Lübnan: Patlamada en büyük yıkımı turistik Mar Mikhael Caddesi yaşadı

Dün meydana gelen patlamanın Beyrut’un sokaklarında görülen etkileri (AFP)
Dün meydana gelen patlamanın Beyrut’un sokaklarında görülen etkileri (AFP)
TT

Lübnan: Patlamada en büyük yıkımı turistik Mar Mikhael Caddesi yaşadı

Dün meydana gelen patlamanın Beyrut’un sokaklarında görülen etkileri (AFP)
Dün meydana gelen patlamanın Beyrut’un sokaklarında görülen etkileri (AFP)

Beyrut'ta hiç uyumayan sokaklardan biri olarak nitelendirilen turistik Mar Mikhael Caddesi, dün meydana gelen patlamanın ardından harabe bir alana dönüştü.
Hayatın nabzının attığı Mar Mikhael Caddesi, patlamanın hemen ardından mahşer meydanını andırıyordu; İnsanlar yakınlarını bulmak  için sokaktan geçen araçlara ve üstü açık kamyonlara yüklenen yaralı insanların acı çığlıkları arasında her yöne koşuşturmaya başladı. 
Caddede birçok gece kulübü ve mekan ve çok sayıda ünlü restoran bulunuyordu. Bu yerler, Lübnan'daki ekonomik kriz nedeniyle zaten sıkıntı çekiyordu. Daha sonra sıkıntıları artıran koronavirüs salgını geldi.
Güzel caddenin tabutuna son çiviyi çakan ise dün yaşanan büyük patlama oldu.
Turistik caddede, cam binalar tamamen çöktü ve bazıları ise ofis mobilyalarının görüldüğü demirden bir yapı haline geldi. Geri kalanlar ise caddeye dağılırken araçlar enkazların altında kaldı.
Mar Mikhael Caddesi, Beyrut Limanı’ndaki patlama alanına çok yakın bir noktada yer alıyor. Bu nedenle en büyük hasar bu caddede meydana geldi. Çoğu araç binalardan düşen taşların altında kaldığı için zorlukla hareket edilebiliyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan felaketzedelerden biri olayı şöyle anlatıyor: 
“İç savaşın dehşetine şahit olmuştum. Ama bu daha ağır bir şey.” Bir kadın, caddenin her tarafına dağılmış cam parçaları yüzünden zorlukla yürüyerek kızkardeşini aramak için bir telefon binasının girişine koştu. Bir cevap alamadı, çünkü kız kardeşinin yaralandığını ve yakındaki Rum Hastanesine nakledildiği söylendi. Ancak patlamanın etkisinden dolayı aldığı ciddi hasar nedeniyle hastane tahliye edildiğinden çabası sonuçsuz kalacaktı.
Kayıplar meselesi kişilerin en hassas olduğu ana faktörlerden biri olarak sayılıyor. Kayıp haberleri TV ekranlarında ve sosyal medyada dolup taştı. Çoğu kişi patlamadan sonra kaybolan akrabalarını aradı. Arananların çoğunun Beyrut Limanı çalışanları veya yakın çevrede oturan vatandaşlar olduğu ortaya çıktı. Ölenlerin denize düştüğü, önümüzdeki günlerde denizin cesetleri kıyıya sürükleyeceği, böylece kayıp kişilerin listesinin azalarak ölenlerin listesinin artacağının beklendiği kaydedildi.
Patlamanın etkisi çok büyük oldu. Zemin birkaç saniye sallandıktan sonra büyük bir patlama meydana geldi. Birçok binanın camları tuzla buz oldu ve başkentte bulunan Baabda ve Hazmiyeh gibi Beyrut'un eteklerindeki bölgelere kadar ulaştı. Patlamanın yaşandığı bölgeye yakın olan el-Hamra bölgesinin mahallelerindeki binalar ve Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi de dahil olmak üzere birçok binanın camı tuzla buz oldu. Patlama sesi Lübnan yakınlarındaki Kıbrıs'ta da yüksek sesle duyuldu. Ürdün Sismoloji Merkezi Richter ölçeğinde 4 derecelik titremeyi kaydetti.
Patlamanın neden olduğu kaos, büyüklüğünden kaynaklanıyor. Teyit edilmeyen bazı iddialara göre, bazı işçilerin hırsızlığı önlemek için küçük bir pencereyi kaynaklama girişimi sırasında patlayan depolanmış yaklaşık 2 bin 750 ton amonyum nitrat olduğu bildirildi.
Amonyum nitratlar nereden geldi?
Tonlarca amonyum nitratın Batum’dan 23 Eylül 2013’te Mozambik’e doğru yola çıkan Moldovya bayraklı Rhosus adlı geminin yolda teknik bir problemle karşılaşması üzerine Beyrut Limanı’nda boşalttığı yük olduğu ifade edildi.
Geminin o tarihte Lübnan Sahil Güvenlik birimlerinin denetimleri sonrası yoluna devam etmesi yasaklandı.
Gemi kaptanı ve dört kişi dışındaki tüm mürettebat sınır dışı edildi.
Kiralayanlar ve yükü teslim alacakların tamamen vazgeçmesinin ardından ise gemi, limanda terk edildi.
Kaptan ve mürettebat hakkındaki işlemler sürerken gemideki yük, Beyrut Limanı’ndaki depoya boşaltıldı.

12 numaralı depo
Lübnan resmi ajansı NNA,  Beyrut Limanı'nda patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda yangın çıktığı ve ardından şiddetli patlama meydana geldiğini duyurmuştu.
Sağlık Bakanı Hamad Hasan son olarak patlamada 63 kişinin hayatını kaybettiğini, 3 binden fazla kişinin yaralandığını bildirmişti.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian