İran Tonder terör örgütünün ele başının yakalandığını duyurdu

İran polisi (Arşiv - AP)
İran polisi (Arşiv - AP)
TT

İran Tonder terör örgütünün ele başının yakalandığını duyurdu

İran polisi (Arşiv - AP)
İran polisi (Arşiv - AP)

Tahran yönetimi dün, 2008 yılında İran’ın güneyinde bulunan Şiraz kentinde düzenlenen bombalı saldırının ve başka saldırıların arkasında olmakla suçladığı ABD merkezli Tonder örgütünün liderinin yakalandığını duyurdu. İran televizyonunun aktardığına göre İstihbarat Bakanlığı “İran’ın içerisindeki silahlı ve sabotaj operasyonlarına liderlik eden Cemşid Şarmehd’in bugün İran güvenlik güçleri tarafından ele geçirildiği” bilgisini paylaştı.
AFP’nin aktardığı açıklamada “İran Krallığı Meclisi” veya “Tonder” olarak bilinen monarşi yanlısı grup liderinin ne zaman veya nerede tutuklandığına ilişkin ayrıntılara yer verilmedi. Söz konusu açıklamada 12 Nisan 2008 tarihinde Şiraz kentinde kalabalık bir caminin içerisinde 14 kişinin hayatını kaybetmesine ve 215 kişinin yaralanmasına yol açan bombalı saldırının arkasında örgütün olduğu öne sürüldü. 2009 yılında İran hükümeti, monarşi yanlısı grupla ilişkileri olduğunu düşündüğü üç kişiyi saldırıda yer aldıklarından ötürü yargılayıp idam etmişti. Mahkeme, bu üç kişinin İran’daki üst düzey bir yetkiliye suikast girişiminde bulunmak için bir “CIA (ABD İstihbarat Teşkilatı) ajanından” emir aldığını belirtmişti.
İdam edilen kişilerin adları Muhsin İslamiyan (21), Ali Esgar Baştar (20) ve Ruzbeh Yahyazadeh (32)[1]  idi. Üç sanık “Yeryüzünde savaş ve fesatlık çıkarma” suçlamasıyla yargılanmıştı. Aynı zamanda 2010 yılında grubun içerisinde “patlayıcı bulunduran ve yetkililere suikast düzenlemeyi planladıklarını itiraf eden” 2 kişi daha idam edilmişti.
Dün yapılan açıklamada Tonder hareketinin başarısız olan başka bir dizi “büyük eylemleri” de planladıkları ifade edildi. Örgütün Şiraz’da bir barajı patlatmayı, Tahran Kitap Fuarı’nda “siyanür bombaları” kullanmayı ve Ruhullah Humeyni Türbesi’ne patlayıcılar yerleştirmeyi planladığı belirtildi. İranlı yetkililerin Şarmehd’i nasıl tutukladıklarına ilişkin ayrıntılara yer verilmedi.
İran İstihbarat Bakanlığı geçen yıl ekim ayında buna benzer kapalı ifadeler kullanarak rejim muhalifi Ruhullah Zem’i tutuklandığını duyurmuştu. İranlı yetkililerin “devrim karşıtı” olarak nitelendirdiği Zem, geçen ay “yeryüzünde fesatlık çıkarma” suçlamasıyla idam cezasına çarptırılmıştı.
Tahran yönetimi, Paris’te sürgünde olduğu bildirilen Zem’i, geçen yıl patlak veren hükümet karşıtı protestolar sırasında Telegram uygulamasında Amednews adlı bir kanalı yöneterek halkı kışkırtmakla suçlamıştı.



Ünlü fizik profesörü: "Evren 27 milyar yaşında, karanlık madde yok"

Gupta'nın evrenin yaşıyla ilgili hipotezi bilim dünyasında tartışma yaratmaya devam ediyor (Reuters)
Gupta'nın evrenin yaşıyla ilgili hipotezi bilim dünyasında tartışma yaratmaya devam ediyor (Reuters)
TT

Ünlü fizik profesörü: "Evren 27 milyar yaşında, karanlık madde yok"

Gupta'nın evrenin yaşıyla ilgili hipotezi bilim dünyasında tartışma yaratmaya devam ediyor (Reuters)
Gupta'nın evrenin yaşıyla ilgili hipotezi bilim dünyasında tartışma yaratmaya devam ediyor (Reuters)

Tanınmış fizikçilerden Rajendra Gupta, evrenin 26,7 milyar yaşında olduğunu savunduğu yeni bir çalışma daha yayımladı.

Kanada'daki Ottawa Üniversitesi'nde görev yapan Gupta, bilim insanları arasında tartışma yaratan savına dair yeni çalışmasını, akademik dergi Astrophysics Journal'da 15 Mart'ta yayımladı.

Hint asıllı fizik profesörü, evrenin 13,8 milyar yaşında olduğuna dair bilim dünyasında genel kabul gören anlayışa karşı geliştirdiği teorisinin, yeni çalışmada elde edilen bulgularla daha da güçlendiğini savundu.  

Lambda-CDM (ΛCDM) kozmolojisi olarak da bilinen standart kozmolojik modele göre evrenin yüzde 68'i karanlık enerji, yüzde 27'si karanlık madde ve sadece yüzde 5'i "normal maddeden" oluşuyor. 

Karanlık maddenin var olmadığını da ileri süren Gupta, çalışmaya dair şunları söyledi.

Araştırmadan elde edilen bulgular, evrenin yaşının 26,7 milyar yıl olduğunu ve evrenin var olmak için karanlık maddeye ihtiyaç duymadığını keşfetmemizi sağlayan verileri doğruluyor. Standart kozmolojide, evrenin hızlanarak genişlemesinin karanlık enerjiden kaynaklandığı söylenir. Fakat bu aslında karanlık enerjiden değil, doğadaki temel kuvvetlerin evren genişledikçe zayıflamasından kaynaklanıyor.

