Dünya ülkelerinden Lübnan’a destek ve yardım açıklamaları: Hangi lider ne mesaj verdi?

Dün Beyrut’ta meydana gelen patlama bölgesindeki yangını söndürmeye katkı sağlayan bir helikopter (AFP)
Dün Beyrut’ta meydana gelen patlama bölgesindeki yangını söndürmeye katkı sağlayan bir helikopter (AFP)
TT

Dünya ülkelerinden Lübnan’a destek ve yardım açıklamaları: Hangi lider ne mesaj verdi?

Dün Beyrut’ta meydana gelen patlama bölgesindeki yangını söndürmeye katkı sağlayan bir helikopter (AFP)
Dün Beyrut’ta meydana gelen patlama bölgesindeki yangını söndürmeye katkı sağlayan bir helikopter (AFP)

Beyrut Limanı’ndan meydana gelen ve ardında onlarca ölü, yüzlerce yaralı ve büyük bir yıkım bırakan patlama sebebiyle dünyadaki birçok ülke ve kuruluş, dayanışma ve yardım çağrısında bulunarak, Lübnan’ın yanında oldukları mesajını verdi.
Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla “Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamayı büyük bir endişe ve dikkatle takip ettiklerini” duyurarak, Bakanlık, “Suudi Arabistan Krallığı’nın kardeş Lübnan halkına tam desteğini ve onlarla dayanışma içerisindeki olduğunu” teyit ettiğini açıkladı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan halkına başsağlığı diledi. Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nehyan, Twitter hesabında şu mesajı paylaştı, “Bu zor koşullarda kardeş Lübnan halkıyla birlikte duruyor ve onlarla dayanışma içerisinde olduğumuzu teyit ediyoruz.”
BAE Başbakanı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Mektum Twitter’dan paylaştığı mesajında, “Sevgili Lübnan halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Allah’ım sana kavuşanlara rahmet eyle, Lübnan halkına lütufta bulun, Allah’ım Lübnan halkına sabır ve dayanma gücü ver!” ifadelerine yer verdi. BAE Dışişleri Bakanı Enver Karkaş ise Twitter hesabında yaptığı paylaşımda, “Kalplerimiz Beyrut ve Beyrut halkıyla birlikte. Bu zor anlarda Allah’tan kardeş ülke Lübnan’ı ve halkını koruması, üzüntülerini azaltıp yaralarını iyileştirmesi ve yuvalarını hüzün ve kederden muhafaza etmesini diliyoruz.” ifadelerine yer verdi. Twitter paylaşımında Karkaş ayrıca, Lübnan bayrağıyla aydınlatılan Burc Halife’nin bir fotoğrafını yayınladı.

Kuveyt
Beyrut Limanı’nı vuran devasa patlama sebebiyle Lübnan vatandaşlarına acil tıbbi yardım gönderilmesi için Kuveyt Emir Yardımcısı ve Veliaht Prens Şeyh Navaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah tarafından talimat verildi.
Patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileyen Veliaht Prens’in taziyeleri Emirlik Divanı İşleri Bakanı Şeyh Ali Cerrah es-Sabah tarafından açıklandı. Lübnan’da bulunan Kuveyt Büyükelçiliği, Beyrut’taki tüm Kuveyt vatandaşlarını azami önlemler ve tedbirler almaya, daimi şekilde ikamet adreslerinde durmaya ve elçilikle sürekli iletişim halinde kalmaya çağırdı. Elçilik, Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamanın ardından, Lübnan’da bulunan Kuveyt vatandaşlarına, Lübnan yetkili makamları tarafından verilen talimatlara ve direktiflere uyma çağrısı yaptı. Kuveyt Büyükelçiliği, Kuveytli vatandaşların, “herhangi bir yardıma ihtiyaç duymaları halinde, 0096171171441 numaralı acil durum hattını aramalarını istedi.

