Biden başkan yardımcısı adayını duyurmaya hazırlanıyor

Susan Rice, Mayıs 2017 (Reuters)
Susan Rice, Mayıs 2017 (Reuters)
TT

Biden başkan yardımcısı adayını duyurmaya hazırlanıyor

Susan Rice, Mayıs 2017 (Reuters)
Susan Rice, Mayıs 2017 (Reuters)

Eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, ABD’de kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde Donald Trump'a karşı seçimi kazandığı takdirde başkan yardımcısı görevini üstlenecek adayını yakında açıklayacak. Joe Biden’ın değerlendirdiği isimler arasında yer alan California Senatörü Kamala Harris şansı en yüksek aday olarak görülüyor.
 Biden Ağustos ayının ilk haftasında seçimini açıklamayı vaat ettiği sırada şaka yoluyla gazeteciler evinin önünde dururken adayları karşılamasının zor olacağını söylemişti.  Ancak parti kulislerinde adaylar ele alınıyor ve Kovid-19 krizi ışığında telefonda veya online iletişim kuruyor.
 Salgın ABD'de 150 binden fazla kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Ekonomik durgunluğun yanı sıra polis şiddeti ve ırkçılık büyük bir öfkeye yol açtı. Kadın adayların listesi, son seçimde bu seçim kampanyasına eşlik eden benzeri görülmemiş olaylar ışığında daraldı. Demokratik aday Joe Biden ön seçimlerinden sonra ABD tarihinin ilk başkan yardımcısı olacak bir kadın seçmeye söz verdi. George Floyd'un beyaz bir polis memuru tarafından boynuna yaklaşık sekiz dakika boyunca yapılan baskı sonucu boğularak ölmesinin ardından Biden’a siyah bir aday seçmesi için baskı yapılmıştı. 
55 yaşındaki Kamala Harris öne çıkan isimlerin başında geliyor. Salı günü fotoğrafçıların önünde Joe Biden'ın elinde görüntülenen ve Harris’in adının altında “yetenekli” ve “ona karşı büyük bir saygı var” ifadelerinin yer aldığı not defteri Kamala Harris’e yönelik beklentileri artırdı. Jamaika ve Hindistan'dan gelen bu göçmen kadının biyografisi şansını ikiye katlıyor. Ancak savcılık geçmişi ve o sırada aldığı önlemler ve eleştirmenlere göre özellikle azınlıkları etkilemiş olması dezavantajları olacağını gösteriyor. Harris, demokrat partinin ön  seçimlerinde geçen Aralık ayında çekilmeden önce, partisinin önemli bir kategorisi olan Afro-Amerikalı seçmenler arasında yapılan anketlerde iyi sonuçlar elde etmede başarısız oldu. Ayrıca Biden'in bazı müttefikleri, bir tartışma sırasında yaptığı sürpriz saldırılarını unutmadı, ancak onu arkadaş olarak adlandırmaya devam etti.
Son günlerde konuşulan iki isim daha var: İlki Barack Obama döneminde ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapan ve Beyaz Saray'dayken Biden ile çalışan Susan Rice. Trump ekibini kızdıran 55 yaşındaki Afro Amerikalı Susan Rice, hiçbir zaman acımasız seçim kampanyalarına katılmamıştı. Bir diğer isim olan 66 yaşındaki Kongre üyesi Karen Bass ise Kongre'de etkili siyah temsilciler grubunu yönetiyor ve George Floyd'un adını taşıyan polis reform tasarısının hazırlanmasına da öncülük etti. Ancak Cumhuriyetçiler, pozisyonunu Joe Biden'ı "radikal sol”un elinde bir “kukla" olarak gösterme çabaları bağlamında kullanabilirler.
Başkan Yardımcısı olacak adayın seçileceği an Joe Biden için çok önemli sayılıyor. Bu durum, geleneksel olarak ABD başkanlık kampanyaları bağlamında önemli bir etkinlik olarak görülüyor.
Biden kazandığı takdirde ABD tarihinin en yaşlı başkanı olacak. Biden, ikinci kez adaylığını sunmayacağını ima etmişti. ABD Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü David Parker son durumu, “Söz konusu karar normalden daha önemli çünkü seçilecek isim dört yıl sonra Demokratların adayı olma fırsatı bulacak" şeklinde değerlendirdi. 
Biden, zamanının çoğunu salgın nedeniyle Delaware Wilmington bölgesindeki evinde geçiriyor. Bu durum onu seçim toplantılarından mahrum ediyor ve Trump taraftarları tarafından alaya alınan bir şekilde sessiz bir kampanya yürütmesine neden oluyor. Ancak, son zamanlarda Kovid-19 krizini başarılı bir şekilde yönetebildiğinden dolayı anketlerde Trump'ı geride bırakıyor.
Biden’ın seçim savaşında yanında seçeceği isim, resmi olarak Demokrat aday olarak adlandırılacağı Demokratlar konferansı öncesinde (17-20 Ağustos) kazanma şansını artıracak. Salgının yayılması nedeniyle Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin konferanslarına katılacak az sayıya rağmen, bu iki olay cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında bir dönüm noktası olacak. Eylül ayının sonunda altı eyalet posta yoluyla oy kullanmaya başlayacak.



ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
TT

ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)

ABD ordusu, bugün (Çarşamba), Ortadoğu’da konuşlandırılacak ilk tek yönlü saldırı tipi (kamikaze) insansız hava araçları (İHA) filosu için yeni bir görev gücü oluşturduğunu açıkladı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Savunma Bakanı Pete Hegseth’in dört ay önce düşük maliyetli ve hızlı temin edilebilen İHA teknolojilerinin edinilmesi ve konuşlandırılmasını hızlandırma talimatının ardından Scorpion Strike (TFSS- Akrep Sokması) adlı görev gücünü hayata geçirdi.

CENTCOM’a göre bu görev gücü, sahadaki birliklere hızlı şekilde düşük maliyetli ve etkili saldırı İHA kapasitesi sağlamak amacıyla tasarlandı. Yeni görev gücü, Ortadoğu’da konuşlu olan “FLM–136 Lucas” tipi düşük maliyetli saldırı İHA’lardan oluşan bir filoyu şimdiden kurmuş durumda.

Lucas İHA’ları geniş menzile sahip ve otonom çalışacak şekilde tasarlandı. Fırlatma yöntemleri arasında “mancınık/katapolt”, roket destekli kalkış, yer sistemleri ve mobil platformlar bulunuyor.

CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper, “Bu yeni görev gücü, yeniliği caydırıcılık unsuru olarak kullanmamızı sağlıyor. Müttefiklerimizi gelişmiş İHA yetenekleriyle donatmak, Amerikan askeri gücünü ve yeniliğini ön plana çıkarıyor, kötü niyetli aktörleri caydırıyor” dedi.

ABD basınına göre FLM-136 İHA’sı, İran’ın yaygın olarak kullandığı “Shahd 136” İHA’larını model alıyor. İran ve desteklediği milisler, bu İHA’larla ABD güçlerini ve ticari gemileri hedef aldı; Rusya ise aynı modeli Ukrayna’daki şehir ve birliklere saldırılarda kullandı.

Bu adım, İran’ın ABD’ye ait imha edilmiş İHA’ları taklit edip yeniden mühendislik yoluyla kendi versiyonlarını üretme taktiğini andırıyor. ABD’ye ait “RQ-170 Sentinel” gibi İHA’lar bu yöntemle kopyalanmıştı.

Yeni “FLM-136” İHA’sı tamamen otonom kontrol özellikli olup, insan müdahalesine neredeyse gerek duymuyor. Hedefe yönlendirme için sensörler ve yapay zekâdan yararlanıyor ve yaklaşık 6 saat boyunca uçabiliyor.

ABD’nin Ortadoğu’ya saldırı tipi İHA filosu konuşlandırması, yaklaşık iki yıl önce üç Amerikan askerinin, Ürdün’ün kuzeydoğusundaki bir üsse İran yapımı bir saldırı İHA’sı ile düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından geldi.

ABD ordusu, mali yıl 2026 sonunda tüm birimlerin küçük, tek yönlü saldırı İHA’larıyla donatılmasını hedefliyor.


ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News


55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
TT

55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)

Meksika gizli operasyonlarla yakaladığı kartel liderlerini Donald Trump'ın baskısıyla ABD'ye teslim etti. 

Wall Street Journal'ın haberinde, çete liderlerinin gönderildiği operasyonlardan ilkinin 9 ay önce gerçekleştiği belirtiliyor. Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi'nin (DEA) eski direktörü Derek Maltz'ın mahkumları "Amerika'ya hoş geldiniz!" diye karşıladığı aktarılıyor. 

İkinci operasyonsa ağustosta yapıldı. Meksika yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump'ın baskısıyla toplamda 55 kartel liderini gönderdiği belirtiliyor. 

Mahkumlar arasında Meksika'nın en büyük suç örgütleri olan Sinaloa, Jalisco Yeni Nesil Karteli ve Zetas çetelerinden üst düzey isimlerin yer aldığı ifade ediliyor. 

ABD'ye iade edilenlerden biri de 1985'te DEA ajanı Enrique "Kiki" Camarena'yı öldürmekle suçlanan Rafael Caro Quintero. 

Amerikalı yetkililer, mahkumların çoğunun Meksika'daki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ağına dair ilk elden bilgiler paylaşabileceğini bekliyor. Kara para aklama operasyonlarından uyuşturucu kaçakçılığında rüşvet alan siyasetçiler, ordu görevlileri ve finans sektörü yetkililerinin adlarının öğrenilebileceği ifade ediliyor.  

Tutukluların, ceza indirimi veya daha rahat hapishane koşulları karşılığında işbirliğine yanaşabileceğine dikkat çekiliyor.

55 kartel liderinin ABD'ye teslim edilmesi için yürütülen gizli operasyonlarda binlerce Meksikalı özel harekatçının görev yaptığı aktarılıyor. 

20 Ocak-2 Mayıs'ta DEA'in direktörlüğünü geçici olarak üstlenen Maltz, "Ajansımızın tarihinde hiç bu kadar çok sayıda kötü adamın Meksika'dan çıkarıldığını görmemiştik" diyor. ABD'ye teslim edilenler arasında paramiliter Zetas uyuşturucu çetesinin liderleri Miguel Angel ve Omar Trevino kardeşlerin de yer aldığını belirtiyor. 

Trump'ın uyuşturucuyla mücadele önlemlerinin artırılmaması halinde gümrük tarifelerini yükseltme tehdidinin, Meksika'nın mahkumları iade etmesinde önemli rol oynadığı yazılıyor. 

Meksikalı yetkililer, devlet başkanı Claudia Sheinbaum'un bu hamleyle "ABD müdahalesinden kurtulduğunu" söylüyor. Uyuşturucuyla mücadele operasyonlarının artırılmaması durumunda Amerikan ordusunun, Meksika'daki fentanil tesislerini ya da kartel liderlerini hedef alan drone saldırıları düzenleyerek ülkeyi "kaosa sürükleyeceğinden" endişelenildiği belirtiliyor.

Kaynaklar, ABD ve Meksika arasında üçüncü bir mahkum transferiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini de bildiriyor. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times