Gupta, temel kuvvetlerde zayıflama olarak tanımladığı durum için İsviçreli gökbilimci Fritz Zwicky tarafından 1930'da ortaya atılan "yorgun ışık" (tired light -TL) kuramından hareket ediyor. 

Bu hipoteze göre ışık, uzayda seyahat ederken doğası gereği ışıdığı için enerji kaybediyor. Dolayısıyla fotonlar, gözlemciye varmadan önce "yoruluyor" ve bu nedenle renk spektrumunda kırmızıya doğru kayıyor. 

Gupta ayrıca standart kozmolojik modelde sabit alınan ışık hızı, Planck sabiti ve yerçekimi sabiti gibi değerlerin zamanla değiştiğini varsayıyor. Bilim insanı, bu koordineli değişime "birlikte değişen eşleşme sabitleri" (covarying coupling constants -CCC) adını veriyor. 

Fizikçi bunların ikisini CCC+TL şeklinde bir araya getirerek tasarladığı hibrit modelde, ışıkla ilgili hesaplamalar doğru şekilde yapıldığında aslında evrenin yaşının 26,7 milyar olacağını savunuyor.

Araştırmacı, bu hipotezi ilk kez temmuzda yayımladığı çalışmada ortaya koymuştu. Ancak bilim insanları bu varsayımlara karşı çıkmıştı. 

Zwicky'nin yorgun ışık hipotezinin uzun süre önce geride bırakıldığına dikkat çeken bilim insanları, CCC modelinin de dünyadaki ölçümlerle tutarsız olduğunu savunarak Gupta'nın modeline karşı gelmişti. Ayrıca fizikçinin modelinin işleyebilmesi için karanlık maddenin varlığının en baştan denklemden çıkarılması gerektiğine işaret eden araştırmacılar, Gupta'nın çalışmasında bunu sağlam bir şekilde temellendirmediğini öne sürmüştü.

Independent Türkçe, Science Alert, Ottawa Üniversitesi, Evrim Ağacı


Komplo teorilerinin odağındaki Kate Middleton nerede?

Gazeteci Piers Morgan, Middleton'la ilgili "Bana öyle şeyler söylendi ki, eğer yarısı bile doğruysa, yaşananlar epey endişe verici" dedi (AP)
Gazeteci Piers Morgan, Middleton'la ilgili "Bana öyle şeyler söylendi ki, eğer yarısı bile doğruysa, yaşananlar epey endişe verici" dedi (AP)
TT

Komplo teorilerinin odağındaki Kate Middleton nerede?

Gazeteci Piers Morgan, Middleton'la ilgili "Bana öyle şeyler söylendi ki, eğer yarısı bile doğruysa, yaşananlar epey endişe verici" dedi (AP)
Gazeteci Piers Morgan, Middleton'la ilgili "Bana öyle şeyler söylendi ki, eğer yarısı bile doğruysa, yaşananlar epey endişe verici" dedi (AP)

Yakın zamanda Kate Middleton'ın komada olduğuna, yüzünü gerdirdiğine ya da gerçekten öldüğüne dair çeşitli söylentilere rastlamış olabilirsiniz. Gerçekten bildiğimiz şeyse Middleton'ın Noel'den sonraki birkaç aydır kamuoyunda görülmediği.

Galler Prensesi'nin ocakta geçirdiği "planlı bir karın ameliyatından" sonra iyileşmekte olduğu iddia ediliyor. Sarayın "iyi olduğuna" dair verdiği muğlak güvencelere rağmen işin içinde bir bit yeniği olduğuna dair söylentiler dolaşıyor. 

Galler Prensesi'nin sadece birkaç bulanık ve/veya üzerinde oynanmış görüntüde yer alması spekülasyonları daha da artırdı. 

Middleton'ın ortalarda görünmemesi artık pilot Amelia Earhart'ın kaybolması ya da hava korsanı D.B. Cooper'ın uçak kaçırmasıyla yarışacak bir gizeme dönüşüyor. 

Geçen hafta hafta gözler yıllardır Prens William'la ilişkisi olduğu öne sürülen ve Cholmondeley Markizi olarak da bilinen Rose Hanbury'ye çevrildi. 

Andy Cohen'in salı gecesi sohbet programı Watch What Happens Live'da ifade ettiği gibi:

Kate Middleton'a neler oluyor?

İşte Kate Middleton'ın ortadan kaybolmasına dair bilinmesi gereken her şey...

Kate gerçekten ameliyat oldu mu?

Bu karmaşa 17 Ocak'ta sarayın Middleton'ın "planlı" bir karın ameliyatı geçirdiğini paylaşmasıyla başladı. 

Açıklamaya göre Middleton iyileşme sürecine evde devam etmeden önce iki hafta hastanede kalacak ve muhtemelen Paskalya'ya (31 Mart) kadar halka açık etkinliklere katılmayacaktı. 

Açıklamada ayrıca Middleton'ın "kişisel tıbbi bilgilerinin" gizli kalmasını istediği kaydedildi. 

29 Ocak'ta Saray, Middleton'ın iyileşmeye devam etmek için eve gittiğini ve "iyi bir ilerleme" kaydettiğini belirten bir güncelleme yaptı.

Ardından şubat sonlarında Prens William, Kensington Sarayı'nın "kişisel bir mesele" olarak nitelendirdiği bir nedenden ötürü, 2023'te ölen vaftiz babası Yunanistan Kralı Konstantin için düzenlenen bir törene katılmaktan vazgeçti. 

Son dakika değişikliği kraliyet gözlemcilerini şaşırttı, özellikle de William'ın ayin sırasında konuşma yapması beklendiği için. 

Saray, William'ın hangi kişisel meseleden dolayı törene katılmadığı konusunda ayrıntılı bilgi vermese de bir kraliyet yardımcısı, muhtemelen William'ın yokluğunun Middleton'ın sağlığı hakkında spekülasyonlara yol açacağını tahmin ederek CNN'e açıklama yaptı ve Galler Prensesi'nin "iyi olmaya devam ettiğini" söyledi.

