Suriye’nin doğusuna yönelik hava saldırısında İran destekli 15 milis öldü

İşgal altındaki Golan Tepeleri’nde tatbikat yapan İsrail güçleri (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri’nde tatbikat yapan İsrail güçleri (AFP)
TT

Suriye’nin doğusuna yönelik hava saldırısında İran destekli 15 milis öldü

İşgal altındaki Golan Tepeleri’nde tatbikat yapan İsrail güçleri (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri’nde tatbikat yapan İsrail güçleri (AFP)

Suriye’nin doğusundaki Deyri Zor’a bağlı Elbu Kemal yakınlarında İsrail’in düzenlediği tahmin edilen hava saldırılarında İran destekli 15 milisin öldüğü bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nden dün (Salı) yapılan açıklamaya göre, Elbu Kemal kırsalında Pazartesi gerçekleşen hava saldırılarında Irak uyruklu en az 15 milis öldü. Ölen kişilerin İran destekli milislerin saflarında yer aldığı ifade edildi.
Kaynağı bilinmeyen savaş uçakların Pazartesi sabah saat 5.00’den başlayarak saat 9.00’a kadar düzenlediği yoğun hava saldırılarında, Deyri Zor’un doğu kırsalındaki Elbu Kemal çölü ile Es-Sekke yakınındaki İran güçlerine ve bağlı milislere ait İmam Ali karargahı ateş altına alındı. Saldırı sonucu karargahtaki silah ve mühimmat deposu imha edilirken, Gözlemevi’nin aktardığına göre, söz konusu güçler ölü ve yaralılarını Irak topraklarına taşıdı. Elbu Kemal bölgesindeki İran güçleri alarm durumuna geçti.
Elbu Kemal kentinin güneyindeki El-Hizamu’l-Ahdar bölgesinde konuşlanan İran destekli milislerin mevzilerine Pazartesi akşam saatlerinde yine kaynağı belirsiz uçaklar tarafından hava saldırısı gerçekleştirildi.

İsrail’den Suriye ordusuna saldırı
İsrail ise Pazartesi akşamı Suriye'nin başkenti Şam'ın güneyindeki Suriye ordusuna ait hedefleri vurduğunu açıkladı.
İsrail’e ait savaş uçakları ve helikopterler, Pazartesi akşamı Suriye'nin başkenti Şam'ın güneyindeki Suriye ordusuna ait hedefleri vurdu. Suriye, hava savunma sistemlerinin İsrail füzelerini engellediğini iddia etti. İsrail tarafından yapılan açıklamada, önceki gün Golan bölgesinde yapılan sızma girişimine karşılık olarak, Suriye ordusuna ait gözlem noktaları, istihbarat ekipmanları, uçaksavar bataryaları ve komuta ve kontrol noktalarının vurulduğu duyuruldu.
Suriye tarafından yapılan açıklamada ise, hava savunma sistemlerinin Şam'ın güneyinde İsrail füzelerini engellediği bildirildi. Saldırıda can kaybı yaşanmadığı sadece maddi hasar meydana geldiği belirtildi.
Suriye resmi haber ajansı SANA’ya konuşan Suriyeli bir askeri kaynak, “İsrail düşman helikopterleri Kuneytra'ya doğru cephe hattındaki bazı noktalarımıza füze atışı gerçekleştirdi. Sadece maddi hasar meydana geldi” değerlendirmesinde bulundu.
Gözlemevi, İsrail uçaklarının Kuneytra’nın güneybatı kırsalında yer alan Tel Ahmer bölgesindeki askeri mevzilere düzenlediği hava saldırısı sonrasında bölgede şiddetli patlama seslerinin duyulduğunu belirtti. Gözlemevi, saldırı sonucunda Suriyeli askerlerden veya destek verdiği gruplardan ölü ve yaralılara ilişkin bilgi vermedi.

İsrail’den egemenliğine yönelik her eyleme karşı koymayı kararlılığı
İsrail, Suriye topraklarından gelecek her türlü saldırının sorumlusunun Suriye rejimini olduğunu ve İsrail Devleti’nin egemenliğine zarar verecek her türlü eyleme karşı koymayı kararlı bir şekilde sürdüreceğini vurguladı.
İsrail ordusunun açıklamasına göre, söz konusu hava saldırıları ‘Golan Tepeleri’nin güneyine el yapımı patlayıcı tuzaklama eylemine’ yanıt olarak gerçekleştirildi. Açıklamada eylemin engellendiği bilgisine yer verildi.
İsrail ordusu Pazar akşamı yaptığı açıklamada, 4 kişiden oluşan silahlı bir grubun İsrail’in Golan Tepeleri’nde kurduğu güvenlik çitine yakın bölgede el yapımı patlayıcı tuzaklamaya çalıştığını bildirdi.
Ordu Sözcüsü Jonathan Conricus, telekonferans yoluyla basına yaptığı açıklamada, kimliğini açıklamadığı 4 kişinin ‘İsrail içinde ancak sınır çitlerinin dışında’ olduklarını söyledi. Sözcü Conricus, İsrail’e bağlı özel kuvvetlerin, keskin nişancıların ve havadan saldırıların eşliğinde sızan 4 kişiye saldırdığını belirterek, bu kişilerin açılan ateş sonucu ölmüş olabileceğini ifade etti.
Gözlemevi Müdürü Rami Abdurrahman, Conricus’un sözünü ettiği 4 kişinin Golan’ın Kurtuluşu İçin Suriye Direnişi’ne üye olduğunu ve İsrail güçleri tarafından açılan ateşte gruptan birinin öldüğünü aktardı.
Hizbullah, ‘Golan’ın Kurtuluşu İçin Suriye Direnişi’ grubunu 6 yıl önce İsrail’e karşı Golan Tepeleri’nde saldırılar düzenlemesi için kurdu. Grup, Hizbullah yöneticilerinden Semir el-Kantar liderliğinde kuruldu. Kantar 2015’te İsrail hava saldırılarında öldü.
İsrailli yetkililer, Tahran ve Şam destekli Hizbullah’ın ‘ikinci cephesinin’ Golan Tepeleri olduğunu ifade ediyorlar.
İsrail ordusu geçen ay ‘muhtemel düşmanlık eylemleriyle mücadelede hazırlık düzeyini yükseltmek’ amacıyla kuzey sınırına askeri takviye gerçekleştirdiğini duyurdu.
İsrail geçen hafta ise Lübnan ile kuzey sınırında Hizbullah ile ‘savaşa’ girdi. İsrail cephesi, kimliğini açıklamadığı ‘bir terör hücresinin sızma girişimini’ engellediğini ilan ederken, Hizbullah cephesi ise, İsrail’in engellediği kişilerin kendi üyeleri olduğu iddiasını yalanladı. Hizbullah, sınır hattında hiçbir şekilde çatışmaya girmediğini ve ateş açmadığını açıkladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçen hafta Pazartesi günü, kendilerine saldıran veya saldırı girişiminde bulunanları vurma uyarısında bulundu
İsrail, Suriye’de 9 yıl önce iç savaşın patlak vermesinden bu yana Suriye topraklarında Hizbullah, İran ve Suriye güçlerinin mevzilerine yönelik hava saldırılarının ivmesini gün geçtikçe artırıyor.
Gözlemevi’nin açıklamasına göre, Pazartesi günü Suriye’nin doğusundaki Elbu Kemal kentine İsrail’e ait olduğu tahmin edilen füzeler fırlatıldı. Saldırıda İran destekli 15 Iraklı milis öldü. Gözlemevi daha önce, İsrail’in 20 Temmuz’da Şam’ın güneyine düzenlediği hava saldırılarında da aralarında Hizbullah üyelerinin bulunduğu İran destekli 5 milisin öldüğü, 11 kişinin de yaralandığını aktarmıştı. Bu saldırıda ayrıca Suriye ordusundan 7 askerin öldüğü bildirilmişti.
Suriye rejimine yakın El-Vatan gazetesi, Kuneytra’nın güney kırsalındaki Ayn El-Kadi köyü sakinlerinden 4 sivilin İsrail mermisiyle hayatını kaybettiklerini belirtti.
Kaynaklar, ölenler arasında yer alan Faysal Said adlı kişinin arkadaşlarıyla birlikte Golan ile ayrım hattına bitişik olan köyünün yolunda yürüdükleri sırada İsrail mermilerine hedef olduklarını ve saat 16.00 sularında 4 kişinin hayatını kaybettiğini bildiriyor.

İsrail’den Suriye topraklarına saldırılar: 102 ölü
İsrail’in Suriye topraklarında İran güçleri ve bağlı milislerine ait mevziler başta olmak üzere ‘Suriye rejimine’ ait noktalara giderek daha fazla saldırı düzenlediğini kaydeden Gözlemevi, 20 Nisan’dan bu yana Suriye’nin Şam, Şam kırsalı, Hama, Deyri Zor, Halep, Humus ve Dera kentlerindeki İran varlığına karşı en az 20 saldırının gerçekleştiğini belgeledi
Gözlemevi’nin istatistiklerine göre, söz konusu saldırıların 9’u Deyri Zor’u, 7’si Elbu Kemal ve kırsalını, geriye kalanlar ise Meyadin çölünü hedef aldı. Aynı şekilde Humus’taki İran mevziler 3 kez bombalandı. İsrail ayrıca 20 Nisan’dan bu yana Şam Kırsalı, Hama, Kuneytra ve Şam’ın her birini iki kez hedef alırken, Halep ve Dera’da İran mevzilerine karşı bir kez hava saldırısı düzenledi.
Gözlemevi, İsrail’in söz konusu tarihten bu yana düzenlediği saldırılarda ezici çoğunluğu İran güçleri ve bağlı milislerinden oluşan 102 kişinin öldüğünü aktardı. Ölenler arasında Suriyeli olmayanlar da bulunuyor. Ayrıca bu saldırılarda çok sayıda mühimmat deposu imha edildi.



Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
TT

Bishara Bahbah, Şarku'l Avsat'a konuştu: Gazze anlaşmasının ikinci aşaması önümüzdeki ay

Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)
Gazze şehrinin ez-Zeytun mahallesindeki şiddetli yağmurların ardından, yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlayan geçici bir kampta çamurlu bir sokakta yürüyen Gazzeliler (AFP)

Filistin asıllı Amerikalı arabulucu Bishara Bahbah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının önümüzdeki ocak ayında hayata geçirileceğini söyledi. Bahbah, bu aşamanın ayın birinci ya da ikinci haftasında başlamasının beklendiğini belirterek, “Gazze Şeridi’ni yönetecek komitenin isimleri hazır. Büyük olasılıkla komitenin başkanlığını Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan üstlenecek” dedi.

fergt
Filistin Sağlık Bakanı Dr. Macid Ebu Ramazan, Gazze yönetim komitesinin başına aday gösterildi. (WAFA)

Gazze konusunda Beyaz Saray kulislerine yakınlığını sürdüren Bahbah, dün Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Washington, Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlama konusunda en yetkin güç olarak gördüğü için uluslararası istikrar gücü içinde Türk askerlerinin yer almasını destekliyor” dedi. Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılması beklenen görüşmenin ikinci aşama açısından belirleyici olacağını belirterek, “ABD bu görüşmede, sürecin önümüzdeki ay başlatılması ve istikrar gücünde Türkiye’nin rolünün netleştirilmesi için baskı yapacak” ifadesini kullandı.

Görev tanımlama toplantısı

Bahbah, salı günü Katar’ın başkenti Doha’da Gazze Şeridi’nde uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasına ilişkin yapılan toplantının ayrıntılarını da paylaştı. Toplantının hedeflerinden birinin, Washington’un katılıma hazır ülkeleri açık ve net biçimde belirlemesi olduğunu söyleyen Bahbah, her ülkenin katkı türünün de netleştirilmesinin amaçlandığını ifade etti. Bu katkıların asker gönderilmesi, eğitim sağlanması ya da uluslararası güce teknik ve lojistik destek verilmesi gibi başlıkları kapsadığını belirtti.

as
Amerikalı ve İsrailli askerler geçtiğimiz kasım ayında İsrail'in güneyinde bulunan ABD liderliğindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi'nde bir araya geldi. (Reuters)

Bahbah, toplantının ikinci hedefinin bu güçler arasındaki işleyiş mekanizmasının ve komuta zincirinin netleştirilmesi olduğunu söyledi. Bu çerçevede, uluslararası gücün komutasının bir ABD’li general tarafından üstlenilmesine yönelik bir önerinin gündeme geldiğini bildirdi.

Bahbah’a göre görüşmelerde, söz konusu güçlerin konuşlanacağı bölgeler de ele alındı. Bu kapsamda, güçlerin İsrail ile Hamas’ın kontrol alanlarını ayıran sarı hattın dışında mı, içinde mi yoksa hâlihazırda yoğun nüfuslu bölgelerde mi konuşlanacağı ile bu güçlerin finansmanının hangi taraflarca sağlanacağı konuları tartışıldı.

İsrail'in yaklaşımının reddi

Bahbah, olası konuşlanma planının ayrıntılarına ilişkin olarak konunun hâlen tartışıldığını, ancak ‘İsrail’in istediği şekilde bir konuşlanmanın, katılımcı güçlerin temsilcilerinin çok büyük çoğunluğu tarafından reddedildiğini’ söyledi.

Görevlerin niteliğine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Beşara Bahbah, katılımcı ülkelerin çoğunluğunun “silahsızlandırma” gibi bir rol üstlenmek istemediğini vurguladı. Bu ülkelerin, sivilleri korumak amacıyla İsrail güçleri ile yerleşim alanları arasında tampon bir güç olmayı hedeflediğini ifade eden Bahbah, söz konusu güçlerin varlığının nihai amacının “İsrail’in Gazze Şeridi’nden kademeli olarak çekilmesi” olduğunu kaydetti.

sy65
ABD Başkanı Donald Trump'ın planına göre Gazze Şeridi'nden çekilme aşamalarının haritası (Beyaz Saray)

Bahbah, “Bu güçler özellikle silahsızlandırma meselesinde İsrail adına ya da onun yerine bir rol üstlenmeyecek. Nitekim Hamas içindeki bazı liderler bu konuda müzakereye açık olduklarını bana iletti. Ancak güç kullanımı işe yaramaz; zira İsrail iki yıl boyunca hareketi zorla silahsızlandırmayı başaramadı ve hiçbir uluslararası taraf da bunu güç kullanarak başaramaz” dedi.

Türkiye'nin katılımı çok önemli ve Trump da bunun kabul edilmesi için baskı yapıyor

Bahbah, Türkiye’nin olası katılımına ilişkin olarak Ankara’nın rolünü ‘kilit’ olarak niteledi. Türkiye’nin Hamas’a en yakın ülke olduğunu ve silah dosyası konusunda onunla en sağlıklı şekilde uzlaşabilecek aktör konumunda bulunduğunu söyleyen Bahbah, bunun birçok ülke için zor olduğunu vurguladı. Bahbah, “Türk güçlerinin Gazze’de bulunması temel öneme sahip olacak, daha iyi bir istikrar sağlayacak. Washington da bu yönde fikir beyan ediyor” ifadelerini kullandı.

Bahbah, ABD Başkanı Donald Trump’ın ay sonunda ABD’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapması beklenen görüşmede, Türk güçlerinin kabul edilmesi için Netanyahu’ya baskı uygulamasını beklediğini dile getirdi.

