Kültürlerin asırlar boyu kesiştiği nokta: Mekke

Mekke. (AP)
Mekke. (AP)
TT

Kültürlerin asırlar boyu kesiştiği nokta: Mekke

Mekke. (AP)
Mekke. (AP)

Mekke, asırlar boyu yapılan yolculuklarla ilgili edebi eserlerde önemli bir rol oynarken doğu ve batıyı buluşturan, birçok kültürün ortak noktası olmuştur.  Bu yüzden ‘Ummu'l-Kura’, yani güvenin ve barışın limanı haline gelmiştir. Mekke’nin üstlendiği bu rolün önemi ve özgünlüğü, Emir Ahmed Hüseyin Han tarafından kaleme alınan, Celal es-Said el-Hafnavi tarafından Arapça'ya çevrilen ve Kahire’deki Ulusal Tercüme Merkezi tarafından yayınlanan ‘Rıhle ila el-Hicaz ve Mısr’ (Hicaz ve Mısır'a Yolculuk) adlı kitapta anlatılmaktadır.
İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde çevirmen tarafından kapsamlı bir tarih araştırması yapılırken ikinci ve kısa olan bölümde, Han’ın 20. yüzyılın başlarında gerçekleştirdiği Hac yolculuğundan anlatılar yer almaktadır.
Çevirmen Hafnavi, Harem-i Şerif ziyaretinin 19’uncu ve 20’inci yüzyıllarda Urdu edebiyatında Hint Hac gezilerinin ortaya çıkmasının önünü açan önemli faktörlerden biri olduğunu, bu tür yüzlerce yolculuğun yapıldığını ve bu yolculuklar üzerine Farsça ve Urduca eserler kaleme alındığını belirtiyor.
İslam edebiyatında yapılan çeşitli araştırmalar, Urducanın benzersizliğini, Hint gezginlerin Urduca olarak seyahatnameler yazdıklarını ve bu kutsal mekanlara duydukları hisleri en geniş haliyle, Mekke’nin tarihini ise siyasi, sosyal ve manevi yönleriyle birlikte en ince ayrıntısına kadar anlatmaya çabaladıklarını ortaya koydu. Ayrıca başta Hint alimler olmak üzere genel olarak İslam coğrafyasının çeşitli bölgelerinden gelen alimler Mekke ve Medine’deki ders halkalarını tasvir ettiler.
Urdu edebiyatında ‘Hicaz edebiyatı’ adlı Mekke ve Medine’ye yapılan yolculukların anlatıldığı özel bir kategorinin ortaya çıktığını belirten kitap, bunlardan birinin Abdulhak ed-Dihlevi’nin 1589’da kalem aldığı ‘Cezb’ul-Kulub ila Diyari’l-Mahbub’ (Kalpleri sevgi diyarına çekmek) adlı kitabı olduğunu ifade ediyor. Hint yarımadasında Fars dilinde yazılmış en eski Hint Hac seyahatnamelerinden biri olan bu eser, Muhammed Murad Abadi tarafından ‘Diyar Habib’ (Sevgi Diyarı) başlığı altında Urducaya çevrildi.
Çevirmene göre ilk hac seyahatnameleri, o zamanın Hindistan'daki Müslüman yöneticilerinin ve edebiyatın dili olan Farsça olarak kaleme alındı. Hindistan halkı ve özel kesim, İngilizlerin ülkenin hakimiyetini geçirdikleri 1800 yılına kadar Farsça’yı rahatça anlayabiliyorlardı.O yıllarda İngilizler, Kalküta'da Fort William Koleji’ni kurarak ülkede Urduca dilini teşvik ettiler. Urdu dilinde kaleme alınan ilk seyahatname ise Emir Sıddık Hasan Han tarafından 1851'de yazılan ‘Es-Sıddık ila Beytullah el-Atik’ (Sıddık'ın Beytullah’a Yolculuğu) adlı eser oldu. Hint Hac yolcularını kaleme alma usulleri yavaş yavaş benzersiz bir aşamaya yükselirken yazar, eğer eser özellikle Mekke ve Medine'ye olan duygularını incelikle ve zevkli bir dille ifade eden hukukçu, konuşmacı, düşünür, yazar ve siyasetçi Prof. Abdulmecid Deryabadi gibi yetenekli bir yazarın kaleminden çıkmışsa dikkati hak ettiğini vurguluyor.