İyi olduğuna inanan var mı?

Bu şifreli güncellemeler, Middleton'ın aslında iyi olmadığına dair çılgın spekülasyonları daha da körükledi. 

Bir noktada sosyal medyada, Middleton'ın Brezilya usulü popo kaldırma ameliyatı geçirdiğine ya da İskoçya'daki Willy Wonka etkinliğine katıldığına dair teoriler dolaşıyordu. 

Bazı sosyal medya kullanıcılarıysa Middleton'ın yokluğunun Prens William'la boşanıyor olmalarına bağlanabileceğine inanıyor. 

Galler Prensesi için "Belki de Banksy'dir?" diyerek şaka yapanlar bile var.

Bir sosyal medya kullanıcısıysa gizemli kayboluşun suçunu Konsort Kraliçe Camilla'ya attı:

Kraliçe Elizabeth öldü, Kral Charles kanser, Prenses Diana öldü, Kate Middleton kayıp, sanırım burada kimin suçlu olduğunu hepimiz biliyoruz...

Gittikçe artan komplo teorilerin ortasında Middleton'ın bir temsilcisi, Page Six'e konuşarak prensesin "iyi durumda" olduğunu yineledi ve ekledi: 

Kensington Sarayı ocakta prensesin iyileşme süresini açıkça belirtmişti ve biz sadece önemli güncellemeler sunacaktık. Bu yönlendirme hâlâ geçerli.

Middleton, Noel'den beri hiç görüldü mü?

Mart başlarında Middleton, Noel'den bu yana ilk kez görüldü. TMZ'ye göre Windsor Kalesi yakınlarında bir arabada annesi Carole'la birlikte güneş gözlükleri takmış ve anlaşılmaz bir ifadeyle fotoğraflandı. 

Bu arada Prens William'ın bir temsilcisi People'a "sosyal medyaya değil işine odaklandığını" söyledi.

Pazar günü William ve Kate'in resmi sosyal medya hesapları Anneler Günü (Birleşik Krallık'ta Mart ayında kutlanır) dolayısıyla Kate'in üç çocuğuyla birlikte çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı. 

Fotoğraf, başlangıçta prensesin iyi olduğunun kanıtı olarak görüldü. Ancak birkaç haber kuruluşu, üzerinde oynandığını gösteren kanıtları gerekçe göstererek fotoğrafı geri çekti. Bu durum dedikoduların daha da büyümesine neden oldu.

Geçen pazartesi Kate ve Williams'ın X'teki resmi hesabından yapılan bir paylaşım, tuhaf bir şekilde düzenlenmiş fotoğrafı Kate'in kendisinin değiştirdiğini iddia ederek açıklamaya çalıştı. 

"C" imzalı mesajda "Birçok amatör fotoğrafçı gibi ben de zaman zaman düzenleme denemeleri yapıyorum" deniyordu: 

Dün paylaştığımız aile fotoğrafının neden olduğu karışıklık için özürlerimi iletmek istedim.

Birkaç saat sonra prenses, Westminster Abbey'deki bir gösteriye gitmekte olan Prens William'la birlikte Windsor Kalesi'nden çıkarken görüldü. 

People'a göre Kate özel bir randevuya bırakıldı. Doğal olarak, bu fotoğraf da Photoshop suçlamalarına yol açtı ancak fotoğrafçı kırpma ve ışıklandırmanın ötesinde düzenleme yaptığını reddetti.

Peki ya Markiz?

Tüm bu gevezeliklerin ortasında bazı medya kuruluşları, William'ın Rose Hanbury'yle ilişki yaşadığı iddiasını yeniden ele almak için harika bir zaman olduğuna karar verdi. 

Daha resmi olarak Cholmondeley Markizi olarak bilinen Hanbury, bir noktada kraliyet çiftinin yakın bir arkadaşıydı. Ancak 2019'da magazin basını Middleton'la aralarının bozulduğunu bildirdi. 

O sıralarda haftalık magazin dergisi In Touch, Prenses Kate'in Hanbury'yle ilişkisi konusunda William'la yüzleştiğini ve eşinin "hiçbir şey olmadığını söyleyerek gülüp geçtiğini" iddia etti. 

Tüm bunlar Kate'in ortadan kaybolmasının, yaklaşan bir boşanmayla açıklanabileceği söylentisini ortaya atmak içindi.

Saray ne saklıyor?

Gazeteci Piers Morgan, Uncensored adlı programında konuyu gündeme getirerek prensesin "durumunun iyi olabileceğini" ve Saray'ın komplo teorilerini bastırma çabalarının "yanlış olduğunu" söyledi. 58 yaşındaki Morgan daha sonra "Saray'ın bir şeyler saklıyor olabileceğini" iddia etti.

2020'de Kaliforniya'nın Montecito kentine taşınmalarından bu yana Kate Middleton ve eşi Prens William'la konuşmayan Meghan Markle'ın bile baldızına destek vermeye çalıştığı iddia edildi.

Bir kraliyet uzmanı, Markle'ın "Kate'in sağlığıyla ilgili gerçekten endişeli" olduğu ve Middleton'la bağlantı kurmak için birkaç kez Kensington Sarayı'na ulaştığı iddiasında bulundu.

Ayrıca geçen hafta sohbet programı Watch What Happens Live sırasında sunucu Andy Cohen, Britanyalı komedyen John Oliver'a herkesin düşündüğü şeyi sordu: 

Kate Middleton'a neler oluyor?

Oliver, "18 ay önce ölmüş olma ihtimali sıfır değil" diye yanıt verdi ve ekledi: 

Aksi kanıtlanana kadar, onu bugünkü gazetenin bir kopyasıyla görene kadar.

