önüne alındığında örneğin Tanca, Ucda, Tatvan ya da Zakura kentinde oturan birinin Marakeş’teki ailesinin evine ulaşmasının imkansız olduğunu söyleyerek kendilerine seyahatlerini ayarlamak için yeterli zamanın tanınmadığını belirtti.
Sosyal medya siteleri sekiz kente uygulanan seyahat yasağının yürürlüğe konduğu gece yollarda oluşan izdihamı belgeleyen fotoğraflarla doldu taştı ve insanlar “kararın yayınlanmasından dört saat sonra uygulanamayacağı”, “zamanlamanın uygun olmadığı ve bir grup vatandaşın ailelerinden uzakta başka yerlerde sıkışıp kaldığı” gerekçesiyle kararın yeniden gözden geçirilmesi ve geri çekilmesi yönünde çağrıda bulundu.
Şair ve yazar Salah Boussif sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Vatandaşların pervasız, düşüncesiz boş ve içinde bulunduğumuz felaketin boyutundan bir haber olması bir yana yetkililer onlardan daha pervasız, düşüncesiz ve boş hareket ediyor. Hükümet vatandaşları serbest bıraktı ve sonra sahillerden, çarşılardan ve sokaklardan elini eteğini çekti ve bu yüzden birçok kişinin öldüğü ve hastalandığı haberini aldık. Bayram için alınan karar, yeni kurbanlar arayan bir bıçak gibi.”
Hikaye ve roman yazarı Hanan Derkavi “İnsanların ve ülkenin güvenliği için herhangi bir tedbir alındığını veya endişe duyulduğunu yansıtmayan ve rastgele bir şekilde yürürlüğe konan bazı şehirleri tecrit altına alma yasası nedeniyle ülkede güvensizliğin kol gezdiği videolara tanık oldum” dedi.
Roman yazarı İbrahim el-Haceri ise “Dün yaşanan olay gerçek bir korku filmini andırıyordu. Eğer asıl mesele koronavirüs (Kovid-19) salgınının yayılmasını önlemekse ilk önce kurbanı engellemek daha mantıklı olmaz mıydı?” yorumunda bulundu.
Fas’ta koalisyon hükümetinin büyük ortağı Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (PJD) yakınlığı ile bilinen gazeteci yazar Bilal et-Telidi Facebook hesabı üzerinden yaptığı paylaşımında “Halkın içerisinde kim huzursuzluk yaratmaya çalışıyor? Bu duyuruların faydalarından biri, şehirdeki ve ıssız bölgedeki düşkünler ve çocuklar da dahil olmak üzere vatandaşları siyasete yaklaştırmadır. Siyasete daha çok yaklaşıyorlar ancak uzlaşmacı şekilde değil yakınma anlamında. Herkes kindar bir siyasetçiye dönüşüyor ve bu siyaset için bir tehlike oluşturuyor.” dedi.
Telidi sözlerini şöyle özetledi:
“Sağlık durumunun önceliği vardır ancak kargaşa ve sıkıntı olmadan proaktif bir yaklaşımla… Karar; görmek, uyum sağlamak, tahmin etmek ve sonuçları incelemektir. Mesaj açık ve biz seçimin eşiğindeyiz… Ancak halkım bilmiyor ve belki de yenik durumdalar.”
Faslı yetkililer alınan kararın gerekçesine ilişkin son günlerde bir dizi eyalet ve bölgede Kovid-19 vakalarında görülen artışa işaret ederek söz konusu kararın “günlük izleme özetleri ve ülkedeki salgın durumu gelişmelerinin periyodik olarak değerlendirilmesi ve bu salgının yayılmasını sınırlamak için alınan önlemlerin güçlendirilmesi bağlamında” alındığını kaydetti.
Yetkililer “Karar, vatandaşların sosyal mesafe kuralına uymaması, çarşılarda bolca bulunmasına rağmen maske alıp takmaması ve dezenfektan kullanmaması göz önünde bulundurularak alındı. Çünkü vatandaşların bu özensizliği salgının yayılmasına ve ölü ve vaka sayılarının artmasına sebep oluyor” şeklinde açıklamada bulundu.



Kaynaklar: Suriye yönetimi Eli Cohen'in eşyalarını İsrail'e teslim etmeyi kabul etti

Eli Cohen'in kimlik belgelerini gösteren fotoğraf (AP)
Eli Cohen'in kimlik belgelerini gösteren fotoğraf (AP)
TT

Kaynaklar: Suriye yönetimi Eli Cohen'in eşyalarını İsrail'e teslim etmeyi kabul etti

Eli Cohen'in kimlik belgelerini gösteren fotoğraf (AP)
Eli Cohen'in kimlik belgelerini gösteren fotoğraf (AP)

Reuters'a konuşan üç kaynağa göre Suriye yönetimi, gerilimi azaltmak ve ABD Başkanı Donald Trump'a iyi niyet göstermek amacıyla casus Eli Cohen'e ait belge ve eşyaları İsrail'e teslim etmeyi kabul etti.

İsrail pazar günü Cohen'le bağlantılı bir dizi belge, fotoğraf ve kişisel eşyanın ele geçirildiğini duyurmuş, İsrail istihbaratının (Mossad) bunları elde etmek için adı açıklanmayan bir yabancı istihbarat servisiyle iş birliği yaptığını söylemişti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Suriyeli bir güvenlik kaynağı, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şera'nın danışmanı ve iki ülke arasındaki gizli görüşmelere aşina bir kişi, söz konusu arşivin eş-Şera tarafından Trump ile gerilimi azaltma ve güven inşa etme çabalarının parçası olarak dolaylı bir girişimle İsrail'e sunulduğunu bildirdi.

Suriye siyasi elitinin içine sızdığı gerekçesiyle 1965 yılında Şam'ın merkezindeki bir meydanda asılan Cohen, 1967 savaşında zafere katkıda bulunan askeri sırları ifşa ettiği için İsrail'de halen bir kahraman ve en ünlü Mossad casusu olarak kabul ediliyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazar günü Cohen'i bir efsane ve ‘devlet tarihindeki en büyük istihbarat ajanı’ olarak tanımladı.

İsrail uzun zamandır Cohen'in kalıntılarını bulup İsrail'e gömmek istiyordu. Mossad, 60 yıldır Suriye istihbaratı tarafından tutulan Cohen'e ait eşyaların ele geçirilmesini ‘yüksek bir ahlaki başarı’ olarak niteledi.

İsrail, belgeleri ve eşyaları nasıl ele geçirdiğini açıklamadı, sadece bunun ‘müttefik bir yabancı istihbarat servisi ile iş birliği içinde gizli ve karmaşık bir Mossad operasyonunun’ sonucu olduğunu bildirdi.

Netanyahu'nun ofisi, Suriyeli yetkililer ve Beyaz Saray, İsrail'in Cohen'in eşyalarını ele geçirmesinde Suriye'nin rolüne ilişkin yorum taleplerine yanıt vermedi.