Irak Başbakanı Kazimi güvenlik güçleri tarafından işkence gören genci kabul etti

Başbakan Kazimi, Hamid Said’i kabul etti (Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Kazimi, Hamid Said’i kabul etti (Başbakanlık Ofisi)
TT

Irak Başbakanı Kazimi güvenlik güçleri tarafından işkence gören genci kabul etti

Başbakan Kazimi, Hamid Said’i kabul etti (Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Kazimi, Hamid Said’i kabul etti (Başbakanlık Ofisi)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, İçişleri Bakanlığı'na bağlı Kanun Koruma Güçleri tarafından işkence gören Hamid Said adlı genci dün kabul etti.
Irak’ta son günlerde sosyal medya mecralarında yayılan bir video toplumda infial yarattı. Söz konusu videoda Hamid Said isimli gencin İçişleri Bakanlığı'na bağlı Yasaları Koruma Kuvvetleri mensupları tarafından ‘ahlaksız bir saldırıya’ maruz kaldığı görülüyor.
Kazimi’nin dün Saidi’yi Başbakanlık konutunda kabul etmesi halkın takdirini kazandı. Nitekim bu karşılama Saidi’ye yürütme organının en tepesinden gelen ‘bir özür’ olarak değerlendirildi.
Irak’ta daha önce hiçbir başbakanın, emri altındaki güvenlik güçleri tarafından hakarete uğrayan ve zor kullanılan bir vatandaşı karşıladığı görülmüş değil.
Kazimi, sızdırılan video sayesinde yaklaşık bir ay önce gerçekleşen saldırının doğrulanmasının ardından acil bir soruşturma komitesinin kurulması için gerekli adımları atma talimatı verdi.
Irak hükümetinden yapılan yazılı açıklamada, Kazimi’nin talimatıyla kurulan komitenin, Yasaları Koruma Kuvvetleri mensubu saldırganların isimlerini kısa sürede tespit ederek, sözleşmelerini feshettiği ve bu kişileri adalete teslim ettiği belirtildi.
Açıklamada, Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı’nın, Yasaları Koruma Kuvvetleri’ni yeniden yapılandırma sürecine başladığını çünkü bu yapının kurulmasındaki amacın insanlara hakaret etmek değil, onları korumak olduğu vurgulandı.
Kazimi, Said’i karşıladığı sırada ‘yaşananlardan dolayı üzüntü ve acı çektiğini, makamını kullanan bazı kişilerin vatandaşa yönelik saldırganca tutumunu sürdürmesinin kararlılıkla çözülmesi gereken bir mesele olduğunu’ söyledi.
“Yaşananlar, vatandaşın itibarına yapılan bir saldırıdır. Bu, yıllardır mücadele ettiğimiz ve tekrarlanmasını önlemek için mücadele etmeye devam edeceğimiz bir manzaradır” diyen Kazimi, Said’e karşı yapılan saldırının güvenlik birimlerini temsil etmediğini, daha önce fedakarlıklarda bulunan kahraman güvenlik güçlerinin Irak için fedakarlık yapmaya devam ettiğini söyledi. Kazimi, güvenlik güçleri içindeki konumunu saldırganlık için kullanan kişilerin önünde yalnızca kovuşturma ve ceza olduğunu ifade etti.