Independent Türkçe, The Cut, Variety, TMZ, Page Six, In Touch, CNN, People


Game Of Thrones'un yıldızından Jon Snow dizisiyle ilgili açıklama

Yazar George R.R. Martin'in kitaplarından uyarlanan fantastik dizi, ilk kez 2011'de izleyiciyle buluşmuş ve Westeros'un tehlikeli dünyasına hayat vermişti (HBO)
Yazar George R.R. Martin'in kitaplarından uyarlanan fantastik dizi, ilk kez 2011'de izleyiciyle buluşmuş ve Westeros'un tehlikeli dünyasına hayat vermişti (HBO)
TT

Game Of Thrones'un yıldızından Jon Snow dizisiyle ilgili açıklama

Yazar George R.R. Martin'in kitaplarından uyarlanan fantastik dizi, ilk kez 2011'de izleyiciyle buluşmuş ve Westeros'un tehlikeli dünyasına hayat vermişti (HBO)
Yazar George R.R. Martin'in kitaplarından uyarlanan fantastik dizi, ilk kez 2011'de izleyiciyle buluşmuş ve Westeros'un tehlikeli dünyasına hayat vermişti (HBO)

Game of Thrones'un yıldızı John Bradley, Jon Snow spinoff'unda aktör Kit Harington'la yeniden bir araya geleceği söylentilerine açıklık getirdi. 

Bradley, 2011-2019'da 8 sezon boyunca devam eden popüler HBO dizisinde hayranların çok sevdiği Samwell Tarley rolünü oynamıştı. 

Büyük bir hit olan Game of Thrones'dan sonra prequel (orijinal yapımdaki olayların öncesini anlatan dizi ya da film) House of the Dragon da izleyicilerin beğenisini kazandı. 

Uzun zamandır Jon Snow'u merkeze alacak bir spinoff çekileceğine dair söylentiler dolaşıyor ancak haberlerinin 2021'de ortaya atılmasından bu yana somut bir gelişme olmadı.

Bradley, yeni Netflix dizisi 3 Cisim Problemi'nin (3 Body Problem) tanıtımı için ComicBook.com'a röportaj verdi. 

Röportaj sırasında 35 yaşındaki aktöre, hangi olayın daha olası olduğunu düşündüğü soruldu: 

Uzaylı yaşamının kesin kanıtı mı yoksa Sam ve Jon'un yeniden bir araya gelmesi mi?

Oyuncunun yanıtı anlaşılabilir bir şekilde muğlaktı ancak Bradley, spinoff'ta görünme şansını göz ardı etmedi.

"Bunlardan birinin diğerinden daha çok benim elimde olduğunu söylemeliyim" diye söze başlayan Britanyalı aktör ekledi:

Ama bu neyi daha çok istediğinize bağlı. Hangisini tercih edersiniz? Hizmetinizdeyim. Bence bir şey diğerinden daha imkansız olamaz. Ya imkansızdır ya da değildir. Mümkün ve imkansız arasındaki mesafe çok büyüktür.

Game of Thrones'un dizi sorumluları David Benioff ve Dan Weiss da geçen aylarda bir Jon Snow spinoff'u geliştirilmesi olasılığına değinmişti.

Game of Thrones'un yaratıcıları, Hollywood Reporter'a verdikleri röportajda Jon Snow'un devam dizisine değinerek, bu projeye dahil olup olmayacaklarını "bilmediklerini" söylemişti.

Bununla birlikte Benioff ve Weiss, "sakalında gerçek aklar olan" Harington'ın canlandırdığı çok daha yaşlı bir Jon Snow fikrini ortaya atmıştı:

Belki biz 80 yaşına geldiğimizde ve Kit emekliliğe yaklaştığında, sakalında gerçek aklarla o pelerini tekrar giyebilir.

Independent Türkçe, ScreenRant, Hollywood Reporter


Ünlü dizinin izleyicileri yakıcı bir soruyla karşı karşıya kaldı

Fotoğraf: BBC
Fotoğraf: BBC
TT

Ünlü dizinin izleyicileri yakıcı bir soruyla karşı karşıya kaldı

Fotoğraf: BBC
Fotoğraf: BBC

Death in Paradise izleyicileri, bir erkek karakterin diziden ayrılıyor gibi görünerek merakta bıraktığı acı verici bölüm sonunun ardından yakıcı bir soruyla baş başa kaldı.

BBC dizisi şubatta özel 100. bölümüyle 13. sezonu için geri dönmüştü. Bu bölümde, ilk görünüşü 10 yıldan fazla bir süre önce olan esas karakterin sürpriz geri dönüşüne yer verilmesinin yanı sıra uzun süredir dizinin hayranı olanları hayal kırıklığına uğratan kilit bir eksiklik de vardı. 

Son bölümde ana karakter Dedektif Neville Parker'ı canlandıran Ralf Little, dizinin geçtiği Saint Marie adasından ayrılacağını açıkladı ve bu durum da Little'ın dizideki zamanının sona erdiği endişesine yol açtı.

13. sezonun sondan ikinci bölümü de bu endişeleri gidermek için hiçbir şey yapmadı. Bölümde Neville, diziye geri dönen ve hayranların favorisi olan Joséphine Jobert'ın canlandırdığı Dedektif Çavuş Florence Cassell'le nostaljik bir şekilde yeniden bir araya geldi ve bu da Neville'in ayrılma planlarını doğruladığını gösterdi.

Bölümün bir sahnesinde Naomi, Neville'i ziyaret edip ona ne zaman bavul toplamayı planladığını soruyor. Neville, yerine geçecek kişiyi ima ederek şöyle cevap veriyor:

Hâlâ yapmam gereken bir sürü şey var, yolculuk için eşya almalıyım, konaklama için rezervasyon yaptırmalıyım. Ayrıca taşınacak bir sonraki kişi için Harry'nin diyet gereksinimlerinin bir listesini yapmam gerekiyor. Dün gece buna başlayacaktım ama dava dikkatimi dağıttı.

Bölümün final sahnesinde Neville, iş arkadaşlarıyla veda için toplanıp içki içmelerinin ardından uçağa binmeden önce Florence'le son bir görüntülü görüşme yapıyor. 

