Uluslararası Af Örgütü: DEAŞ şiddetinden hayatta kalan Ezidi çocuklar ağır sağlık sorunları yaşıyor

Sincar'da yerinden edilmiş bir Yezidi ailesi (Reuters)
Sincar'da yerinden edilmiş bir Yezidi ailesi (Reuters)
TT

Uluslararası Af Örgütü: DEAŞ şiddetinden hayatta kalan Ezidi çocuklar ağır sağlık sorunları yaşıyor

Sincar'da yerinden edilmiş bir Yezidi ailesi (Reuters)
Sincar'da yerinden edilmiş bir Yezidi ailesi (Reuters)

Uluslararası Af Örgütü, 17 - 27 Şubat 2020 tarihleri arasında Irak Kürdistan Bölgesi'ni (IKB) ziyaret etti.
Örgüt, çocuk iken esir alınan ve DEAŞ şiddetinden kurtulup hayatta kalan 29 kişi ve bunlara bakım hizmeti veren 25 ailenin üyeleri ve aralarında doktorlar, psikoterapistler, sivil toplum örgütleri çalışanları, BM yetkilileri ve hükümet yetkililerinin de bulunduğu 68 uzman ve yetkiliyle görüşmeler gerçekleştirdi.
Bu çalışmanın sonucunda da bir rapor yayınladı. 
"Terörün Mirası: DEAŞ Şiddetinden Hayatta Kalan Ezidi Çocukların Durumu" başlıklı rapor, aynı zamanda, DEAŞ mensuplarının uyguladığı cinsel şiddet sonucu doğan çocukların annelerinden zorla ayrılmasına son verilmesi gerektiğine dikkat çekti.
DEAŞ, 2014 ile 2017 arasında, Irak’ta Ezidilere karşı savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve Birleşmiş Milletlerin (BM) soykırım olarak tanımladığı suçlar işledi.
56 sayfalık raporda, DEAŞ tarafından kaçırılan, işkenceye maruz kalan, savaşmaya zorlanan, tecavüze ve diğer korkunç insan hakları ihlallerine uğrayan, daha sonrasında ailelerine geri dönen bin 992 çocuğun birçok yönden karşı karşıya kaldığı zorlukları ortaya konuldu.

"Çocukların acil desteğe ihtiyacı var"
Uluslararası Af Örgütü Kriz Müdahale Direktör Yardımcısı Matt Wells konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu çocuklar için geçmişin kabusu geri çekilmiş olsa da zorluklar devam ediyor. Çok genç yaşta savaşın vahşetlerini yaşadıktan sonra geleceği inşa edebilmek için Irak yetkililerinin ve uluslararası toplumun acil desteğine ihtiyaçları var" dedi. 
Korkunç suçlardan hayatta kalan çocukların şimdi de terörün mirasıyla karşı karşıya kaldığını belirten Wells, çocukların aileleri ve toplumlarıyla bütünleşebilmeleri için fiziksel ve ruhsal sağlıklarına öncelik verilmesi gerektiğini söyledi
DEAŞ esareti altında şiddetten hayatta kalan birçok çocuk, kalıcı yaralar, hastalıklar veya fiziksel sakatlıklarla geri döndü. Travma sonrası stres bozukluğu, kaygı ve depresyon, bu çocukların en sık yaşadığı ruhsal sağlık sorunları arasında. 
Çocukların sıklıkla gösterdiği semptomlar ve davranışlar arasında saldırganlık, geçmişi hatırlama, kabuslar, sosyal ortamlardan geri çekilme ve ruh halinde ani değişimler yer aldı.

Çocuklar kimliklerini unutmak için propagandaya maruz kaldı
İnsani yardım görevlileri, ruhsal sağlık uzmanları ve bakım veren kişiler Uluslararası Af Örgütü’ne, eski çocuk askerler ile cinsel şiddete maruz kalan kız çocuklar olmak üzere şiddetten hayatta kalan iki grup çocuğun yaşadığı belirli zorlukları anlattı.
DEAŞ'ın esir aldığı binlerce Ezidi erkek çocuk aç bırakıldı, işkenceye uğradı ve savaşmaya zorlandı. Bunun sonucunda, eski çocuk askerler daha büyük oranda ciddi sağlık sorunları ve fiziksel sakatlıklar yaşıyor. Kollarını veya bacaklarını kaybeden çocuklar da buna dahil.
Aileleri ve toplulukları, çocukların esaret altında yaşadıklarını anlamaya çalışırken, geri dönen Ezidi erkek çocuklar çoğunlukla sosyal ortamdan soyutlanıyor. Bu çocukların birçoğu esas kimliklerini, dillerini ve isimlerini silmek için kasten uygulanan yoğun propaganda, siyasi telkin ve askeri eğitime maruz kalmış oluyor.

