Mısır'ın milyar dolarlık askeri harcamaları ve silahlanma stratejisi

(Arşiv)
(Arşiv)
TT

Mısır'ın milyar dolarlık askeri harcamaları ve silahlanma stratejisi

(Arşiv)
(Arşiv)

Ortadoğu'da peş peşe yaşanan ve giderek yoğunlaşan olayların yanı sıra karmaşık siyasi ve askeri dosyaların tüm olasılıklara açık olduğu ve Mısır’ın bölgedeki birçok denklemin içine çekildiği bir dönem yaşanıyor. 
Mısır’ın askeri yetenekleri ve gerektiğinde askeri kayıtlara girmesini sağlayan silahlanma alanındaki gelişmelere ne ölçüde ayak uyduğuna dair söylemler sürekli gündemde geliyor.
Mısır ordusu bu yılın başlarında, küresel ateş gücü (Global fire power) olarak sınıflandırıldı. 
Mısır ordusu aralarındaki barış anlaşmasına rağmen ezeli düşmanı olan İsrail ordusunun önüne geçerek dünyanın en güçlü dokuzuncu ve Ortadoğu'nun ise en güçlü ordusu seçildi.

Dünyadaki orduların silahlanma kapasitelerini izleme ve ölçme konusunda uzmanlaşmış uluslararası bir internet sitesi, bu ölçümleri, orduların silahlanmalarına, mevcut silahların sayısına ve kapasitesine dayanarak yapmakta.
Bu bağlamda gözlemcilerin de hemfikir olduğu üzere son yıllarda yapılan anlaşmalarla Mısır ordusunun arterlerine ve birimlerine pompalanan silahların miktarları ve türlerinin oldukça büyük ve çeşitli olduğuna dair bir görüş birliği söz konusu. 
Mısır'ın son sekiz yıl içinde yaptığı silah anlaşmalarının iki özelliği var. Birincisi, silahların Mısır ordusunun tüm birimlerine dağıtılmasından ötürü çok çeşitli olması, ikincisi ve en önemlisi, neredeyse sadece Amerikan silahlarına bağımlı olan Mısır ordusunun silahlanma klişesini kırması. 

Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Enver Sedat'ın Mısır ile eski Sovyetler Birliği arasındaki askeri bağı 1972 yılında Ekim 1973 savaşından önce Rus uzmanları sınır dışı etme kararı ile başlayan bir hareketle koparmasının ardından Mısır Rusya, Almanya, İtalya ve Fransa'dan çok miktarda silah satın aldı. Daha sonra 1977 yılına gelindiğinde Sovyetler Birliği'yle yapılan tüm silah satın alma sözleşmelerinin askıya alınması yönünde başka bir karar daha alındı. 
Sedat, söz konusu kararları, çeşitli vesilelerle ifade ettiği üzere Ortadoğu’daki siyasi oyun kartlarının yüzde 99’unu elinde tutan Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) siyasi ve askeri olarak yönelmesi bağlamında alırken 1979 yılında ABD sponsorluğunda İsrail ile imzaladığı barış anlaşmasıyla bu yaklaşım daha da güçlendi. Mısır yıllık 2,1 milyar dolar yardım alırken bu yardımın 1,3 milyar dolarlık kısmını sadece askeri yardımlar oluşturdu.
Sedat’ın yaklaşımını, halefi Hüsnü Mübarek de izledi. Ama neredeyse tamamen askeri yolda bu yaklaşımı takip etti. Mübarek Amerikan silahlarını tedarik etmeyi ve Mısırlı subayların Amerikalılardan aldıkları eğitimleri sürdürdü. 

Takvimler Ocak 2011 gösterdiğinde Mısırlılar, Hüsnü Mübarek yönetimine karşı ayaklandılar. Bunun üzerine Mübarek, iktidarı siyasi konularla ilgili askeri konseye bıraktı. Ardından Müslüman Kardeşler'den merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi seçildi. Mursi, elbette idari ve siyasi olarak Mısır devletinin geleneksel bağlamının dışından geliyordu. Bu çerçevede Mursi’nin Mübarek’in görevden alınması sonrası geçiş dönemine liderlik eden Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi Başkanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi ve dönemin Genelkurmay Başkanı Sami Anan’ın görevden alınması kararı dışında, ordu işlerine önemli bir müdahalesi olmadı. 
Eski Cumhurbaşkanı Mursi, Tümgeneral Abdulfettah es-Sisi'yi Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı olarak atadı. Sisi, Tantavi'nin en yakın öğrencisiydi. Sisi önce tümgeneral ardından korgeneral rütbesine yükseldi.
Independent Türkçe'nin haberine göre, göreve geldiği ilk günlerden bu yana Sisi, Mısır ordusunu daha fazla geliştirme ve silahlandırma vizyonunu hayata geçirmeye çalıştı. Savunma Bakanı olarak atanmasından ve ardından Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye karşı darbesinden sonra Haziran 2014'te Mısır Cumhurbaşkanı olmasından bu yana Sisi, Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin tüm birimlerine çeşitli silahların tedarikine devam ediyor. Sisi'nin gerek Savunma Bakanı olduğu dönemde gerek Cumhurbaşkanlığı sırasında Mısır’ın silah anlaşmalarının ayrıntıları ise şöyle:

