Tebbun, kararlarının aksatılmasının Cezayir’i aciz gösterdiğinden şikâyetçi

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
TT

Tebbun, kararlarının aksatılmasının Cezayir’i aciz gösterdiğinden şikâyetçi

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)

Atıf Katadre
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, kimliğini ifşa etmediği bazı tarafların hükümetin verdiği kararların uygulanmasını engellediğini, hassas sektörlerde protestoların patlak vermesini amaçladığını ifade etti. Nitekim Tebbun, görevi üstlendikten yedi ay sonra, yerel seviyede “görünmez güçlerin” kendi yönetimine ‘direndiğini’ hissettiği izlenimini verdi.
Geçtiğimiz Pazar günü hükümetteki bakanlarla görüşen Tebbun, birtakım tarafların Cezayir'in imajını zedelemek ve hükümetin koronavirüs salgınıyla mücadele etme gücü olmadığı izlenimini vermek için doktorlara saldırdığını öne sürdü.
Son zamanlarda Cezayir hastanelerinde, salgın ile mücadele eden sağlık sektörünü, doktorları ve personeli hedef alan gerek sözlü, gerekse fiziksel şiddet eylemleri kaydedildi. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılan kararnamede, kimi zaman ölüm ile sonuçlanan bu eylemlerde bulunan kişilere 3 yıl ila ömür boyu hapis cezası verilmesi öngörüldü.

Güvenlik soruşturmaları
Cezayir Cumhurbaşkanlığı, ‘kamu güvenliğini’ hedefleyen bir dosya temelinde sağlık sektöründeki bazı protestoları ele aldığını, bu kapsamda üst düzey güvenlik soruşturmaları gerçekleştirdiğini açıkladı. Pazar günü kabine toplantısı sonrasında yayınlanan açıklamada bu konuya dair şu ifadeler kullanıldı:
“Bu eylemlerin, sabotaj yoluyla tıbbi sektörü umutsuzluğa sürüklemek amacıyla planlandığı ortaya çıktı. Bu durum öyle bir hal aldı ki, oksijen tüpleri çalındı; hatta cesetler hastanelerden alınarak sokaklarda sergilendi. Tüm bunlar, sosyal ağlarda Cezayir’in salgın ile baş edemediği görüntüsü vermek ve kaosa neden olma amacı taşıyor.”
Cezayir’de bazı cesetlerin morglarda uygunsuz bir şekilde atılmış, bazılarının ise çöp kenarlarına terkedilmiş olduğu görüntüler paylaşılmıştı. Doktorların tüplerdeki oksijen eksikliğini protesto etmesi ve bağış yapma çağrısında bulunması üzerine ise maddi durumu iyi olan vatandaşlar gönüllü olarak bağışta bulunmuştu. Yaşanan tüm bunlar Cezayirlileri şaşırtmış, bazıları zaten can çekişen sağlık sisteminde bu durumun normal olduğunu düşünürken bazıları ise komplo kurulduğunu iddia etmişti.
Cezayir yargısı, bir grup kişiyi sağlık kurumlarına saldırmakla suçlayarak bu kişileri hapis cezasına çarptırmıştı. Bakanlar Kurulu ise, salgınla mücadeleden sorumlu sağlık çalışanlarına yönelik bir dizi imtiyaza onay vermişti.

Kararların aksatılması
Diğer yandan, ülkede postanelerde yaşanan ciddi nakit sıkıntısı, Kurban Bayramı öncesinde emekli maaşlarını çekmek isteyenlerin uzun kuyruklara girdiği görüntülere sebebiyet verdi. Aynı zamanda, ülkenin batı kıyılarından teknelerin İspanya kıyılarına doğru gizli göç gerçekleştirdiğine dair haberler yayılmaya başladı. Devletin salgın nedeniyle zarar edenlere vermeyi kararlaştırıldığı yardımlardan yararlanamayanlar ise protesto gösterilerine katıldı.
Birkaç gün önce “büyük demokrasiden mustarip olduğunu” söyleyen Tebbun ise, “Dayanışma hibelerinin vatandaşa ulaşmamasına izin vermeyeceğim. Bu konuda haberler aldım. Temmuz’da üçüncü hibenin verilmesi gerekirken bazıları sadece ilk hibeyi alabildi. Doktorların hibesinde de sorun bürokrasiden kaynaklanıyor. Bu yalnızca başkanın işi değil” ifadelerinde bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, koronavirüs salgını sona erene kadar sağlık sektörüne aylık hibe verme kararı alan hükümet; esnaf, bireysel veya toplu taşıma şoförleri ve temizlik çalışanları için sembolik tazminatları benimsemişti. Ancak yardımların dağıtım sürecinde yerel düzeyde engelle karşılaşılması, sonuncusu Pazartesi günü Mustafa Paşa Hastanesi’nde patlak veren protestolara yol açtı.

Başarısızlığın sorumluluğu
Cezayir Cumhurbaşkanı’nın bu tür ifadelerle ‘direniş güçleri’ ve ‘yolsuz para sahiplerine’ imada bulunarak ‘yönetim çarkındaki yapısal gücü’ kastediyor olabilir. Tebbun, mevcut dönemde herhangi bir sosyal başarısızlığın sorumluluğunu almaktan mı kaçıyor yoksa yeni bir gerçeklik mi şekillenmeye başlıyor?
Cezayir İnsan Hakları Savunma Birliği (LADDH) üyesi Hadi Habil yaptığı açıklamada, “Cezayir, doğası gereği, iç veya dış komplo mantığıyla hareket eden yetkilileri tasvip etmez. Zirâ bu yaklaşım, eski başkanı ve çevresini hatırlatıyor. Son zamanlarda meydana gelen bazı şeylerin anormal olduğu ve birçok soruya sebebiyet verdiği doğru. Ancak devlet ve yetkililerin görevi, bu dengesizlikleri gidermek ve Cezayirlerin saygınlığını korumaktır. Başarısızlıkları başka taraflara yüklemenin bir anlamı yok. Çürük bir sağlık sektörünün önceki yönetimden miras kaldığı, Tebbun’un bundan mesul olmadığı kesin. Ancak şuanda mesul olduğu şey, hızlıca siyasi eyleme geçirilebilir çözümler sağlamaktır. Otoritenin kalıntıları sosyal bombalara dönüştürmekten de kaçınması gerekiyor. Otoriteye yolsuzlukla mücadelenin zorunlu ve memnuniyet duyulacak bir husus olduğu hitabında bulunuyoruz. Ancak paralel nitelikte sosyal bir plan gerekiyor” dedi.



Kuşatma altındaki el-Faşir, savaş ve açlıkla mücadele ediyor

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)
TT

Kuşatma altındaki el-Faşir, savaş ve açlıkla mücadele ediyor

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)

Sudan'ın batısında bulunan Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki sivillerin durumu, gıda, su ve tıbbi tedaviye erişimin giderek zorlaşmasıyla daha da kötüleşiyor. Açlık ve devam eden çatışmalar, Nisan 2024'ten bu yana şehirde mahsur kalan on binlerce insanın kaderini tehdit ediyor. Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) her geçen gün kötüleşen insani durumun ortasında, gıda maddelerinin şehre girdiği tüm geçitleri ve yolları kapatıyor; temel gıda maddeleri ve yakıt tedarik etme girişimlerini engelliyor.

El-Faşir'deki kaynaklar, HDK’nin her gün pazarları ve hayati tesisleri ağır topçu ateşine tutması nedeniyle büyük marketlerin kapılarını kapatmasının ardından sivillerin büyük zorluklarla gıda temin ettiğini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Siviller, mısır unu, şeker, yağ ve sabun gibi temel gıda maddelerini satın almak için meskûn mahallelerdeki küçük marketlere güveniyor” dedi.

Devam eden kuşatmanın bir sonucu olarak, bölge sakinlerinin alım gücü azaldı ve yüksek fiyatlar nedeniyle az miktarda yiyecek bile alamaz hale geldiler.

