BM ve İngiltere temsilcileri Libya meselesini görüştüler

Stephanie Williams ve James Cleverly. (BM misyonu)
Stephanie Williams ve James Cleverly. (BM misyonu)
TT

BM ve İngiltere temsilcileri Libya meselesini görüştüler

Stephanie Williams ve James Cleverly. (BM misyonu)
Stephanie Williams ve James Cleverly. (BM misyonu)

Libya’da devam eden kriz, diplomatik kuruluşların ve misyonların Kurban Bayramı münasebetiyle ülkedeki vatandaşlara yönelik yayınladığı mesajlara gölge düşürdü. Mesajlarda, ülkede güvenlik ve barışın sağlanması, bunun da tüm Libyalılar arasındaki çatışmaları sona erdirme fırsatı sağlaması umut edildiği dile getirildi.
Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Vekili Stephanie Williams, Kurban Bayramı’nı Libyalılar arasındaki savaşı sona erdirme ve kardeşlik bağlarını güçlendirme fırsatı olarak nitelendirdi. Williams, geçen perşembe akşamı İngiltere'nin Ortadoğu ve Güney Afrika'dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly ile Libya krizine ilişkin görüşmede bulundu. Libya halkı arasında sevginin, hoşgörünün ve birliğin hakim olduğuna dikkat çekti.
BM Libya Destek Misyonu’ndan yapılan açıklamada Williams ve Cleverly arasındaki toplantının ‘son derece verimli’ olduğu bildirildi. Misyon, Williams’ın ‘İngiltere’nin Libya krizini kapsamlı bir siyasi çözümle sona erdirme çabalarına desteğini dile getirdiğini’ belirttiği açıklamasında ayrıntıya yer vermedi.
Sirte- Cufra cephesinde yaşabileceklere ilişkin süren ihtiyatlı bir beklenti ortasında Avrupa Birliği’nin (AB) Libya Büyükelçisi Alan Bugeja, 31 Temmuz’da “Libya’daki çatışma tarafları arasında kalıcı bir ateşkes sağlamak ve ülkenin barış ve uzlaşıya doğru ilerlemesi amacıyla gerekli bir siyasi sürece geri dönmek için ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
Bugeja, Libya halkına bayram dolayısıyla tebriklerini ilettiği açıklamasında ülkede barışın hakim olacağını vurguladı. Yetkili, “Son 10 yılda ülkeyi bozan istikrarsızlık ve devam eden çatışmaların kurbanı olan masum insanlarla birlik içindeyiz” dedi.
AB, Libya krizine dahil olan bazı Arap ülkelerini 2015 yılında Fas’ta imzalanan Suheyrat Anlaşması’nı ayakta tutmak üzere çabalamaya teşvik etmek amacıyla müzakere masasına geri dönmesi çağrılarında bulunuyor.
Ülkenin batısında yer alan UMH ve ona bağlı birimler, Suheyrat Anlaşması’nı anlaşmazlığın çözümü için ‘tek ve temel bir referans’ olarak kabul ediyor. Ulusal Ordu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’in bulunduğu doğudaki yetkililer ise anlaşmanın geçersiz olduğunu savunuyor.
UMH’den siyasi yetkililer, Suheyrat Anlaşması’na ilişkin olarak Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada şunları söylediler:
“İlerleyen günlerde ülkedeki meşru otoriteyi zayıflatmayı amaçlayabilecek her türlü yan girişimden uzak şekilde, ülkedeki siyasi duruma uygun olarak bazı değişikliklere odaklanacağız.”
İsminin açıklanmasını istemeyen siyasi bir yetkili, Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ve Devlet Yüksek Konseyi Başkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi lideri (Müslüman Kardeşler’in siyasi kolu) Halid el-Mişri’nin ‘Suhayrat’ta değişiklik yapma olasılığına ilişkin’ Fas’ta gerçekleştirdiği görüşmelere dikkat çekti. Yetkili şu ifadeleri kullandı:
“Salih, Rabat ziyareti sırasında anlaşma hakkında herhangi bir olumsuz yorum yapmadı. Yalnızca kusurun Suheyrat Anlaşması’nda değil, koşullara uyarlanmasında olduğunu belirtti. Krizi çözmeyi amaçlayan hiçbir girişim krizle bağdaşmıyor.”
Hafter bu yıl nisan ayı sonunda uluslararası açıdan tanınan UMH’nin doğduğu, Suheyrat’ta imzalanan anlaşmanın ‘geçersiz olduğunu’ duyurdu. Salih liderliğindeki Temsilciler Meclisi, UMH’ye meşruiyet vermediklerini açıkladı.
Salih bu ayın başlarında ise  Moskova’ya düzenlediği ziyaret sırasında “Bir yıllık olan Başkanlık Konseyi’nin görev süresi ve geçerliliği sona erdi” diyerek UMH’nin meclisin güvenini kazanamadığını öne sürdü.
AB Libya Büyükelçisi Alan Bugeja, geçen hafta ortalarında ilan edilen ‘Fizan Bölge Konseyi’ temsilcileri ile güneydeki bazı bölgelerden gelen muhalefete rağmen ‘sanal’ bir toplantı düzenledi. Bugeja, “Uzlaşı sağlama ve bölgede birleşik bir ses oluşturma çabaları beni cesaretlendirdi” dedi.
Alan Bugeja ayrıca Fizan halkının karşılaştığı zorlukların Libya makamlarından ve uluslararası toplumdan daha fazla ilgiye ihtiyacı olduğu vurguladı.
Sebha’daki bir grup aktivist geçen hafta, Araplar, Tubular ve Tuaregler ile Fizan Bölge Konseyi’nin kurulmasına ilişkin “Bölgedeki tüm insanlar, herhangi biri dışlanmadan yerel yönetim oluşumuna dahil olma hakkına sahiptir” açıklamasında bulundular.
 



