Husiler, dışlanmış vatandaşlara baskılarını sürdürüyor

Sana’daki bir çephede ölen 3 dışlanmış vatandaşın sosyal medya organlarında yayınlanan fotoğrafı
Sana’daki bir çephede ölen 3 dışlanmış vatandaşın sosyal medya organlarında yayınlanan fotoğrafı
TT

Husiler, dışlanmış vatandaşlara baskılarını sürdürüyor

Sana’daki bir çephede ölen 3 dışlanmış vatandaşın sosyal medya organlarında yayınlanan fotoğrafı
Sana’daki bir çephede ölen 3 dışlanmış vatandaşın sosyal medya organlarında yayınlanan fotoğrafı

Örgütler ve insan hakları aktivistleri, Husi milislerin ‘entegrasyon’ bahanesiyle Sana ve diğer şehirlerde Afrika kökenli ‘dışlanmış’ insanların maruz kaldığı koşulları sömürmek için ortaya koyduğu uygulamalara karşı uyardı. Husiler, çeşitli yöntemlerle çocukları hedef almayı sürdürüyor.
Milis liderlerin dışlanmışları topluma entegre etme yönündeki eski talimatlarını takiben grubun denetçileri ve liderleri, Sana ve Husilerin kontrolü altındaki diğer şehirlerde halka karşı en kötü suçları, ihlalleri ve istismarları uygulamaya devam ediyor. Sana’nın 170 km güneyindeki İb vilayetinde özel kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, geçen perşembe günü Temizlik ve Geliştirme Fonu’nda çalışan 60’tan fazla yaşlı ve hasta vatandaşın maaşına el koyduğunu söyledi.
Kaynak, Husi lider Tarık el-Vasabi’yi İb’deki Temizlik ve Geliştirme Fonu’nun direktörü olarak atayan son kararın, emeklilerin maaşlarının ve ağır iş kazası geçirenlerin ödemelerinin durdurulmasını içerdiğine dikkati çekti.
İb’deki aktivistler, kararı, ‘keyfi ve insanlık dışı bir adım’ olarak nitelendirirken, grubun vilayette dışlanmış vatandaşları tekrar tekrar hedef aldığını gösterdiğine dikkati çekti.
Bir dizi eylemci, Şarku’l Avsat’a yaptığı kısa bir açıklamada, işçi başına 20 bin riyali aşmayan bu maaşların, milislere onlara el koymak için acil ve önemli kararlar alma hakkı vermediğini ifade etti.
Aynı şekilde İb’deki dışlanmış temizlik işçileri ve diğer unsurlar, en fazla 26 bin riyale ulaşan maaşlarına dair hala ihlallere, sömürülere ve yasadışı kesintilere maruz kalıyor.

Toplu mezar
Milislerin kontrolü altındaki en savunmasız gruplara yönelik Husi ihlallerine ilişkin olarak, Sana’daki es-Sevre ve Kuveyt hastanelerindeki tıbbi kaynaklar, Husi milislerin geçen perşembe günü kimliği bilinmeyen 715 cesedi gömdüklerini belirtti. Yerel aktivistler ve insan hakları aktivistleri tarafından cesetlerin kimliğine dair çok sayıda sorular ortaya koyuldu.

Kaynakların Şarku’l Avsat’a belirttiğine göre bu cesetlerin çoğu, milislerin daha önce savaşmaları için cephelere aldığı, dışlanmış gruplardan ve Afrikalı mültecilerden oluşuyor.
Husi medyası, Sana’daki es-Sevre Hastanesi’nin morgunda bulunan 40 cesedin gömüldüğünü, aynı şekilde diğer vilayetlerdeki kimliği belirsiz 715 cesedin de gömüldüğünü belirtti.
Husi grup, cesetlerin, kimlikleri belirlendikten sonra gömüldüğünü savundu.

