Türk-Rus devriyelerinde üst üste iki gündür başarısızlık yaşanıyor

Arşiv-İHA
Arşiv-İHA
TT

Türk-Rus devriyelerinde üst üste iki gündür başarısızlık yaşanıyor

Arşiv-İHA
Arşiv-İHA

İdlib’de ateşkes sağlanması için 5 Mart’ta Türkiye ile Rusya arasında imzalanan Moskova Anlaşması uyarınca 15 Mart’ta devriyelerin başlamasından bu yana yürütülen ortak devriyelerde üst üste iki gündür başarısızlık yaşandığı haberleri yayınlanırken Türk kuvvetleri, ilk kez Halep- Lazkiye uluslararası yolunda (M4) ayrı bir devriye gerçekleştirdi.
Rejim güçleri İdlib’in güney kırsalındaki Cebel Zaviye’ye yönelik şiddetli bombardımanlarını sürdürürken, Ankara ise Suriye rejiminin veya terör örgütlerinin olası saldırılarına yanıt vereceğini açıkladı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre Halep- Lazkiye yolunda ortak bir Rus-Türk devriyesi, bilinmeyen sebepler dolayısıyla üst üste ikinci günde de iptal edildi. Devriye, İdlib’in doğusundaki en-Nayrab’dan yola çıkan ve Ayn Hur köyüne yönelen Türk güçleriyle sınırlı kaldı.
Türkiye Savunma Bakanlığı, devriye hakkında herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Türk kuvvetlerin, geçtiğimiz Salı günü Halep- Lazkiye uluslararası karayoluna yoğun şekilde konuşlandığı gözlemlendi. Türk askerleri, bilinmeyen sebeplerden dolayı devriyenin iptal edilmesi öncesinde Rus güçleriyle yeni bir ortak devriye hazırlığı için sabahın erken saatlerinde İdlib’in güney ve batı kırsallarına konuşlandı. Türk ve Rus kuvvetleri, 22 Temmuz’a kadar 22 ortak devriye gerçekleştirdi.
Bu çerçevede Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ülkesinin ‘sivil, demokratik ve siyasi olarak birleşmiş bir Suriye’ görmek istediğini belirtti. Akar, Türkiye’nin her zaman Suriye de dahil komşularının toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu savunurken, rejimin veya terörist örgütlerin olası saldırılarına yanıt vereceklerini vurguladı.
Akar, Çarşamba sabahı Washington merkezli düşünce kuruluşu Türk Miras Vakfı’nın (THO) internet üzerinden düzenlediği, ‘Türkiye’nin Milli Savunma Stratejisi ve Bölgedeki Son Gelişmeler’ başlıklı panelde, “Bizim ne Kürtler ile ne de diğer etnik gruplarla bir sorunumuz vardır” dedi. Savunma Bakanı, DEAŞ’ın Müslümanları temsil etmediği gibi PKK’nın da Kürtleri temsil etmediğini vurguladı.
Akar, Türkiye’nin meşru savunma hakkı çerçevesinde Esed rejimi veya herhangi bir terör örgütü tarafından yapılmış her türlü saldırıya yanıt vermeye devam edeceğine dikkati çekti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise geçtiğimiz Pazartesi günü Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Suriye meselesini görüşmek üzere bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Ancak raporlar, Azerbaycan- Ermenistan sınırlarındaki gelişmeler ve Libya’daki koşullar nedeniyle Ankara ve Moskova arasında bir tür gerginlik yaşandığını ortaya koydu.

Rejim saldırılarına devam ediyor
Rejim güçleri, İdlib’in güneyindeki Cebel Zaviye’de kasaba ve köylere yönelik yoğun bombardımanlarına devam ediyor. 29 Temmuz sabahından bu yana göreceli bir sakinliğin ortasında bölgelerine geri dönen halkın devam eden göçü çerçevesinde rejim güçleri, Ayn Laruz, el-Bare, Kefr Uveyd, el-Muzra, Balyun, el-Fatire ve Erinbe de dahil bazı bölgeleri 200’den fazla füze ve top mermisi ile hedef aldı. Rejim ayrıca, son günlerde kara saldırını da artırdı.
Muhalif gruplar ise yoğun bombardımanlara, İdlib’in güneyindeki Kafr Nabl kasabasında rejim güçlerine ait mevziileri hedef alarak yanıt verdi.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.