Trump, Ukrayna'daki savaşı "Tomahawk füzeleri olmadan" durdurmayı umuyor

Trump, dün Beyaz Saray'da Zelenskiy ile görüşmesinin başında açıklamalarda bulundu (AP)
Trump, dün Beyaz Saray'da Zelenskiy ile görüşmesinin başında açıklamalarda bulundu (AP)
TT

Trump, Ukrayna'daki savaşı "Tomahawk füzeleri olmadan" durdurmayı umuyor

Trump, dün Beyaz Saray'da Zelenskiy ile görüşmesinin başında açıklamalarda bulundu (AP)
Trump, dün Beyaz Saray'da Zelenskiy ile görüşmesinin başında açıklamalarda bulundu (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i sekiz ay içinde üçüncü kez Beyaz Saray'da ağırladı.

Trump, Rusya ile Ukrayna arasında barış ihtimali konusunda iyimser görünüyordu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "barışı kabul edeceğine" inandığını söyledi. Ancak Zelenskiy, savaşı sona erdirecek herhangi bir anlaşmada, ülkesinin ABD'den güvenlik garantileri alacağını vurgulayarak ateşkes çağrısında bulundu ve uzun menzilli Tomahawk füzeleri talebini yineledi.

Zelenskiy'nin ülkesi için bir atılım yapma umutları, Trump'ın perşembe günü Putin'i arayıp iki hafta içinde Macaristan'ın başkentinde yeni bir zirve düzenlemeyi kabul etmesiyle suya düştü. Trump, Zelenskiy'nin Budapeşte'ye katılma olasılığını reddederken, Rus tarafıyla yapılacak görüşmeler hakkında Zelenskiy'yi bilgilendirme niyetini doğruladı.

Trump, ABD'nin Tomahawk füzelerine "ihtiyacı olduğunu" ifade ederek Kiev'e Tomahawk füzeleri sağlama konusunda tereddütlü görünüyor ve bunlar olmadan da barışın mümkün olabileceği umudunu dile getiriyor.


Arakçi: Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na bağlılık, programımız üzerinde herhangi bir kısıtlama getirmiyor

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi Kahire'de (DPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi Kahire'de (DPA)
TT

Arakçi: Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na bağlılık, programımız üzerinde herhangi bir kısıtlama getirmiyor

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi Kahire'de (DPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi Kahire'de (DPA)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) bağlı kalmanın ülkesinin nükleer programına herhangi bir kısıtlama getirmediğini söyledi.

Arakçi, X platformunda yaptığı açıklamada, "Yarın, BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı Kararı'nın süresi sona erecek. Konsey tarafından İran'a uygulanan tüm önceki kısıtlamalar sona erecek ve ülke Güvenlik Konseyi gündeminden çıkarılacak" ifadelerini kullandı.

"Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na imza atan İran, yalnızca bu anlaşma kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine bağlı kalacaktır. Bu, nükleer programının kapsamına hiçbir kısıtlama getirilmeyeceği ve UAEA ile yalnızca İran parlamentosunun yakın zamanda kabul ettiği mevzuata uygun, kapsamlı bir güvenlik önlemleri anlaşması çerçevesinde iş birliği yapılacağı anlamına gelir."

Arakçi, "İran'ın egemenlik hakları müzakere konusu olamaz ve siyasi baskıya tabi değildir. Zorlama değil, hukukun üstünlüğü esas alınmalıdır" dedi.