Hava Kuvvetleri
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından Mart 2019'da yayınlanan rapora göre Mısır, Suudi Arabistan ve Hindistan'dan sonra silah satın alma bakımından dünyada üçüncü sırada yer alıyor. 
SIPRI’nin Mart 2018'de yayınlanan bir önceki raporunda, Mısır'ın 2013-2017 yılları arasında yaptığı silah ithalatının, 2008-2012 dönemine kıyasla yüzde 225 arttığı vurgulandı. 
Mısır'ın son yedi yılda satın aldığı silahların özellikle hızlı bir şekilde göz atıldığında Hava Kuvvetleri’nin Mısır'ın yaptığı silah anlaşmalarından aslan payını aldığı söylenebilir. 
- Mısır Hava Kuvvetleri Çin’den 32 adet pilotsuz uçak satın alma sözleşme imzaladı. Söz konusu uçakların modeli, Hava Kuvvetleri’nin şuan envanterinde de bulunan en yeni nesil Wing Loong I Wing Loong’dur.
- Rusya merkezli Interfax gazetesinin 18 Mart 2010 tarihli haberine göre Mısır Hava Kuvvetleri, uçak ve gerekli ekipmanlar da dahil olmak üzere 2 milyar dolar değerinde Rus yapımı 24 adet Suhoy Su-35 savaş uçağı satın almak için sözleşme imzaladı.
- Mısır, 2014 yılında Rusya'dan 46 adet MiG-29 muharebe uçağı satın aldı.
- Aynı yıl Mısır, Rusya'dan 46 adet Kamov Ka-52 helikopteri de satın aldı.
- Mısır ayrıca Rusya'dan bir dizi ‘Mi-24’ model saldırı helikopteri satın aldı.
- Şubat 2015'te Mısır, Fransa'dan 24 adet Rafale savaş uçağı satın alırken aylar sonra 12 adet daha Rafale savaş uçağı satın almak için talepte bulundu.
- Mısır, ABD’nin eski Başkanı Barack Obama’nın Rabia (Adeviye) katliamından sonra Mısır'a silah satışını durdurma kararı nedeniyle Temmuz 2015’te 8 adet F-16C Block 52 model savaş uçağının teslim edilmek üzere satın alma anlaşmasını imzaladı.
 - Aynı şekilde Mısır Aralık 2014'te, ABD'den 10 adet Apache helikopteri satın almak üzere bir anlaşma imzalandı. Ancak teslimat, 3 Temmuz 2013'teki askeri darbenin ardından iki ülke arasında ilişkilerin gerilmesi nedeniyle ertelendi.
- Mısır, 2020 yılı başlarında, güçlendirilmiş beton yapıları dahi yok edebilen Cruise model füzeleri, AASM Hammer hassas güdümlü bombalar ve 300-400 SCALP-EG uzun menzilli füzeler teslim aldı. Bununla birlikte Mısır Hava Kuvvetleri’nin envanterinde bulunan MiG-29 savaş uçaklarında kullanılmak üzere diğer bomba türlerini ve süper ağır roketleri temin etti.
- Aynı şekilde Mısır Hava Kuvvetleri de Rafale savaş uçaklarını silahlandırmak için 50'den fazla cruise füzesi satın aldı. Mısır ayrıca bilinmeyen sayıda füze satın almak için Fransa ile görüşüyor.
- Bununla birlikte Mısır kısa bir süre önce, İtalya tarafından üretilen ve toplam değeri 370 ile 400 milyon euro arasında olan 24 adet M-346 eğitim uçağı satın almak için bir sözleşme imzaladı.
-  Mısır ayrıca İtalyan helikopter üreticisi AgustaWestland’dan 400 milyon euro değerinde 32 adet TUHP 149 model helikopter satın aldı.

Hava savunma sistemleri
- Mısır, 2018 yılı sonlarında Rusya’dan S-300VM model füze savunma sisteminden birkaç adet satın almak için talepte bulundu. 
- Bununla birlikte Mısır 2017'den bu yana S-400 hava savunma sistemi satın almak için Rusya ile görüşüyor.
- Mısır ayrıca, 45 kilometreye kadar menzile ulaşabilen ve 25 kilometreye kadar yüksekliğe çıkabilen, taktiksel balistik füzeleri, mobil füzeleri, radar karşıtı füzeleri ve savaş uçaklarını vurabilen Buk-M2E Orta Menzilli Hava Savunma Füze Sistemi (HSFS) satın aldı. 
- Bunun yanı sıra Mısır, 10 metreden 3,5 kilometreye kadar yüksekliğe çıkabilen, uçan her türlü uçağı vurabilen ve omuzdan ateşlenebilen en güçlü hava savunma füzelerinden biri olan uçaksavar ve füzelerini de satın aldı.