Cephelere tedarik
Milisleri sömürme ve yüzlerce dışlanmış unsuru savaş alanlarında görevlendirme çerçevesinde Husi denetçiler, genel cephelerde ve seferberlik operasyonları kapsamında Sana’da dışlanmış unsurların yaşadığı alanlarda bir dizi cephenin maruz kaldığı kayıplarını telafi etmek için cephelere yeni savaşçılar tedarik etmeye devam ediyor.
Bu çerçevede medya organları ve insan hakları kaynakları, Husilerin ‘dışlanmış vatandaşları sömürme, cephelere dahil etme ve savaşmaya zorlama’ girişimlerine karşı uyardı.
Yerel bir insan hakları kuruluşu, milislerin hala dışlanmış unsurları beşeri bir kalkan ve savaş yakıtı olarak kullandığını vurguladı. Kuruluş, durumun, çok sayıda çocuk da dahil en az 3 bin kişinin ölmesine yol açtığını ifade etti.
Sosyal hizmetler uzmanları, dışlanmış vatandaşların, milislerin en çok sömürdüğü Yemen grupları arasında yer aldığına dikkati çekti. Uzmanlar, bu sınıfta görülen cehaletin ve aşırı yoksulluğun onları, Husilerin mezhepçi faaliyetlerinin yararına kullanmasını sağladığına inanıyor.
Darbenin son yıllarında ‘dışlanmış gruplar’, Husiler tarafından en fazla sömürülen kesim oldu. Husiler, az miktarda para ve yardımlar karşılığında yeni savaşçılar elde etmek için bu grubun kötüleşen koşullarından yararlanıyor.
Yemen kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları eski tarihli bir açıklamada, milislerin, kontrolleri altındaki farklı alanlarda yüzlerce dışlanmış vatandaşı taciz, sömürü ve tehditler de dahil, farklı yöntemlerle savaş cephelerine aldı.
Eski tarihli bir yerel istatistik, Husilerin Savan bölgesinde 800’den fazla unsuru orduya aldığını ortaya koydu.
İstatistiklere göre Yemen lehçesinde el-Ahdam olarak isimlendirilen koyu tenli dışlanmış unsurlarının sayısı bir milyondan fazla. Söz konusu unsurlar, şehirlerin içinde ve dışında izole edilmiş konutlarda yaşıyor.



Irak'ta partiler parlamentodaki ‘en büyük blok’ olmak için yarışıyor

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün yapılan parlamento seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra (AP)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün yapılan parlamento seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra (AP)
TT

Irak'ta partiler parlamentodaki ‘en büyük blok’ olmak için yarışıyor

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün yapılan parlamento seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra (AP)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün yapılan parlamento seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra (AP)

Irak’ta yapılan genel seçimlerin ön sonuçları açıklanır açıklanmaz, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin kesin zaferinin ardından Şii partiler, yeni parlamentoda ‘en büyük blok’ olmak için yarışmaya başladı.

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu dün, Başbakan Sudani'nin 50'den fazla sandalye kazanarak Şii siyasetinin ‘büyükler kulübüne’ girdiğini açıkladı. Öte yandan Nuri el-Maliki ve müttefikleri önemli sayıda sandalye kazanarak, 2021 seçimlerinden bu yana tek bir koalisyonun parçası olan iki cephe arasında keskin bir bölünmenin habercisi oldu.

Diğer taraftan Tekaddum (İlerleme) Partisi lideri Muhammed el-Halbusi, Enbar ilinde ezici bir zafer elde etti. Tekaddum Partisi, başkent Bağdat'ta ikinci, ülkenin orta ve kuzeyindeki şehirlerde ise üçüncü parti olurken toplamda 30'dan fazla sandalye kazandı.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) ise Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP), özellikle nüfusun çoğunluğunu Arapların oluşturduğu Ninova ilinde olmak üzere yaklaşık 30 sandalye kazandı.

Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu, kayıtlı seçmenlerin yüzde 56'sının oy kullandığını ve bunun da Mukteda es-Sadr'ın lideri olduğu Sadr Hareketi destekçilerinin seçimleri boykot etmesini gölgede bıraktığını açıkladı.


Trump'ın danışmanı, Sudan'daki çatışan tarafları insani ateşkesi derhal kabul etmeye çağırdı

El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
TT

Trump'ın danışmanı, Sudan'daki çatışan tarafları insani ateşkesi derhal kabul etmeye çağırdı

El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)
El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos dün, ABD'nin Sudan'da insani ateşkes için ‘güçlü bir metin’ önerdiğini ve çatışmanın her iki tarafını da bu metne derhal uymaya çağırdığını söyledi.

Boulos, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “ABD, Sudan'daki çatışmanın taraflarını önerilen insani ateşkes anlaşmasını derhal kabul etmeye ve uygulamaya çağırıyor” dedi. Boulos, ülkedeki sivillerin çektiği acının ‘milyonlarca insanın gıda, su ve tıbbi bakım eksikliğinden mustarip olduğu felaket boyutlarına ulaştığını’ belirtti.

Boulos, “Her iki tarafın da daha fazla can kaybına yol açabilecek siyasi veya askeri tavır almadan bu ateşkese hızla bağlı kalması umuduyla, ateşkes için güçlü bir metin sunuldu” ifadesini kullandı.

Boulos, tüm tarafları, taahhütlerini yerine getirmeye, düşmanlıkları durdurmaya ve insani yardıma tam, güvenli ve engelsiz erişim sağlamaya çağırdı.

HDK geçtiğimiz hafta perşembe günü, Sudan Güvenlik ve Savunma Konseyi'nin savaşı durdurmak için ‘bazı ülkeler ve dostların’ girişimlerini memnuniyetle karşılamasından iki gün sonra, Suudi Arabistan, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşan Dörtlü'nün önerdiği insani ateşkes anlaşmasını kabul ettiğini açıkladı.

Bloomberg geçen hafta, Sudan ordusunun HDK ile olan çatışmasında üç aylık bir ateşkes için ABD'nin önerisini değerlendirdiğini ve Mısır'ın orduya ABD'nin önerisini kabul etmesi için baskı yaptığını bildirdi.


Avn: Zor mantığı artık işe yaramıyor

Lübnan Cumhurbaşkanı, Editörler Sendikası'ndan bir heyeti kabul etti, (Cumhurbaşkanlık)
Lübnan Cumhurbaşkanı, Editörler Sendikası'ndan bir heyeti kabul etti, (Cumhurbaşkanlık)
TT

Avn: Zor mantığı artık işe yaramıyor

Lübnan Cumhurbaşkanı, Editörler Sendikası'ndan bir heyeti kabul etti, (Cumhurbaşkanlık)
Lübnan Cumhurbaşkanı, Editörler Sendikası'ndan bir heyeti kabul etti, (Cumhurbaşkanlık)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, "güç mantığının artık işe yaramadığını ve mantığın gücüne başvurmamız gerektiğini" vurgulayarak, "Lübnan'ın işgal altındaki toprakların kurtarılması için müzakere girişimine ilişkin henüz net bir Amerikan tutumu almadığını" belirtti. Avn, "Beyrut'a yeni Amerikan büyükelçisinin (Michel Issa) gelişinin İsrail'in tepkisini de beraberinde getirebileceğini" ifade etti. Joseph Avn, "İlk kabulü aldığımızda koşullarımızı görüşeceğiz" ifadesini kullandı.

Bu arada, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın son açıklamaları Lübnan'da reddedildi ve bazı gruplar bunları "İsrail'e güven verici" ve Lübnan hükümeti ile iç istikrarı tehdit edici olarak değerlendirdi.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı'na yakın bakanlık kaynakları Şarku'l Avsat'a, "(Naim Kasım) kuzeydeki yerleşimler için endişe yok dediğinde, İsrail ihlallerine yanıt vermek istemediği anlamına geliyor. Bu da şu mantıksal soruyu gündeme getiriyor: Cumhurbaşkanı Avn'ın güney sınırındaki bu durumu müzakere ederek sona erdirme girişimini neden kabul etmek istemiyorlar? Her gün İsrail saldırganlığı tehdidi altında yaşayan bu köylerin sakinlerine güvence vermek ve müzakereler ve Lübnan ordusunun konuşlandırılması yoluyla onlar için istikrar sağlamak daha uygun olmaz mıydı?" Kaynaklar şöyle devam etti: "İkinci soru şu: Hizbullah neden silahlarını Litani Nehri'nin kuzeyinde tutmak istiyor ve bunları nerede kullanacak?"