Mısır
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, dün Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen patlama sebebiyle Lübnan hükümetine ve halkına başsağlığı dileklerini iletti. Sisi, Twitter hesabı üzerinden paylaştığı mesajında şu ifadelere yer verdi, “Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen trajik patlamada hayatını kaybeden Lübnanlı kardeşlerimize ve Lübnan hükümetine başsağlığı diliyorum. Yüce Allah’tan yararlıları hızlı bir şekilde iyileştirmesini, kurbanlarına ailelerine sabır ve dayanma gücü vermesini niyaz ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Katar
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Âl Sâni, Lübnan’a sahra hastaneleri gönderdi. Ayrıca meydana gelen patlamanın ardından Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ı telefonla arayarak, Lübnan’ın yanında olduğunu ifade etti.

Ürdün
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, Beyrut’ta meydana gelen patlamanın ardından Lübnan’ın ihtiyaç duyduğu her türlü yardımı sunmaya hazır oldukları açıklamasında bulundu.

Suriye
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Lübnanlı mevkidaşı Mişel Avn’a gönderdiği mesajda, “Beyrut Limanı’ndan meydana gelen büyük patlamadan dolayı şahsım ve Suriye halkı adına büyük üzüntü duyduk. Size ve Lübnan halkına içten taziyelerimizi sunuyor, başsağlığı diliyoruz. Bu trajik kazanın etkilerini atlatabileceğinizden eminiz” ifadelerine yer verdi.

Rusya
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Lübnan ile dayanışma içerisinde olduklarını vurgulayarak, hayatını kaybedenlere başsağlığı diledi.

ABD
Beyaz Saray Sözcüsü Kayleigh McEnany, Başkan Donald Trump yönetiminin patlamayı yakından takip ettiğini söyledi. McEnany, “Beyrut’ta yaşanan olay hakkında Trump’a bilgi verildi. Lübnanlıların güvenliği için dua ediyoruz ve durumu yakından takip ediyoruz” ifadelerine yer verdi. Bu açıklamanın öncesinde, Pentagon Merkez Komutanlığı, Beyrut’ta meydana gelen patlamada ağır kayıplar verilmesinden endişe duyduklarını ve gelişmeleri takip ettiklerini belirtti. Konuyla ilgili olarak, ABD Dışişleri Bakanlığı, Beyrut’taki vatandaşlarını Lübnanlı yetkililerin talimatlarına uymaya çağırarak, Lübnan makamlarına yardım sağlamak isteklerini ifade etti. Ayrıca, yaşanan patlamada herhangi bir Amerikan vatandaşının zarar görüp görmediğini öğrenmek için Lübnanlı yetkililerle işbirliği içinde olunduğunu belirtti.

İngiltere
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ülkesinin elinden gelen her türlü yardımı Beyrut’a göndermeye hazır olduğunu söyledi. Johnson Twitter’da paylaştığı mesajda, “Bu gece Beyrut’tan gelen resimler ve video görüntüleri şok edici. Kalplerimiz ve dualarımız bu korkunç kazadan etkilenenle birlikte. Birleşik Krallık, yaşanan patlamadan etkilenenlere elinden gelen her türlü desteği vermeye hazır” ifadelerine yer verdi.

Fransa
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin her zaman Lübnan’ın yanında olduğunu ve Fransa’nın Lübnan’a gönderdiği bir acil yardımın şu anda ulaştığını belirtti. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, ülkesinin Lübnan’ın yanında olduğunu ve yardım sağlamaya hazır olduğunu ifade etti. Le Drian Twitter hesabında paylaştığı mesajında, “Fransa her zaman Lübnan’ın ve Lübnan halkının yanında durdu ve durmaya da devam edecek. Lübnan yetkili makamları tarafından belirtilecek ihtiyaca göre yardım sağlamaya hazırız” ifadelerine yer verdi. Le Drian ayrıca, “Fransa Beyrut’taki patlamalardan kötü şekilde etkilenen kurbanların ailelerin başsağlığı diliyor ve hastaların en kısa zamanda iyileşmesini temenni ediyor” dedi.
 
Kanada
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, “Lübnan’a her türlü yardım sağlamaya hazırız” dedi.

Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise patlamayla ilgili olarak, “Beyrut Limanı patlamasında hayatını kaybedenlerin akrabalarına ve yakınlarına taziyelerimi sunar, Allah’tan kendilerine sabır ve metanet dilerim. Ayrıca yaralılara acil şifalar dilerim. Türkiye’de bizler, her daim Lübnan’ın ve Lübnanlı kardeşlerimizin yanında duracağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, Ankara’nın patlama sonrasında Lübnan’a her türlü yardımı sağlamaya hazır olduğunu vurguladı.