Ancak Bahbah, İsrail’in bazı şartlar öne sürmeye çalışabileceğini, olası uzlaşının Türk güçlerinin niteliği üzerinden şekillenebileceğini belirterek, bu rolün silahlı değil daha çok teknik bir çerçevede tanımlanmasının gündeme gelebileceğini ifade etti. Bahbah, “ABD yönetiminin baskısı belirleyici unsur olacak” dedi.

İkinci aşama taahhütleri

Barış Konseyi’ne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bahbah, Trump’ın birçok dünya liderinin bu yapıya katılma isteğinden söz ettiğini aktardı. Ancak Bahbah, bu üyeliğin ‘ücretsiz olmadığını’, konseye katılan ülkelerin finansman sağlama, güvenlik gücü tahsis etme ya da başka yükümlülükler üstlenmek zorunda kalacağını ifade etti.

Konseyde yer alması öngörülen isimlere değinen Bahbah, adaylar arasında ABD’li özel temsilciler Steve Witkoff ve Jared Kushner’ın yanı sıra Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair’in de bulunduğunu söyledi. Ayrıca eski ABD Büyükelçisi Richard Grenell ile eski Bulgar diplomat Nikolay Mladenov’un da aday isimler arasında yer aldığını kaydetti.

Gazze Şeridi’nin yönetimine ilişkin olarak Bahbah, Hamas, El Fetih ve Mısır arasında üzerinde uzlaşılan ve teknokratlardan oluşan komiteye üyelik için 42 ismin yer aldığı bir listenin bulunduğunu doğruladı. Bahbah, Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan’ın bu komitenin başkanlığını üstlenmesinin muhtemel olduğunu ifade etti.

İkinci aşamaya geçişte yaşanan aksamalara dair değerlendirmelere rağmen ABD’li arabulucu Bahbah, ikinci aşamanın önümüzdeki ocak ayının birinci ya da ikinci haftasında başlatılmasını beklediğini söyledi. Bahbah, bu sürecin, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak zirvenin ardından, askıda kalan dosyaların karara bağlanmasıyla netleşeceğini belirtti. Bahbah, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin bu zirveye katılımına yönelik herhangi bir düzenlemeden haberdar olmadığını da sözlerine ekledi.

cdfrg
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile ABD Başkanı Donald Trump arasında geçtiğimiz ekim ayında Şarm eş-Şeyh'te düzenlenen barış zirvesi sırasında gerçekleşen görüşmeden (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Bahbah, Trump’ın anlaşmanın başarısız olmasına asla izin vermeyeceğini vurgulayarak, “Bu yüzde 100” dedi. Ayrıca, Hamas’ın İsrail’in sürekli ihlallerine rağmen ateşkese bağlı olduğunu belirtti. Bahbah, Hamas’ın, İsrail’in Gazze’deki operasyonları sürdürmek için her türlü bahaneyi aradığını bildiğini ve bu nedenle fırsatı kaçırmamak için daha sabırlı bir tutum sergilediğini ifade etti.


Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda
TT

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Guterres: Husi kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışma ortamı sürdürülemez durumda

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, güneydeki ayrılıkçıların ilerlemesinin ardından Yemen'deki tüm taraflara azami itidal çağrısında bulundu. Bu gelişme, uzun bir sakinlik döneminin ardından on yıldır süren iç savaşı yeniden alevlendirme tehdidi taşıyor.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Guterres, uluslararası örgütün faaliyetlerinin, özellikle Yemen'in başkenti Sana'a ve ülkenin yoğun nüfuslu kuzeybatısı olmak üzere, Husi grubunun kontrolündeki bölgelerde sürdürülemez hale geldiğini belirtti.

Öte yandan, Yemen Enformasyon, Kültür ve Turizm Bakanı Muammer İryani, bazı medya platformları ve sosyal medya sitelerinde yer alan, geçici başkent Aden limanına gemi giriş izinlerinin askıya alındığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirterek, bu iddiaların asılsız olduğunu ve ülkedeki ekonomik ve denizcilik ortamını bozmayı amaçlayan söylentiler çerçevesinde kaldığını vurguladı.


Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Lübnan basını, Lübnan ordusunun Mekanizma Komitesi’nin talebi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, ülkenin güneyindeki Tulin beldesinde Hizbullah tarafından inşa edilen tünellerden birini keşfettiğini bildirdi. Basında yer alan haberlerde, bu bölgenin daha önce İsrail tarafından bombalandığı belirtildi.

Lübnan ordusu, daha önce de Mekanizma Komitesi ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) arasındaki koordinasyon çerçevesinde Mekanizma Komitesi'nin talebi üzerine ve İsrail'in tehdidi sonrasında bazı yerleri ortaya çıkarmıştı. Bu son olay ise geçtiğimiz hafta İsrail'in bir evi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Lübnan ordusunun güneydeki Yanuh beldesinde bir binayı kapsamlı bir şekilde aramasının ardından geldi. Yapılan aramada evde herhangi bir silah bulunamadı.

Bu olay, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde bombardımanlarına devam ettiği ve çarşamba günü Kefer Kila beldesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlediği bir dönemde meydana geldi. Ulusal Haber Ajansı (NNA), saldırının el-Aziziye ve eş-Şahrub beldeleri arasındaki Sari Tepesi’ni hedef aldığını bildirdi, ancak herhangi bir can kaybından bahsetmedi.

Başbakan Yardımcısı Mitri: Lübnan Ordusu sonraki aşamalara geçmeye hazır

Öte yandan Lübnan Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri, Mekanizma Komitesi’ni bir tartışma forumu ve anlaşmalara uyumu denetleme ve doğrulama çerçevesi olarak nitelendirdi.

Beyrut'ta düzenlenen Carnegie Ortadoğu Merkezi'nin sekizinci konferansının ilk oturumunun açılışına katıldığı sırada İsrail'in sık sık tekrarlanan ihlallerine karşın, Lübnan'ın ilk günden itibaren bu anlaşmalara bağlılığını teyit eden Mitri, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin olarak “Genelkurmay Başkanı Rudolf Heykel, ordunun kapasitesinin güçlendirilmesiyle başlayan beş aşamalı bir plan önerdi” dedi. Litani Nehri çevresindeki bölgede devlet otoritesinin genişlemesinin kademeli bir ilerleme kaydettiğini ve ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki görevini tamamlamak üzere olduğunu ve sonraki aşamalara geçmeye hazırlandığını vurguladı.

jgıu
Sınır kasabası Alma eş-Şaab'da bir askeri aracın üzerinde duran Lübnan askerleri, 28 Kasım 2025 (Reuters)

Yeniden yapılanma konusunda uluslararası toplumun desteğinin ön koşulu olarak devletin otoritesini tesis etmesini istediğini belirten Mitri, Arap ülkelerinin uluslararası ilişkiler yoluyla destekleyici bir rol oynayacağını umduğunu ifade etti.

Lübnan ve İsrail'den sivillerin katıldığı ikinci oturum

Olay, Lübnan-İsrail müzakerelerinde Lübnan heyetinin başkanı Büyükelçi Simon Kerem'in, aralık ayı başlarında gerçekleşen önceki oturumda İsrailli bir sivil ile birlikte iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmelerde bulunduktan sonra katılacağı ikinci oturum olacak olan ateşkesin izlenmesinden sorumlu Mekanizma Komitesi'nin 19 Aralık'ta yapılması planlanan yeni oturumundan iki gün önce yaşandı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, çarşamba günü Kerem ile bir araya geldi ve komitenin yaklaşan toplantısı öncesinde kendisine talimatlarını iletti.

Ateşkes İzleme Komitesi'nde Lübnan, İsrail, Fransa, ABD ve BM yer alıyor. Ateşkes anlaşması, düşmanlıkların durdurulmasını ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini, bunun sonucunda Lübnan genelinde silahsızlandırılmasını ve İsrail ordusunun son savaş sırasında ilerlediği mevzilerden çekilmesini öngörüyor. Ancak İsrail, Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada askeri olarak varlığını sürdürürken, Hizbullah silah bırakmayı reddediyor.