Deniz Kuvvetleri
Mısır donanması, Mısır Silahlı Kuvvetleri için ikinci sırada yer alıyor. 2013 yılından bu yana imzalanan silah anlaşmalarının büyük bir kısmı donanmanın ihtiyaçlarına ayrıldı. Bu anlaşmalardan en önemlileri ise şöyle:
- Mısır, 2015 yılı sonlarında Fransa ile 2016 yılı sonlarında teslim edilmek üzere iki Mistral sınıfı amfibi hücum gemisi satın alma anlaşması imzaladı.
- Bununla birlikte Fransız yapımı Fremm ffg-1001 fırkateyni, Temmuz 2015'te Mısır'a teslim edildi.
- Alman yapımı 4 adet MEKO-4 model genel maksat firkateyninin satın alınması için sözleşme imzalandı.
- Aynı şekilde 4 adet güdümlü füze fırlatabilen Fransız yapımı Gowind-2500 model genel maksat korvet gemisi satın alma sözleşmesi imzalandı.
- Yine 4 adet ABD yapımı Ambassador Mk III sınıfı hayalet hücum gemisi satın alma sözleşmesi imzalandı.
- Mısır, Ağustos 2015'te birkaç adet Rus yapımı Molniya sınıfı füze zanaat satın almak üzere bir sözleşme imzaladı. 
- Bununla birlikte Mısır kısa bir süre önce İtalya ile tarihi olarak nitelendirilen birkaç gemi satın almak için bir anlaşma imzaladı. Anlaşmada yer alan gemiler ise şöyle:
* İki adet Bergamini sınıfı firkateyn.
* Dört adet küçük deniz savaşları için uygun Korvet sınıfı firkateyn.
* Radarlar, silahlar ve modern elektronik sistemlerle donatılmış 22 adet hücum botu.
- Mısır, 2014 yılında Almanya ile 4 adet Type model denizaltı satın almak üzere bir sözleşme imzaladı.
- Mısır ayrıca Rusya'dan Akdeniz'deki kıyılarını ve doğalgaz alanlarını güvence altına almak için Bastion adlı kıyı savunma sistemi aldı.
Kıyıdan 600 kilometre açığa ve 100 bin kilometre kareye kadar deniz alanını koruma yeteneğine sahip olan Bastion kıyı savunma sistemi, toplam 36 füzelik dikey fırlatıcılarla donatılmıştır.

Kara Kuvvetleri
- Haziran 2020'de, 400 ila 500 adet T-90MS model tankın üretimine katılmak üzere Rusya ile çeşitli sözleşmeler imzalayan Mısır, ABD yapımı Abrams model tankların yanında T-90MS tanklarını da kullanacak. Böylece eski Sovyetlerden kalma T-55 ve T-62 tankları servis dışı bırakılacak ve yerlerini yeni model tanklar alacak. Öte yandan Mısır bu modern Rus yapımı tankı elde eden ilk Arap ülkesi olacak.
- Ayrıca Mısır şuanda Rusya ile en son geliştirilen T-14 Armata model tanklardan satın almak için görüşmeler yapıyor. 

Mısır Askeri Endüstrisi
Mısır'ın 2013'ten bugüne, dünyanın birçok ülkesi ile imzaladığı silah anlaşmalarının yanı sıra silah ve askeri teçhizat üretimi ve yabancı ülkelerle çeşitli silahların geliştirilmesine ilişkin ortak projelere katılma alanında uzun bir geçmişi bulunuyor. Buna ilişkin birkaç örnek ise şöyle:
- Mısır geçtiğimiz Şubat ayında, askeri mühimmat, tabanca ve makineli tüfek üretimi amacıyla ‘300 el-Harbi’ fabrikasını açtı.
- Aynı fabrika Şubat 2020'de, Mısır’ın ilk zırhlı aracı Sina 200'ün üretildiğini duyurdu.
- Aralık 2019'da Mısır Ulusal Askeri Üretim Kurumu ve Mısırlı şirket IMUT ile iki İspanyol şirket ESCRIBANO arasında askeri sanayi ve savunma sistemleri alanlarında bir anlaşma imzalandı.
- Öte yandan ‘Ebu Zabal’ fabrikasıyla ünlü Abrams M1A1 model tankları üreten Mısır, böylece dünyada bu tankı ABD dışında üreten tek ülke olmayı da başardı.



Hartum Vali Vekili’nin olağanüstü hâl kararına Sudan sivil muhalefetinden tepki

Sudan ordusu tarafından kontrol edilen eski Omdurman'da bir sokak (Reuters)
Sudan ordusu tarafından kontrol edilen eski Omdurman'da bir sokak (Reuters)
TT

Hartum Vali Vekili’nin olağanüstü hâl kararına Sudan sivil muhalefetinden tepki

Sudan ordusu tarafından kontrol edilen eski Omdurman'da bir sokak (Reuters)
Sudan ordusu tarafından kontrol edilen eski Omdurman'da bir sokak (Reuters)

Sudan sivil muhalefeti, Hartum Vali Vekili Ahmed Osman Hamza’nın geniş yetkilere sahip bir ‘güvenlik hücresi’ kurma ve eyalette olağanüstü hâl ilan etme hamlesini, ‘Müslüman Kardeşler'in siyasi muhaliflerinden intikam alma’ girişimi olarak değerlendirdi. Muhaliflere göre orduyu desteklemek üzere bir güvenlik hücresinin oluşturulması, yasadışı eylemler gerçekleştiren kötü şöhretli Halk Güvenliği Aygıtı’na geri dönüş anlamına geliyor.

Hamza, perşembe günü eyalette ilan ettiği olağanüstü hâl yasalarına dayanarak, herhangi bir tehdide karşı koymak için acil istihbarat ve güvenlik bilgilerine odaklanan, silahlı kuvvetler için erken uyarı aracı olarak hareket etmek üzere bilgi toplayan ve sınıflandıran bir ‘güvenlik hücresi’ kurdu.

Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) liderlerinden Şihab İbrahim, mevcut hükümetin savaşın bir parçası olduğunu ifade ederek, ‘tehlikeli’ kararlarının savaşı sürdürmeye ve iç savaşa dönüştürmeye davetiye çıkardığını” söyledi. İbrahim, “Bu adım, savaşın bir parçası olmayan ancak bundan etkilenen vatandaşları hedef alıyor. Söz konusu kararlar savaş bölgelerinde bulunanları hedef alıyor ve onları savaştan kendilerini bekleyen başka bir savaşa kaçarken daha zor seçimlerle karşı karşıya bırakıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Tepkiler hakkında uyarı

Tekaddum böyle bir hareketi, İslami Hareket ve Ulusal Kongre Partisi'nin 2003 yılından beri Darfur'da sürdürdüğü yaklaşımın devamı olarak değerlendirdi. Bu da devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir ile İslami Hareket ve devletin 50 liderinin, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından suçlanmasına yol açan ‘savaş suçları’ ile sonuçlandı.

Başkent Hartum 15 Nisan 2023 tarihinden beri Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışmalara sahne oluyor. (Reuters)Başkent Hartum 15 Nisan 2023 tarihinden beri Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışmalara sahne oluyor. (Reuters)

İbrahim, söz konusu kararların tehlikesinin, diğer tarafın (Hızlı Destek Kuvvetleri) kontrol ettiği bölgelerde savaş suçlarını artırabilecek şiddetli ‘tepkiler’ vermesinde yattığını belirtti. Zira bu tür davranışlar, vatandaşları dış görünüşlerine göre hedef aldığı için ‘savaş suçu’ olarak kabul ediliyor.

İbrahim, bu tür kararların ‘İslami Hareket ve Ulusal Kongre Partisi'nin savaşın sona ermesinden sonra siyasi süreç için herhangi bir formülün dışında tutulmasının’ önemini vurguladığını; ayrıca bölgesel ve uluslararası toplumdan İslami Hareket'in ‘terörist grup’ olarak sınıflandırılması talebini de güçlendirdiğini söyledi.

Düzenli kuvvetler için erken uyarı aygıtı

Hartum Vali Vekili Hamza, perşembe günü eyalette olağanüstü hâl ilan eden bir acil durum emri yayınladı. Ardından Hartum eyaleti için bilgi toplamak, analiz etmek, sınıflandırmak ve ele almak üzere bir ‘güvenlik hücresi’ oluşturma kararı da aldı.

Kararda hücre, düzenli kuvvetler için acil ve gecikmeli istihbarat ve güvenlik bilgileri toplayan bir ‘erken uyarı aygıtı’ olarak tanımlandı.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Hartum'da olağanüstü hâl ilan edilmesi önerisini onayladı. (Reuters)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Hartum'da olağanüstü hâl ilan edilmesi önerisini onayladı. (Reuters)

Söz konusu güvenlik hücresi, ‘uyuyan hücreler’ olarak adlandırılan kişileri izlemek, şüpheli kişi, yer ve faaliyetleri takip etmek ve soruşturmakla görevlendirildi. Ayrıca hücreye arama, baskın yapma, gözaltına alma ve sorgulama yetkisi verildi.

Gözlemciler, Hamza’nın oluşturduğu güvenlik komitesine ‘toplumsal kuluçka merkezlerinin düşmanın bulunduğu bölgelerden silahlı kuvvetlerin kontrolü altındaki bölgelere hareketini’ izleme yetkisi vermesini, olağanüstü hâl emirlerinin en ciddi hükmü ve sivillerin bölge, ten rengi ve etnik kökenlerine göre hedef alınması olarak değerlendirdi.

Güvenlik komitesinin yetkileri

Bağımsız el-Ceride Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eşref Abdulaziz Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Hartum Vali Vekili Ahmed Osman Hamza’nın İslamcı güvenlik geçmişi ve Halk Güvenliği Aygıtı’yla olan ilişkisiyle bilindiğini ifade etti. Abdulaziz, Hamza’nın bu kararla, İslami Hareket’in Halk Güvenliği Aygıtı’nın, ülkeyi yönettikleri dönemde muhalifleri bastırma konusundaki deneyimlerinden faydalanmaya çalıştığını belirtti.

Sudan ordusunun kontrolü elinde tuttuğu Omdurman'da yardım kuruluşlarından yiyecek almak için bekleyen insanlar (Reuters)

Sudan ordusunun kontrolü elinde tuttuğu Omdurman'da yardım kuruluşlarından yiyecek almak için bekleyen insanlar (Reuters)

Eski bir İslamcı olan Abdulaziz, güvenlik hücresinin ilan edilen yapısıyla olağan kontrolün dışında olduğunu ve geçmişi bilinen Vali Vekili’ne bağlı gruplardan oluşacağını açıkladı. Abdulaziz, “Böyle olduğu sürece hücre, hassasiyetle hareket eden, sivil güçleri ve Aralık 2018 devriminin tüm taraflarını hedef alan İslamcılardan oluşacaktır” ifadelerini kullandı.

Bu hücreye verilen yetkileri, zamanında Halk Güvenliği Aygıtı’nın oluşumuna kapı açan ‘tehlikeli yetkiler’ olarak nitelendiren Abdulaziz, “Bu, yeniden Halk Güvenliği Aygıtı’na dönüştür” dedi.

Halk Güvenliği Aygıtı, Sudan Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı’na paralel İslamcı bir güvenlik örgütüdür. Aygıt, Beşir döneminde yargısız gözaltına alma, işkence, işkence altında öldürme ve o zamanlar ‘hayalet evler’ olarak bilinen, muhaliflere karşı ihlallerin işlendiği devlet denetimi dışındaki göz altı merkezlerinin kurulması da dahil olmak üzere ciddi ihlaller ve zulümler yapmakla suçlanmıştır.

Etnik gruplar ve bölgeler arasında ayrımcılık

Tekaddum liderlerinden Şerif Muhammed Osman Facebook hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, ‘HDK toplumsal kuluçka merkezlerinin Hartum eyaletinde HDK kontrolündeki bölgelerden hareketlerinin’ izlenmesine ilişkin hükmü ve güvenlik komitesine gözaltına alma ve soruşturma yetkisi veren diğer kararları, ‘geçtiğimiz dönemde alınan en tehlikeli kararlardan biri’ olarak nitelendirdi.

Osman, kararın, Sudanlılar arasında etnik köken ve bölge temelinde ayrımcılık yaptığını ve hedef alınanların ülke içinde ve eyalette silahlı kuvvetler tarafından kontrol edilen bölgelerde hareketlerini tehdit ettiğini belirtti.

Osman, “Savaş zaten uyarıda bulunduğumuz noktaya geldi. Ancak hükümetin bu emirleri yayınlaması bölünmeyi meşrulaştırmak, ulusal birliğe ve Sudanlı erkek ve kadınların güvenliğine yönelik bir tehdittir” ifadelerini kullandı.

Osman, savaşın durdurulması ve herkesin mümkün olan en kısa sürede savaşı durdurmak için çalışması çağrısında bulundu.

Yedi bölgeden oluşan Hartum eyalet hükümeti, sadece Omdurman şehrinin kuzeyinde yer alan ve savaşın başından beri Sudan ordusunun kontrolünde olan Kerri bölgesini ve ordunun yakın zamanda geri aldığı eski Omdurman bölgesinin bazı kısımlarını etkin bir şekilde kontrol ediyor. HDK ise eyaletin geri kalan altı bölgesini neredeyse tamamen kontrol ediyor. Bu da güvenlik hücresinin yetkilerini ordu tarafından kontrol edilen bölgelerle, HDK kontrolündeki bölgelerden gelen sivillerle ya da HDK bölgeleriyle kültürel ve coğrafi olarak bağlantılı olan ve ordu kontrolündeki bölgelerde yaşayan gruplarla sınırlı kılıyor.


Mikati: Yerinden edilmiş Suriyelilerin Lübnan’da kalması için "Avrupa'nın rüşvet" verdiği yönündeki söylentiler doğru değil

Lübnan Başbakan Necib Mikati
Lübnan Başbakan Necib Mikati
TT

Mikati: Yerinden edilmiş Suriyelilerin Lübnan’da kalması için "Avrupa'nın rüşvet" verdiği yönündeki söylentiler doğru değil

Lübnan Başbakan Necib Mikati
Lübnan Başbakan Necib Mikati

Lübnanlı geçici Başbakan Najib Mikati bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Avrupa'nın yerinden edilmiş Suriyelilerin Lübnan'da kalması için "rüşvet" teklif ettiği yönündeki iddiaları yalanladı ve bunları asılsız suçlamalar olarak nitelendirdi.

Lübnan Bakanlar Kurulu'nun "X" platformundaki hesabından yayınlanan açıklamada, Avrupa Birliği'nin taahhüt ettiği 1 milyar avroluk paketin "sadece Lübnan ve Lübnanlılar için koşulsuz yardım" olduğu belirtildi.

Mikati'nin medya ofisi tarafından yapılan açıklamada, Avrupa hibesinden yararlananların arasında; sağlık, eğitim, sosyal koruma sektörleri ve en yoksul ailelerin yanı sıra, kamu güvenliği ve iç güvenlik güçleri de dahil olmak üzere ordu ve güvenlik güçlerine yapılan yardımların da yer aldığı belirtildi. Yardımların ayrıca kara sınırlarının kontrolü ve ekipmanlarının güçlendirilmesinde de kullanılacağı ifade edildi.

Açıklamada, bunun aksi yönündeki söylemler "boş konuşma ve yanlış siyasi suçlamalar" olarak nitelendirerek, Lübnan'ın yasalarının uygulanacağı ve yasa dışı ikamet eden herkesin ülkesine sınır dışı edileceği vurgulandı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçtiğimiz perşembe günü Lübnan'a 1 milyar avro değerinde mali yardım paketi sağlanacağını duyurdu.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı(LBN), Leyen’in, Mikati ve Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ile düzenlediği basın toplantısında, yeni mali paketin "bu yıldan itibaren 2027'ye kadar geçerli olacağını" açıkladığını aktardı.

Ursula von der Leyen açıklamasında, “Lübnan halkına yönelik eğitim, sosyal koruma ve sağlık gibi temel hizmetleri güçlendirerek, Lübnan'da sosyal ve ekonomik istikrara katkıda bulunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.