Florence'a şunları söylüyor:

Havaalanındayım. Az önce veda içkilerimi içtim; Komiser küçük bir konuşma yaptı, genel olarak iltifat etti. Bana karşı şimdiye kadarki en nazik konuşmasıydı. Eksik olan tek şey sendin.

Florence orada olamadığı için özür diledikten sonra Neville şöyle ekliyor:

Neyse bu sadece benim fikrim, gidip uçağıma yetişsem iyi olacak. Sanırım bu bir veda, yine.

İzleyiciler daha sonra bölümdeki sahnenin uçağın kalkış anına geçmesinden önce Neville'in adaya son bir kez baktığını gördü. Ancak kritik biçimde Neville'in uçağa bindiğini hiç görmedik ve bölümün sonu, onun gerçekten adadan ayrılıp ayrılmadığını görmek için bir hafta beklemek zorunda olan hayranları endişelendirdi.

Bir izleyici, "Peki, uçak kalktığında içinde miydi? Asıl soru bu" diye sorarken, bir başka hayran X/Twitter'da şunları ekledi:

Böyle bitiremezsiniz!

Bir kullanıcı benzer bir yorumda bulunarak  ""Ne???? Hayır, bölümü burada bitiremezsiniz" derken, bir başka izleyici de büyük soruyu sordu:

Bekle, Ralf Little gerçekten gidiyor mu?!

Death in Paradise'ın finali 24 Mart Pazar günü Birleşik Krallık saatiyle 09.00'da BBC One'da yayımlanacak.
 

Independent Türkçe


İlk filmi üç haftada ezdi geçti: Epik bilimkurgu gişeyi kasıp kavuruyor

Dune 2'nin başrollerinde Paul Atreides'i canlandıran Timothée Chalamet ve Chani'ye hayat veren Zendaya yer alıyor (Warner Bros)
Dune 2'nin başrollerinde Paul Atreides'i canlandıran Timothée Chalamet ve Chani'ye hayat veren Zendaya yer alıyor (Warner Bros)
TT

İlk filmi üç haftada ezdi geçti: Epik bilimkurgu gişeyi kasıp kavuruyor

Dune 2'nin başrollerinde Paul Atreides'i canlandıran Timothée Chalamet ve Chani'ye hayat veren Zendaya yer alıyor (Warner Bros)
Dune 2'nin başrollerinde Paul Atreides'i canlandıran Timothée Chalamet ve Chani'ye hayat veren Zendaya yer alıyor (Warner Bros)

Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki (Dune: Part Two) gişede yeni bir dönüm noktasına doğru hızla ilerliyor. 

Yönetmen Denis Villeneuve'ün bilimkurgu türündeki devam filmi, 208 milyon doları Kuzey Amerika'da olmak üzere dünya çapında 494,7 milyon dolar hasılat elde etmeyi başardı. 

Çok az film bu başarıya erişiyor

Filmin bugün 500 milyon dolar sınırını aşması bekleniyor, ki bu kazanç pandemi sonrası dönemde çok az filmin ulaşabildiği bir rakam.

Dune 2, şu anda ABD ve dünya gişelerinde 2024'ün en yüksek hasılat yapan filmi konumunda. 

Gösterimdeki döndüncü haftasına giriş yapan devam filmi, dünya çapında 433 milyon dolar gişe hasılatı elde eden selefini geride bırakmayı da başardı.

2021 yapımı ilk Dune, sinemalarda ve HBO Max'te aynı anda gösterime girdiği için Kuzey Amerika gişesinde aradığını bulmamıştı. 

ABD ve Kanada dışında, Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki Çin (36 milyon dolar), Birleşik Krallık (32,8 milyon dolar), Almanya (25 milyon dolar), Fransa (24,9 milyon dolar) ve Avustralya'da (15,6 milyon dolar) en yüksek hasılatı elde etti.

Övgüler kulaktan kulağa yayıldı

Kulaktan kulağa yayılan övgüler ve premium formatlara gösterilen ilgi Dune 2'nin bilet satışlarının artmasını sağladı. 

Film hafta sonu boyunca sadece Imax ekranlarından 100 milyon doları aşarak bu kilometre taşına en hızlı ulaşan 7. film oldu.

Frank Herbert'in 1965 tarihli ufuk açıcı romanının ikinci yarısına dayanan hikaye, güçlü kraliyet ailesine ihanet ettikten sonra çölde güvenlik arayan Paul Atreides'in efsanevi macerasını sürdürüyor.

Filmin yüksek profilli oyuncu kadrosunda seriye yeni katılan Austin Butler, Florence Pugh ve Christopher Walken'ın yanı sıra Rebecca Ferguson, Anya Taylor-Joy, Javier Bardem, Josh Brolin, Stellan Skarsgard, Dave Bautista ve Charlotte Rampling de yer alıyor.

"Kültüre gerçekten nüfuz etti"

Dune'un yapımcısı Mary Parent, "Kültüre gerçekten nüfuz etti" demişti:

Tüm işaretler uzun vadede büyük başarı yakalayacağına işaret ediyor.

BoxOffice.com baş analisti Shawn Robbins, "Çölde vaha gibi" diyerek eklemişti:

Dune 2, hem sinema salonlarında hem de tüm Hollywood'da göz kamaştırıyor.

IMAX CEO'su Rich Gelfond ise "Hasılatın daha yüksek olmamasının tek nedeni koltuklarımızın tükenmesiydi" demişti.

Independent Türkçe, CNBC, Variety, ScreenRant


İzleyicilerin sevmediği Russell Crowe filmi 10 yıl sonra Netflix'te hit oldu

160 milyon dolarlık bütçeyle çekilen film gişede 359 milyon dolar kazanmıştı (Paramount Pictures)
160 milyon dolarlık bütçeyle çekilen film gişede 359 milyon dolar kazanmıştı (Paramount Pictures)
TT

İzleyicilerin sevmediği Russell Crowe filmi 10 yıl sonra Netflix'te hit oldu

160 milyon dolarlık bütçeyle çekilen film gişede 359 milyon dolar kazanmıştı (Paramount Pictures)
160 milyon dolarlık bütçeyle çekilen film gişede 359 milyon dolar kazanmıştı (Paramount Pictures)

Russell Crowe'un başrolde olduğu 2014 yapımı epik İncil draması Nuh: Büyük Tufan (Noah), Netflix'in küresel hitlerinden biri haline geldi. 

