Türkiye, Kayid Salih’in kara kutusunu Cezayir’e iade etti

Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih (AFP)
Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih (AFP)
TT

Türkiye, Kayid Salih’in kara kutusunu Cezayir’e iade etti

Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih (AFP)
Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih (AFP)

Atıf Kadadre
Geçen sene hayatını kaybeden Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in Genel Sekreteri Guermit Bounouira’nın Perşembe (30 Temmuz) günü Türkiye’den teslim alınması sonrası soruşturma kapsamında gözaltına alındığı bildirildi. Bounouira’nın Cezayir’e iadesi, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ve Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kurban Bayramı’ndan bir hafta önce gerçekleştirdiği telefon konuşması sonrasında gerçekleşmişti.
Yetkililer, ordudan emekli olduktan sonra Genelkurmay Başkanı Kayid Salih’in özel sekreteri olan Bounouira’yı eski rejimin ‘kara kutusu’ olarak tanımlıyorlar.

Sekreter ve Özel Protokol
Hakkında soruşturma başlatılan Bounouira’nın Türkiye’de gizlice gözaltına alınması, eskiden ordunun en güçlü ismi olan Kayid Salih’in özel protokol yetkilisi ve ofisindeki teşrifat sorumlusunun gözaltına alınması ile eş zamanlı gerçekleşti. Ordu içerisindeki operasyona sekiz polis memuru eşlik ederken gözaltına alınan kişinin askeri sırları açıklama suçundan soruşturulması bekleniyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı özel habere göre resmi bir askeri kaynak, “Bu iki sanık, subay ve askerlerin transferlerinin isimleri ve lakaplarının bulunduğu listenin tam bir kopyasını göndermek de dahil olmak üzere yurtdışındaki muhaliflere Cezayir’in devlet sırlarını ifşa etmek suçundan yargılanacaklar” ifadelerini kullandı.
Askeri yargı kaynakları, bu iki askeri personelin, askeri casusluktan 8 yıl hapse mahkum olan eski İç İstihbarat Müdürü Vasini Buizze ve firari Cezayir eski Jandarma Komutanı Gali Bilkasir ile bağlantısını araştırıyor.
Bilkasir zimmetine para geçirmek, görevini suiistimal etmek ile suçlanıyor.

Erdoğan’ın cevap verme nedeni neydi?
Cezayir güvenlik güçleri, Bounouira’nın Kayid Salih'in ölümünden hemen sonra Cezayir'den ayrılmaya karar verdiği, ardından ise Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) üzerinden Türkiye’ye geçtiği ya da Salih’in ölümünden yaklaşık bir ay sonra doğrudan Türkiye’ye kaçtığı düşüncesinde.
Orduda kritik bir görevde bulunması dolayısıyla Bounouira’nın ülke dışına seyahati için özel izin alması gerekiyordu. Veriler, Bounouira’nın bu izni, Buizze tarafından ‘geçişin kolaylaştırılması’ izni aldığına işaret ediyor.
Cezayirli bir güvenlik kaynağı, bu hassas dosya hakkında Reuters'a yaptığı açıklamada, “Tebbun, bu askeri yetkilinin iade edilmesi için geçen ay Türk mevkidaşı ile telefonda görüştü” ifadelerini kullandı. Tebbun’un Erdoğan ile bu konuyu Haziran ayı başlarında da konuştuğu düşünülüyor.
Emekli Albay Ammar Kaddaş, Independent Arabia’ya verdiği demeçte, “Tüm tahminler, askeri kaçağın BAE’de olduğu yönündeydi. Peki Türkiye, Cezayirli yetkililer tarafından belgelendirilen bir dosyayı teslim alana dek bu kişinin kendi topraklarındaki varlığını gizlemiş miydi? Cezayir Güvenlik ve İstihbarat Servisi raporlarının işaret ettiği muhaliflerin Türkiye’ye yakın olması garip bir durum. Bence en önemli soru, Türkiye’nin Salih’in kara kutusundan bir şeyler alıp almadığı” ifadelerini kullandı.
İki ülke arasındaki söz konusu işbirliği hakkında yapılan kısa bir resmi açıklamada “Cumhurbaşkanı, Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutanı ve Milli Savunma Bakanı'nın emri ve Cezayir ile Türkiye’nin güvenlik çıkarları arasındaki koordinasyon sayesinde, kaçak durumundaki emekli Genelkurmay Başkanlığı Birinci Sekreteri Guermit Bounouira, geçtiğimiz Perşembe günü teslim alındı. Bounouira, Pazartesi günü askeri soruşturma yargıcı huzuruna çıkacak” ifadeleri kullanıldı.