Hizbullah, İsrail'in Bayad Blida üssünü top atışları ile hedef aldığını duyurdu

Gazze Şeridi'nin güney sınırında, Refah yakınlarındaki İsrail askerleri (AP)
Gazze Şeridi'nin güney sınırında, Refah yakınlarındaki İsrail askerleri (AP)
TT

Hizbullah, İsrail'in Bayad Blida üssünü top atışları ile hedef aldığını duyurdu

Gazze Şeridi'nin güney sınırında, Refah yakınlarındaki İsrail askerleri (AP)
Gazze Şeridi'nin güney sınırında, Refah yakınlarındaki İsrail askerleri (AP)

Lübnan Hizbullahı yaptığı açıklamada, bu sabah (Cumartesi) Bayad Blida bölgesindeki İsrail askerlerini top atışları ile hedef aldığını duyurdu.

Hizbullah yaptığı kısa açıklamada, bombalamanın "Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkımızı ve yiğit direnişini desteklemek için" yapıldığını belirtti.

7 Ekim'de İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşının başlamasıyla birlikte, bir yanda İsrail ordusu ile diğer yanda Lübnan'daki Hizbullah grubu ve silahlı Filistinli gruplar arasındaki sınırda neredeyse her gün karşılıklı bombardımanlar yaşanıyor.

Öte yandan İsrail ordusu dün (Cuma) yaptığı açıklamada, hava savunma sisteminin Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine sızan bir İHA'yı düşürdüğünü duyurdu.


İsrail güçleri Batı Şeria'da bir Hamas liderinin evini yıktı

Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde askeri aracın yanında duran bir İsrail askeri (Reuters)
Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde askeri aracın yanında duran bir İsrail askeri (Reuters)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da bir Hamas liderinin evini yıktı

Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde askeri aracın yanında duran bir İsrail askeri (Reuters)
Batı Şeria'nın Deyr el-Ğasun beldesinde askeri aracın yanında duran bir İsrail askeri (Reuters)

İsrail özel kuvvetleri bugün (Cumartesi) şafak vakti, Batı Şeria'daki Tulkerim kentinin kuzeyinde yer alan Deyr el-Ğasun beldesine baskın düzenleyerek bir evi yıktı.

Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) konuşan görgü tanıkları, İsrail güçlerinin Deyr el-Ğasun beldesinde Hamas liderlerinden birine ait evi kuşatmasının ardından bölgede patlama sesleri duyulduğunu bildirdi.

Görgü tanıkları, İsrail ordusuna bağlı özel kuvvetlerin beldeye baskın düzenleyerek doğu mahallesindeki bir evi kuşattığını ve ağır silah sesleri arasında eve askeri takviye gönderdiklerini belirtti.

Görsel kaldırıldı.

İsrail'in Batı Şeria'daki Deyr el-Ğasun beldesine düzenlediği baskının ardından hasar gören bir binadan yükselen dumanlar (Reuters)

Görgü tanıkları ayrıca, İsrail güçlerinin kuşatma altındaki eve havan topu attığını ve gençlerden teslim olmalarını istediklerini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığı habere göre İsrail güçlerinin dört saatlik kuşatmanın ardından, evin duvarlarını ve çevresindeki bazı yolları buldozerlerle yıktığı bildirildi.

Haberde, İsrail buldozerlerinin ağaçları ve kuşatma altındaki evin bitişiğinde bulunan evlerin duvarlarını yıktığı ve yoğun keşif uçuşları eşliğinde birçok vatandaşın yollardaki araçları ile altyapıyı tahrip ettiği belirtildi.

İsrail güçleri gençlerin evin içinde barikat kurduğunu iddia ederek, bu kişileri, geçtiğimiz kasım ayında Tulkerim'in doğusundaki Beyt Lid köyünün girişinde bir askerin ölümüne yol açan silahlı saldırıyı gerçekleştirmekle suçladı.

WAFA, 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne yönelik savaşın başlamasından bu yana İsrail güçleri ve yerleşimcilerin Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da Filistin vatandaşlarına ve mülklerine yönelik saldırılarını arttırdığını, 491 vatandaşın öldüğünü ve 4 bin 950'den fazla kişinin yaralandığını bildirdi.


Mısır: İsrail ve Hamas birçok anlaşmazlık noktasında uzlaşmaya vardı

Refah'taki büyük yıkımın ortasında duran Filistinli bir adam (AFP)
Refah'taki büyük yıkımın ortasında duran Filistinli bir adam (AFP)
TT

Mısır: İsrail ve Hamas birçok anlaşmazlık noktasında uzlaşmaya vardı

Refah'taki büyük yıkımın ortasında duran Filistinli bir adam (AFP)
Refah'taki büyük yıkımın ortasında duran Filistinli bir adam (AFP)

El-Kahire el-İhbariyye televizyon kanalının üst düzey bir kaynaktan aktardığına göre İsrail ile Hamas arasındaki müzakerelere aracılık eden Mısır güvenlik heyeti ‘birçok anlaşmazlık noktasında uzlaşma formülüne’ ulaştı.

Kanala konuşan bir kaynak, Hamas heyetinin Mısır'a vardığını ve müzakerelerde önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyledi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir Arap kaynak, Arap Dünyası Haber Ajansı'na (AWP) yaptığı açıklamada, yeni bir engel çıkmaması halinde Hamas ile İsrail arasında bir anlaşmanın yakın olduğunu belirtti. Kaynak ayrıca, Hamas’ın Mısır'ın önerisine olumlu yaklaştığını bildirdi.

Kaynak, Hamas heyetinin Mısır'a geldiğini ve müzakerelerde gözle görülür bir ilerleme kaydedildiğini ifade etti.

Anlaşmaya son rötuşların yapılacağı konusunda ümitvâr olduğunu ifade eden kaynak, bunun en az üç aşamalı olacağını kaydetti.

Kaynak, anlaşmanın ilk aşamasının tutuklu İsrailli kadınların, yaşlıların ve hastaların serbest bırakılmasına ayrılacağını, ikinci aşamanın geri kalan sivillere, üçüncü aşamanın ise askerlere ayrılacağını söyledi.

Kaynak, detayların ve son gelişmelerin bugün Kahire'de görüşüleceğini ve her şeyin müzakere masasında olacağını vurguladı.


Sudani, siyasi taraflara ‘devlete saygı duymaları’ çağrısında bulundu

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Asaib Ehli’l Hak hareketinin Bağdat'taki programında (X)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Asaib Ehli’l Hak hareketinin Bağdat'taki programında (X)
TT

Sudani, siyasi taraflara ‘devlete saygı duymaları’ çağrısında bulundu

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Asaib Ehli’l Hak hareketinin Bağdat'taki programında (X)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Asaib Ehli’l Hak hareketinin Bağdat'taki programında (X)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, ülkenin siyasi ortaklarına ‘devleti koruma ve Irak'ı yeni bir aşamaya taşıma’ çağrısında bulundu.

Sudani bu açıklamaları dün (Cuma) Kays el-Hazali liderliğindeki Asaib Ehli’l Hak hareketinin 21’inci kuruluş yıldönümü münasebetiyle Bağdat’ta düzenlenen törene katılımı sırasında yaptı.

Sudani, “Geniş bir parlamento ve halk iradesi tarafından desteklenen hükümet, sürdürülebilir kalkınma yolunda ilerliyor” ifadelerini kullandı.

“Herkes yasaları uygulama ve adalet, eşitlik ve kurumsal istikrarı inşa etme görevini taşıyor” diyen Sudani, ‘devlete sahip çıkmanın, anayasayı korumanın ve yasaları uygulamanın alternatifi olmadığını’ vurguladı.

Diğer taraftan siyasi güçlere, Amerikan ve Türk güçlerini ülkeden çıkarma çağrısında bulunan el-Hazali, Sünni güçlere de Meclis Başkanlığı için ortak bir aday belirleme çağrısında bulundu.


Husiler ‘gemi savaşını’ Akdeniz'e taşımakla tehdit ediyor

Aden Körfezi'nde Husilere ait bir füze tarafından vurulan kargo gemisinin havadan fotoğrafı (ABD Ordusu)
Aden Körfezi'nde Husilere ait bir füze tarafından vurulan kargo gemisinin havadan fotoğrafı (ABD Ordusu)
TT

Husiler ‘gemi savaşını’ Akdeniz'e taşımakla tehdit ediyor

Aden Körfezi'nde Husilere ait bir füze tarafından vurulan kargo gemisinin havadan fotoğrafı (ABD Ordusu)
Aden Körfezi'nde Husilere ait bir füze tarafından vurulan kargo gemisinin havadan fotoğrafı (ABD Ordusu)

Husiler,  liderleri Abdulmelik el-Husi'nin direktiflerini uygulamak üzere, gerilimin dördüncü aşamanın bir parçası olarak Akdeniz'deki gemileri hedef almaya başlayacaklarını duyurdu.

ABD ordusu, gemilere yönelik saldırıları sınırlandırmak için önleyici operasyonlar kapsamında üç insansız hava aracının (İHA) imha edildiğini iddia ederken, Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri dün (Cuma) yaptığı açıklamada “Husilerin Akdeniz'deki limanlara giden İsrail bağlantılı tüm gemileri hedef alacağını” söyledi.

İran destekli Husiler, gerilimin dördüncü aşamasında Kızıldeniz, Umman Denizi, Aden Körfezi ve Hint Okyanusu'ndan sonra Akdeniz'de de gemilere saldırmayı hedefliyor.

Seri, İsrail'in Refah kentine operasyon düzenlemesi halinde, Husilerin İsrail’e ikmal yapan ve Tel Aviv limanlarına girmeye çalışan (hangi milletten olursa olsun) tüm gemilere saldıracağını ifade ederek, ‘gemi savaşı’ olarak tanımlanan durumu tırmandırma tehdidinde bulundu.

Husi lideri Abdulmelik el-Husi perşembe günü yaptığı açıklamada, geçtiğimiz kasım ayında denizde gerilimin başlamasından bu yana 107 geminin saldırıya uğradığını iddia etti. Kendi ifadesiyle Husilerin operasyonlarını engellemek ya da sınırlandırmak için bölgeye gelen 10 ABD ve Avrupa donanma savaş gemisinin ‘çaresizlik ve başarısızlık duygusu’ içinde Kızıldeniz'den çekildiğini öne sürdü.


Rapor: İsrail, işgale hazırlık olarak Refah sakinlerini nakletmeye başlama planını Washington'a bildirdi

Refah'ta bir evin yıkıntılarını inceleyen Filistinliler (AP)
Refah'ta bir evin yıkıntılarını inceleyen Filistinliler (AP)
TT

Rapor: İsrail, işgale hazırlık olarak Refah sakinlerini nakletmeye başlama planını Washington'a bildirdi

Refah'ta bir evin yıkıntılarını inceleyen Filistinliler (AP)
Refah'ta bir evin yıkıntılarını inceleyen Filistinliler (AP)

Politico internet sitesinin dün (Cuma) ABD'li bir yetkiliye ve iyi bilgilendirilmiş olarak tanımladığı iki kaynağa dayandırdığı haberine göre İsrail, ABD hükümetini ve yardım kuruluşlarını işgale hazırlık olarak Filistin'in Refah kenti sakinlerini nakletmeye başlama planı konusunda bilgilendirdi.

İsrail'in planının Refah sakinlerini Gazze Şeridi'nin güneybatı sahilindeki el-Mevasi bölgesine nakletmek olduğunu ifade eden internet sitesi, İsrail ordusunun bu hafta yardım görevlilerine bölgenin bir haritasını gönderdiğini belirtti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) günün erken saatlerinde, İsrail'in Refah'taki herhangi bir askeri operasyonunun ‘katliama yol açabileceği’ ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışmalarını felç edebileceği uyarısında bulundu.

OCHA Sözcüsü Jens Laerke, Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında, herhangi bir kara operasyonunun Refah ve çevresindeki 1,2 milyon Filistinli sivil ve yerinden edilmiş insan için “daha fazla acı ve ölüm anlamına geleceğini” söyledi.


Hamas: Anlaşmaya varmak için Kahire'ye olumlu bir ruhla gidiyoruz

srail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hasar gören Refah'taki bir evde duran Filistinli bir çocuk (Reuters)
srail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hasar gören Refah'taki bir evde duran Filistinli bir çocuk (Reuters)
TT

Hamas: Anlaşmaya varmak için Kahire'ye olumlu bir ruhla gidiyoruz

srail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hasar gören Refah'taki bir evde duran Filistinli bir çocuk (Reuters)
srail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hasar gören Refah'taki bir evde duran Filistinli bir çocuk (Reuters)

Hamas tarafından yapılan açıklamada, hareketin ‘ateşkes önerisini ele alışındaki’ olumlu ruh doğrulandı ve bir anlaşmaya varmak için aynı ruhla Kahire'ye gidileceği bildirildi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre dün (Cuma) yapılan açıklamada, “Hamas ve Filistin direniş güçleri anlaşmayı, halkımızın saldırganlığın tamamen durdurulması yönündeki taleplerini karşılayacak şekilde olgunlaştırmaya kararlıdır” ifadeleri yer aldı.

Mısırlı üç güvenlik kaynağı ise ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns'ün Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarla ilgili toplantılara katılmak üzere Kahire'ye geldiğini bildirdi.

Wall Street Journal'ın haberine göre Mısırlı yetkililer, İsrail'in Refah kentine saldırı başlatmadan önce Hamas'a ateşkes önerisini kabul etmesi için bir hafta süre verdiğini söyledi.

Gazete, Mısır'ın, geçen hafta Hamas'a sunulan gözden geçirilmiş bir ateşkes önerisi üzerinde İsrail ile birlikte çalıştığını bildirdi. Mısırlı yetkililer, hareketin siyasi liderliğinin Gazze Şeridi'ndeki askeri kanadıyla istişare ederek öneriye yanıt vermesinin beklendiğini belirtti.

Amerikan gazetesi, Hamas yetkililerinin ‘son önerinin muğlak olduğu ve İsrail'e her an çatışmalara yeniden başlama imkânı verdiği’ yönündeki endişelerini dile getirdiklerini kaydetti.


İsrail Lübnan'da operasyon için hazırlıklara başladı

 İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi (DPA)
TT

İsrail Lübnan'da operasyon için hazırlıklara başladı

 İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi (DPA)

İsrail ordusu kuzey cephesinde bir saldırı operasyonu simülasyonu gerçekleştirirken, Güney Lübnan'da aralıklı bombardıman devam etti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, saldırı simülasyonunu duyurdu. Adraee, “Geçtiğimiz hafta boyunca çeşitli senaryoların prova edildiği sürpriz bir tatbikat gerçekleştirildi. Tatbikat, Lübnan sınırında Hizbullah'a karşı farklı savaş senaryolarını simüle etmek amacıyla saldırı amaçlı silahların hızlı bir şekilde konuşlandırılmasını içeriyordu” ifadelerini kullandı.

Söz konusu tatbikat İsrail ile Hizbullah arasında çatışmalar devam ederken gerçekleşti. İsrail ordusu dün (Cuma) yaptığı açıklamada, hava savunma sisteminin ‘Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine sızan’ bir insansız hava aracını (İHA) önlediğini duyurdu. Açıklamada, İHA’nın önlenmesinden kaynaklanan şarapnel parçaları nedeniyle İsrail'in kuzeyindeki Julis köyünde küçük çaplı hasar meydana geldiği kaydedildi.