"Hayatta kalmak için savaşa katıldım"
Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü 14 eski çocuk askerin yarısından fazlası, geri döndükten sonra psikososyal destek, sağlık desteği, mali veya diğer türde herhangi bir destek almadıklarını söyledi.
15 yaşında zorla silah altına alınan Sahir, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
 "Savaşmaya zorlandım. Ya savaşacaktım ya da ölecektim. Başka seçeneğim yoktu. Benim kontrolüm dışındaydı. Hayatta kalmak için savaşa katıldım. Bu bir insanın başına gelebilecek en feci, en aşağılayıcı şey. Esaretten döndükten sonra tek aradığım benimle ilgilenecek, bir nebze destek olacak, ‘senin için buradayım’ diyecek biriydi. Tek aradığım buydu ama bunu hiçbir zaman bulamadım."

"Beni evlendirdiklerinde daha çocuktum"
Kız çocuklar ise DEAŞesareti altında cinsel şiddet de dahil olmak üzere çeşitli ihlallere maruz kaldı. Cinsel şiddetten hayatta kalan kız çocuklar bir dizi sağlık sorunu yaşıyor. Travmatik fistüller, yara izleri ve gebeliği doğuma kadar sürdürememe gibi sorunlar da buna dahil.
Beş yıl boyunca DEAŞ tarafından esir tutulan 14 yaşındaki Randa, şunları söyledi: 
"Beni evlendirdiklerinde daha çocuktum. Çok acı çektirdiler. Geleceğimin daha iyi olmasını istiyorum. DEAŞ'tan bana yaptıkları için hesap sorulmasını istiyorum."
Yüzlerce kadına ve kız çocuğa tıbbi ve psikososyal destek sağlayan bir sivil toplum örgütünde çalışan bir doktor, 9 ila 17 yaşları arasında tedavi ettiği neredeyse tüm kız çocukların tecavüze veya diğer türde cinsel şiddete uğramış olduğunu söyledi. 
Uluslararası Af Örgütü, cinsel şiddetten hayatta kalan kişilere yönelik mevcut hizmet ve programların kız çocukları büyük ölçüde ihmal ettiğini tespit etti.

Cinsel şiddet sonucunda doğum yapan kadınlar
Ezidi kadınlar ve kız çocuklar, DEAŞ militanları tarafından cinsel köleliğe maruz bırakılmaları sonucunda yüzlerce çocuk dünyaya getirdi. 
Bu çocukların büyük bir kısmı; Ezidi Yüksek Ruhani Meslici’nin yaklaşımı ve Irak’ta ‘bilinmeyen’ veya Müslüman babanın çocuklarının Müslüman olarak kaydedilmesini gerektiren mevcut yasal çerçeve gibi çeşitli nedenlerle Ezidi toplumunun bir parçası olarak kabul edilmiyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün konuştuğu kadınların birçoğu, çocuklarını geride bırakmaları için baskıya uğradığını, buna zorlandığını ve hatta yanıltıldığını; bu durumun kendilerinde şiddetli bir ruhsal ızdıraba yol açtığını söyledi. 
Ayrıca, bu kadınlara, ilerleyen aşamada çocuklarını ziyaret edebilecekleri veya onlarla yeniden bir araya gelebilecekleri yönünde asılsız sözler verildi. 
"Babasıyla bir araya gelmeyi kesinlikle istemem ama oğluma kavuşmaya ihtiyacım var"
Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü, çocuklarından ayrılan kadınların hepsi, çocuklarıyla iletişim kuramadığını ve onlara erişemediğini aktardı. 
Kendi güvenliklerinden endişe ettikleri için ailelerine ve topluluklarına da çocuklarına kavuşmak istediklerini söyleyemediklerini ifade ettiler.
Çocuk doğurmak zorunda bırakılan 22 yaşındaki Canan da "Toplumumuz ve dünyadaki herkese ‘bizi ve çocuklarımızı kabul edin’ demek istiyorum. Bu kişilerden çocuk sahibi olmak istemedim. Çocuk doğurmak zorunda bırakıldım. Babasıyla bir araya gelmeyi kesinlikle istemem ama oğluma kavuşmaya ihtiyacım var" dedi.



Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.


Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
TT

Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)

Hamas, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin, Gazze Şeridi'ndeki ateşkeste varılan mutabakata aykırı yeni bir gerçeklik dayatma girişimlerini tamamen reddettiğini vurguladı.

Hamas açıklamasında, İsrail'in ihlallerinin artmasının, arabulucuları ve ABD yönetimini, ateşkes anlaşmasını baltalama girişimlerine karşı koyma sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını belirtti.

Hamas, arabuluculara acilen müdahale etmeleri ve İsrail'in ateşkesi ihlallerini durdurması için baskı yapmaları çağrısında bulundu.


Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.