Ekonomik zorluklara rağmen koronavirüse karşı aşı geliştirme rekabeti arttı

ABD San Diego’da potansiyel koronavirüs aşısı üzerinde test yapan bir araştırmacı (Reuters)
ABD San Diego’da potansiyel koronavirüs aşısı üzerinde test yapan bir araştırmacı (Reuters)
TT

Ekonomik zorluklara rağmen koronavirüse karşı aşı geliştirme rekabeti arttı

ABD San Diego’da potansiyel koronavirüs aşısı üzerinde test yapan bir araştırmacı (Reuters)
ABD San Diego’da potansiyel koronavirüs aşısı üzerinde test yapan bir araştırmacı (Reuters)

Dünya ekonomisine zarar veren ve her geçen gün daha fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olan yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı aşı geliştirme yarışı ekonomik zorluklara rağmen sürerken, Dünya Sağlık Örgütü salgının etkilerinin onlarca yıl süreceğini vurguladı.
WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, dünya genelinde patlak veren koronavirüs salgınının, etkileri geleceğe kadar sürecek bir felaket olduğunu söyledi.
WHO Genel Direktörü, Acil Durum Komitesi toplantısında yaptığı konuşmada “Pandemi, her yüzyılda bir meydana gelen ve etkileri onlarca yıl hissedilecek bir sağlık krizidir” dedi.
Dünya genelinde şu ana kadar 17 milyon 771 kişi koronavirüse yakalanırken, 683 binden fazla kişi de hayatını kaybetti.
ABD’de son 24 saatte bin 512 yeni vaka ile toplam vaka sayısı 4 milyon 707 bini, ölü sayısı ise 156 bin 770’i aştı.
ABD’yi 92 bin 568 can kaybı ile Brezilya, 46 bin 688 ölüm ile Meksika ve 46 bin 119 kişinin hayatını kaybettiği İngiltere takip ediyor.

Çılgın rekabet
ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci, Temsilciler Meclisi Korona Krizi Alt Komisyonu’nun oturumunda yaptığı konuşmada, Rusya ve Çin’de şu anda geliştirilmekte olan aşıların güvenliğini sorgulayarak, “Umarım Çinliler ve Ruslar aşılarını herhangi biri üzerinde kullanılmadan önce test ederler” dedi.
Rusya, hükümet merkezlerinden araştırmacılar tarafından geliştirilen Kovid-19’a karşı potansiyel iki aşının Eylül ve Ekim aylarında endüstriyel üretimine başlayacağını duyurdu. Ancak Moskova, aşıların etkinliği ve güvenliğini kanıtlayan bilimsel verileri açıklamadı.
Çin ordusunun araştırma birimi ve CanSino Biologics tarafından geliştirilen Kovid-19 aşısının son faz testlerden önce ordu tarafından kullanılmasına izin verildi.
Fransız ilaç şirketi Sanofi ve İngiliz ilaç şirketi GlaxoSmithKline, ABD ile 100 milyon doz verilmesini öngören 2.1 milyar dolarlık bir anlaşma yaptı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu da, Sanofi ile 300 milyon dozluk bir anlaşmaya imza attı.
Japonya ise ABD merkezli ilaç devi Pfizer ile 120 milyon doz aşıya ulaşmasını sağlayacak bir anlaşma yaptı.

Ekonomik zarar
Birçok ülkede salgına karşı uygulanan kısıtlamalar ve tecrit tedbirlerinden etkilenen küresel görünüm çok zayıfladı.
Avrupa Birliği (AB) İstatistik Ofisi Eurostat, Euro Bölgesi’nde mevsimsellikten arındırılmış gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH), bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,1 azaldığını bildirdi.
Fransa’da ikinci çeyrekte düşüş yüzde 13,8, İspanya’da yüzde 18,5 ve Almanya’da ise yüzde 10,14 oldu.
ABD’de izolasyon tedbirleri, gayri safi yurt için hasılanın (GSYİH) bu yılın ikinci çeyreğinde, 2019’un aynı dönemine kıyasla yüzde 32,9 oranında küçülmesine neden oldu.
ABD’nin en büyük enerji şirketlerinden ExxonMobil ve Chevron, salgın nedeniyle zayıflayan ekonomik görünüm nedeniyle bu yılın ikinci çeyreğinde büyük kayıp yaşandığını açıkladı.

Karantina önlemleri
Havacılık sektörü, AB’deki tüketici güvenini zayıflatan tutarsız seyahat kısıtlamalarını eleştirdi.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), uzmanların tavsiyelerine aykırı olan bazı tek taraflı ulusal tedbirleri kınayarak, daha fazla koordinasyon çağrısında bulundu.
Avrupa ülkeleri, salgının yeniden canlanması nedeniyle İngiltere’nin İspanya’ya uyguladığı gibi diğer ülkelere karşı karantina önlemleri aldı.
Yunanistan’da, vaka sayıları artarken, aşırı kalabalık kamplarda göçmenlere uygulanan tecrit Ağustos sonuna kadar uzatıldı.
İngiltere, koronavirüs vakalarındaki artış nedeniyle salgına karşı alınan önlemlerin hafifletilmesinde bir sonraki aşamanın planlandığı gibi 1 Ağustos’ta gerçekleşmeyeceğini ve 15 Ağustos’a kadar erteleneceğini açıkladı.
Danimarka, şimdiye kadar benimsediği yaklaşımında bir değişiklik yaparak, toplu taşıma araçlarında maske takılmasını tavsiye etti.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe