Adem-i merkeziyetçilik, Suriye'nin doğusundaki muhalif kutbu birleştiriyor

Suriye Demokratik Konseyinin 2018’de Rakka’daki toplantısı
Suriye Demokratik Konseyinin 2018’de Rakka’daki toplantısı
TT

Adem-i merkeziyetçilik, Suriye'nin doğusundaki muhalif kutbu birleştiriyor

Suriye Demokratik Konseyinin 2018’de Rakka’daki toplantısı
Suriye Demokratik Konseyinin 2018’de Rakka’daki toplantısı

Kürt, Arap ve Asuri (Süryani) siyasi bloklarından oluşan Barış ve Özgürlük Cephesi’nin kuruluş bildirisine ilk resmi değerlendirmede bulunan Suriye Demokratik Konseyi Başkanlığı, dün resmi hesabında yayınladığı açıklamada yeni oluşumu memnuniyetle karşıladı. Açıklamada, büyük dönüşümler için sorumlu tutumlar ve olayların doğru bir şekilde okunmasının gerektiği belirtildi. Konsey başkanlığı, devamlı konferans ve çalıştaylar üzerinden görüşleri birbirine daha da yakınlaştırmak ve uyum sağlamak için diyalog ve çalışma çağrısında bulundu.
Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), Suriye'nin Yarını Hareketi, Süryani Demokratik Birliği (ADO) ve Ahmet Carba liderliğindeki Cezire ve Fırat Bölgesi Arap Meclisi oluşumları, geçen ayın sonunda Kamışlı’da Barış ve Özgürlük Cephesi’nin kurulduğunu bildirmişti. Cephenin kapanış konuşmasında ise Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile ENKS arasında ABD-Fransa sponsorluğunda gerçekleşen Kürt-Kürt diyaloguna atıfta bulunularak Suriye muhalefetinin diyaloga ve ortak çalışmaya açık olunduğu vurgulanmıştı.
Bu yeni oluşumun açıklanmasının ardından, Fırat'ın doğusundaki siyasi bloklar ve askeri güçler haritası iki ana tarafa ayrıldı. PYD, Süryani Birlik Partisi ve 20 Mayıs’ta kurulan Kürt Ulusal Birliği Partileri’ni saflarında barındıran Suriye Demokratik Konseyi, ilk tarafı temsil ediyor. Bu partiler, Özerk Yönetim tarafından 2014 yılı başında PYD önderliğinde kurulmuş, Kürt görüşmelerinin son toplantısında yer almıştı. Washington liderliğindeki uluslararası bir koalisyon tarafından desteklenen Suriye Demokratik Konseyi; saflarında YPG, Kadın Koruma Birlikleri (YPJ), es-Sanadid Kuvvetleri ve Süryani Askerî Konseyi’nin yer alıyor.
İkinci taraf ise; 2011’de ilan edilerek iki muhalif Suriye Ulusal Koalisyonu ve Müzakere Yüksek Komitesi (MYK) şemsiyesi altında aktif olan ve Rojava Peşmergelerini siyasi olarak temsil eden Suriye Kürt Ulusal Konseyi gibi tarafların da içinde bulunduğu Barış ve Özgürlük Cephesi tarafından temsil ediliyor. Yeni oluşum dahilindeki ADO ise çalışmalarını koalisyon ve MYK saflarında yürütüyor.
İfadeleri ve tutumlarında çeşitli konularda görüş farklılıklarının ortaya çıktığı iki taraf, adem-i merkeziyetçilik ilkesinde buluşuyor. Nitekim Barış ve Özgürlük Cephesi kuruluş belgesi, Suriye'nin birden fazla millet, kültür ve dinden oluşan bir ülke olduğunun anayasal düzlemde kabulü, haklarının güvence altına alınması, aynı zamanda ülkenin ulusal ve demokratik sorunlarının önemli bir parçası olan Kürt ulusal kimliğinin tanınması çağrısında bulunuyor. Aynı zamanda, Suriye'yi yönetmenin, güç ve kaynakların eşit dağılımının, tüm bölgeler için dengeli ve sürdürülebilir bir gelişme sağlanmasının adem-i merkeziyetçilikten geçtiğine dikkat çekiyor. Suriye Demokratik Konseyi ve PYD ise; adem-i merkeziyetçilik, kuzeydoğu Suriye'de faaliyet gösteren yedi özerk yönetimdeki sivil yönetim yapılarının anayasal olarak tanınması, aynı zamanda toprak bütünlüğünün korunması ve Suriye halkı bileşenleri arasında demokratik bir ulus ve eşitlik kavramının teşvik edilmesini talep ediyor. Konsey tarafından dün yapılan açıklamada, 9 yıldır devam eden krizin yalnızca Suriyeliler tarafından çözülebileceği, değişimin ancak umut verici ve yaratıcı girişimler, aynı zamanda diyalog ve müzakereye dayanan siyasi bir çözüm yoluyla gerçekleşeceği vurgulandı.
Kürt İlerici Demokratik Partisi, Kürt Birliği Partisi ve Kürt Ulusal İttifakı partileri gibi önde gelen Kürt partileri ise söz konusu iki tarafta da yer almıyor.



Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
TT

Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)

Sudan Başbakanı Dr. Kamil Idris, dün Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 2026 mali yılı için acil durum bütçesini "mucize" olarak nitelendirdi.

Maliye Bakanlığı'nı, olağanüstü koşullar altında harcamaları kontrol altına aldığı, devlet kaynaklarını etkin bir şekilde yönettiği ve gelirleri artırdığı için övdü.

Sudan Başbakanı, ilk "mucizenin" bütçenin yaklaşık yüzde 9'luk bir GSYİH büyüme oranı beklentisi olduğunu, ikincisinin ise 2026 yılı boyunca ortalama enflasyon oranının yüzde 65'e düşürülmesi olduğunu belirtti.

Maliye Bakanı Dr. Cibril İbrahim, bütçenin ücretlerin iyileştirilmesini ve hizmet sektörünün giriş seviyesinde iş imkanlarının sağlanmasını içerdiğini belirterek, gelir tabanının genişletilmesinin yatay genişlemeye bağlı olduğunu ve vatandaşlara yeni vergi yükleri getirmeyi gerektirmediğini açıkladı. Bütçe ayrıca, 2025 yılındaki %101,9'luk orana kıyasla, 2026 yılı için ortalama enflasyon oranını %65'e düşürmeyi hedefliyor.

İbrahim, bütçenin kamu maliyesini reforme etmeye, belirli harcamalara ve kamu giderlerine öncelik vermeye, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya, bakanlıkların ve hükümet birimlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya, ayrıca komşu ülkelerdeki yerinden edilmiş ve mülteci Sudanlıların koşullarını iyileştirmeye ve onlara insani yardım sağlama maliyetlerini karşılamaya odaklandığını belirtti.

Maliye Bakanı, savaşın devam eden zorluklarına rağmen 2025 bütçesinin performansının beklentileri aştığını, kamu gelirlerinin %147'lik bir performans oranına ulaştığını ve harcamaların temel ihtiyaçlara yönelik olarak sürdürüldüğünü açıkladı. Bakan, bütçenin Hartum'a dönüş için uygun bir ortam yaratmaya ve Hartum Havalimanı'nı rehabilite etmeye yönelik olduğunu ifade etti.


Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)
TT

Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)

Tunus, ülkedeki olağanüstü hal uygulamasını yarından 30 Ocak'a kadar geçerli olarak bir ay daha uzattı.

Uzatma kararı, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından Resmi Gazete'de yayımlandı. Önceki uzatma, 2025 yılının tamamını kapsıyordu.

Ülkede olağanüstü hal, 24 Kasım 2015 tarihinde başkent merkezinde başkanlık güvenlik otobüsünü hedef alan ve 12 güvenlik görevlisi ile saldırının failinin de öldüğü ve DEAŞ’ın üstlendiği terörist bombalı saldırıdan bu yana on yıldan fazla bir süredir yürürlükte.


Şarku’l Avsat’a konuşan Yemenli yetkililer: El-Alimi’nin kararları devlet egemenliğini korumayı hedefliyor

Yemen Ulusal Savunma Konseyi'nin El-Alimi başkanlığında yapılan toplantısı (Saba)
Yemen Ulusal Savunma Konseyi'nin El-Alimi başkanlığında yapılan toplantısı (Saba)
TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Yemenli yetkililer: El-Alimi’nin kararları devlet egemenliğini korumayı hedefliyor

Yemen Ulusal Savunma Konseyi'nin El-Alimi başkanlığında yapılan toplantısı (Saba)
Yemen Ulusal Savunma Konseyi'nin El-Alimi başkanlığında yapılan toplantısı (Saba)

İki Yemenli yetkili, Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi'nin yakın zamanda aldığı kararların, son derece hassas bir bölgesel ve güvenlik döneminde devletin yasal statüsünü korumayı ve parçalanmasını önlemeyi amaçlayan önemli bir siyasi dönüşümü temsil ettiğini vurguladı.

Konsey başkanının danışmanı Bedr Basalma, Yemen'de devletin inisiyatifini bölgesel destekle, özellikle de Suudi Arabistan'ın tutumuyla yeniden tesis etmeyi amaçlayan ciddi bir "tersine mühendislik" girişiminin yaşandığını söyledi.

Yemen Başbakanlık Ofisi Başkan Yardımcısı Mutab Baziyad ise kararların ülkenin birliğini tehdit eden yakın tehlikelerle mücadele etmek için anayasal yetkilere dayandığını vurgulayarak, devlet çerçevesi dışında silah kullanımının tekrarlanmaması konusunda uyarıda bulundu.

Baziyad, Suudi Arabistan'ın desteğinin, Ulusal Diyalog ve barış sürecinin sonuçlarına uygun olarak, Yemen ve bölgede istikrarı koruma, gerilimleri azaltma ve güvenliği sağlama bağlamında geldiğini teyit etti.