Trump’tan 2020 başkanlık seçimlerinin ertelenmesi çağrısı

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Trump’tan 2020 başkanlık seçimlerinin ertelenmesi çağrısı

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada Kovid-19 krizi nedeniyle 2020 seçimlerinin 'hatalı ve hileli olacağı' gerekçesiyle erteleme önerisi sundu. Trump, ikinci çeyrekte ABD gayri safi yurtiçi hasılasındaki yüzde 32,9'luk tarihi bir düşüşün ilan edilmesinden birkaç dakika sonra böyle bir olasılığı da ele aldığı Twitter paylaşımında bulundu. ABD çarşamba günü Kovid-19 kaynaklı ölümlerde 150 bin sınırını geçmişti.
Anketlere göre seçimlere 100 gün popülaritesi düşen Trump, Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“"Posta yoluyla oy kullanma sistemiyle 2020’de tarihin en hatalı ve hileli seçimi olacak. Bu, ABD için büyük bir utanç olacaktır. Seçimleri, insanlar düzenli, güvenli ve emniyetli şekilde oy kullanana kadar ertelemek mi?”
ABD anayasasına göre Trump’ın seçimleri ertelemeye karar verme yetkisi yok. 3 Kasım’da yapılmasına karar verilen seçimlerin erteleme kararının Kongre tarafından onaylanması gerekiyor. ABD Anayasası, 20 Ocak'ta (koşullar ne olursa olsun) devlet başkanının görev süresinin sona ermesi için kesin bir süre belirler; Ancak başkanın bu kanundan bahsetmesi, seçimlerin meşruiyeti hakkında şüphelerin artmasına katkıda bulunabilir.
ABD, Amerikan İç Savaşı ve birinci ve ikinci dünya savaşları da dahil olmak üzere en karanlık zamanlarda seçim tarihine (Kasım ayının ilk Salı günü) bağlı kaldı. Amerikan tarihi boyunca ABD seçimleri ertelenmedi.
Trump’ın paylaşımından saatler sonra CNN kanalı ABD başkanının seçim kampanyası sözcüsünden aktardığı açıklamaya göre başkanın amacının sadece "soru sormak" olduğunu bildirdi. Trump’ın seçim kampanyası sözcüsü Hogan Gidley, "Başkan Trump, Demokratların tüm oylamaların posta yoluyla yapılması konusunda ısrar ederek neden oldukları kaos hakkında soru sordu” dedi.
Trump, posta yoluyla oy kullanma fikrine geniş çapta bir saldırı yapmıştı. Cumhuriyetçiler de posta yoluyla seçimlerin iptal edilmesinin bazı örneklerine ışık tuttular. Söz konusu paylaşım, gözlemcilerin ve analistlerin Trump ve destekçilerinin Demokratik rakibi Joe Biden'e karşı seçimi kaybederse seçim sonuçlarını kabul etmeyeceği anlamına geldiği endişesini gündeme getirdi. Trump, bu ayın başlarında Fox News’e verdiği bir röportajda ​​başkanlık  seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyebileceğini belirtmişti.
Trump haftalarca, koronavirüs salgınının getirdiği sağlık sorunları ışığında, kişisel oylamaya alternatif olarak birçok devlet tarafından kabul edilen posta yoluyla oy kullanma fikrine karşı çıktı.
Posta oylamasının seçimlerde sahtekarlık ve hile yapma şansını artırdığına dair henüz hiçbir kanıt yok.
Biden, geçen nisan ayının sonlarında salgının hızla yayılmasıyla birlikte Trump'ın seçimleri ertelemeye çalışabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Beyaz Saray, başkanının seçim tarihini değiştirmekle ilgili herhangi bir ilgisi olmadığını resmen reddetmişti. Ancak bazı müttefikleri ve kıdemli yardımcıları salgın ve risklerine atıfta bulunarak bu olasılığı sundu.
Birçok ABD eyaleti, başkanlık seçimlerinin koronavirüs salgınının riskleri çerçevesinde posta yoluyla yapılacağını duyurdu. Washington Post, 180 milyon seçmenin posta yoluyla oy kullanabileceğini bildirdi. Kaliforniya, Kolorado, Hawaii, Oregon, Utah ve Feirmont gibi eyaletler seçmenlere otomatik olarak oy pusulası gönderecek. Delaware, Illinois, Maryland, Massachusetts, Michigan, Ohio ve Wisconsin gibi eyaletler seçmenlere şahsen oy verme veya posta yoluyla oy pusulaları sipariş etme seçeneği sundular.
CNBC ağı ve Rasmussen Şirketi’ne ait anketlere göre, Demokrat aday Joe Biden genellikle Donald Trump'ı geride bırakıyor. Biden'in seçmenlerin yüzde 48'inin, Trump'ın ise yüzde 42'sinin desteğini aldığını gösteriyor. Biden ve Trump'ın ilk görüşmelerini 29 Eylül'de Cleveland'da yapmaları bekleniyor.
Söz konusu açıklamalar, ABD Ticaret Bakanlığı'nın ABD ekonomisinin resmen çöküşe girdiğini açıkladığı bir zamanda geldi. Ekonomik veriler ABD ekonomisinin bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 32,9 daraldığını gösterdi. Koronavirüsün yayılması, gayri safi milli hasılanın azalmasına neden olan ekonomik bir çöküşe neden oldu. ABD Ticaret Bakanlığı yaptığı açıklamada ABD gayri safi yurtiçi hasılasının, 1929 ve 1939 arasındaki Büyük Buhran'dan bu yana üretimin yüzde 8,4 oranında küçüldüğü 2008'deki küresel mali krizden bu yana en büyük düşüş olan 2020'nin birinci ve ikinci çeyreğinde yüzde 9,5 oranında daraldığını bildirdi.
ABD’de koronavirüs salgınının artmasıyla birlikte baskılar da arttı. Salgından kaynaklanan ölümlerin sayısı, geçen Nisan ayında Ağustos ayının başına kadar ölüm sayısının 120 bin vakayı geçmemesi beklendiği lk tahminleri aşarak 150 bini geçti.
Salgın kontrol merkezleri bazı bölgelerde ve eyaletlerde enfekte kişilerin sayısının rapor edilen resmi vakalardakinden iki ila 13 kat daha fazla olabileceğini tahmin ederken, vaka sayısı 4,4 milyondan fazla arttı.
Beyaz Saray, bu yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğine ilişkin verilerin daha iyi olmasını ve sonuçlarının seçimlerin yapılmasından birkaç gün önce önümüzdeki Ekim ayı sonunda çıkacağını bekliyor.