Darren Aronofsky'nin yönettiği ve kutsal kitaplardaki Nuh'un Gemisi öyküsünden esinlenen film, Tanrı'nın kıyamet gibi bir tufan göndereceğine dair vahiy alan Nuh'un her türden bir çift hayvanın ve ailesinin sığacağı büyüklükte bir gemi yapmaya başlamasını anlatıyor.

Bol yıldızlı oyuncu kadrosu

Filmin oyuncu kadrosunda Crowe'un yanı sıra Jennifer Connelly, Ray Winstone, Emma Watson, Anthony Hopkins, Frank Langella, Nick Nolte, Mark Margolis ve Kevin Durand yer alıyor.

Netflix, 4 - 10 Mart haftasında en çok izlenen 10 İngilizce filmi açıkladı. Nuh: Büyük Tufan, en çok izlenen filmler listesinde 10 numarada yer aldı.

Listenin zirvesinde popüler dizi Stranger Things'in yıldızı Millie Bobby Brown'ın başrolde olduğu fantastik film Damsel yer alırken onu Kod 8: 2. Kısım (Code 8 Part II) ve Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu (Spaceman) izledi.

Nuh: Büyük Tufan, ABD'nin en çok izlenenleri listesine de 5 numaradan giriş yaptı. 

Böylece 55 yaşındaki Oscar adayı Aronofsky imzalı yapımın gösterime girmesinden tam 10 yıl sonra filme ilgi yeniden canlanmış oldu.

Eleştirmenler ve izleyicileri kutuplaştırdı

1998'de gösterime giren kavramsal psikolojik gerilim Pi'yle çıkış yapan Darren Aronofsky'nin filmografisindeki birçok film eleştirmenleri ve izleyicileri kutuplaştırmıştı.

Yönetmenin Balina (The Whale), Siyah Kuğu (Black Swan) ve Güreşçi (The Wrestler) gibi ödüllü filmleri bile konuları ya da yaklaşımları nedeniyle eleştirmenleri ve izleyicileri ikiye bölmüştü.

Nuh: Büyük Tufan, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 75 gibi yüksek sayılabilecek bir puana sahip. Ancak film, izleyicileri aynı şekilde etkilemeyedi. Fantastik macera filminin Rotten Tomatoes'daki izleyici skoru yalnızca 41.

Independent Türkçe, ScreenRant, Rotten Tomatoes


Yıldız isim meşhur macera serisine kapıyı kapattı

Jon Turteltaub yönetmenliğindeki iki film toplamda 800 milyon dolar hasılat elde etmişti (Walt Disney Pictures)
Jon Turteltaub yönetmenliğindeki iki film toplamda 800 milyon dolar hasılat elde etmişti (Walt Disney Pictures)
TT

Yıldız isim meşhur macera serisine kapıyı kapattı

Jon Turteltaub yönetmenliğindeki iki film toplamda 800 milyon dolar hasılat elde etmişti (Walt Disney Pictures)
Jon Turteltaub yönetmenliğindeki iki film toplamda 800 milyon dolar hasılat elde etmişti (Walt Disney Pictures)

Nicolas Cage, popüler film serisinde oynamayacağını açıklayarak üçleme söylentilerini kesin bir dille yalanladı. 

60 yaşındaki aktör, ScreenRant'e verdiği röportajda üçüncü Büyük Hazine (National Treasure) filminde kesinlikle rol almayacağını söyledi.

Cage 2004 yapımı macerada ve 2007 tarihli devam filmi Büyük Hazine: Sırlar Kitabı'nda (National Treasure: Book of Secrets) hazine avcısı Benjamin Franklin Gates'i canlandırmıştı. 

"Hayır, Büyük Hazine 3 diye bir şey yok" diyen aktör, sözlerini şöyle sürdürdü:

Eğer hazine bulmak istiyorsanız Disney'e bakmayın, tamam mı? Orada değil.

Cage, geçen yıl yaptığı bir açıklamada yakında sinema sektöründen emekli olabileceğini söylemişti.

Hollywood'un en üretken aktörlerinden biri olarak görülen Cage, Vanity Fair'e verdiği röportada "Üç ya da dört filmim daha kalmış olabilir" demişti:

Sinemayla ilgili söyleyeceklerimi söylediğimi hissediyorum. Sanırım film performansımı elimden geldiğince ileri götürdüm. Seçim sürecimde çok daha sert ve katı olmak istiyorum... Zirvede veda etmek istiyorum.

Cage babasının 75 yaşında öldüğünü ve kendisinin sadece 15 yılı kalmış olabileceğini düşündüğünü de sözlerine eklemişti.

Kaliforniya doğumlu Cage, kızıyla daha fazla vakit geçirmenin yanı sıra gelecekte daha fazla kitap okumak istediğini açıklamıştı.

Amerikalı oyuncu, Entertainment Tonight'a şunları söylemişti: 

Haftada bir kitap okumak istiyorum, kızımla daha fazla zaman geçirmek istiyorum. Neyin önemli olduğunu daha iyi değerlendiriyorum. Belki o kadar çok film yapmam.

Cage, 1983 yapımı Valley Girl'de çıkışını yapmasından bu yana 100'den fazla sinema filminde rol aldı. 

Aktör, 1995 yapımı Mike Figgis filmi Elveda Las Vegas'la (Leaving Las Vegas) En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'ı evine götürmüştü. 