Manevi özlemler ve duygular
Kitap, Prof. Deryabadi’nin Hac yolculuğu sırasında insanın yaşadığı duygu ve özlemlerin yanı sıra bazı inanç meselelerini de açıkladığını belirtirken Deryabadi kendi eserinde şunları dile getiriyor:
“Akbar gemisi, Bombay limanından 1929 yılının mart ayında bir perşembe akşamı saat 11’de kalktı. Gemi ne harika bir zamanda hareket etti. Bu gerçekten muazzam bir duygu. Peki ya kalbimin nasıl attığını hangi kelimelerle tarif edebilirim? Beytullah’ı ziyaret etme özlemi, her mümini sarhoş eder. Ona doğru yapılan yolculuktaki hiçbir zorluk ve yorgunluk umurunda değildir.” 
Deryadabadi, Mekke-i Mükerreme’ye ve Beytullah’a ulaştığında ilk kez gördüğü Kabe’yi gördüğü o muhteşem sahneyi şöyle anlatıyor:
“Mescid-i Haram dört duvarıyla bize göründüğünde Selam Kapısı’na ulaşıncaya kadar birçok kapısından geçtik. Bizi Selam Kapısı’ndan içeriye aldılar. Bu kapının bir insanın bu temiz yere ve burada kılınan namaz sevabının yüz bin namaz sevabına denk olduğu Mescid-i Haram’a girilen en hayırlı kapı olduğuna inanılıyor. Selam Kapısı’ndan içeriye girip gözlerim siyah bir örtüye bürünmüş binaya düştüğünde sevincimin göklere sığabileceğine inanmazdım. Birden yüksek sesle, ‘Kâbemiz, insan gözü ve aklı nurunun sıcaklığını ve tezahürlerini taşıyamaz!’ diye bağırdım.”
Çevirmen, 1960 sonrası çok sayıda Hint Hac seyahatnamesinin nasıl ortaya çıktığını ve Nesim Hicazi’nin kaleme aldığı ‘Pakistan’dan Harem diyarına’ eserinde olduğu gibi yöntemler, konular ve eğilimlerde değişim yaşandığını açıklıyor. Mekke-i Mükerreme’yi Pakistan’dan gelen resmi bir heyetin üyesi olarak ziyaret eden Hicazi, seyahatini siyasi yönlerine değiniyor. Hicazi’nin kitabı ayrıca kullanılan yüksek edebi üslupla ön plana çıkıyor. Çünkü Hicazi, Urdu edebiyatında kendine yer edinmiş bir yazar, romancı ve gazetecidir. Hicazi’nin seyahatnamesi, Mekke’nin çarşıları, yolları, sokaklarının anlatımlarının yanı sıra Suudi Arabistan hükümeti tarafından Pakistan hükümetine hediye edilen Medine'deki konukevi yer alıyor.
Öte yandan kitapta, Hac ibadetine tarihi, sosyal ve dini açıdan ışık tutan Sultan Davud'un kaleme aldığı ‘Hicaz Sefernamesi’  adlı esere işaret ediliyor. Davud kitabında seyahati sırasında Mekke ve halkının durumuyla ilgili olarak şunları söylüyor:
“Mekke halkı her işlerinde Allah’a tevekkül eden ve açgözlülüğü bilmeyen iyi insanlardır.”
Bununla birlikte şiir de Hindistan’dan Mekke’ye yapılan hac yolculuklarından nasibini almıştır. Hint alt kıtasında, Ummu’l-Kura (Mekke), Medine ve Mescid-i Nebevi’ye olan özlemle ilgili çok sayıda şiir kaleme alınmıştır. Şair Mahir el-Kadiri’nin ‘Hicaz Kafilesi’ adlı şiir kitabı hac yolculuklarında şiirin yeriyle ilgili en önemli örneklerden biridir. 1955 yılında basılan kitapta şu mısralar yer almaktadır:
“Düşünce, hayal gücümüz oldu,
Söz, ihsanla işlenen amel oldu,
Artık kalp ile göz arasındaki perde kalktı”
Çevirmenin de belirttiği üzere Mekke, özellikle Hint ilim adamları olmak üzere İslam coğrafyasının hem doğusundan hem de batısından alimleri çeken bir cazibe merkezi olmaya devam ederken bu durum onu, kadim ve modern İslam medeniyetinin başkenti yaptı. Mekke'nin kültürel konumu ve ilim alanındaki liderliği, İslam dünyasının farklı yerlerinden ilim insanları tarafından yıllarca dalga dalga ziyaret edilmesini sağladı. Alimler, sadece 18’inci yüzyılın sonu ve 19’uncu yüzyılın başlarında başta Hintler olmak üzere çok sayıda ilim insanın ziyaret ettiği Mekke’nin diğer İslam şehirleri arasında eşsiz bir konuma gelmesine katkıda bulundular. Bu insanlar, okullarda, basılı yayınlarda ve üniversite eğitimlerinde yazdıkları kitaplarla asırlar boyu Mekke sakinlerinin sosyal dokusunun bir parçası olan ilmi hareketlerde önemli bir rol oynamışlardır. Hintler ayrıca Mekke-i Mükerreme'de erkek ve kız çocuklarını eğitmek için çok sayıda medrese kurular. Bunlardan en önemlisi, 14’üncü yüzyılın başlarında kurulan Şeyh Ahmed es-Surkati medresesidir.