Musk, DOGE’dan pişman: “Bir daha uğraşmam”

Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
TT

Musk, DOGE’dan pişman: “Bir daha uğraşmam”

Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)

Elon Musk, Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nda (DOGE) geçirdiği süreyi değerlendirdi.

Musk, 2017-2019'ta İç Güvenlik Bakanlığı'nda basın sözcüsü yardımcısı olarak görev yapan Katie Miller'ın podcast'ine katıldı.

Teknoloji milyarderi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray Özel Kalem Müdür Yardımcısı Stephen Miller'ın eşiyle yaptığı söyleşide, DOGE'un tartışmalı federal bütçe kesintilerine dair şunları söyledi:

Biraz başarılı olduk. Bir dereceye kadar başarılı olduk. Hiç mantıklı olmayan, tamamen israfa yol açan birçok fonlamayı durdurduk.

Trump'ın seçim kampanyasına yaptığı desteklerle gündeme gelen Musk, ABD Başkanı tarafından DOGE'un başına getirilmişti.

Yönetimin ilk 5 ayında federal kurumlarda gerçekleştirdiği kesintilerle tartışma yaratan Tesla CEO'su, nisanda yaptığı açıklamada elektrikli otomobil şirketiyle ilgilenmek için DOGE'da geçirdiği süreyi azaltacağını duyurmuş, mayısta da görevden ayrılmıştı.

DOGE'un kesintileri nedeniyle binlerce federal çalışanın işine son verilmesi ABD'de tepki çekmişti. ABD'nin yanı sıra bazı Avrupa şehirlerinde de Tesla'ların kundaklandığı bildirilmişti.

Salı günü yayımlanan podcast'te Musk, bir daha DOGE gibi bir projenin başına geçmek istemediğini belirtti:

DOGE'la uğraşmak yerine, esasen şirketlerim üzerinde çalışmalıydım. Böylece ürettiğimiz arabaları kundaklamazlardı.

Space X CEO'su, DOGE'un başına geçtikten sonra katıldığı bir konferansta Nazi selamı verdiği iddiasıyla da yoğun eleştirilerin hedefi olmuştu.

Analistlere göre Tesla'nın net kârının bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 71 oranında düşmesinde, Musk'ın DOGE’a odaklanması büyük rol oynamıştı.

Teknoloji milyarderiyle ABD Başkanı'nın arası, Trump'ın tartışmalı vergi indirimi tasarısı nedeniyle bozulmuştu. Sosyal medya üzerinden atışmaların ardından ikili daha sonra "dostluk mesajları" paylaşmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Axios


‘Tek bir tık bir ülkeyi yıkmaya yeter’... İsrailli bir yetkiliden ‘nadir’ uyarı

Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
TT

‘Tek bir tık bir ülkeyi yıkmaya yeter’... İsrailli bir yetkiliden ‘nadir’ uyarı

Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)

İsrail Ulusal Siber Güvenlik Müdürlüğü Başkanı Yossi Karadi, nadir görülen bir uyarıda bulunarak, siber tehditlerin ülkeleri anında çökme noktasına getirebileceğini söyledi. Şarku’l Avsat’ın Yediot Ahronot’tan aktardığına göre Karadi, elektrik, su, trafik ışıkları ve hastane ağlarına yapılan siber saldırıların artık savaş aracı haline geldiğini ve bu saldırıların çoğunlukla saldırganın kimliğini gizlemek için vekil gruplar üzerinden gerçekleştirildiğini belirtti. Karadi dün Tel Aviv Üniversitesi’nde düzenlenen Siber Güvenlik Haftası konferansında yaptığı konuşmada, son altı ayda İsrail’in yürüttüğü savunma faaliyetlerinden bir kısmını paylaştı ve ‘ilk siber savaş’ olarak nitelendirdiği durumun endişe verici bir tablosunu çizdi.

Karadi, “Giderek savaşların dijital alanda başlayıp biteceği bir çağa doğru ilerliyoruz” dedi ve ‘dijital kuşatma’ terimini tanıttı. Karadi, bu senaryoda enerji santrallerinin duracağı, trafik ışıklarının çalışmayacağı, iletişim sistemlerinin çökeceği ve su kaynaklarının kirlenebileceğini vurgulayarak, “Bu hayali bir gelecek senaryosu değil, oldukça gerçekçi bir eğilim” ifadesini kullandı.

Karadi, dijital kuşatma kavramının sadece çekici bir ifade olmadığını, 15 yıl süren bir gelişimin sonucu olduğunu belirtti. Geçmişte devletler arasındaki siber savaşların çoğunlukla sessiz casusluk veya yalnızca askeri tesisleri hedef alan operasyonlar olduğunu söyleyen Karadi, son yıllarda durumun değiştiğini ve yeni düşmanın yalnızca sır çalmayı değil, sivil yaşamı kesintiye uğratmayı amaçladığını ifade etti.

Yediot Ahronot’a göre, siber savaşların başlangıç noktası olarak kabul edilen olay, 2010 yılında Stuxnet virüsünün ortaya çıkmasıydı. Yabancı raporlara göre virüs, İran’ın Natanz Nükleer Tesisi’ndeki santrifüjleri hedef almak için İsrail ve ABD tarafından kullanılmıştı ve yalnızca belirli endüstriyel kontrol birimlerini etkileyerek sivil bilgisayarlar veya alakasız altyapıya zarar vermekten kaçınıyordu.

Karadi, dönüm noktasının ise geçen on yılın ortalarında Doğu Avrupa’da yaşandığını belirtti. Rus hacker grubu Sandworm, teorik olarak mümkün görülmeyen bir adım atarak Ukrayna elektrik şebekesini hackledi ve yüz binlerce evi dondurucu soğukta karanlığa gömdü. Bu olaydan sonra siber operasyonlar, yalnızca askeri hedeflere yönelik silahlar olmaktan çıkarak, sivil nüfusu hem psikolojik hem fiziksel olarak etkileme aracına dönüştü. Ayrıca, 2017’de Kuzey Kore’ye atfedilen WannaCry fidye yazılımı saldırısının, siber silahların nasıl kontrolden çıkabileceğini gösterdiği ve dünya genelinde hastaneler ile acil servisleri rastgele etkileyerek felce uğrattığı ifade edildi.

Bir Amerikan siber güvenlik şirketi, Sandworm siber hack grubunun faaliyetlerini tespit etti. (Reuters)Bir Amerikan siber güvenlik şirketi, Sandworm siber hack grubunun faaliyetlerini tespit etti. (Reuters)

Tehlikeli bir artış

Karadi, İran’ın siber terör doktrinini benimsemiş olmasının tehlikeli bir örneğini paylaştı: 2020 yılında İsrail su şebekesindeki klor seviyesini değiştirmeye yönelik girişim, başarılı olsaydı kitlesel zehirlenmeye yol açabilirdi.

Karadi, o tarihten bu yana İran’ın siber saldırılarının İsrail’de sivil altyapıyı hedef aldığını, hastaneler, alarm sistemleri ve elektrik şebekesine yönelik tekrar eden girişimlerin bu kapsamda olduğunu belirtti.

Hastanelere yönelik saldırıların yeni bir boyut kazandığını vurgulayan Karadi, yakın zamanda Shamir Tıp Merkezi’ne yapılan siber saldırıyı örnek gösterdi. Saldırının arkasında, sıradan bir suç örgütü gibi görünen ‘Qilin’ adlı bir grup bulunuyordu. Karadi, bu durumun devletlerin, sorumluluğu gizlemek için vekil siber gruplar aracılığıyla saldırılar düzenlemesi trendini gösterdiğini ve bunun yalnızca İsrail’e özgü olmadığını aktardı. ABD ve Avrupa istihbarat raporları da benzer eğilimleri doğruluyor.