Independent Türkçe, Daily Mail, ScreenRant


Hayranların James Bond rolünde görmek istediği kişi belli oldu

Cary Joji Fukunaga'nın yönetmenliğini üstlendiği Ölmek İçin Zaman Yok'ta Craig'e Rami Malek, Lashana Lynch, Léa Seydoux, Naomie Harris ve Ana de Armas eşlik etmişti (MGM)
Cary Joji Fukunaga'nın yönetmenliğini üstlendiği Ölmek İçin Zaman Yok'ta Craig'e Rami Malek, Lashana Lynch, Léa Seydoux, Naomie Harris ve Ana de Armas eşlik etmişti (MGM)
TT

Hayranların James Bond rolünde görmek istediği kişi belli oldu

Cary Joji Fukunaga'nın yönetmenliğini üstlendiği Ölmek İçin Zaman Yok'ta Craig'e Rami Malek, Lashana Lynch, Léa Seydoux, Naomie Harris ve Ana de Armas eşlik etmişti (MGM)
Cary Joji Fukunaga'nın yönetmenliğini üstlendiği Ölmek İçin Zaman Yok'ta Craig'e Rami Malek, Lashana Lynch, Léa Seydoux, Naomie Harris ve Ana de Armas eşlik etmişti (MGM)

James Bond rolünü canlandıracak yeni yıldızın arayışı, her zaman Hollywood'un en çok merakla beklenen oyuncu seçme süreçlerinden biri olmuştur. Çünkü Bond rolü tanınmamış oyuncuları dünya çapında mega yıldızlara dönüştürebilir. 

Bu kez Britanyalılar bir sonraki Bond'un kim olmasını istedikleri konusunda fikir belirtti. Binlerce Bond hayranı, casus filmi serisinde Daniel Craig'in yerine kimin geçmesini istediklerine dair oylarını kullandı. 

Listenin zirvesinde Luther'ın ezici bir çoğunlukla favori gösterilen yıldızı Idris Elba yer aldı.

2 bin Britanyalının katıldığı ankette 51 yaşındaki yıldız oyuncu, Venom'ın yıldızı Tom Hardy ve Superman rolünün eski sahibi Henry Cavill'i geride bıraktı. 

Bir çevrimiçi kumar şirketi tarafından yaptırılan ankete göre hayranların yarışta olmasını önerdiği diğer 20 yıldız arasında Emilia Clarke, James Norton, Cillian Murphy, Emily Blunt ve Helen Mirren yer alıyor. 

Geçen yıl Luther: Batan Güneş'te (Luther: The Fallen Sun) rol alan Elba en çok tercih edilen isim olsa da Netflix'le yaptığı anlaşmaya odaklanabilmek için Bond'u canlandırmayacağını açıklaması hayranlarını hayal kırıklığına uğratmıştı.

"Ben buyum"

Dubai'de katıldığı bir etkinlikte konuşan Elba, "Yaklaşık 10 yıldır televizyon dizisi üzerinde çalışıyoruz ve doğal olarak bunu beyazperdeye taşımak istiyoruz ve bu yüzden ilk filmle karşınızdayız" demişti.

Biliyorsunuz, pek çok insan J'yle başlayıp B'yle biten başka bir karakterden bahsediyor ama ben o adam olmayacağım. Ben John Luther olacağım. Ben buyum.

Ağustos 2022'de aktörün meşhur rolü üstlenmek için yetkililerle "yıllarca süren görüşmelerden" çekildiği bildirilmişti.

Elba, süper casus rolünde Daniel Craig'in yerini almak için bahisçilerin favorisiydi. 

"Daha başlamadık bile"

Uzun süredir Bond serisinin yapımcılığını üstlenen Barbara Broccoli, Guardian'a verdiği yeni röportajda bir sonraki filmi planlamaya başlamadığını açıklamıştı.

Broccoli, "Daniel Craig, bize karakterin duygusal yaşamını ortaya çıkarma olanağı verdi ve dünya da buna hazırdı" diyerek eklemişti:

Bence bu filmler, içinde bulundukları zamanı yansıtıyor ve bir sonraki bölüm için, onu yeniden keşfetmek için önümüzde çok büyük bir yol var ve biz buna daha başlamadık bile.

Daniel Craig, ilk kez 2006'da Casino Royale'le seriye adım atmış ve 5 film boyunca ikonik ajanı canlandırmıştı. 55 yaşındaki Britanyalı aktör, 2021 yapımı Ölmek İçin Zaman Yok'un (No Time to Die) gösterime girmesinin ardından rolden resmen emekli olmuştu.

Anket sonucuna göre sinemaseverlerin James Bond rolünü üstlenmesini istediği oyuncular şöyle sıralanıyor:

1. Idris Elba

2. Tom Hardy

3. Henry Cavill

4. James Norton

5. Cillian Murphy

6. Tom Hiddleston

7. Tom Holland

8. Jamie Dornan

9. Aaron Taylor-Johnson

10. Richard Madden

11. Rege Jean Page

12. Luke Evans

13. Leo Woodall

14. Emilia Clarke

15. Emily Blunt

16. Helen Mirren

17. Barry Keoghan

18. Theo James

19. Lupita Nyong’o

20. Sam Heughan

Independent Türkçe, Daily Mail, The Sun


Fidan: Süleymaniye’deki KYB liderliği ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri, bizim için ulusal bir güvenlik tehdidi olmuştur

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Fidan: Süleymaniye’deki KYB liderliği ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri, bizim için ulusal bir güvenlik tehdidi olmuştur

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli şekilde kullanma konusunda kararlı olduğunu vurguladı.

Bakan Fidan, katıldığı bir televizyon programında dış politika gündemini değerlendirdi, soruları yanıtladı.

Irak'taki terörle mücadeleye değinen Fidan, "Bizim arzumuz Süleymaniye'deki arkadaşlarımızın yol yakınken hatalarından geri dönmesi, Türkiye'yle dostluklarını, tarihte olduğu gibi bugün de perçinlemeleri ve ortak geleceğe bizim beraber hareket etmemiz." ifadelerini kullandı.

