Lübnan'da ölü sayısı 100'e yükseldi

Beyrut'taki patlamadan sonra koruyucu maske takan iki kişi hastane içinde hasarı kontrol ediyor (Reuters)
Beyrut'taki patlamadan sonra koruyucu maske takan iki kişi hastane içinde hasarı kontrol ediyor (Reuters)
TT

Lübnan'da ölü sayısı 100'e yükseldi

Beyrut'taki patlamadan sonra koruyucu maske takan iki kişi hastane içinde hasarı kontrol ediyor (Reuters)
Beyrut'taki patlamadan sonra koruyucu maske takan iki kişi hastane içinde hasarı kontrol ediyor (Reuters)

Lübnan'ın başkenti Beyrut'un liman bölgesinde bulunan bir depoda dün akşam meydana gelen şiddetli patlamada ölü sayısının 100'e yükseldiği açıklandı.
Lübnan Kızılhaç Sözcüsü George Kittani yaptığı açıklamada, başkent Beyrut’ta patlama sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının 100'e yükseldiğini duyurdu. Yaralananların sayısının ise 4 binden fazla olduğunu aktaran Kittani, "Yaralı sayısı nedeniyle hastaneler doldu hastaneler artık daha fazla yaralı alamıyor" dedi. Patlama nedeniyle yıkılan binalarının enkazının altında ve denizde hala kayıp kişilerin bulunduğu ifade edildi. Yerel kaynaklar, önümüzdeki saatlerde ölü sayısının daha fazla da artabileceğini söyledi.
Patlamanın ardından toplanan Yüksek Savunma Konseyi, Beyrut'u ‘felaket şehri’ ilan etti. Aynı zamanda iç savaş sona erdiğinden bu yana eşi görülmemiş bir olağanüstü hal (OHAL) ilanını açıkladı. Sağlık Bakanı Hamad Hasan, patlamayla ilgili açıklamasında “Bu felaket, devletin karşı karşıya kaldığı bir meydan okumadır, bambaşka bir felakettir” ifadelerinde bulundu. Beyrut Valisi Mervan Abbud ise başkentte ciddi ve benzeri görülmemiş bir yıkım gerçekleştiğinden bahsetti.
Amerikan Jeofizik Enstitüsü ise patlamanın şiddetini 3,3 büyüklüğünde bir deprem olarak kaydetti.
Lübnan'ın acılarını hafifletmek için dünyanın dört bir yanından dayanışma mesajları ve yardım teklifleri gelmeye devam ediyor.
Patlama dolayısıyla, başkentin merkezindeki parlamento binası da ciddi zarar gördü. Aynı zamanda Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı koridor ve salonlarındaki cam ve pencereler patladı, kapılar ise yerinden çıktı. Saray dahilinde kimsenin zarar görmediği bilgisine yer verildi. 
Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ise patlama nedeniyle limanda bulunan bir Birleşmiş Milletler (BM) gemisinde hasar meydana geldiğini açıkladı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı, Beyrut'taki Alman Büyükelçiliği personeli arasında yaralıların olduğunu açıkladı.
Başbakan Hassan Diyab, bugün yaptığı açıklamada, limanda meydana gelen patlamada hayatını kaybedenler için ulusal yas ilanında bulundu. Yüksek Savunma Konseyi'ni akşam vakti acilen toplantı gerçekleştirmeye çağıran Cumhurbaşkanı Mişel Avn ise tüm silahlı kuvvetlere patlamanın yansımalarıyla başa çıkma ve güvenliğin kontrol edilmesi için başkent ve banliyölerde olaydan etkilenen yerlerde devriye gezmeleri talimatını verdi.
İlk dakikalarda havai fişek patlamasından söz eden Lübnanlı resmi kurumlar, yeryüzünü sarsıp binaları yerle bir eden patlamanın asıl nedenini açıklamakta ciddi tereddüt etti. Ardından resmi olmayan bir hesap ise patlamanın 2014’ten beri limanda bulunan 2 bin 500 kilogram amonyum nitrat dolayısıyla gerçekleştiğine değindi.
Olayla ilgili ön bilgiler, patlamanın öncelikle limandaki 12 numaralı depoda meydana gelen patlama sonucunda gerçekleştiği, buradaki havai fişeklerin patlaması sonucunda yangın çıktığına işaret ediyor. Olay yerini incelediği sırada bu varsayımı sorgulayan Lübnan Emniyet Müdürü Abbas İbrahim ise, “Havai fişeklerin konuya dahil edilmesi mantık dışıdır” ifadelerini kullandı. Gerçekte neler olup bittiğinin olayla ilgili incelemelerin ardından konuşulması gerektiğini belirten İbrahim, “Patlamanın yıllardır limanda bulunan yüksek derecede patlayıcı madde deposunda meydana geldiği anlaşılıyor. Güvenlik hizmetleri konuyu araştırıyor” açıklamalarında bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Twitter hesabından yaptığı açıklamada Fransa'nın Beyrut'a bir sivil savunma ekibi ve "tonlarca sağlık malzemesi" göndereceğini açıkladı.
ABD ve Almanya'nın yanı sıra İsrail'de Lübnan'a yardım teklifinde bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump bugün (Çarşamba) yaptığı açıklamada Lübnan’ın başkenti Beyrut’u sarsan iki güçlü patlamayı “korkunç bir saldırı” olarak niteleyerek, askeri uzmanların söz konusu patlamanın bir bomba ile ilişkili olduğuna dair kendisini bilgilendirdiğini ifade etti.
Trump yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile ilgili yaptığı günlük basın açıklaması sırasında “Generallerimiz ile görüştüm. Bu bir tür üretim patlaması falan değildi. Onlara göre bu saldırı, bir bombalı saldırı gibi görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.



Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.


Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Arapların kaygısı Gazzelilerin Refah üzerinden göç etmesinin önlenmesine odaklandı

Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze Şehri'ndeki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

İsrail, ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması beklentisiyle ve belirsiz bir durum ortasında, Gazze Şeridi'nde kontrolü altındaki bölgelerin geri kalanını tahrip etmeye devam ederken, Arap ve İslam ülkeleri Gazzelilerin Refah üzerinden yerinden edilme tehlikesine karşı önleyici tedbirler almakla meşgul.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Doha Forumu'nda yaptığı açıklamada, "Refah Sınır Kapısı, Filistinlilerin yerinden edilmesi için bir geçit olmayacak, sadece Gazze'ye insani ve tıbbi yardım ulaştırmak için kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Filistin Toprakları Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Ofisi, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah sınır kapısının "önümüzdeki günlerde Kahire ile koordinasyon halinde yalnızca Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a çıkışı için açılacağını" duyurdu.

Ayrıca Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar dışişleri bakanları cuma akşamı yaptıkları açıklamada, "Filistin halkını topraklarından çıkarmaya yönelik her türlü girişimi tamamen reddettiklerini" vurguladılar.