Çin’de de ‘Volt Typhoon’ gibi grupların, kâr amacı gütmeden ABD’nin kritik altyapısına sızmalar yaparak olası bir gelecekteki saldırıya hazırlık yaptıkları tespit edilmiş durumda.

Karadi, İran saldırılarında karma bir taktik gözlendiğini söyledi: Weizmann Enstitüsü’ne bir füze atılırken, aynı zamanda güvenlik kameralarına sızılarak çarpma anı gerçek zamanlı olarak kaydedildi ve psikolojik etkisi artırıldı. Aynı zamanda çalışanlara tehdit mesajları ve sızdırılmış kişisel bilgiler gönderildi.

Bu yöntem, Ukrayna savaşında görülen siber saldırılarla benzerlik taşıyor; Rus hackerlar, internet servis sağlayıcılarını hedef alarak bilgi akışını engelliyor ve korku yayıyordu.

Konuşmasını yapay zekâ çağının getirdiği fırsatlar ve risklerle tamamlayan Karadi, “Dijital sistemlere tamamen bağımlılık ve yapay zekâdaki hızlı gelişim, büyük fırsatlar sunuyor, ancak saldırganlara da sınırsız hareket alanı sağlıyor” uyarısında bulundu.

Yediot Ahronot gazetesi, Karadi’nin mesajını özetleyerek, “Gelecek savaşta klavye, roketten daha az öldürücü olmayacak” ifadeleriyle duyurdu.


İran'ın başkentinde aylardır ilk kez yağmur yağdı

Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
TT

İran'ın başkentinde aylardır ilk kez yağmur yağdı

Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)

İran'ın başkentinde aylardır ilk kez bugün yağmur yağdı ve bu durum, yüzyılı aşkın süredir en kurak sonbaharını yaşayan ülke için rahatlama getirdi.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardı habere göre kuraklık, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın, başkent çevresindeki barajları dolduracak kadar şiddetli yağmur yağmazsa, İran'ın aralık ayı sonuna kadar hükümetini Tahran dışına taşıması gerekebileceği uyarısında bulunmasına yol açmıştı.

Meteorologlar bu sonbaharı ülke genelinde 50 yıldan fazla süredir yaşanan en kurak sonbahar olarak tanımladı; bu durum, 1979 İslam Devrimi'nden bile öncesine denk geliyor ve tarım için büyük miktarda suyu verimsiz bir şekilde tüketen sistemi daha da zorluyor. Ajans, su krizinin ülkede siyasi bir mesele haline geldiğini, özellikle de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, iki ülke arasında geçen haziran ayında 12 gün süren bir savaş yaşanmasına rağmen, İran'a bu konuda defalarca yardım teklifinde bulunmasının ardından bu durumun daha da belirginleştiğini belirtti.

20 Mayıs 2025'te Tahran dışındaki Lar Barajı'nın uydu görüntüsü (Planet Labs - AP)20 Mayıs 2025'te Tahran dışındaki Lar Barajı'nın uydu görüntüsü (Planet Labs - AP)

Netanyahu, 2018'de yayınlanan bir tanıtım videosunda İran halkına şahsen seslenerek, "milyonlarca insanın hayatını tehdit eden ciddi su kıtlığı" sorununu ele almak üzere Farsça bir internet sitesinin açılışını duyurdu. İranlıların su ihtiyaçlarına yardımcı olmayı amaçlayan yeni bir İsrail girişimi olan "İran Halkı İçin Yaşam"ı şahsen desteklemeye hazır olduğunu belirtti. Batı Kudüs'teki ofisinde çekilen video, Netanyahu'nun bir tuz arıtma tesisinden geldiğini iddia ettiği kaptan kendine bir bardak su doldurmasıyla başlıyor. Ardından İranlıların karşı karşıya olduğu vahim su krizinden bahsediyor.

Netanyahu, 12 günlük savaşın ardından geçen ağustos ayında İranlılara mesajını yineleyerek şunları söyledi: “Liderleriniz 12 günlük savaşı bize zorla dayattılar ve ezici bir yenilgiye uğradılar. Her zaman yalan söylüyorlar.” Sözlerine şöyle devam etti: “İran'da her şey çöküyor. Bu kavurucu yazda, çocuklarınız için temiz, soğuk su bile yok. Bu, İran halkına karşı gösterilen en büyük ikiyüzlülük ve saygısızlıktır. Bu durumu hak etmiyorsunuz.”