Başbakanlığın açıklamasına göre Kazimi, İçişleri Bakanlığına bağlı birimlerde ve çalışanlarda insan hakları ilkeleriyle ilgili bilinç oluşturma kampanyası başlatma talimatı verirken, Said için bir avukat tahsis edilmesini ve kendisine hukuki süreçte destek verilmesini istedi. Said’in eğitim masraflarını da karşılamayı taahhüt eden Kazimi, gencin başına gelenleri topluma hizmet edecek bir güç unsuruna dönüştüreceğini söyledi.
Kazimi ayrıca ‘Hamid Said’in kefaletle serbest bırakılmasına ilişkin hukuki engellerin çözülmesinde’ rol aldığı için Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan’a teşekkür etti.
Said, işkence gördüğü video geçtiğimiz günlerde gün yüzüne çıkana kadar motosiklet çalma suçundan cezaevinde kalıyordu.
İçişleri Bakanlığı, Kazimi’nin talimatı üzerine Yasaları Koruma Kuvvetleri biriminde yeniden yapılandırma için incelemelere başladığını duyurdu.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Sad Maan, Irak resmi haber ajansı INA’ya dün yaptığı açıklamada, “Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı’nın (Kazimi) talimatıyla Yasaları Koruma Kuvvetleri’nin yeniden yapılandırılmasına ilişkin objektif ve hızlı bir inceleme yürütülüyor. İçişleri Bakanı süreci bizzat takip ediyor. Kanun Koruma Güçleri’nin yapılanmasıyla ilgili yeniden gözden geçirme durumu, bu konuda bir dizi önlem alınacağı anlamına geliyor” dedi
Kazimi’nin Said’i karşılaması, halk tarafından takdirle karşılandı. Aktivistler ve sosyal medyada tanınan blog yazarları Kazimi’nin bu adımına övgüde bulundular.
Sosyal bilimler uzmanı Lahay Abdulhüseyin, söz konusu karşılamayı ‘Başbakan’ın gence (Said) verdiği güzel bir mesaj’ şeklinde niteledi. Lahay, bu durumun Said’in yarasını iyileştirmeyeceğini ancak en azından bazılarının vahşi tutumlarını ve bulunduğu kurumları kötüye kullandıklarını gözler önüne serdiğini söyledi.
Gazeteci Hüseyin Reşid, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Silahsız bir çocuk, silahlarla donanmış güçlere ve etrafı korumalarla çevrili büyüklerine karşı zafer kazandı. Çocuk zafer kazandı çünkü o mazlum ve çünkü mazlumların hakkını isteyen biri var. Batıl ve zulüm uzun sürse de en nihayetinde hak ve adalet kazanmalıdır. Bu tür adımların sayılarının artırılmasını ve bunun hükümetin çalışma prensiplerinden biri haline gelmesini temenni ediyorum” diye yazdı.
Irak Barosu dünkü açıklamasında Said adına özel bir dava açmak için uzman bir ekip oluşturulduğunu bildirdi.
Açıklamada, “Baro, kuruluşundan bu yana Irak halkının evlatlarının haklarını savunma, umutlarını ve acılarını paylaşma ilkesinden hareketle, genç (Said) adına özel bir dava açılması için Baro bünyesindeki insan hakları komitesindeki avukat meslektaşlarımızdan oluşan bir ekip oluşturma kararı aldı” denildi.
Said’in işkenceye maruz kaldığı görüntüler Irak’ta infiale yol açtı. Saddam Hüseyin rejimine karşı muhalif kimliğiyle bilinen ve şu an Londra’da yaşayan Dr. Hişam el-İkabi, işkence görüntülerinin ardından hesabından paylaştığı videoda, Saddam’dan özür dileyerek, eski rejimin düşüşünden duyduğu pişmanlığı dile getirdi.



Libya, siyasi ve askeri bölünmüşlüğü sona erdirmek için ‘barışçıl bir çözümden’ bahseden Trump'ın kronik siyasi krizi çözecek ‘planını’ bekliyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
TT

Libya, siyasi ve askeri bölünmüşlüğü sona erdirmek için ‘barışçıl bir çözümden’ bahseden Trump'ın kronik siyasi krizi çözecek ‘planını’ bekliyor

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ABD Afrika Komutanlığı'ndan (AFRICOM) bir heyetle yaptığı toplantıda (UBH Başbakanlık Ofisi)

Libya siyaset sahnesine, on yılı aşkın bir süredir kronik siyasi ve askeri bölünmüşlükten mustarip olan ülkede ‘barışçıl çözüme’ yol açacak bir ABD planının yaklaşmakta olduğuna dair bir beklenti atmosferi hâkim.

ABD Başkanı Donald Trump'ın detaylarına değinmeden bu planı açıklaması, özellikle de Afrika işlerinden sorumlu danışmanı Massad Boulos'un kısa süre önce ‘herkes için adil, eşitlikçi, şeffaf ve tatmin edici başkanlık seçimleri yapılması’ gerektiğinden bahsetmesinin ardından, Libyalı siyasetçi ve analistlerin beklentilerine geniş bir kapı açtı.

Radikal değişim

Bazı Libyalı siyasetçilerin gözünde ABD'nin krize çözüm yolu ‘radikal değişim’ seçeneğinden geçebilir. Bu bağlamda Libya-ABD Koalisyonu Başkanı Faysal el-Fituri, Trump yönetiminin ‘Libya'ya geniş yetkilere sahip özel bir başkanlık temsilcisi atayarak siyasi sahneyi tamamen yeniden şekillendirmek için Birleşmiş Milletler (BM) sürecine paralel çalışacağını’ öne sürdü.

El-Fituri bu senaryoya ilişkin vizyonunu açıklarken ‘çözümün önünde engel teşkil eden mevcut organların feshedilmesi ya da dondurulması ve daha önce herhangi bir yönetim organında yer almayan tüm Libyalı bileşenleri temsil eden bağımsız bir ulusal komite oluşturulması’ temeline dayandığını söyledi.

tyu7ı8
ABD Başkanı Donald Trump’ın Arap dünyası ve Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos geçtiğimiz nisan ayında Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) Başkanı ile bir görüşme gerçekleştirdi. (UBH)

Libya’da iktidardaki siyasi organlar, Temsilciler Meclisi (TM), Devlet Yüksek Konseyi (DYK), batı ve doğu Libya hükümetleridir.

Daha önce Libyalı uzmanlar BM gözetiminde bir siyasi çözüm planı ortaya koymuş ve bu plan seçim yasaları, yürütme yetkisi ve kalıcı anayasa konularında çözüme ulaşmak üzere bir siyasi diyalog komitesinin oluşturulmasıyla sonuçlanmıştı.

Libya-ABD Koalisyonu Başkanı Faysal el-Fituri Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘Lübnan iç savaşını yatıştıran 1989 tarihli Taif Konferansı benzeri bir uluslararası konferans düzenlenmesi’ olasılığını değerlendirdi.

Ancak istikrarı engelleyenlerin yargılanması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) ve geçtiğimiz ekim ayında ABD Senatosu tarafından kabul edilen İstikrar Yasası'nın harekete geçirilmesini öneren el-Fituri'ye göre bu yol ‘havuç ve sopa’ yaklaşımından bağımsız olmayacaktır. El-Fituri, bunun karşılığında da ‘sıkı uluslararası şeffaflık koşulları altında yeni hükümeti desteklemek üzere dondurulmuş Libya fonlarının kademeli olarak serbest bırakılmasını’ önerdi.

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff daha önce Libya'da diplomatik başarı elde edileceğine dair güvenini ve iyimserliğini dile getirmiş, mayıs ayında The Atlantic'e verdiği röportajda Washington'un ‘Libya'da başarı elde edeceğini ve bunun yakında duyulacağını’ söylemişti.

Libyalı siyasi analist Eyyub el-Evceli, Amerikan çözümünün ‘tüm siyasi tarafların diyalog masasına oturması’ yoluyla geleceği ihtimalini zayıf görüyor. Şarku’l Avsat'a konuşan el-Evceli, ‘Trump yönetiminin Libya'daki krizin taraflarından birini ortadan kaldırırken, bir tarafı güçlendireceği ve en fazla bir yıl içinde başkanlık veya parlamento seçimlerine gitmek için çözümün anahtarlarını ona vereceği’ beklentisindeydi.

“Washington, Libya'yı güvenlik ve istikrarı bozacak ya da çatışmanın tarafları arasında bir savaşı ateşleyecek her türlü girişimden uzak tutmak istiyor” diyen el-Evceli, ABD'nin ‘krizin tarafları arasındaki farklılıkların derin olduğuna’ inandığına dikkat çekti.

Mevcut organların devrilmesini dışlamak

Buna karşılık TM Milletvekili Rebia Buras mevcut siyasi organların devrilmesi senaryosuna sıcak bakmıyor. “Trump yönetimi siyasi sürecin ayrıntılarından çok dengeleri yönetmeye ve ABD'nin Libya'daki çıkarlarını sağlamaya büyük önem verecektir” diyen Buras, Beyaz Saray'ın planının ‘pragmatik olacağını, demokrasi ve insan hakları konularından çok ekonomik anlaşmalara odaklanacağını’ düşünüyor.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Buras, herhangi bir planın başarısı ve sürdürülebilirliği için temel bir koşula işaret etti: ‘Libya halkının, dışarıdan dayatılan ve Libyalıların hak ve çıkarlarını dikkate almayan her türlü dikte ya da çözümden uzak, birleşik ve egemen bir devlet kurma arzusunu yansıtması.’

Bu arada gözlemciler, Libya'nın uluslararası nüfuz ve çıkar mücadelesinin bir parçası olması nedeniyle ABD'nin olası bir çözümünün Libya dosyasındaki bölgesel ve uluslararası aktörlerden soyutlanamayacağına inanıyor.

rfty6
Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Bingazi'deki bir oturumundan (TM resmi sayfası)

Trablus Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Dr. Ahmed el-Atraş, ‘ABD'nin çözüm yolunun başarı şansının, uluslararası ve bölgesel güçlerin Libya'daki çıkarlarını ve nüfuzlarını paylaşmalarına yönelik düzenlemelerle birlikte bölge için yeni bir siyasi haritanın yeniden çizilmesi konusunda uzlaşmaya bağlı olduğuna’ inanıyor.

El-Atraş, ‘uluslararası sistemde aktif olan ve BM Güvenlik Konseyi'nin daimî üyesi olan ülkeler arasında ABD dış politikasına taktiksel olarak karşı çıkan bir akımdan’ söz etti.

El-Atraş, ‘bazı ülkelerin Libya'nın içişlerine müdahalesinin derinliğini, bölgedeki yabancı çıkarlar üzerinde ciddi yansımaları olabilecek güvenlik durumunun kırılganlığını ve fiili otoritelerin yabancı baskılara boyun eğme ve iktidara tutunma tehdidini’ örnek gösterdi.

Libyalıların görüşlerinin aksine, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi eski üyesi Ben Fishman Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ABD'nin Libya politikasında bir değişiklik olduğuna dair hiçbir kanıt görmediğini söyledi.

Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Fishman, Massad Boulos'un 20 Haziran'da Berlin'de düzenlenen Libya konulu uluslararası toplantıya katılmamasına dayanarak Trump'ın Libya siyasi çözüm planıyla ilgili açıklamasının ‘geçici’ olduğunu düşünüyor.

Geçtiğimiz hafta Trump, Libya'nın da aralarında bulunduğu birçok ülkeye yüzde 30 gümrük vergisi getirmiş ve bunun Libyalılar üzerinde olumsuz yansımaları olmayacağını savunmuştu.

Libyalı ekonomist Ömer Zermuh, “Libya'nın ABD'ye ham petrol ve küçük bir oranda petrol türevleri dışında hiçbir emtia ihracatı yok. Trump'ın açıklamalarına göre petrol bu kapsamda değil” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Zermuh, “Petrole gümrük vergisi getirilse bile Libya'nın yüksek kaliteli ham petrolü için alternatif pazarlar bulması zor değil” dedi.

Öte yandan Fishman'a göre bu karar, Libyalıların ABD'ye giriş vizelerini kısıtlayan önceki karar da göz önünde bulundurulduğunda, Boulos'un Libya'da ekonomik fırsatlar arama çabalarının önüne engeller koyuyor.