Hac yolculuğunda yaşananlar
Kitabın ikinci bölümünde ‘Hicaz'a yolculukta’ yaşanan 1903'te kitabın yazarı Emir Ahmed Hüseyin Han’ın anlattığı gibi aktarılıyor. Han anlatımına bir dizi nasihatle başlıyor:
“Sevgili dostlarım, bu yolculuk uzun ve varılacak yer uzaktır. Altı-yedi bin milden fazla bir mesafe vardır. Hem karada hem de denizde birçok zorluğa katlandım. bu yüzden evinizden ayrılırken bu tür hazırlıklar yapmalısınız. Evinizi sanki bir daha dönememek üzere ayrılıyormuşsunuz, taşınabilir ve taşınamaz mallarınızı devrediyormuşsunuz gibi terk etmelisiniz. Herkesle helalleşmeli, hak sahiplerinin haklarını vermelisiniz. Yasalara uygun şekilde vasiyetinizi yazmalısınız. Bir zarf ile kayıt memuruna teslim etmelisiniz. Mirasçıların imzalarının doğrulanması önemlidir. Bu yazılı vasiyetin sırlarınızı ifşa etmeyecek bir zarfta olması istenir. Eğer geriye dönerseniz zarfı olduğu gibi bulacaksınız. Fakat geri dönemezseniz mirasçılarınız talimatlara ve emirlere göre hareket ederler.”
Han anılarında yolculuğun doğasını ve geçmişte bagaj saklama prosedürlerini ise şöyle anlatıyor:
“Eğer Rebiğ yolundan Cidde üzerinden gidersen gemiye binebilirsin. Riske girmekten kaçınmalısın. Gemi yolculuğu hem güvenli oluyor hem de bu rotayı kullanan hacılar için birçok masraftan kurtarıyor. Yanınızda çok fazla bagaj almayın. Bagajlarınızı Mekke-i Mükerreme’ye götürecek emanetçilere bırakın. Çünkü bu beyler Cidde ve Medine'deki bagajınızı korumak için gerekli düzenlemeleri yapabiliyorlar.”
Han’ın kaleme aldığı hac hatıraları, yetkililerin 117 yıl önce hacı adaylarının konforunu sağlamak için yaptıkları hazırlıkları da ortaya koyuyor. Han hatırlarını anlatmaya şöyle devam ediyor:
“23 Ekim 1903 Cuma günü bagajımızla beraber odalarımızda yastıklar ve şilteleriyle oldukça rahat birer yatak bulunan misafirhaneye güvenli bir şekilde geldik. Çok akıllıca ve düşünceli bir güvenlik memuru vardı. Tüm imkanlara sahibiz. Tuvaletler temiz.  Misafirhane önündeki dükkanlarda ihtiyacımız olan her şeyi makul fiyatlarla satın alabiliyoruz.”



Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Körfez Ortak Savunma Konseyi toplantısına katılmak üzere Kuveyt'e geldi

Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)
Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)
TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Körfez Ortak Savunma Konseyi toplantısına katılmak üzere Kuveyt'e geldi

Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)
Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Ortak Savunma Konseyi'nin 22. toplantısına katılan Suudi Arabistan heyetine başkanlık etmek üzere bugün Kuveyt'e geldi.

Prens Selman havalimanı'nda, Kuveyt Savunma Bakanı Şeyh Abdullah Ali Abdullah es-Salim es-Sabah, Suudi Arabistan'ın Kuveyt Büyükelçisi Prens Sultan bin Saad bin Halid ve çok sayıda üst düzey yetkili tarafından karşılandı.


Suudi Arabistan, G20 ile daha kapsayıcı ve adil bir ekonomik sistem için çalışmaya kararlı

Prens Faysal bin Ferhan, hayati kaynaklara erişimde adalet ve hakkaniyetin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti (SPA)
Prens Faysal bin Ferhan, hayati kaynaklara erişimde adalet ve hakkaniyetin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti (SPA)
TT

Suudi Arabistan, G20 ile daha kapsayıcı ve adil bir ekonomik sistem için çalışmaya kararlı

Prens Faysal bin Ferhan, hayati kaynaklara erişimde adalet ve hakkaniyetin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti (SPA)
Prens Faysal bin Ferhan, hayati kaynaklara erişimde adalet ve hakkaniyetin sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti (SPA)

Suudi Arabistan, Pazar günü, daha kapsayıcı, adil ve sürdürülebilir bir ekonomik sistemin güçlendirilmesi amacıyla G20 ülkeleriyle iş birliğine devam etme taahhüdünü yineledi. Açıklamada, bu sistemin iş birliği, yenilik ve fırsat eşitliğine dayalı olacağı, ortak refahı artıracağı ve gelecek nesillerin geleceğini koruyacağı vurgulandı.

Suudi Arabistan adına Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman’ın temsilcisi olarak Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, G20 liderleri zirvesinin ikinci gün oturumuna katıldı. Prens Faysal, yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan’ın G20’nin bu yılki stratejik çıktılarının geliştirilmesindeki üstün çabalarından dolayı Güney Afrika Başkanlığı’nı takdir ettiğini ifade etti. Bu çabaların, üye ülkelerin karşılaştığı zorlukların üstesinden gelinmesine katkı sağladığını belirtti.

rtgyh
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, G20 Liderler Zirvesi'nin ikinci gününde konuştu (SPA)

Prens Faysal, kritik kaynaklara erişim ve bunların kullanımı konusunda adalet ve eşitliğin sağlanmasının gerekliliğini vurguladı. Bunun, ekonomik büyümeyi destekleyeceğini ve kalkınma ile çevre koruma arasında denge sağlayacağını söyledi. Ayrıca, dünya genelinde yaşanan hızlı geçişlere dikkat çekerek, yeşil ekonomi ve temiz teknolojiler konusundaki gelişmelerin önemine işaret etti.

Prens Faysal, yapay zekânın yeniliği hızlandırmada, kaynak kullanım verimliliğini artırmada ve farklı sektörlerde sürdürülebilirliği teşvik etmede kilit rol oynadığını belirtti. Bu alanda, diyalog, iş birliği, uluslararası hukuka saygı, tüketici haklarının korunması ve fikri mülkiyet haklarının gözetilmesi temelli bir yaklaşımın gerekli olduğunu, böylece adil ve kapsayıcı bir yönetişim sisteminin geliştirilebileceğini ifade etti.

Zirvenin ikinci günü, Güney Afrika’nın Johannesburg kentinde “Tüm kritik metaller için adil bir gelecek: İnsana yakışır iş ve yapay zekâ” temasıyla düzenlendi. Suudi tarafında Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan ve Maliye Bakan Yardımcısı Abdulmuhsin el-Halef de hazır bulundu.

drgt
Prens Faysal bin Farhan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb’la görüştü  (SPA

Ayrıca Prens Faysal bin Ferhan, Pazar günü birçok ülkenin lider ve dışişleri bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Suudi Dışişleri Bakanı, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki ilişkileri ve iş birliği alanlarını ele aldı, ortak ilgi konularındaki gelişmeleri değerlendirdi.

tghy
Suudi Dışişleri Bakanı ve İspanyol mevkidaşı José Manuel Álvarez (SPA)

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares ile yapılan görüşmede ise iki ülke ilişkileri ve bölgesel ile uluslararası gelişmeler ele alındı. Görüşmelere Suudi tarafından Johannesburg Büyükelçisi Faysal el-Harbi ve Bakanlık müşteşarı Velid İsmail eşlik etti.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.