Fidan, Erbil, Süleymaniye, Bağdat, Kerkük ve Musul'da "geleceği hep beraber" kuracaklarını, burada terör örgütlerine yer olmadığını belirterek, "Bunları artık bizim sistem dışına atmamız lazım. Bunlar kullanım ömrü tamamlanmış örgütler. Sözünü ettiğim şehirler, kültürler kadim kültürler ve daha önce bu türden tehditlerin üstesinden geldiler, inşallah bundan sonra da gelecekler." diye konuştu.

İleri tedbirlerin gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Fidan, şöyle yanıt verdi:

"Siz benim düşmanıma destek verdiğiniz sürece ne yapmamı bekliyorsunuz? Bu konuda açığız. Bu düşmanın senden istifade etmesinin yolunu engellemek benim görevim. Ben bunu yapacağım. Bunu yaparken de sana hile tuzak kurmuyorum, yüzüne söylüyorum. Bundan vazgeç, çünkü bu senin lehine değil, kimsenin lehine değil. Süleymaniye'deki halk Türkiye'nin dostu olan bir halk. Terör örgütüyle işi olabilecek bir halk değil."

Bakan Fidan, "Süleymaniye’deki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) liderliği ve onu oluşturan ekibin PKK ile olan ilişkileri, samimiyeti bizim için bir problem olmanın ötesinde artık ulusal bir güvenlik tehdidi olmuştur." dedi.

Fidan, "Türkiye bölgesinde istikrarı hakim kılmak için elindeki tüm dış politika araçlarını koordineli bir şekilde kullanma konusunda kararlı." şeklinde konuştu.


Ailesi, Kennedy Jr.'a sırt çevirdi: Bir başka başkan adayını desteklediler

Robert F. Kennedy Jr. (AP)
Robert F. Kennedy Jr. (AP)
TT

Ailesi, Kennedy Jr.'a sırt çevirdi: Bir başka başkan adayını desteklediler

Robert F. Kennedy Jr. (AP)
Robert F. Kennedy Jr. (AP)

Kennedy ailesinin üyeleri pazar günü Beyaz Saray'ı ziyaret edip Başkan Joe Biden'a övgüler yağdırarak, Robert F. Kennedy Jr.'ı hiçe saymış gibi göründüler. 

Ünlü klanın çok sayıda üyesi hafta sonu Aziz Patrick Günü kutlaması için Başkan'a katıldı.

Halihazırda 2024 ABD başkanlık seçiminde bağımsız aday olarak yarışan RFK Jr.'ın katılmaması dikkat çekti.

Daha önce RFK Jr.'ın başkanlık kampanyasını desteklemediklerini açıkça ifade eden bazı Kennedy üyeleri yaraya tuz basarak sosyal medyada etkinliğin fotoğraflarını paylaştı ve Biden'a desteklerini dile getirdi.

RFK Jr.'ın küçük kız kardeşi Kerry Kennedy, X'te yazdığı bir gönderide, "Dünyanın daha iyi olmasını dilemek yetmez, dünyayı daha iyi hale getirmelisiniz" dedi.

Kerry sözlerine, "@POTUS Başkan Biden, dünyayı daha iyi hale getiriyorsunuz" diye devam ederek Kennedy ailesinin birkaç neslinin Başkan'la birlikte çekilmiş fotoğrafını ekledi.

Bağımsız başkan adayının yeğeni Joe Kennedy III de "Bu öğleden sonra gerçekleştirdiğimiz küçük bir aile toplantısı!" diye yazarak konuya dahil oldu.

Kennedy Jr. kendi ailesi tarafından ilk kez alenen hiçe sayılmıyor.

RFK Jr.'ın başkanlığa aday olduğunu açıklamasının ardından aile üyeleri onu "tehlikeli" ve "ülkemiz için riskli" diye kınadıkları bir bildiri yayımlamıştı.

Meşhur siyasi hanedanın 4 üyesi adına Kerry Kennedy, "Bobby babamızla aynı adı paylaşıyor olabilir ancak aynı değerleri, vizyonu ya da yargıları paylaşmıyor" diye yazmıştı.

JFK'nin torunu Jack Schlossberg de daha önce kuzenini kınamış ve onu soyadları için "utanç kaynağı" diye nitelendirmişti.

Schlossberg, "Kişisel kazanç ve şöhret için; Camelot'u, komplo teorilerini, çatışmaları ve ünlülüğünü kullanıyor" demişti.
Kennedy Jr. daha önce de başta Kovid aşısı olmak üzere komplo teorilerini güçlendirmekle suçlanmıştı.

Aşıların beyin bozukluklarıyla bağlantılı olduğuna dair temelsiz iddialarda bulunmakla itham edilmişti. Ayrıca Kovid-19'a neden olan virüsün "etnik hedefli" olduğunu ve "beyaz ve siyahlara saldırmayı hedeflediğini" iddia etmişti.

ABD senatörü Robert F. Kennedy'nin oğlu, ilk olarak nisanda ABD Federal Seçim Komisyonu'na (FEC) Demokrat Parti adaylığı için belgelerini sunmuş ancak daha sonra bağımsız aday olarak yarışmaya başlamıştı.

RFK Jr. ekimde Fox News'e verdiği bir röportajda bu kararının "çok acı verici" olduğunu belirtmişti. Ayrıca "ailemin partisinden ayrılmak çok ama çok zor bir durum" diye itirafta bulunmuştu. 

Kennedy Jr., "Bu, başka seçeneğim olduğunu hissetmediğim bir seçimdi" diye eklemişti.

AP'ye göre anketler, ailesinin Demokrat Parti'yle yakınlığına rağmen Demokratlardan çok daha fazla sayıda Cumhuriyetçinin RFK Jr. hakkında olumlu görüşe sahip olduğunu gösteriyor.

Uzmanlar, kasımda Kennedy Jr'ın oyların yüzde 24'ünü alarak hem Demokratlardan hem de Cumhuriyetçilerden milyonlarca oy toplayabileceğini tahmin ediyor.

Biden'ın müttefikleri, RFK Jr.'ın kampanyasını "ciddiyetsiz" diye nitelendirmişti. 
Independent Türkçe