İstihbarat Başkanı ile güçlü ilişkiler
Cezayir güvenlik çıkarları soruşturması, Bounouira’nın “yurtdışındaki emekli subaylarla temasa geçtiğine, devlet sırlarını sızdırma hakkında onlarla koordinasyon sağladığına, aynı zamanda eski İç İstihbarat Başkanı Vasini Buizze ve eski Jandarma Komutanı Gali Bilkasir ile güçlü ilişkileri olduğuna” işaret ediyor.
Vasini Buizze, yasal bir kurumu sözel olarak aşağılamak, emri altındakilere hakaret etmek, sahtecilik ve sahte kullanımı, ateşli silah ve birinci sınıf askeri mühimmat bulundurmak gibi suçlardan yargılanıyor. Geçen Temmuz ayında jandarma komutanlığından ihraç edilen Bilkasir ise, Buleyde’deki ilk askeri bölge eski komutanı Tuğgeneral Şantuf Habib’in firarında parmağı bulunmak ile suçlanıyor.
Geçtiğimiz Ağustos ayında Cezayir havaalanlarından birinde tanınmamak için başını kapatan eşi ile birlikte yüzünü kapatmaya çalıştığı görüntülerin yayınlandığı Bilkasir, ülkeden firar etmeyi başarmıştı. Cezayirli yetkililer ise, Bilkasir ve Tipaza’da ilk konseyi başkanı olarak çalışan eşinin firarı hakkında herhangi bir yorumda bulunmadı.
Cezayir, Kayid Salih cenahı ile bir rekabetin bulunduğunu açıklamayı reddetse de ‘sızıntı’ davalarında takip edilen tüm isimler Salih’e yakınlığı ile biliniyor. En son gelişmeler, İstihbarat Teşkilatı eski Başkanı General Muhammed Medin’e (Tevfik) yakın olduğu söylenen askeri yetkililerin serbest bırakılmasıyla aynı zamana denk geldi. General Tevfik’in doğrudan yardımcısı Cebbar Muhenne de bulunuyor.

Kayid Salih kendi iktidarını oluşturamadan öldü
Geçen yıl başlayan halk protestolarını fırsata çevirerek Buteflika’yı koltuğundan eden Kayid Salih strateji olarak protestocuları da bastırıp Buteflika rejimi kadrolarını tasfiye edip kendi iktidarını kurmaya çalışıyordu.  
Kayid Salih, protesto gösterilerinin başlamasından bu yana 10 aylık süre içerisinde Cezayirlilere yaklaşık 50 kez hitap etti. Cezayirlilerin çağrılarına verdiği cevaplarla olayların gidişatını değiştirmede etkili olan ilk kişidir. Buteflika'nın yakın çevresini "çete" şeklinde nitelendiren Kayid Salih, Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın anayasanın 102. maddesi gereğince görevinden istifa etmesi gerektiğini belirterek ilk tehdidini yapmış oldu.
Salih, Buteflika'ya istifa edene kadar baskı yapmak amacıyla Savunma Bakanlığı’nı Genelkurmay Başkanlığı’nın bünyesine aldı. Kayid Salih, hassas bir dönemde ülkedeki en yetkili otorite haline geldi. Salih, bu dönemde geçiş dönemi taleplerine karşı sert tutum benimseme, anayasaya bağlılık ve halkın taleplerini dinleme görevini üstlenecek meşru bir Cumhurbaşkanı seçilmesi amacıyla seçimlerin yapılmasını savunma ile tanınan bir yetkili.
Adı son aylarda protesto gösterilerinin bir bölümüne karşı olmakla anılsa da Buteflika'nın yakın çevresindeki yüzlerce politikacı ve iktidarından menfaat elde eden düzinelerce işadamının kovuşturulması için adalete verdiği destekle tanınıyor.
Salih, 23 Aralık 2019’da hayatını kaybetmiş; yerine Kara Kuvvetleri eski Komutanı Tümgeneral Said Şangariha getirilmişti.



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.