Bir bölge sakini, banka yoluyla ödeme yapıldığında fiyatların iki katına çıktığını, nakit ödeme yapıldığında ise fiyatların düştüğünü ve çok sayıda bölge sakininin yüksek fiyatlar nedeniyle el-Faşir'den kaçtığını belirtti. Birçok sebze ve meyve türü bir yılı aşkın süredir şehrin pazarlarında bulunmuyor.

Gıda kaçakçılığı

Bazı kent sakinlerine göre, el-Faşir'e mal ve eşya sokmanın tek yolu eşek ve deve gibi hayvanları kullanarak kaçakçılık yapmak, ancak bu da riskli. Çünkü HDK militanları tarafından durduruluyorlar ve çoğu zaman mallara el konuluyor.

VFGHY
Sudanlılar savaştan kaçmak için Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’in eteklerinde bulunan Ebu Şuk Mülteci Kampı’na sığınıyor. (AP)

Şehir sakinlerinin çoğunluğu, günde darı unu ve mısırdan yapılan tek bir ana öğünle yetiniyor ve ellerinde başka bir şey olmayabiliyor.

Geleneksel yeraltı kuyularından yeterli miktarda içme suyu temin edilse de, bir varilin fiyatının 8 bin Sudan cüneyhini aşması vatandaşların sıkıntılarını artırıyor.

Günde bir öğün ücretsiz yemek sağlayan aşevlerine bağımlı hale gelen ailelerin sayısı her geçen gün artıyor; bazen bu yemekler ihtiyaç sahibi ailelerin sayısına yetmiyor. El-Faşir'deki bazı vatandaşlar, kuşatma altında bulunan kentteki insani durumun özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlılar için ciddi bir zorluk derecesine ulaştığını, yetersiz beslenme nedeniyle zayıf vücutlarının bunu kanıtladığını bildirdi.

Yerlerinden edilen insanlar HDK ve müttefikleri tarafından öldürmeye varan ciddi ihlallere maruz kaldıkları için el-Faşir'den kaçmak da güvenli değil. Bölge sakinleri, kuşatmanın devam etmesi ve el-Faşir'e insani erişimin açılmaması halinde, sonbahar mevsimine girilmesi ve vatandaşların tarım yapamaması nedeniyle durumun daha da kötüleşeceğinden korkuyor.

Saha durumu

El-Faşir'deki geniş alanlar, son birkaç gün içinde siviller arasında onlarca ölüm ve yaralanmaya neden olan, bazıları konutları hedef alan yoğun topçu bombardımanına ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına tanık oluyor.

Yerel kaynaklar, ordunun geçtiğimiz aylarda HDK tarafından el-Faşir'e düzenlenen onlarca saldırıyı püskürtmeyi başardığını bildirdi. El-Faşir sakinleri, Birleşmiş Milletler (BM) ve yardım kuruluşlarının insani yardımın ihtiyaç sahibi sivillere ulaşmasına izin vermesi için HDK üzerinde daha fazla baskı kurmasını bekliyor.

Yerel bir gönüllü grubu olan el-Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu, çatışmaların ortasında kalan on binlerce masum insanın çektiği acılara son vermek için orduyu şehir üzerindeki kuşatmayı kaldırmaya çağırıyor.

CDFG
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki Hızlı Destek Kuvvetleri mensupları (Arşiv - Telegram)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan kısa bir süre önce BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in talebi üzerine kentte bir hafta süreyle insani ateşkes yapılmasını kabul etti, ancak HDK bu konuda kendileriyle herhangi bir temas kurulmadığını belirtti.

HDK'ye göre el-Faşir kentinde şu anda siviller bulunmuyor; kentte bulunanlar ordu ve müttefik silahlı gruplara mensup savaşçılar.

Geçtiğimiz haziran ayında BM Güvenlik Konseyi, bir yıldan uzun bir süredir HDK tarafından kuşatma altında tutulan ve ordunun geniş ve yoğun nüfuslu Darfur bölgesindeki son kalesi olan el-Faşir üzerindeki kuşatmanın kaldırılması için bir karar almıştı.