İran
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, Lübnan’a her türlü yardım sağlamaya hazır olduklarını ifade etti. Ayrıca, “Kalplerimiz ve dualarımız Lübnan’ın büyük ve sabırlı halkıyla birlikte. Her zaman olduğu gibi İran gerekli her türlü yardıma hazır. Güçlüsün Lübnan” açıklamasında bulundu.

Körfez İşbirliği
Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Dr. Nayif Falah Mübarek el-Hacraf, dün Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen büyük patlamada hayatını kaybeden Lübnan halkına başsağlığı, yaralılara en kısa zamanda iyileşmeleri dileklerini iletirken, KİK’in bu zor zamanlarda kardeş Lübnan halkı ile işbirliği içerisinde olduğunu vurguladı.

İslam İşbirliği Teşkilatı
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği’nin Cidde’deki Genel Merkezi’nde, Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamanın sonuçlarını takip edildiği vurgulanarak, Lübnan halkıyla tam bir dayanışma içerisinde olunduğu belirtildi.

Birleşmiş Milletler (BM)
BM Genel Sekreteri sözcüsü Farhan Hak, “Lübnan’daki patlamalar son derece endişe verici. Meydana gelen patlamanın bir kaza sonucu mu yoksa kasıtlı olarak mı ortaya çıktığı konusunda kazanın sebepleri hakkında elimizde herhangi bir bilgi yok. Bu sebeple cevap vermek için bu bilgilere ihtiyacımız olacak” dedi.
BM Lübnan Özel Koordinatörü Jan Kubis, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yaşanan korkunç bir trajedi. Birleşmiş Milletler ailesi adına, patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralananlar için acil şifalar diliyoruz. Tüm desteğimiz ve sevgilerimiz Lübnan ve Lübnan halkıyladır” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
Dünya Sağlık Örgütü, başkent Beyrut’u sarsan büyük patlamanın sonuçlarıyla ilgili endişelerini dile getirdi. WHO’dan yapılan açıklamada, “Acil ihtiyaçları karşılamak için ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz ve kalbimiz bu olaydan etkilenenle birlikte” ifadelerine yer verildi.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Suriye liderleri Alevi kesimin sadakatini kazanmak için tartışmalı adımlar atıyor

Geçtiğimiz eylül ayında Lazkiye vilayetinin Kardaha bölgesinde, ‘Özgür Suriye’ sloganının yazılı olduğu bir duvarın önünden geçen genç bir adam (Reuters)
Geçtiğimiz eylül ayında Lazkiye vilayetinin Kardaha bölgesinde, ‘Özgür Suriye’ sloganının yazılı olduğu bir duvarın önünden geçen genç bir adam (Reuters)
TT

Suriye liderleri Alevi kesimin sadakatini kazanmak için tartışmalı adımlar atıyor

Geçtiğimiz eylül ayında Lazkiye vilayetinin Kardaha bölgesinde, ‘Özgür Suriye’ sloganının yazılı olduğu bir duvarın önünden geçen genç bir adam (Reuters)
Geçtiğimiz eylül ayında Lazkiye vilayetinin Kardaha bölgesinde, ‘Özgür Suriye’ sloganının yazılı olduğu bir duvarın önünden geçen genç bir adam (Reuters)

Hayrullah Dib, saklandığı yerden çıkabilmek için bir af güvencesi istiyordu. Alevi kökenli Dib, mart ayında Suriyeli Alevi silahlı grupların yeni Suriye hükümetine karşı ayaklanma başlatmasının ardından haftalarca ortadan kayboldu. Silah taşımayan Dib, hükümet güvenlik güçlerinin korunmasına yardımcı olmuştu.

Devrik rejimin lideri Beşşar Esed’e bağlı grupların başlattığı ayaklanmada 200’den fazla güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. Olayların ardından günler süren misilleme saldırıları yaşandı ve bu durum Dib’in korku içinde yaşamasına yol açtı.