"Bizim kralımız yok"... ABD genelinde Trump karşıtı gösterilere milyonlarca kişinin katılması bekleniyor

ABD Başkanı Donald Trump, Palm Beach'e varışının ardından Air Force One uçağından iniyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Palm Beach'e varışının ardından Air Force One uçağından iniyor (AFP)
TT

"Bizim kralımız yok"... ABD genelinde Trump karşıtı gösterilere milyonlarca kişinin katılması bekleniyor

ABD Başkanı Donald Trump, Palm Beach'e varışının ardından Air Force One uçağından iniyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Palm Beach'e varışının ardından Air Force One uçağından iniyor (AFP)

Bugün, New York'tan San Francisco'ya kadar milyonlarca insanın Donald Trump'ın politikalarına karşı, “No Kings hareketi” tarafından ülke çapında düzenlenen protesto gösterilerine katılması bekleniyor.

AFP’nin haberine göre yürüyüşü düzenleyen No Kings hareketi, kampanya sloganında “Başkan mutlak güce sahip olduğunu düşünüyor. Ancak Amerika'da kralımız yok ve kaosa, yolsuzluğa ve zulme boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bugün Amerika'nın büyük şehirlerinde, Cumhuriyetçi eyaletlerdeki küçük kasabalarda ve başkanın hafta sonunu geçirdiği Florida'daki Mar-a-Lago'daki konutunun yakınında 2 bin 700'den fazla gösteri planlanıyor.

Organizatörler, milyonlarca kişinin katılmasını beklediklerini söylediler.

Haziran ortasında, yaklaşık 300 derneğin katıldığı hareketin düzenlediği ilk hareket günü, Cumhuriyetçi başkanın Beyaz Saray'a dönüşünden sonra en büyük protesto olarak her yaştan milyonlarca insanı bir araya getirdi.

Donald Trump o gün, ABD başkentinin sokaklarında düzenlenen devasa askeri geçit töreniyle 79. doğum gününü kutladı.

Terörizm

Geçen haziran ayında protestocuları “çok güçlü olarak” karşılık vermekle tehdit eden Trump, bu hafta Fox News'te “Bana kral diyorlar. Ben kral değilim” şeklinde bir yorumda bulundu.

Partisindeki yetkililer yaklaşan gösterileri kınayarak, bunları terörizmle karşılaştırmaya kadar gittiler.

Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçi lideri Mike Johnson, planlanan yürüyüşleri “Amerika'ya karşı nefreti harekete geçirmek” olarak nitelendirerek, “Eminim Hamas ve Antifa destekçilerini göreceksiniz” dedi. Antifa, ABD başkanının kısa süre önce “terör örgütü” olarak sınıflandırdığı siyasi hareket.

Minnesota Temsilcisi Tom Emmer ise Demokratları “partilerinin terörist kanadına” teslim olmakla suçladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Maryland Demokrat Temsilcisi Glenn Ivey dün verdiği demeçte, “Bu hareket Amerika'nın geleceğinde belirleyici bir rol oynayacak, bu yüzden neden endişelendiklerini anlıyorum” dedi ve yürüyüşlere katılacağını belirtti.

“Donald Trump ve müttefiklerinin iktidarı kötüye kullanması” karşısında, eylemin düzenlenmesine yardımcı olan Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) yetkilisi Dedee Schaeffling, “Sessizliğe izin vermeyeceğiz” dedi.

“Barışçıl ayaklanma”

Hollywood yıldızı Robert De Niro, vatandaşlarını “Kral Donald Trump”a karşı “barışçıl” bir şekilde ayaklanmaya çağıran bir videoda protestoya katılma çağrısı yaptı.

Fransız Haber Ajansı’na (AFP) göre, Trump ocak ayında yeniden iktidara geldiğinden beri Amerikan demokrasisinin dengesini bozdu, Kongre ve eyaletlerin yetkilerini aştı ve muhaliflerini misilleme amaçlı yasal işlemlerle tehdit etti.

Retoriği giderek daha düşmanca hale gelen Cumhuriyetçi lider, yasadışı göç ve suçla mücadele etmek amacıyla Demokratların kalesi olan bölgelere askeri güçler gönderdi ve sonunda üst düzey askeri yetkilileri “iç düşman”a karşı harekete geçmeye çağırdı.

Bugün, Trump'ın Ulusal Muhafızları konuşlandırdığı Washington ve Chicago gibi şehirlerin yanı sıra Boston ve New Orleans gibi Muhafızları konuşlandırmayı planladığı şehirlerde mitingler düzenlenecek.

Bir önceki gösteriye, aktör Mark Ruffalo ve komedyen Jimmy Kimmel gibi ünlüler katıldı. Kimmel, daha sonra Trump yönetiminin baskısıyla talk show programını geçici olarak askıya aldı.

Benzer gösteriler Toronto, Vancouver ve Ottawa gibi Kanada'nın büyük şehirlerinde de planlanıyor.