Hac Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Tüm göstergeler haccın güvenli bir şekilde yapıldığını teyit ediyor

Tümgeneral Zayid et-Taviyan performansı geliştirmek için yapay zeka teknolojisi kullanıldığına dikkati çekti

Dün Arafat vakfesini gerçekleştiren hacılar (AFP)
Dün Arafat vakfesini gerçekleştiren hacılar (AFP)
TT

Hac Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Tüm göstergeler haccın güvenli bir şekilde yapıldığını teyit ediyor

Dün Arafat vakfesini gerçekleştiren hacılar (AFP)
Dün Arafat vakfesini gerçekleştiren hacılar (AFP)

Suudi Arabistan dünyayı kasıp kavuran yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını yüzünden olağanüstü şartlar altında gerçekleştirdiği hac mevsiminde hacıların ibadetlerini gerçekleştirmesini sağlamak için tüm imkanlarını seferber etti. İlgili birimler bu döneme uygun olarak öncelikle hacıların güvenliğini sağlamak için stratejik planlar ve yönetmelikler hazırladı.
Bu çerçevede Mekke ve hac ibadetinin yapıldığı kutsal yerlerin hepsi gözlemleniyor, trafik akışını rahatlatmak için çeşitli askeri sektörlerden güvenlik güçleri konuşlandırılıyor ve bu güvenlik güçleri hacıları taşıyan otobüsler ile birlikte hareket ediyor. Aynı şekilde güvenlik güçleri kutsal yerlere izinsiz giren kişiler için teyakkuzda bekliyor ve önceki hac mevsimlerinde ve bu olağanüstü hac mevsiminde fotoğrafçıların mercekleri tarafından gözlemlenen insani kısımda bu sektörlerin rolü görülüyor.
Hac Güvenlik Kuvvetleri Komutanı ve Kamu Güvenliği Müdür Yardımcısı Tümgeneral Zayid et-Taviyan Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, bu yılki haccın dünyanın Kovid-19 yüzünden içinden geçtiği zorlu şartlar altında yapıldığını, bu yüzden şeriattaki insan hayatını koruma hükmünü yerine getirmek için sınırlı sayıda hacı kabul edildiğini ve tüm güvenlik, trafik, organizasyon ve olağanüstü durum planlarının bu doğrultuda hazırlandığını belirtti.
Taviyan kutsal yerlere girilmesi için herhangi bir istisna olmadığını ve ilgili birimlerden hac izin belgesi alanların dışında kimsenin kutsal yerlere girmesine müsaade edilmeyeceğini de sözlerine ekledi.
Hacıların çeşitli sebepler ile kutsal yerlerden çıkma olasılığına ilişkin soruya Taviyan, ilgili birimlerin hacılardan birinin kutsal yerlerden çıkıp daha sonra geri dönmesini gerek gördüğü takdirde güvenlik güçlerinin her durumda hacıların isteklerini yerine getirmek için hazır bulunduğunu söyledi ve bunun, güvenlik ve trafik planlarını uygulamayı ve düzensiz hacıların kutsal yerlere girmesini önlemeyi esas alan hac sırasında güvenlik görevlilerinin bir görevi olduğunu söyledi. Aynı zamanda Taviyan bu yılki haccın, Kovid-19 salgınının devam ettiği ve dünyanın dört bir yanında vakaların hızla arttığı bir sırada yapıldığını vurguladı.
Her gün daha da zenginleştirmeye ve geliştirmeye çalıştıkları teknoloji hakkında konuşan Taviyan “Yapay zekaya dayalı kameralarımız var. Aynı zamanda Komuta ve Kontrol Merkezi’ne bağlı izleme, takip ve aktarım kameralarına bir dizi modern teknoloji ve uygulama dahil etmenin yanı sıra güvenlik personelinin performans düzeyini yükseltmeye ve çalışmalarında becerilerini ve profesyonelliklerini geliştirmeye yardımcı olan Meydan adında bir uygulama yapıldı” ifadelerini kullandı.
Taviyan kutsal yerlerin izlenmesinin ve giriş izni olmayan kişilerin buralara girmesini engellemenin, ileri düzey teknolojiye sahip araçlar ile yürütülen hac planının en önemli noktalarından birini oluşturduğunu söyledi. Taviyan güvenlik güçlerinin öncelikle hacıların güvenliğini korumakla ilgilendiğini, zira hacıların ve onlara hizmet eden kişilerin güvenliğini ve sağlığını korumak için kutsal yerlere girmesine müsaade edilmeyen kişilerin girişini engellemek amacıyla bütün kutsal alanları çevreleyen bir güvenlik kordonu oluşturulduğunu ve şu anda Mekke’nin girişindeki güvenlik kontrol merkezlerini kayıtlı ve kayıt dışı tüm “ekinli, toprak” yollarda mobil noktalarla desteklendiğini belirtti.
Komuta ve Kontrol Merkezi’nin rolü hakkında yorum yapan Taviyan kutsal alanların kameralardan takip edilmesi, güvenlik planlarının yolunda gidip gitmediğinin kontrol edilmesi, hacıların gruplara ayrılıp Arafat dağına çıkarılmasına, daha sonra Müzdelife’ye oradan da Akabe cemresine taş atmaya götürülmesine ilişkin trafik ve organizasyonun denetimi ve hac ibadeti sırasında hacıların taşınmasına ilişkin planların tümünün takip edilmesi de dahil olmak üzere merkezin birçok rolünün bulunduğuna dikkati çekti. Aynı zamanda Taviyan merkezin hacılara hizmet veren güvenlik, hükümet ve hizmet sektörlerini birbirine bağlayıp aralarındaki koordinasyonu sağladığını belirtti.
Taviyan Komuta ve Kontrol Merkezi’nin kutsal yerleri ve Mescid-i Haram’ı gösteren güvenlik kamerası kayıtlarının incelendiği bir dizi odayı birbirine bağladığına, her odalarda kendisine bağlı kameraların bulunduğuna ve tüm kutsal yerleri, alanları, koridorları ve Mescid-i Haram’ı gösteren çok sayıda kamera olduğuna dikkati çekerek bunun, ilgili yönetim biriminin tam vaktinde doğru güvenlik kararları almasına yardımcı olduğunu belirtti.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.