Hükümete bağlı güçlerin düzenlediği operasyonlarda yaklaşık bin 500 Alevi öldürüldü, on binlerce kişi ise can güvenliği endişesiyle bölgeden kaçtı. Bu gelişmeler, Esed’in da mensubu olduğu Alevi toplumu ile yeni hükümet arasındaki kırılgan ilişkiyi tamamen sarstı.

Bu süreçten sonra yeni hükümet, mart ayında şiddet olaylarına sürüklenen Dib ve benzeri kişilere af çıkararak ve genel olarak Alevi topluluğuna ekonomik destek sağlayarak yaşanan tahribatı gidermeye çalışıyor.

efth
25 Eylül'de Lazkiye kırsalında bir tütün dükkanının önünde nargile içen Suriyeliler (Reuters)

Reuters, bu süreci denetlemek üzere oluşturulan hükümet komitesinin Lazkiye ve Tartus’taki faaliyetlerine eşlik etti. Ajans, komiteden destek alan onlarca Alevi ile halen Suriye hükümetiyle çalışan 15 eski Alevi güvenlik yetkilisiyle görüştü. Söz konusu komite, resmi olarak Toplumsal Barış Yüksek Komitesi adıyla biliniyor.

Komite yetkilileri ve destek alan kişiler, Suriye’de Alevilerin sadakatini kazanmaya yönelik yeni ve tartışmalı bir çabanın yürütüldüğünü dile getirdi. Esed yönetimi döneminde, mezhepsel aidiyetleri nedeniyle kamu görevlerinde ayrıcalıklara sahip olmalarına rağmen, birçok Alevi yoksulluk içinde yaşamıştı. Alevilerin desteğinin sağlanmasının, yeni hükümetin bölge üzerindeki kontrolünü güçlendirmesine ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’nın tüm Suriyelilere hizmet etme vaadi doğrultusunda ilerleme kaydedildiğinin gösterilmesine katkı sağlayabileceği belirtiliyor.

Suriye’de 14 yıl süren iç savaşın iki tarafında da yer almış eski liderler tarafından yürütülen bu girişim kapsamında, yüzlerce Aleviye mali yardım, iş imkânı ve sağlık hizmeti sunuluyor. Destek verilenler arasında, yeniden silahlanmama ya da başkalarını silah taşımaktan vazgeçirme taahhüdü karşılığında af kapsamına giren onlarca kişi de bulunuyor.

dfr
Suriye Toplumsal Barış Yüksek Komitesi üyesi Hasan Sufan (Sosyal medya)

Kendisine yöneltilen sorulara yanıt veren Toplumsal Barış Yüksek Komitesi üyesi Hasan Sufan, Reuters’a yaptığı açıklamada, hükümetin Alevilere yönelik çabaları ile genel olarak Suriye halkının (Esed yönetiminden zarar gören Sünniler de dahil olmak üzere) geniş kapsamlı ihtiyaçları arasında denge kurmaya çalıştığını söyledi. Sufan, “Herkesin adil muamele gördüğünü hissetmesini sağlamak için kurulması gereken bir denge var” dedi.

Sufan, yeni yetkililerin devrik diktatörün güvenlik kurumlarından bazı isimlerle iş birliği yapmasına yönelik kamuoyunda belli bir öfke bulunduğunu da kabul etti. Ancak Suriye liderliğinin meseleye daha geniş bir perspektiften baktığını vurguladı. Sufan, “Suriye halkı yoluna devam etmeli. Bu, işlenen büyük suçların kabul edilmesi anlamına gelmiyor. Ciddi suçlar işleyenler hesap vermeli. Ancak Suriyelilerin büyük çoğunluğu masum” ifadelerini kullandı.

rgthyu
Hayrullah Dib, Lazkiye kırsalındaki Kardaha'da bulunan kafesinde (Reuters)

Dib de bu hoşgörülü yaklaşımdan yararlanan isimler arasında yer aldı. Mart ayındaki ayaklanma sırasında herhangi bir şiddet eylemine katıldığını reddeden Dib, rolünün yalnızca iletişim kurmakla sınırlı olduğunu söyledi. Ayrıca silahlı gruplar tarafından rehin alınan onlarca güvenlik görevlisinin hayatının kurtarılmasına yardımcı olduğunu ve serbest bırakılmaları için arabuluculuk yaptığını belirtti. Hükümetten, arabuluculuk çabaları hakkında bilgi sahibi bir yetkili de bu anlatımı doğruladı.

