Libya: Paralı askerler ülkede koronavirüsün yayılmasına neden oluyor

Mısrata
Mısrata
TT

Libya: Paralı askerler ülkede koronavirüsün yayılmasına neden oluyor

Mısrata
Mısrata

Libya’nın doğusundaki hükümetin Sağlık Bakanı Dr. Saad Akkub, Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) emrindeki başkent Trablus'ta bulunan paralı askerlerin, koronavirüsü (Kovid-19) ülkede yaydığını iddia etti. Akkub aynı zamanda, yurt dışında mahsur kalan vatandaşların dönüşünün ve güney sınırlarından yasadışı ülkeye göç edenlerin de salgın oranlarının artmasına katkıda bulunduğunu belirtti.
Akkub, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, "Türkiye tarafından getirilen paralı askerlerin çoğunun koronavirüs vakalarının en çok olduğu bölgelerden geldiğini" iddia etti. Akkub açıklamasında Libyalılarla temasları sonucu koronavirüsün bu kişilerden bazı Trablus ve Mısrata halkına, ardından başka şehirlere yayıldığına dikkat, çekti.
Bakanlığın güvenlik ve askeri kurumlarla koordineli olarak virüsün yayılmasını önlemek için tüm ihtiyati ve önleyici tedbirleri başından beri aldığına dikkati çeken Akkub , “Ancak hem yurtdışındaki vatandaşların dönüşü ve göç hareketleri, hem de devam eden "paralı asker" akışı nedeniyle geçen Nisan ayının sonundan itibaren vakalarda kademeli bir artış yaşandı. Sınırlarını kapatarak izole etmede hızlı davranan bölgelerde salgın durumu hala stabil. Bunun aksine açık bölgelerde ise salgın büyük oranda arttı” dedi.
Sağlık Bakanı, Libya'nın güneyindeki salgına yönelik özellikle Sebha kentiyle ilgili olarak açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Güneyde nüfusu yarım milyonu aşan 7 belediye var ve iki temel nedenden dolayı bu bölgelerde 600 vakaya ulaşan bir artış var. Birincisi, güney sınırlarının yasadışı göç dalgalarına açılması ve Mısrata şehri veya Trablus’taki Mitiga Uluslararası Havaalanı üzerinden yurtdışında mahsur kalanların dönüşü.”
Koronavirüs hastalarına yönelik hükümetin imkanları hakkında bilgi veren Sağlık Bakanı, “Hükümetimizin kontrolündeki tüm şehirlere tüm ihtiyaçlar sağlanıyor. Ayrıca pozitif vakaları izole etmek için bin 200 özel yatağımız, 200'den fazla yapay solunum cihazımız ve pozitif vakalar için 15 sığınağımız var. Sağlık ekiplerinin dört devriyesi gün boyunca orada çalışıyor” açıklamasında bulundu.
Akkub, cezaevlerinin koronavirüs vakalarının yayılmasında odak nokta olduğuyla ilgili soruya cevaben şu ifadeleri kullandı:
“Sağlık Bakanlığı cezaevi mahkumlarının ve kaldıkları yerlerin yanı sıra devlet yetimhaneleri ve huzurevlerinin koşullarını takip ediyor. Bu kurumları denetlemekle ilgilenen çeşitli bakanlıklar arasında koordinasyon söz konusu. Bir mahkumdan şüphe duyulduğu takdirde hemen muayenelere tabi tutuluyor. Sosyal mesafe kuralına uyma ve kalabalığı önleme konusunda başından beri alınan kontrol ve tedbirler sayesinde cezaevlerinde şu ana kadar herhangi bir vaka kaydedilmedi. Bu durum yetimhaneler ve huzurevleri için de geçerli." 
Akkub, yabancı işçilerin ülkeye girişlerinde muayene edildiğini belirterek, “Libya sınırlarını geçen herkes, gerekli önleyici ve tıbbi tedbirleri alan İçişleri Bakanlığı'nın gözetim ve denetimi altında kontrol ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) tıbbi protokollerine bağlıyız ve Libya'nın batısında iyileşen hastalar için plazma tedavisine başladık ve kabul edilebilir sonuçlar elde ettik ancak uluslararası onay bekliyoruz” şeklinde konuştu.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz