İlhak planı uygulanmazsa Filistin yönetimi İsrail ile güvenlik işbirliğine dönebilir

Batı Şeria’nın El-Halil kentinde geçen pazar İsrail askerleri ile göstericiler arasında yaşanan çatışma (EPA)
Batı Şeria’nın El-Halil kentinde geçen pazar İsrail askerleri ile göstericiler arasında yaşanan çatışma (EPA)
TT

İlhak planı uygulanmazsa Filistin yönetimi İsrail ile güvenlik işbirliğine dönebilir

Batı Şeria’nın El-Halil kentinde geçen pazar İsrail askerleri ile göstericiler arasında yaşanan çatışma (EPA)
Batı Şeria’nın El-Halil kentinde geçen pazar İsrail askerleri ile göstericiler arasında yaşanan çatışma (EPA)

Filistin yönetimi yetkilileri kapalı kapılar ardında düzenlenen toplantılarda İsrail’in ilhak planını görüşüyorlar. Yetkililerin aktardığına göre, Eylül sonuna kadar ilhak planı uygulanmazsa ondan sonraki süreçte uygulama fırsatı daha da azalır ve böylece Filistin yönetimi İsrail ile güvenlik ve ekonomik işbirliğine dönebilir.
Haaretz gazetesinde yer alan habere göre, İsrailli yetkililer, Filistin yönetimi içinde yapılan değerlendirmeler sonucunda Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a muhtemel birkaç senaryo sunulduğunu bildirdiler. Bu senaryoların ortak noktası, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD yönetiminin Ağustos ortasında veya Eylül ortasında söz konusu planı uygulamaması halinde bundan sonraki süreçte uygulama fırsatının iyice azalacağına işaret etmesidir.
Filistin yönetimi yaklaşık iki ay önce ilhak planına tepki olarak İsrail ile bütün anlaşmaları iptal etti. Bu anlaşmaların geçtiğimiz ayın başında yenilenmesi bekleniyordu ancak İsrail içindeki anlaşmazlıklar ve İsrail-ABD arasındaki ihtilaflar bunun önüne geçti. Böylece Filistin yönetimi İsrail ile güvenlik işbirliğini askıya aldı.
Filistin yönetimi, İsrail’in Batı Şeria’nın bazı bölgelerini ilhak etme planını hayata geçirmesini engellemek için birçok ülkeyle yoğun temaslar kurdu ve destek talebinde bulundu. İlhak planı, yönetimin geleceğini ve siyasi süreci tümüyle tehdit ediyor. Filistin yönetimi ilhak planının uygulanma durumuyla karşı karşıya gelmemeyi umut ediyor. Zira böyle bir senaryo yönetimin ortadan kalkmasıyla sonuçlanabilir. İsrailli üst düzey yetkililer, Batı Şeria’nın çok küçük bir parçasını veya sembolik denebilecek ölçüde bir ilhakın gerçekleşmesinin güçlü bir ihtimal olduğuna işaret ediyorlar. Yetkililer, özellikle ABD başkanlık seçimleri öncesinde Donald Trump ve Netanyahu’nun içinde bulunduğu siyasi atmosfere dikkat çekerek, iki liderin baskı altında beklenmeyen bir adım atabileceklerini belirtiyorlar.
Filistinli, Batılı ve Arap dünyasından kaynaklar, Netanyahu’nun son dakikada Yahudi yerleşim birimleri üzerinde tek taraflı olarak sınırlı çerçevede bir tasarrufta bulunabileceği değerlendirmesinde bulunuyorlar. Ancak Netanyahu’nun böyle bir adım atması Beyaz Saray’ın ve koalisyon ortağı Mavi-Beyaz İttifakı’nın onayına bağlı. Nitekim Mavi-Beyaz İttifakı da Netanyahu’nun sunduğu şekliyle ilhak planına karşı çıkıyor.
İsrail ve Filistinli gözlemciler, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının devam ettiği bu ortamda İsrail ve ABD’nin böyle bir girişimde bulunmayacağını öngörüyorlar.



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.