Dib, Esed’in memleketi Kardaha’da komitenin sağladığı fonlarla açtığı kafeden Reuters’a konuşarak, “Gelecek için bir şey yapmaya karar verdim” dedi.

Reuters’ın, komitenin ayarladığı bir ziyaret sırasında gözlemlediğine göre, kafeye öğrenciler, iş arayanlar ve yaşlılar geliyor. Kafe, Dib’in bir kıza evlenme teklif edecek kadar para biriktirmesini sağladı; bunun Esed döneminde mümkün olmadığını söyledi. Dib ayrıca çocuk sahibi olmayı planladığını belirtti ve “Ama sadece kız istiyorum. Daha sevimli ve daha güzel… Erkekler her zaman silah taşımak ister” diye konuştu.

Beklenmedik barış elçileri

Komitenin başında bulunan isimlerin çatışma sahalarında geçmişleri bulunuyor. Lazkiye doğumlu bir Sünni olan Sufan, silahlı muhalefet saflarında eski bir komutan olarak görev yapmıştı. Halid el-Ahmed ise savaş sırasında muhalif gruplarla yapılan ‘uzlaşma’ adı altındaki teslim anlaşmaları yoluyla Esed’in bazı bölgeleri yeniden kontrol altına almasına yardımcı oldu. Daha sonra devrik liderle arası açılan el-Ahmed, nihayetinde çocukluk arkadaşı olan Şera’yı destekleme kararı aldı.

dfrgt
Devrik rejimin ulusal savunma güçlerinin liderlerinden Fadi Sakr (Sosyal medya)

El-Ahmed’in sahadaki en önemli ismi ise Esed’e bağlı silahlı ve kötü şöhretli Ulusal Savunma Güçleri’ni yönetmiş Alevi Fadi Sakr. İnsan hakları örgütleri bu grubu katliamlar, yağma ve çeşitli ihlallerle suçladı. Sakr, savaş sırasında yaşanan katliamlardaki rolü nedeniyle ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından yaptırım listesine alındı. Sakr, Reuters’a yaptığı açıklamalarda bu suçlarda herhangi bir rolü olduğunu reddetti, ancak daha fazla soruyu yanıtlamaktan kaçındı.

Sufan, Suriye hükümetinin Sakr ile iş birliği yaptığını kabul ederek, Sakr’ın Esed’in düşüşü sırasında kan dökülmesini önlemeye yardımcı olduğunu söyledi. Ancak Sakr ile kurulan bu iş birliği, yeni hükümetin iktidarını sağlamlaştırmaya yönelik yüzeysel bir girişim olarak görülmesi ve eski rejimin kötü şöhretli isimlerinin cezasız kalmasına imkân tanıdığı gerekçesiyle komiteye yönelik eleştirilere yol açtı.

edfrt
Usame Osman, Sednaya Hapishanesi'ndeki kurbanların fotoğraflarının sızdırılmasına yardım etti. (Şarku’l Avsat)

On yıldan fazla bir süre önce Esed’in hapishanelerinde hayatını kaybeden tutuklulara ait binlerce fotoğrafın, ‘Sezar dosyaları’ olarak bilinen belgeler halinde sızdırılmasına yardımcı olan Usame Osman, “Çocuklarımızı en vahşi yöntemlerle öldürenleri affetmeye ne hakkınız var? Aksine, onları toplumsal barışın sembolleri hâline getiriyorsunuz” dedi.

Hükümet, af için aday gösterilen kişilerin ‘savaş sırasında ağır suçlar işlemiş hiç kimsenin affedilmemesini sağlamak amacıyla titiz bir incelemeden geçirildiğini’ belirtiyor. Ancak sürecin kendisi şeffaflıktan uzak görülüyor. Suriye İnsan Hakları Ağı’na (SNHR) göre, komitenin af verme ve tutukluların serbest bırakılmasına karar verme yetkisi, şeffaflık, hesap verebilirlik ve yargı bağımsızlığını zedeliyor.

Atlantik Konseyi Suriye Programı Kıdemli Araştırmacısı Gregory Waters ise “Fadi Sakr’ın çabaları görünürde barışın korunmasına önemli ölçüde katkı sağladı. Ancak bu çabalar, yerel yetkililerle birlikte çalışan diğer taban inisiyatiflerine kıyasla, yerel halk arasındaki kaygıları gidermede ve güven inşa etmede yeterince etkili olmadı” değerlendirmesinde bulundu.

rfgthy
Tartus'ta bir dizi tutuklunun serbest bırakılması, 29 Aralık (Sosyal medya)

Komitenin faaliyetlerine, Alevi toplumu içinden de çok sayıda kişi karşı çıkıyor. Bunlar arasında, İslamcı eğilimli Suriye yönetimiyle iş birliğini ‘büyük bir ihanet’ olarak gören daha sert tutumlu isimler de bulunuyor.

Komiteyle bağlantılı kişiler, Reuters’a yaptıkları açıklamalarda, Alevi silahlı grupların kendilerini hedef alma ihtimalinin farkında olduklarını belirtti. Geçen yıl eylül ayında devlet tarafından düzenlenen parlamento seçimlerinde, Tartus’tan Alevi bir adayın suikasta uğradığı da ifade edildi.

Reuters’ın, mart ayındaki ayaklanmanın başladığı, dağlık, ücra ve doğal güzellikleriyle bilinen Daliye köyünde komitenin çalışmalarını izlediği sırada, hükümet karşıtı bir Alevi Facebook sayfasında, Sakr’ın gazetecileri ‘kirli planlar’ kapsamında köye getirdiği iddia edildi. Bu sırada camları koyu renkli bir araç, gazetecileri köy dışına kadar takip etti; araç, daha sonra bir hükümet güvenlik devriyesi tarafından uyarıldı.

Sakr, söz konusu haber takibi sırasında bölgede bulunmuyordu. Ancak toplumsal barıştan sorumlu ekibinin üyeleri, köylülerle yapılan görüşmelerin yakınındaydı. Reuters, daha sonra bu kişilerle telefon üzerinden yeniden iletişime geçti.

Aceleci ve düşüncesiz davrandın!

Bazı Aleviler, geçen yıl Esed’in devrilmesini başlangıçta, topluluklarının büyük bölümü aşırı yoksulluk içinde yaşayan üyeleri için bir fırsat olarak gördü. On binlerce eski asker, yeni hükümetle geçici uzlaşma anlaşmaları imzalayarak silahlarını teslim etti.

Ancak izleyen aylarda yaşanan toplu terhisler ve Alevilerin öldürülmesi, dışlanmışlık ve korku duygusunu artırdı. Mart ayında sahil bölgesinde yaşanan olaylar ise güvensizliği daha da derinleştirdi.

(Facebook gönderisi)

Tartus Valisi Ahmed eş-Şami, Reuters’a yaptığı açıklamada, komitenin sahil olaylarıyla bağlantılı en az 50 Alevi için iyi niyet göstergesi olarak genel af çıkardığını söyledi.

Eş-Şami, “Her birine şunu söyledik: Sen acele ettin ve düşüncesiz davrandın. Biz sana merhametli olacağız ve doğru yolda ilerleyeceğini kanıtlaman için sana ikinci bir şans vereceğiz” dedi.

Komiteden bir yetkili, Esed döneminden kalan ve devrilmenin ardından gözaltına alınan yüzlerce askerin serbest bırakıldığını, ayrıca binlerce diğer tutuklu için 90’dan fazla aile ziyareti organize edildiğini belirtti.

Üç eski askerin annesi olan bir kadın ise, eylül ayında oğullarından birini ziyaret edebildiğini ve yol masraflarını komitenin karşıladığını anlattı. Söz konusu masrafların düşük olmasına rağmen kendisinin karşılayamadığını ifade etti.

Adının açıklanmasını istemeyen anne, oğlunu camın arkasından görmenin kendisini derinden yaraladığını söyledi. Ona yalnızca iç çamaşırı vermesine izin verildiğini belirten anne, gözyaşları içinde, “Yeni Suriye’yi gördüler ama hiçbir şey bilmiyorlar. Bildikleri tek şey hapiste oldukları” diye konuştu.

sdfrgt
Sahil şeridinde meydana gelen olaylarla suçlananların ilk açık duruşmasından (SANA)

Lazkiye ve Tartus’taki güvenlik yetkililerinin yayımladığı bir açıklamaya göre, aftan yararlanan savaşçılar, saldırı planlayabilecek kişiler hakkında bilgi sağlıyor ve yetkililerin hafif silahlar ile mühimmatın gizli depolarını bulmasına yardımcı oluyor. Bu kişiler ayrıca başkalarını da silahlanmaktan vazgeçirmeye çalışıyor.

Nisan ayında varılan bir uzlaşma anlaşmasının ardından, Sakr’a bağlı eski bir savaşçıya marangozluk alanında iş imkânı sağlandı. Alevilerin dökülen kanının intikamını alma arzusunun hâlâ içinde olduğunu söyleyen bu kişi, misillemeden korktuğu için adının açıklanmasını istemedi. Ancak buna rağmen, artık kimsenin savaşmak istemediğini vurguladı. Söz konusu eski savaşçı, Reuters’a yaptığı açıklamada, “Artık kimse savaş istemiyor. İnsanlar yoruldu. Tek istedikleri güvenlik ve çocuklarını doyurabilmek” dedi.

Sembolik çabalar ve mali kısıtlamalar

Sahil bölgesindeki Alevi sakinler, sahil olaylarının yol açtığı ağır zararlara, yaygın yoksulluğa ve bölgedeki süregelen güvensizliğe yönelik çabaların son derece yetersiz olduğunu belirtiyor. Sufan da mali sınırlamaların bulunduğunu kabul etti. Reuters’a yaptığı açıklamada, “Ekonomik durum nedeniyle geniş bir kesime ulaşamıyoruz. Bu çabalar, çoğunlukla sembolik bir çözüm niteliğinde; ortamı biraz düzeltip normale döndürmeye çalışıyor” dedi.

Şiddet olaylarının üzerinden dokuz aydan fazla zaman geçmesine rağmen, komite, yaklaşık bin zarar görmüş evin sadece yüzde 10’undan daha azının onarıldığını açıkladı.

cdfrgt
Vail Hasan, Suriye'nin Ceble kentindeki yanmış evinin bahçesinde ailesiyle birlikte (Reuters)

Ceble kırsalından 32 yaşındaki Alevi Usame Tuveyr, mart ayında ailesine ait 13 evin yakıldığını ve hayvanlarının çalındığını söyledi. Tuveyr, komitenin o zamandan beri kayıp olan iki akrabasını bulamadığını da belirtti.

Komite, bazı akrabalarının evlerinde temel onarım çalışmalarına başlamıştı, ancak Reuters’ın eylül ayında yaptığı ziyarette Tuveyr, çalışmaların tamamen durduğunu söyledi. Yeniden şiddet yaşanacağı endişesi, halkın atölyesine gitmekten kaçınmasına yol açtı ve gelirini ciddi şekilde düşürdü. Tuveyr, “Saat altıdan sonra kardeşim gelip kapıyı çalsa açmam” dedi.

Son günlerde ve geçen ay yapılan Alevi gösterileri, komitenin karşılaştığı zorlukları ortaya koydu. 28 Aralık’ta binlerce Alevi, özerk bir yönetim ve tutukluların serbest bırakılması talebiyle slogan attı.

Protesto yalnızca bir saat sürdü ve ardından hükümet yanlısı bir gösteri düzenlendi. Güvenlik güçleri, geçen ay benzer taleplerle yapılan başka bir protestoda olduğu gibi, kalabalığı ateş açarak dağıttı.

Yetkililer, mart ayındaki şiddet olaylarıyla ilgili olarak yakın zamanda halka açık davalar başlattı; bu davalar, yeni Suriye’de hesap verebilirliğin gerçek bir sınavı olarak görülüyor.

59 yaşındaki çiftçi Vail Hasan, yanan evinin komite tarafından onarılacağı sözünü hatırlatarak Reuters’a, tüm Suriye topluluklarının korku olmadan bir arada yaşayabilmesi için hâlâ uzun bir yol olduğunu söyledi.

Hasan, “Şu an barışa uzağız. İçten ve gönülden hazırız… Adalet ve hukuk olursa her şey çözülür” dedi.